Burada şöyle bir incelik vardır:
Kur'an "hayat" kitabıdır. O dirilerin hayatına yön verir ve onları ahirete en güzel şekilde hazırlar. Ve okunacaksa da, dirilerin hem kendilerine ve hem de diri muhataplarına okuyacakları bir Kitap'tır Kur'an.
Belki de bundan mütevellit Peygamberimiz, hiçbir kabir ziyaretinde, taziyede Kur'an tilavet eden olmamış, dua eden olmuşlardır.
Yani sizler, kabirlerin yanından geçerken şunu ifade edebilirsiniz:
Selamun Aleyküm, ey bu kabristanlıkta bulunan din kardeşlerim!
Allahü Teala sizlere rahmet etsin. Merhamet etsin. Allah sizleri bağışlasın. Günahlarınız varsa affeylesin. Ahiretiniz cennet olsun. Kabriniz nur olsun. Azaptan emin olasınız. Cehennemin ateşinden uzak kalasınız. vs. vs. şeklinde dua cümleciklerini yan yana getirir, kabristanlığı (yol boyunca) bitirirken, tekrar oradakilere selam vererek yolunuza devam edersiniz.
Asıl olması gereken budur. Sünnet budur. Peygamber'in uygulaması budur.
Eğer sizler Fatiha da okuyacak olursanız, neticede o sureyi dahi "DUA NİYETİYLE" okuyacaksınız. İnceliği anladınız. Yasin de okusanız o niyetle okuyacaksınız.
Çünkü, ölenin diriden istediği şey "Dua"dır. Başka da bir şey yoktur.
Allah dualarınızı makbul eylesin.
Selam ve Dua ile.