- Katılım
- 26 Şubat 2011
- Mesajlar
- 503
- Tepkime puanı
- 10
Aklınıza kötü şeyler mi geliyor?
Vesvese, insanın aklına ve kalbine gelen kötü düşünce ve duygulardır. İnsanın içine doğan huzursuzluk verici kuşkular, yanıltmalardır. Bu düşünceler ve duygular süreklilik kazanırsa insanı rahatsız eder hale gelir. Vesveseye psikolojide takıntı da denmektedir.
Bizler günlük hayatta farkında olmadan çeşitli vesveselere maruz kalırız. Bu, son derece normaldir. Aklımıza gün boyu hep iyi düşüncelerin gelmesi imkansızdır. Ancak, insan aklına gelen kötü düşünceler zaman içerisinde depresyona dönüşür ki bu, insanın hayatını büyük ölçüde etkiler.
Eğer siz evinizin kapısını kapattığınızdan emin olduğunuz halde tekrar tekrar kapıyı kontrol etme gereğini hissediyorsanız ve kapıyı defalarca kontrol ediyorsanız,
Eğer misafirlikte ocağı kapatmadan evden çıkma korkusu devamlı sarıyorsa sizi,
Eğer vücudunuzu iyice yıkamanıza rağmen “Ya boy abdestim tam değilse” düşüncesiyle banyoda saatlerce bekleyip vücudunuzu devamlı temizleyip duruyorsanız,
Eğer istemediğiniz halde devamlı surette aklınıza çok kötü durumlar, şekiller, tasvirler geliyorsa ve “Kalbim ne kadar bozulmuş” diyerek büyük huzursuzluk yaşıyorsanız,
Eğer siz namazın henüz başında iken “Ya niyetimi yanlış söylemişsem” düşüncesiyle namazınızı tekrar tekrar bozup namaza yeniden başlıyorsanız ve bu davranışlar hep tekrar ediyorsa bilin ki siz de vesvesenin hedefi olmuşsunuz demektir.
Yukarıda saydığım örnekler çevremden bildiğim sayısız takıntı türlerinden sadece birkaçıdır.
Takıntılardan etkilenmemek bizim elimizde. Takıntılara verebileceğimiz en güzel cevap onları dikkate almamak olmalıdır. Kötü düşüncelere ne kadar takılıp kalırsak bu düşünceler bizi o kadar etkiler.
- “Ya ben nasıl böyle bir şeyi düşünüyorum, neden aklıma bunlar geliyor.?” diyeceğiniz yerde,
- “ Bu tür düşünceler her insana gelebilir. Bu normaldir. Onları dikkate almıyorum. “ deyin. Birazdan bu tür düşüncelerin sizi terk ettiğini göreceksiniz.
Dikkatten kaçırılmaması gereken bir husus da şudur. Eğer takıntılarınız yaşamınızın diğer etkinliklerini olumsuz şekilde etkiliyorsa vakit kaybetmeden bir uzman hekime başvurup profesyonel yardım almanız yerinde olacaktır.
Aslında benim burada üzerinde durmak istediğim konu dinsel takıntılar konusudur. Kimi insanlar istememesine rağmen kendi içinde dini değerler hakkında kötü düşünür, kimi insanlar abdestlerinin bozulduğu kaygısıyla üst üste abdest alma gereğini hissederler, kimisi de yaptığı bir ibadetin kabul edilmediği korkusuyla yaşarlar. Örnekleri çoğaltmamız mümkün.
Unutulmamalıdır ki vesveseler insanın isteği dışında gerçekleşmektedir. Bu nedenle insan vesveseye kapıldığı için günahkar olmuş sayılmaz. Bu bakımdan vesveseye kapılanların,
- “Benim inancımda zayıflama oluyor” endişesine kapılmalarına hiç gerek yoktur.
Ayrıca Allah Kur’an-ı Kerim’de vesveselerin olacağını haber vermekte ve bunlardan korunmak için O’na sığınmamız gerektiğini bildirmektedir:
“ De ki: Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren ( kuşku ve kuruntu fısıldayan ) sinsi vesvesecilerin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”
( Nâs Suresi)
Takıntılar, kuruntular, kuşkular...Bu önemsiz şeylerin hayatımızı yaşanamaz hale getirmesine izin vermeyelim. Vesveselere kapılmamak için mümkün olduğunca boş vaktimizin olmamasına, boş kalındığında dahi bizi meşgul edecek bir şeylerle uğraşmaya özen göstermeliyiz. Zira, vesveseler daha çok yalnız kalındığında ve hiçbir şey yapılmadığında iş başındalar.
Unutmayın: bunları dikkate almazsanız bir süre sonra kaybolup giderler.
