- Katılım
- 18 Haziran 2011
- Mesajlar
- 420
- Tepkime puanı
- 5
- Yaş
- 39
Aile içi ilişkilerde saygının önemi hakkında Bilgi,Aile içi ilişkilerde saygının önemi nedir.?
aile içi saygının önemi;
Akıllı erkek, eşini korku ve baskıyla değil, saygıyla kendine bağlar. Evlilik bir arkadaşlıksa başı derde düşen veya yanlış bir şey yapan kadının, "Ben şu yanlışı yaptım" diye ilk koşacağı kişi eşi olmalıdır. Kendisinin sevildiğini, değerli ve güvende olduğunu hissetmelidir
Kadın, kocasının istediği yemeği yaparken dalgınlıkla yakmıştı. Korkusundan ne yapacağını bilmiyordu. Çünkü eşi gelmek üzereydi ve hazırlayacak bir şeyi de yoktu.
Komşusunun "Bir yemek yakmak için bu kadar korkulur mu?" sözlerine "Siz onu tanımıyorsunuz Bu evde her şey dediği gibi olmalı, aksi takdirde dünyanın çivisi yerinden çıkar" diyordu.
Biraz sonra kocası geldiğinde komşu bağırma seslerini duymamak için kapıları kapatarak en iç odalara kaçmıştı
İşte böyle!
Kimi erkek evlilikte eşinin üzerine baskı kurup gözünü korkutuyor Bunu da bir eğitim olarak görüyor
"Kadın kısmını başı boş bırakmaya gelmez Dizginleri elinde tutmazsan gün gelip seni dinlemez" diye düşünüyor
Bir nevi kadını, "dur" dediği yerde duracak, "koş" dediği yerde koşacak bir yarış atı gibi görüyor
Halbuki evlilikte erkek para makinesi, kadın da yarış atı değildir Evlilik paylaşma ve yardımlaşmadır Daha doğrusu bir anlamda arkadaşlıktır Böyle düşünen eşlerin hayatında baskı ve korkunun yeri olmaz Çünkü onları birbirine bağlayan şey, sevgi, saygı ve güven üçgenidir
Evlilik ipine sevgi, saygı ve güven düğümü atmayanların evlilikleri çabuk bozulur
Genelde kadın, evlilikte başını yaslayacak yumuşak bir omuz ister Şayet erkek komutan edasıyla eşini emir eri gibi görür, koyduğu kurallara uymadığında cezalandırırsa zamanla kendisini değersiz görmeye başlar Kendine olan öz güvenini yitirir Baskı altında kaldığından içine kapanarak depresyona girer Oysa, mutlu bir evlilikte kadın düşüncelerini çekinmeden eşine anlatabilmeli; eşi "Bu konuda sen ne düşünüyorsun, senin fikrin nedir?" demelidir
Çünkü en güçlü kadın bile güvenebileceği, kendisine destek olacak, koruyup kollayacak dünyanın fırtınalarından sığınacak sığ bir liman arıyor
Kimileri kadını oraya buraya saçılmış çiçek, erkeği ise onu taçlandıracak bir vazo olarak nitelendiriyor
Öyleyse vazo, çiçekleri içine hapsetmeyip, güzelliğini ortaya koymalıdır
Şu bir gerçektir ki, düşman tarafından istila edilmiş ülke, korkunun pençesinde kıvranır Her evi bir ülke kabul edersek o ülkede hür yaşayan kadın mutludur Mutlu kadınsa ülkesinin bağrında yaşayanları mutlu eder Korku ve baskı topraktan başını çıkaran filizin üstüne düşen kaya gibi kadının maddi ve manevi varlığını ezer
Evlilikte korku ve baskı değil saygı hakim olmalıdır Kadın kocasından korkmak yerine saygılı davranmalıdır
Akıllı erkek, eşini baskı ve korkuyla değil, saygıyla kendine bağlar Korku nefreti, sevgi ise saygıyı doğurduğundan eşinin ayaklarına prangalar vurmaz Yüreğini korku ateşinde yakmaz Gözlerini özgür günlerin hasretiyle uzaklara baktırmaz
Bilir ki, korku dağlarının vahşiliğinde hapsolmayıp sevgi vadisinin hür havasını teneffüs eden kadın, mutlulukla coştukça eşini de coşturur
aile içi saygının önemi;
Akıllı erkek, eşini korku ve baskıyla değil, saygıyla kendine bağlar. Evlilik bir arkadaşlıksa başı derde düşen veya yanlış bir şey yapan kadının, "Ben şu yanlışı yaptım" diye ilk koşacağı kişi eşi olmalıdır. Kendisinin sevildiğini, değerli ve güvende olduğunu hissetmelidir
Kadın, kocasının istediği yemeği yaparken dalgınlıkla yakmıştı. Korkusundan ne yapacağını bilmiyordu. Çünkü eşi gelmek üzereydi ve hazırlayacak bir şeyi de yoktu.
