Allah niçin sevdiği kuluna bela ve musibet verir?

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: “Allahu Teala bir kulunu severse ona bela verir.” (Taberani)

Bu hadis-i şerifin manası açıktır. Allahu Zülcelâl bir kulunu sevmek isteyince onu dener. Yani, onun sevgiye layık olup olmadığını ortaya çıkarmak için onu çeşitli bela ve musibetlerle imtihan eder.

Allahu Zülcelâl, kulunun samimiyetini ortaya çıkarmak için onu imtihan ettiği şeyler, bela olabileceği gibi nimet de olabilir. Bela imtihanı sabırla; nimet imtihanı ise şükürle kazanılır.

Bu zamanda, insanların büyük bir çoğunluğu bela ve musibete sabretmeye karşı zayıftırlar. Olabilir ki insan bir musibete belaya sabredemez. Onun için belasız ve musibetsiz bir sevgiyi Allahu Zülcelâl’in fazlından isteyelim. O'nun hazineleri çoktur. Kalben ve ruhen isteyen kuluna, mutlaka verir.

İbni Mübarek'in şöyle dediği anlatılır: “Musibet önce birdir, ağlayıp sızlama sonunda iki olur. Şöyle ki birinci musibet başa gelen neyse odur. İkinci musibet ise sabretmeyip ağlama sızlama sonunda, o musibetin neticesi olarak verilecek olan mükâfatın elden gitmesidir. En büyük musibet de bu mükâfatın elden gitmesidir.”
 

ferit

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2011
Mesajlar
365
Tepkime puanı
21
Dünya, zevk yeri değil. Ahiret, bunun için yaratıldı. Dünya ile ahiret, birbirinin zıddı, tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur. Yani, birinde zevk aramak, ötekinde elem çekmeye sebep olur. O halde, dünyada nimetleri, lezzetleri çok olanlar, bunlara lazım olan şükrü yapmazlarsa, ahirette çok acı çekecektir. Bunun gibi, dünyada, tehlikelerden sakındığı halde, çok acı çeken mümin, ahirette çok lezzete kavuşacaktır. Dünyanın ömrü, ahiretin uzunluğu yanında, deniz yanında bir damla kadar bile değildir. Sonu olan, sonsuz ile ölçülebilir mi? Bunun için dostlarına merhamet ederek, sonsuz nimetlere kavuşmaları için, dünyada birkaç gün sıkıntı çektiriyor. Düşmanlarına, biraz lezzet verip, çok elemlere sürüklüyor.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
müminlerin başına gelen bela ve musibetlerin bir çok nedeni ve hikmeti olabilir. Ama hepsi de onun faydasınadır.

1- Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir.
Size gelen musibet, işlediğiniz (günahlar) yüzündendir. (Şura, 30)
Sana gelen kötülük, kendindendir, (günahların yüzündendir). (Nisa, 79)
Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez. (Rad, 11)

2- Bela, hastalık ve musibetler, günahların kefareti (affolması) için gelir.
Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse, ahirete günahsız gider veya günahları azalır.
Her musibet, affedilecek bir günah için gelir. (Ebu Nuaym)
Mümine gelen her sıkıntı, günahlarına kefaret olur. (Buhari)
Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir. (Hakim)

3- Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir.
Bunun için Peygamberlere çok bela ve musibetler gelmiştir.
En şiddetli bela, Peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir. (Tirmizi)
Nimete kavuşması için insana musibet gelir. (Buhari)
Musibet, kavuşulacak bir derece için gelir. (Ebu Nuaym)
Allahü teâlânın hayrını murad ettiği kul, belaya maruz kalır. (Taberani)
Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi. (İ.Asakir)
Mümin, keler deliğine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur. (Beyheki)
Dünya, (Cennetteki nimetlerin yanında) mümine zindandır. (Müslim)
Allah’ı ve Resulünü seven, belaya (hazırlıklı olsun) zırh giysin! (Beyheki)
Demek ki belanın en şiddetlisi, Allahü teâlânın çok sevdiği kimselere geliyor.
Belalara sabır, sıddıkların derecesidir. Peygamber efendimiz, kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahü teâlâya dua ederdi.
 

hacı anne

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
984
Tepkime puanı
16
Asıl musibet ve zararlı musibet, imanımıza, Müslümanlığımıza, ahlakımıza gelen musibettir. Bu musibetlerden her zaman Allah’a sığınmamız ve ağlayıp sızlanmamız gerekir. (bk. Tirmizî, Deavât: 79)
Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler. Bunların bir kısmı Allah’ın bir ikazı ve uyarısıdır; bir kısmı günahlara kefarettir; hastalık gibi bir kısmı ise, Allah’ın bir iltifatıdır, bir temizliktir. (bk. Buhâri, Îman: 39, Müslim, Birr: 52)
Nitekim bir rivayetlerde “Meyveleri olgunlaşmış bir ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşüyor; sıtmanın titremesinden günahlar öyle dökülüyor.” (Buharî, Merdâ: 3, 13, 16; Müslim, Birr: 45) “Ateşin altın ve gümüşün paslarını giderdiği gibi bîr müslümanın hastalığı da onun günahlarını giderir " (İbn Mace, Tıb 18) müjdeleri verilmiştir.