Vesveseler önemsenirse büyür, önemsenmezse ölür
Vesvese, insanın aklına ve kalbine gelen kötü düşünce ve duygulardır. İnsanın içine doğan huzursuzluk verici kuşkular, yanıltmalardır. Bu düşünceler ve duygular süreklilik kazanırsa insanı rahatsız eder hale gelir. Vesveseye psikolojide takıntı da denmektedir.
Bizler günlük hayatta farkında olmadan çeşitli vesveselere maruz kalırız. Bu, son derece normaldir. Aklımıza gün boyu hep iyi düşüncelerin gelmesi imkansızdır. Ancak, insan aklına gelen kötü düşünceler zaman içerisinde depresyona dönüşür ki bu, insanın hayatını büyük ölçüde etkiler.
Eğer siz evinizin kapısını kapattığınızdan emin olduğunuz halde tekrar tekrar kapıyı kontrol etme gereğini hissediyorsanız ve kapıyı defalarca kontrol ediyorsanız,
Eğer misafirlikte ocağı kapatmadan evden çıkma korkusu devamlı sarıyorsa sizi,
Eğer vücudunuzu iyice yıkamanıza rağmen “Ya boy abdestim tam değilse” düşüncesiyle banyoda saatlerce bekleyip vücudunuzu devamlı temizleyip duruyorsanız,
Eğer istemediğiniz halde devamlı surette aklınıza çok kötü durumlar, şekiller, tasvirler geliyorsa ve “Kalbim ne kadar bozulmuş” diyerek büyük huzursuzluk yaşıyorsanız,
Eğer siz namazın henüz başında iken “Ya niyetimi yanlış söylemişsem” düşüncesiyle namazınızı tekrar tekrar bozup namaza yeniden başlıyorsanız ve bu davranışlar hep tekrar ediyorsa bilin ki siz de vesvesenin hedefi olmuşsunuz demektir.
Yukarıda saydığım örnekler çevremden bildiğim sayısız takıntı türlerinden sadece birkaçıdır.
Takıntılardan etkilenmemek bizim elimizde. Takıntılara verebileceğimiz en güzel cevap onları dikkate almamak olmalıdır. Kötü düşüncelere ne kadar takılıp kalırsak bu düşünceler bizi o kadar etkiler.
- “Ya ben nasıl böyle bir şeyi düşünüyorum, neden aklıma bunlar geliyor.?” diyeceğiniz yerde,
- “ Bu tür düşünceler her insana gelebilir. Bu normaldir. Onları dikkate almıyorum. “ deyin. Birazdan bu tür düşüncelerin sizi terk ettiğini göreceksiniz.
Dikkatten kaçırılmaması gereken bir husus da şudur. Eğer takıntılarınız yaşamınızın diğer etkinliklerini olumsuz şekilde etkiliyorsa vakit kaybetmeden bir uzman hekime başvurup profesyonel yardım almanız yerinde olacaktır.
Aslında benim burada üzerinde durmak istediğim konu dinsel takıntılar konusudur. Kimi insanlar istememesine rağmen kendi içinde dini değerler hakkında kötü düşünür, kimi insanlar abdestlerinin bozulduğu kaygısıyla üst üste abdest alma gereğini hissederler, kimisi de yaptığı bir ibadetin kabul edilmediği korkusuyla yaşarlar. Örnekleri çoğaltmamız mümkün.
Unutulmamalıdır ki vesveseler insanın isteği dışında gerçekleşmektedir. Bu nedenle insan vesveseye kapıldığı için günahkar olmuş sayılmaz. Bu bakımdan vesveseye kapılanların,
- “Benim inancımda zayıflama oluyor” endişesine kapılmalarına hiç gerek yoktur.
Ayrıca Allah Kur’an-ı Kerim’de vesveselerin olacağını haber vermekte ve bunlardan korunmak için O’na sığınmamız gerektiğini bildirmektedir:
“ De ki: Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren ( kuşku ve kuruntu fısıldayan ) sinsi vesvesecilerin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”
( Nâs Suresi)
Takıntılar, kuruntular, kuşkular...Bu önemsiz şeylerin hayatımızı yaşanamaz hale getirmesine izin vermeyelim. Vesveselere kapılmamak için mümkün olduğunca boş vaktimizin olmamasına, boş kalındığında dahi bizi meşgul edecek bir şeylerle uğraşmaya özen göstermeliyiz. Zira, vesveseler daha çok yalnız kalındığında ve hiçbir şey yapılmadığında iş başındalar.
Unutmayın: bunları dikkate almazsanız bir süre sonra kaybolup giderler.
Vesveseler önemsenirse büyür, önemsenmezse ölür