Komşusunun "Bir yemek yakmak için bu kadar korkulur mu?" sözlerine "Siz onu tanımıyorsunuz Bu evde her şey dediği gibi olmalı, aksi takdirde dünyanın çivisi yerinden çıkar" diyordu.
Biraz sonra kocası geldiğinde komşu bağırma seslerini duymamak için kapıları kapatarak en iç odalara kaçmıştı
İşte böyle!
Kimi erkek evlilikte eşinin üzerine baskı kurup gözünü korkutuyor Bunu da bir eğitim olarak görüyor
"Kadın kısmını başı boş bırakmaya gelmez Dizginleri elinde tutmazsan gün gelip seni dinlemez" diye düşünüyor
Bir nevi kadını, "dur" dediği yerde duracak, "koş" dediği yerde koşacak bir yarış atı gibi görüyor
Halbuki evlilikte erkek para makinesi, kadın da yarış atı değildir Evlilik paylaşma ve yardımlaşmadır Daha doğrusu bir anlamda arkadaşlıktır Böyle düşünen eşlerin hayatında baskı ve korkunun yeri olmaz Çünkü onları birbirine bağlayan şey, sevgi, saygı ve güven üçgenidir
Evlilik ipine sevgi, saygı ve güven düğümü atmayanların evlilikleri çabuk bozulur
Genelde kadın, evlilikte başını yaslayacak yumuşak bir omuz ister Şayet erkek komutan edasıyla eşini emir eri gibi görür, koyduğu kurallara uymadığında cezalandırırsa zamanla kendisini değersiz görmeye başlar Kendine olan öz güvenini yitirir Baskı altında kaldığından içine kapanarak depresyona girer Oysa, mutlu bir evlilikte kadın düşüncelerini çekinmeden eşine anlatabilmeli; eşi "Bu konuda sen ne düşünüyorsun, senin fikrin nedir?" demelidir
Çünkü en güçlü kadın bile güvenebileceği, kendisine destek olacak, koruyup kollayacak dünyanın fırtınalarından sığınacak sığ bir liman arıyor
Kimileri kadını oraya buraya saçılmış çiçek, erkeği ise onu taçlandıracak bir vazo olarak nitelendiriyor
Öyleyse vazo, çiçekleri içine hapsetmeyip, güzelliğini ortaya koymalıdır
Şu bir gerçektir ki, düşman tarafından istila edilmiş ülke, korkunun pençesinde kıvranır Her evi bir ülke kabul edersek o ülkede hür yaşayan kadın mutludur Mutlu kadınsa ülkesinin bağrında yaşayanları mutlu eder Korku ve baskı topraktan başını çıkaran filizin üstüne düşen kaya gibi kadının maddi ve manevi varlığını ezer
Evlilikte korku ve baskı değil saygı hakim olmalıdır Kadın kocasından korkmak yerine saygılı davranmalıdır
Akıllı erkek, eşini baskı ve korkuyla değil, saygıyla kendine bağlar Korku nefreti, sevgi ise saygıyı doğurduğundan eşinin ayaklarına prangalar vurmaz Yüreğini korku ateşinde yakmaz Gözlerini özgür günlerin hasretiyle uzaklara baktırmaz
Bilir ki, korku dağlarının vahşiliğinde hapsolmayıp sevgi vadisinin hür havasını teneffüs eden kadın, mutlulukla coştukça eşini de coşturur