Alevilik ve Müslümanlık

mihri

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2013
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Merhaba. Hz. ALİ peygamber midir yoksa halife mi? Alevi olmayanlar HZ. MUHAMMEDİN izinden gidiyorlar ama aleviler öyle değil onların namazları,oruçları farklı ve bazı aleviler boy abdesti almadıklarını söylüyorlar doğru olan nedir? Alevilerin namazları neden farklı veya oruçları onlar neden boy abdesti almazlar? Günaha girmiş olmuyorlar mı ve onlar başlarını kapatmazlar neden ?
 

Muvatta

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Şubat 2011
Mesajlar
318
Tepkime puanı
13
Merhaba. Hz. ALİ peygamber midir yoksa halife mi? Alevi olmayanlar HZ. MUHAMMEDİN izinden gidiyorlar ama aleviler öyle değil onların namazları,oruçları farklı ve bazı aleviler boy abdesti almadıklarını söylüyorlar doğru olan nedir? Alevilerin namazları neden farklı veya oruçları onlar neden boy abdesti almazlar? Günaha girmiş olmuyorlar mı ve onlar başlarını kapatmazlar neden ?
Merhaba Hz. Ali Peygamber değildir, halifedir. Bana göre alevilik islamla alakası olmayan bir inanış, ben öyle görüyorum. Bu konu çok geniş bir konu zaten. Kısaca aleviler inanmak istedikleri gibi inanıp o şekilde hareket ediyorlar. linkteki yazıyı okursanız belki sorularınıza daha ayrıntılı cevap olabilir.
https://www.islamiforumlar.net/serbest-kursu/25837-alevilik-islam-disi.html
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
Soru ilgimi çektiği ve bu soruyla alakalı olduğu için bu yazıyı bir alevi sitesinden alıntı yaptım, üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan aynen aktarıyorum.

*********
Aleviler Neden Namaz Kılmaz?

Aleviler ve namaz konusunu bir kaç boyutuyla ele almak gerekiyor. Çünkü Alevilerin sürekli olarak maruz kaldığı soruların başında “neden namaz kılınmıyor” sorusu geliyor.

Her Alevi mutlaka ömrünün birden fazla döneminde “siz Aleviler neden namaz kılmıyor, camiye gitmiyorsunuz?” sorusuyla karşılaşmıştır

Bilindiği gibi namaz Farsça bir kelimdir. Namaz kelimesin Kuran´da ki karşılığı salat´tir. Salat ise dua, tanrıyı içten anıp selamlama anlamına geliyor. Allah´i içten anıp selamlamanın, duanın ise biçimi, sekli yoktur. Dua, insanin Yaratıcı ile beraberliğidir. Bunun için belli bir saat, mekan, kural yoktur. İnsan istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde dua edebilir, Yüce Yaratıcısına şükür edebilir. Yüce yaratıcıyı anmak, Yaratıcıyla dolu olmak, bir araya gelmek için belli bir zaman dilimi yoktur. Bu her an olmalıdır ve her anda mümkündür. İbadeti belirli zamanlarla sınırlayan kendisini biçimsel kurallar ve şekillerden arındırmamış demektir. Böylesi şekilsel bir kuşatma ise yaşamın gayesine ters bir durumdur.

Bazıları ibadeti biçimsel kurallarla sinirliyor. Çokça tekrarlamak durumunda kaldığımız gibi biz Alevilerde ise ibadeti kalıplaştırmak yoktur. Elbette ibadette belirli kurallar olması gerekiyor. Özellikle toplumsal olarak yerine getirilen ibadetin kuralları vardır. Ancak inancın temelidir gibi bazı yanlış uygulamalarla sırf ibadet olsun diye ibadet, ibadetin gayesini yok saymak demektir. Biz Alevilere dayatılanda budur. Deniliyor ki; “Aleviler illa camiye gidin, namaz kilin”. Amaç burada ibadet ise Aleviler zaten toplumsal olarak Cem de ibadetlerini yerine getiriyorlar. Aleviler kimseye, “Cem evine gelip Cem ederek ibadet edin” gibi bir dayatmanın sahipleri değiller. Aleviler “herkesin inancı kendisine” ilkesi ile hareket ederken başkaları ısrarla Alevilere dayatmalarda bulunuyor. Hem de inançsal anlamda temeli olmayan gerekçelerle.

Amacımız burada Alevilerle Sünniler arasındaki inanç farklılığını bütün boyutlarıyla tartışmak değildir. Amacımız ısrarla Alevilere dayatılan “günde beş (5) kez namaz kilin böylece iyi bir Müslüman olursunuz” gibi inancı biçimsel kurallara indirgeyen, hatta neredeyse bunu inancın özü sayan mantığın yanlış olduğunu belirtmektir. Namaz, neredeyse birileri tarafından inancın asıl gayesi haline getirilmiştir. “günde beş vakit namaz kılan kişi iyi bir insandır ve yaşamı anlamına uygun yasayan kişidir, kılmayan ise münafık, kafir kişidir” gibi bir anlayış ortaya çıkmıştır. Aleviler asırlardır bunun inancın özüne ters bir tutum olduğunu belirtmişlerse de, siyasi anlamda iktidarda olmadıklarından dolayı seslerini kimseye duyuramamışlardır. İnancın asıl özünü takip edip uygulamak yerine gösteriş için yapılan fiillerle zamanını harcayanlara Maun suresinde söyle ikaz edilmektedir: “Dini yalanlayan gördün mü? İste yetimi itip-kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. İste namaz kılanların vay haline, ki onlar namazlarında yanılgıdadırlar, onlar gösteriş yapmaktadırlar, ve ufacık bir yardımı da engellemektedirler”. Biz Alevilerce anlaşılması gereken en önemli nokta burasıdır.

