sünnet işi neden doğarken halledilmemiş

arif12345

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2013
Mesajlar
42
Tepkime puanı
1
Gereksiz bir deri parçası alıncak korkma nidalarını peki hep merak etmişimdir bu gereksiz deri parçası madem gereksiz neden yaratılıyor ki hani doğarken bu iş halledilmiş olarak doğsak daha iyi olmazmıydı..! yani madem sünnetli olmak makbul temelden sünnetli doğamazmıydık..sünnet iyi ve sağlıklı yapılırsa faydalı ama neden doğarken öyle olmamış..



Yönetim/Edit: Uygunsuz satırlar (yazılar) silinmiştir.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Değerli kardeşim
Bu konuda birkaç noktaya işaret etmekle soruya cevap vermeye çalışacalim

Önce şunu kesin olarak biliyoruz ki, sonradan kesilmesi istenen tek şey “sünnet yeri" değildir.
Tırnaklarımız da, saçlarımız da, koltuk-eteklerimizdeki kıllar da uzuyor ve bunları kısaltmak, tıraş etmekle emrolunuyoruz.
Demek ki, sonradan kesilmesi istenen başka şeyler de vardır. Kaldı ki, sünnet yerinin kesilmesi bir defaya mahsus iken, bunları her uzadığında kesmek zorunda kalıyoruz.
O halde bize düşen şey -hikmetini bilmezsek de- Allah’a güvenmektir. Hikmetini bilmediğimiz binler şey vardır, bunu da onların listesine yazabiliriz.

Sünnet işleminde kesilecek et parçasının varlığı, insanın “ahsen-i takvim” denilen güzel yaratılışının bir parçası olduğu gibi, sünnet olmak suretiyle o et parçanın alınması da bu güzelliğin bir parçasıdır.
Çünkü, insanın güzelliği sadece biyolojik, fizyolojik boyutuyla sınırlı olmayıp, ruhî, kalbî, nesebî, ahlakî değerler gibi psikolojik, sosyal, manevî boyutları da olan bir güzelliktir.

Bu pencereden baktığımızda, her şey, kendi konumunda, kendi ortamında, hikmetli bir değer ifade etmekle kendi güzelliğini ortaya koyar.

Mesela; sünnet işleminde kesilecek olan fazlalık et parçasının biyolojik, fizyolojik hikmetleri yanında meşru daire dışında kullanılmaması gereğine işaret eden tekvinî / ontolojik bir hikmeti de vardır ve bu manevî bir güzelliktir.
Bu hikmet, anlaşıldıktan sonra, daha hijyenik bir konum vs. hikmetler için bunun kesilmesi de bir güzelliği ifade eder.
Keza, insanların diğer hayvanlar gibi tabii bir postla yaratılmamış olması, ahsen-i takvim kıvamına uygun bir güzelliktir.
Fakat, bu çıplak bedeni sun’î post / yani elbiseyle örtünmesi de kendi konumunda ayrı bir güzelliktir. Saç, tırnak ve benzerleri için de aynı şey söylenebilir.

Allah’ın yaratması, sebepler altında cereyan eder. Bu husus, Hakîm isminin bir tecellisidir. İnsanın vücudu bu hikmet çerçevesinde yaratılırken, hem bedenin canlılık konumuna uygun, hem de belli bazı görevlerinden ötürü göbek kordonu gibi, hitan / sünnet yerindeki deri de bu ontolojik prensip doğrultusunda yerini almıştır.
Bir yandan bedenin canlılık kanununa ayak uydurarak uzanan, diğer taraftan fıtratın bir gereği olarak var olan bu uzantıların kesilmesi, insanın -Allah’ın kendisine bir nimeti ve bir emaneti olan- kendi bedenin bakımını üstlenmesi açısından da önem arz etmektedir.
Bu sebeple, tırnak, saç, bıyık kesmek, etek, koltuk tıraşı olmak da peygamberlerin bir sünneti olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat, hitan / sünnet olmak, zor bir iş olduğundan, İlahî hikmet tarafından tırnak gibi her zaman uzanmasına izin verilmemiştir.

Ayrıca, manevî bir perspektiften bakarak konuyu şöyle izah etmek de mümkündür. Yüce Allah, kadınlarda bekaret perdesini yaratarak, -manen- kadınlara gayri meşru bir ilişkinin fıtrata aykırı olduğunu, kaçak yollardan bu perdenin yırtılmasının büyük bir suç olduğunu ders verdiği gibi, erkek için söz konusu olan deri de, gayri meşru yollara baş vurulmaması için bir hatırlatma levhası, ontolojik bir uyarı simgesi olarak düşünülebilir.