Başka bir hadiste ise Allah en çok sevdiği kullarına, en ağır ve şiddetli musibetleri verdiği bildirilmektedir: “İnsanların en çok musibete uğrayanları evvela peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (veliler ve salihler) gelir. Kişi dinine göre bela ve imtihanlara maruz kalır. Eğer dine bağlılığı varsa, belası daha da artar. Fakat dininde gevşek yaşıyorsa ona göre musibetlerle karşılaşır. Kişiye belalar gelir gelir de artık onun üzerinde hiçbir günah kalmaz.” (Tirmizi, Zühd 57; Ahmed b. Hanbel 1,172, 174)
"Bir kul kendisi için (cennette) hazırlanmış olan makama ameliyle erişemeyecekse, Allah onun bedenine veya malına veya çoluk çocuğuna bir bela verir de bu belaya sabrı sebebiyle o makama eriştirilir." (Ahmed b. Hanbel V-272)
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Sağlık ve varlık Allah'la kul arasında iki perdedir. İnsan hastalanınca veya malına mülküne bir ziyan gelince Allah'ı daha çok hatırlamaya başlar, duaları daha sıcak olur, Cenab-ı Hakk'a samimiyetle niyaz eder.
Mevlânâ bu konuda Firavun'u örnek verir: Cenab-ı Hak Firavun'a dört yüz yıl ömür, saltanat, mal mülk vermiş, her arzusunun yerine gelmesini sağlamıştır. Bunların hepsi onun Allah ile arasındaki perdeleri kalınlaştırmış, kendisi tanrılık iddiasında bulunmuştur. Hatta öyle ki Cenab-ı Hak Firavun'un kendisini anmaması için hiçbir isteğini yerine getirmezlik etmemiş, ona küçük bir baş ağrısı bile vermemiştir. ( Fîhi Mâfih, 354-355)
 

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
ALLAHu Zülcelâl kulunun samimiyetini ortaya çıkarmak için onu imtihan ettiği şeyler bela olabileceği gibi nimet de olabilir. Bela imtihanı sabırla; nimet imtihanı ise şükürle kazanılır. Bu zamanda insanların büyük bir çoğunluğu bela ve musibete sabretmeye karşı zayıftırlar. Olabilir ki insan bir musibete belaya sabredemez. Onun için belasız ve musibetsiz bir sevgiyi ALLAHu Zülcelâl’in fazlından isteyelim. O'nun hazineleri çoktur. Kalben ve ruhen isteyen kuluna mutlaka verir.
 

hüzün

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
27 Şubat 2011
Mesajlar
413
Tepkime puanı
6
Allah sevdiği kuluna musubet verir mi?

Hastaliklar ve sıkıntılar vicdanın ve aklın yıkanmasını sağlar. Bunlar yıkanınca Allah’in nurunu daha parlak ve net görme yeteneğini kazanir. Bu konuda gelişmiş bir iman bilincine sahip olan insanlar, küçük olaylardan acı ve sıkıntı duymak yerine sevinirler. Çünkü bilirler ki küçük zararlar çok daha büyüklerinin engelleyicisidirler.

Bela ve musibet geldikten sonra gösterilecek sabır, o sınavın bir an önce bitmesini sağlar ve kişiye Allah’a yaklaşmak adına büyük kazançlar getirir.
Kim Allah a tevekkül ederse, O ona yeter (talak 3)

ALLAHIM BİZE GÖNDERECEĞİN HAYRIN İÇİNE GİZLEMİŞ OLDUĞUN ŞEYİNDE HAYRINI DİLİYOR VE ŞERDENDE SANA SIĞINIYORUM. ŞÜPHESİZ SEN GÖREN VE İŞİTENSİN.AMİN
 

ali arslan

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Ocak 2013
Mesajlar
93
Tepkime puanı
1
Allah sevdiği kullarin gunahlarinin bedelini ahirette değilde dunyaada çekmesini ister bu nedenle ayrica Allah isyan edermi yoksa yalvarirmi diye sınar saygilarimla
 

burak29

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
24 Ocak 2015
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Öncelikle selamunaleyküm yaşım 18. 2 sene önce ani bir sıkıntı yaşamıştım, ruhum sıkılıyordu 2-3 gün sonra geçmişti. Geçen senede aynı şeyi yaşadım ve son 3 aydır hafif olan sıkıntılarım artık çoğaldı. Bu sıkıntılar ruhen olarak belki kabz halidir belkide başka bir haldir, kendimden oluyordur fakat ne günah işledim ki böyle oluyor. Elbet sıkıntıya geleceğim fakat bu sıkıntıyı Allah mı veriyor? Yani bir sınavmıdır çünkü imtihan olduğuna emin olsam sabrım artacak.
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Yüzlerimizi güldürecek ve nurlandıracak hadiselerle karşılaşabiliriz,
Bunun yanında bela ve musibetlerle de karşılaşabiliriz.
Her ikisini de Allah'tan biliriz, elimizde ihtiyari sebepler yoksa.
Birisine şükreder, diğerine de sabrederiz.
Allah'ın rızasını kazanma adına.
Dua ile.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Allah (c.c.)'nin kullarına vereceği bela ve musibetlerin oranı, kullarını sevdiği ve makamına göre değişiklik arzedebilir. Önemli olan bu sıkıntı anlarında dahi Allahı anmaktan, teslimeyetten uzaklaşmamak, isyan etmemek, Allahtan gafil olmamaktadır.
 
Üst Alt