Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Mardin’deki camilerin en eskisidir. Ulu Cami Mahallesindedir. Kıble duvarına paralel uzanan üç nef, mihrap önünde iki nef boyunca tromplu ve dıştan yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Altı paye üzerine oturan kubbe bütün mekana hakimdir. Çapraz tonozlu revaklarda yalnız kuzeyde beş bölüm kalmış, diğerleri kaybolmuştur. Burada revaklar arasında küçük selsebilli bir eyvan dikkati çeker.
Minaresi Artuklu Hükümdarı Kudbeddin İl-gazi zamanında inşa edilmiştir (1176). Bu camiye Artuklu Hükümdarlarından Melik Salih (1312-1362)bir kısım malını vakıf yapmıştır. Bunlar 38 dükkan, 1 hamam, Bab-ı Cedid civarında 1 bahçe ve Mardin köylerinde birçok bağdan oluşuyordu. Mardin’in en önemli İslami merkezlerinden bir olan Ulu Cami, devasa yapısıyla tarihin ihtişamını gökyüzüne mağrur minaresi ile göz kırparak taşımaktadır.
Mardin Savur Kapısı’na giden yolun kuzeyinde bulunan bu caminin giriş kapısı üzerinde 1364 yılında yapıldığını gösteren bir kitabesi bulunmaktadır. Ancak Kâtip Ferdi de caminin 1363 yılında yapıldığını belirtmiştir. Artuklu döneminde yapılmış olan bu camiye Malik Mahmud’un 1367-1368 yılında gömülmesinden ötürü de camiye Melik Mahmut ismi verilmiştir.
Cami basamaklarla çıkılan yatık dikdörtgen bir plan düzeni göstermekte olup, çevresindeki evler arasına sıkışmış, çarpık bir avlunun güneyindedir. Caminin doğusunda sivri kemerli iki sıra mukarnasla dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış giriş kapısı bulunmaktadır. Bu kapıdan yıldız tonoz örtülü, avluya geçişi sağlayan bir mekâna girilir. Aynı zamanda burada minareye çıkış basamakları ile solunda da küçük bir oda vardır. Avlunun kuzeyinde selsebilli eyvanın yanlarında biri beşik, diğeri de çapraz tonozlu iki oda daha bulunmaktadır.
Caminin ibadet mekânı ortada kubbeli bir bölüm ile onun iki yanındaki beşik tonozlu bölümlerden meydana gelmiştir. Cami avluya iki kapı ve iki pencere ile açılmıştır. Kuzey duvarının dışında bir mihrabiye görülmekte olup, üzeri çok bozulmuş olmasına rağmen geometrik geçmelerle bezenmiştir. Caminin güney duvarında dıştan dilimli yarım kubbelerle sonuçlanan payandalar arasında kalan pencereler içerisini aydınlatmaktadır.
Caminin batısında beşik tonozlu türbe bulunmaktadır. Bu türbe basit bir mimaride olup, geniş bir kemerle de ana mekâna bağlanmaktad
Emin Necmeddin İlgazi Artukoğulları tarafından yaptırılmıştır. Bu camiye Sarı Camiide denmektedir. 1116 yılında Emin Necmeddin İlgazi buraya gömülmüştür.
Kızıltepe (Koçhisar) Ulu Camisi
Kızıltepe (Koçhisar) Ulu Camisi
Kızıltepe İlçesinde inşaatına Mardin Artuklu’larından Yavlak Hasan tarafından (1184-1200) başlanmış ve kardeşi Artuk Aslan tarafından (1200-1239) tamamlanmıştır. Kıble duvarına paralel üç nef, Mihrap önünde iki nef boyunca 9,75 m. çapında tromplu bir kubbe ile çevrilmiştir. Caminin iç kısmı, Mihrabı ve duvarları zarif oyma işleme yazılarıyla süslenmiştir.
Şehidiye Camisi
Şehidiye Camisi
Mardin'de birinci caddenin güneyinde PTT binasının önündedir. Bu camii 1214 yılında Melik Mansur Nasreddin Aslan tarafından medrese olarak inşa ettirilmiştir.
Medrese güney kısmanda bir Camii, kuzeyde bir eyvan ve çeşme, doğuda eğitim için odalar ( kuran, astroloji, fen...) ve kuzeyde revak ve odalardan oluşan bu yapının hepsi bir avlu etrafında çevrelenmiştir.
2004’te restore edilmeye başlamış 2006’da bitmiştir.
Minare 1916 Ermeni ve Hıristiyan mimar Lole tarafında inşa edilmiştir. Minarenin çeşitli sitili değişik tarzların harmanlanarak kullanıldığı göstermektedir. Minareye helixsel bir görünüm veren çift merdivenli ile çıkılmaktadır.
