- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Şems sûresinden sonra Mekke'de inmiştir; 22 (yirmiiki) âyettir.
1. Burçlarla dolu göğe andolsun,
2. Va'dedilmiş güne (kıyamete) andolsun,
3, 4, 5. Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü'minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lanetlenmiştir.
6, 7. O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
8, 9. Onlar mü'minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye layık Allah'a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah her şeye şahittir.
10. Şüphesiz mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
11. İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan, cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.
12. Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.
13. Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.
14. O, çok bağışlayandır, çok sevendir.
15. Arş'ın sahibidir, şanı yüce olandır.
16. Dilediğini mutlaka yapandır.
17, 18. Orduların, Firavun ve Semûd'un haberi sana geldi mi?
19. Hayır, inkar edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.
20. Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.
21. Hayır o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur'an'dır.
22. O korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz'da)dır.
"Bürûc", burc kelimesinin çoğuludur.
Sûrede burçları olan gökyüzüne, kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla, yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmiş bir olaya temas edilir:
Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını, Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler.
Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrunda ölmüşlerdir.
1. Burçlarla dolu göğe andolsun,
2. Va'dedilmiş güne (kıyamete) andolsun,
3, 4, 5. Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü'minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lanetlenmiştir.
6, 7. O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
8, 9. Onlar mü'minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye layık Allah'a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah her şeye şahittir.
10. Şüphesiz mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
11. İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan, cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.
12. Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.
13. Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.
14. O, çok bağışlayandır, çok sevendir.
15. Arş'ın sahibidir, şanı yüce olandır.
16. Dilediğini mutlaka yapandır.
17, 18. Orduların, Firavun ve Semûd'un haberi sana geldi mi?
19. Hayır, inkar edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.
20. Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.
21. Hayır o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur'an'dır.
22. O korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz'da)dır.
"Bürûc", burc kelimesinin çoğuludur.
Sûrede burçları olan gökyüzüne, kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla, yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmiş bir olaya temas edilir:
Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını, Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler.
Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrunda ölmüşlerdir.