Konun daha iyi anlaşılması ve doğrularımızın bilince çıkarılması için bazı tekrarları yapmak durumunda kalıyoruz. Konuya hakim olanların anlayışına sığınıyoruz.

Önceki satırlarda da belirtmeye çalıştığımız gibi namaz Farsça bir kelimedir. Kuran da ki karşılığı Salat´ir. Salat´in anlamı ise Allah´i içten anıp selamlama ve duadır. Bu gün egemen Sünni anlayışın günde beş vakit kıldığı ve Alevilere dayattığı ve neredeyse dinin temeli saydığı namaz ibadetinin Kuran da beş vakit olduğu yönünde acık bir beyan yoktur. Madem namaz inancın özü sayılacak kadar önemli bir ibadet neden Yüce Yaratıcı bu konuda acık ve kesin hükümler ortaya koymasın?

Aleviler namazı ret etmiyor. Nitekim Cem ibadetinde halka namazı seklinde ibadetlerini yerine getiriyorlar. Ancak bu namaz hiç bir şekilde egemen Sünni anlayışın namazıyla benzer değildir. Bazıları çıkıp diyebilir ki: “su kadar milyon insan namazı böyle kılıyor da siz Aleviler neden farklı anlıyor ve uyguluyorsunuz?” Hemen belirtelim ki çoğunluk her zaman doğru yapıyor anlamına gelmez.

İbadetle amaçlanan kişinin kendini yenilemesi, arındırması ve sosyal dayanışmayla kişiliğini tamamlamasıdır. Maun süresi böyle bir anlama sahip. İbadet için ibadet, gösteriş için yapılan ibadet nafile ibadetlerdir.

Alevi ibadet anlayışı biçimsellikten uzak içtenliği esas alır. Al-i İmran Suresi 191. Ayetinde “Onlar; ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah´i anarlar”. Bakara s Suresi 239. Ayeti: “Eğer korkarsanız, (namazı) yaya yahut binekte iken kilin”. Bu ve benzer ayetlerde de anlaşılacağı üzere Allah insanlara içten ibadet etmeyi emrediyor.

Birileri kabul etsin veya etmesin, Alevilerin ibadet anlayışı bu minval üzeredir.

GELİN CANLAR BİR OLALIM.

***

Yazar: belirtilmemiş.
 

busram.

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
12 Kasım 2012
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Ben aleviyim, aleviler daha çok doğu kesimlerde ve ırak iran gibi yerlerde etkin sizin düşündükleriniz. Ben bu zamana kadar ailemin çevremdekilerin HZ.Ali ye peygamber dediklerini görmedim. islamın şartları neyse bize onu gösterdiler ben farklı namaz kılmıyorum benim ailem farklı namaz kılıp ibadet etmiyor, evet muharrem ayı orucumuz var büyüklerimiz tutmaya çalışır, ramazan orucunu da tutarız ben bu sorulara çok kızıyorum aleviler farklı ibadet etmiyor, aleviler farklı abdest almıyor ya da abdestsiz gezmiyor. Bana 1-2 sene önce soru sunni olur musun diye soru yöneltildi, sadece güldüm ALLAH bir peygamberimiz birdir. Hz. Ali peygamberimizin yolundadır, bizde yolundayız rabbim kabul etsin.
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
67
Allahın rahmeti üzerimize olsun . Hz muhammed ve ashabı insanlık tarihinde görülmeyen bir allah aşkı ve sadakat ile kuranı koruyup mücadele vermişlerdir. Peygamber efendimizin ölümünden sonra ümmetine mukaddes emanetler olarak kuranı .ehlibeytini ve ashabını emanet etmiştir. Bu emanetleri koruyan kendisinden sonra vekil olan halifeler asla islamı bölmemiş resul ve sancağının altında kendi isimleri adı altında ne bir mezhep.ne bir tarikat nede bir cemat oluşturmamışlardır. Hayatlarını allaha, peygambere ve kurana adıyan ashabı cennet ehilleri yezit döneminde başlıyan bir zulüm ile kerbela cehennemini yaratmış islam tarihine asla acısı kalplerden gitmeyecek bir ateş olarak hala ehlibeyd sevdalılarının kalbinde yanmaktadır.şahsi isimler altında kurulan bu mezhepler islamiyeti 4 parçaya bölmüş ve bugün mezhep çatışmalarından dolayı müminlerin kanı akarken islamiyetin bu bölünme noktasında kurulan sanal devletler sayesinde islam ülkeleri param parça olmuştur. Bu devrin islamiyet anlayışı islam devletlerinin başında olan kişilerin şahsi menfaatlerine hizmet ederken hala bu ateşi körükleyip bizleri yanlış yollara sürüklemek isteyen islam dışındaki dinlerin gayreti bir gün islamın bu acısının içinde boğulacaktır. Gerçek şudurki allah bu mülkün sahibidir. Hz muhammed son nebi ve onun resulüdür. Kuran allahın kelamı ve mukaddestir. Ehli beyt sevgili peygamberimizin ümmetine bıraktığı bir emanet islam aleminin gözünün nurudur nedenmi allahı seven peygamberini sever . Peygamberi seven ashabını sever. Ashabını seven ehli beyd hz muhammedin evladını sever aeo. El hayy
 
Üst Alt