Mardin il merkezinde, Cumhuriyet Alanı’nın güneyinde bulunan Abdüllatif Camisi kitabesinden öğrenildiğine göre, iki Artuklu Sultanı’na görev yapmış olan Abdüllatif Bin Abdullah tarafından 1371 yılında yaptırılmıştır.
Tamamen kesme taştan yapılmış olan caminin içerisinde mihrap duvarındaki pencerelerin üzerinde dolaşan uzun bir vakfiye kitabesi bulunmaktadır. Caminin bugünkü minarelerini Musul Valisi Gürcü Mehmet Paşa 1846 yılında yaptırmıştır.
Cami enine gelişen ana mekân ve bunun ortasında tromplu mihrap önü kubbesi, iki yanında sivri beşik tonozlu ikişer neften meydana gelmiştir. Avlu içerisinden ana mekâna yan yana üç giriş kapısı vardır. Bunlardan doğudaki giriş kapısı günümüzde en iyi korunmuş olan kapılarındandır. Kapı nişi bir sıra mukarnas ve bir silme ile dikdörtgen çerçeve içerisine alınmıştır. İki renkli taştan dilimli bir kemerin ve mukarnas dolgunun çevrelediği kapı 6 ve 8 kollu yıldızlardan oluşmuş bir silme ile bezenmiştir. Batıdaki kapı ise oldukça basittir. Avlu kuzeyindeki selsebilli eyvan Artuklu dönemi geleneğini yansıtmaktadır. Avlunun kuzey kanadı taş payeler üzerine oturtulmuş sivri kemerli çapraz tonozlarla örtülüdür. Avlunun doğu ve batı revaklarının arkasında iki katlı medrese bölümü yer almaktadır. Bu avluda 1968 yılında yapılan değişiklerle kuzey kanadı duvarla örülmüş ve odalar haline getirilmiş, böylece özelliğinden kısmen uzaklaşmıştır.
Caminin ibadet mekânı mihrap önü kubbeli, beşik tonoz örtülü iki neften meydana gelmiştir. İç mekândaki taş duvarlarda tromplar dışında dikkati çeken bir işçiliğe rastlanmamaktadır. Caminin mihrabı fazla bir özellik göstermemekle beraber geç dönemlere ait ahşap minberi ve köşk kubbesi ile dikkati çekmektedir.
Nusaybin ilçesinde Hz. Muhammed’in 13. torunlarından olan Zeynel Abidin’in adıyla anılan Camide kendisinin ve kızkardeşi Zeynep’in Türbeleri vardır. Hz. Muhammed’in berberliğini yapmış olduğu söylenen Selman-i Pak’in ziyaretgahı da burada bulunmaktadır.
Hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı bilinmeyen Camii Diyarbakırkapı Mahallesindedir. Ancak M.S. 1170 yılında İslam hakimiyeti döneminde Mor Yusuf Kilisesi iken Camiye dönüştürüldüğü söylenmektedir.
Koç Camisi Sultan Süleyman Camisi’nin güneyinde yer almaktadır. Kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkla XIII.yüzyıla ait bir eser olduğu sanılmaktadır.
Bu camide Mezopotamya ve Arap ülkelerinde ortaya çıkan ilk camilerin çizgileri görülmektedir. Ayrıca burada İran geleneğinin kubbe-eyvan ikilisini bir araya getiren sentez de görülmektedir. Mihrap duvarı önündeki ince uzun dikdörtgen planlı bir ibadet yeri, doğudan batıya doğru uzanmaktadır. İbadet mekanının önünde oldukça büyük bir alanı kaplayan anıtsal bir avlu bulunmaktadır. Bütün bu bölümler 32x44 m.lik bir alanı kaplamaktadır.
İbadet mekanının güney duvarının ortasına 5x3 m2 boyutlarında bir alçı mihrap yerleştirilmiştir. Mihrabın önünde maksura kubbesini taşıyan dört büyük kemer bulunmaktadır. Bu kemerlerden ikisi mihrap ve kuzey duvarına yaslanmaktadır. Diğer ikisi de ibadet mekanının doğu ve batısındaki duvarlara bağlantılıdır. Böylece bu dört kemerle yapı ortasında baldaken denilen bir iç bölüm meydana getirilmiştir.
İbadet mekanının ana ekseni ortasındaki büyük eyvan kuzeye, avluya açılmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarımlar geçiren bu eyvan duvarlarında her türlü taş kullanılmıştır. Eyvanın iki yanına peş peşe ikişer oda simetrik olarak yerleştirilmiştir. Bu eklemelerin yapı ile birlikte tasarlandığı sanılmaktadır.Bu cami bugünkü Batman ilimizin Hasankeyf ilçesindedir.