Gerek kadında gerek erkekte olsun, bu fıtrî perdenin sonradan ortadan kaldırılması, bu manayı unutturmaz, bilakis her zaman hatırlatmak sinyali gibi bir görev de yapabilir...

kardesim asagidaki konuyu okursaniz ins. daha iyi anlarsiniz..


https://www.islamiforumlar.net/isla...nnet-derisiyle-oynayarak-istimna-yapiyor.html
 

arif12345

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2013
Mesajlar
42
Tepkime puanı
1
birde şey sorumcam son olarak bir işim var olursa eğer 18-20 yıl ingilterede kalmam gerekebilir eğer o zamanda bir erkek çocuğum olursa zaten toplum baskısıda pek olmayacağından sünnet ettirmemek istiyorum..sizce böyle bir durumda bundan sorumlu olurmuyum..! yada önemsiz mi..yani çok hayati değilmi..

yani sonuçta tamamen sağlıklı olduğuna inanmakla ilgili ben bunu yapınca ne bir aç doyuyor nede birilerinden birşey eksiliyor ama ben sağlıklı olduğuna inanmıyorum ona vereceğim parayla fakirlere yardım yapabilirim mesela.. ben sünnet olduktan sonra günlerce kabus gördüm vede mecbur kalmazsam yani Türkiyede olmazsam böyle birşeyi ona yaşatmak istemiyorum..farz olsaydı olabilirdi ama sonuçta sünnet-Kitaptada yazmıyor yani rivayetlerden öte değil..sağlıklı olduğuna inanan yaptırır inanmayan yaptırmaz deniliyor bu hafifletici bir neden olabilirmi..! Tabi sonuçta çocuktada sorun olmazsa.. cevaplarınızı değerlendiricem..sağlıklı karar vermek için..
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
birde şey sorumcam son olarak bir işim var olursa eğer 18-20 yıl ingilterede kalmam gerekebilir eğer o zamanda bir erkek çocuğum olursa zaten toplum baskısıda pek olmayacağından sünnet ettirmemek istiyorum..sizce böyle bir durumda bundan sorumlu olurmuyum..! yada önemsiz mi..yani çok hayati değilmi..

yani sonuçta tamamen sağlıklı olduğuna inanmakla ilgili ben bunu yapınca ne bir aç doyuyor nede birilerinden birşey eksiliyor ama ben sağlıklı olduğuna inanmıyorum ona vereceğim parayla fakirlere yardım yapabilirim mesela.. ben sünnet olduktan sonra günlerce kabus gördüm vede mecbur kalmazsam yani Türkiyede olmazsam böyle birşeyi ona yaşatmak istemiyorum..farz olsaydı olabilirdi ama sonuçta sünnet-Kitaptada yazmıyor yani rivayetlerden öte değil..sağlıklı olduğuna inanan yaptırır inanmayan yaptırmaz deniliyor bu hafifletici bir neden olabilirmi..! Tabi sonuçta çocuktada sorun olmazsa.. cevaplarınızı değerlendiricem..sağlıklı karar vermek için..

Selamünaleyküm kardeşim, daha önce sorduğunuz soruyu tekrar konu açıp sormuşsunuz. Aynı satırları yeni bir başlık altında yeniden yazıp göndermişsiniz. Açtığınız konu silindi. Bu kurallara aykırıdır. Neden derseniz, forum kirliliğine sebep olur yani aynı mesajın bulunduğu iki konuya gerek yok öyle değil mi?

Belki de soruma cevap alamadım o nedenle tekrar konu açtım diyeceksiniz. Fakat şöylede bir durum var ki. Burada sorulan her soruya cevap vermek gibi mecburiyet yok. Soruya cevap vermek isteyen olursa gelir yazar, yoksa kimseyi zorlamayız. Siz de ben soruma mutlaka cevap isterim diyemezsiniz. Veya sorunuza cevap verilmezse kızıp darılmak olmaz. Böyle bir hakkınız yok. Çünkü burası bildiğiniz gibi serbest bir platform. Maaşlı işçimiz yok. Kim ne yazıyorsa ne yapıyorsa Allah rızasına, hobi olarak, islamı sevdiği için ya da boş vaktini değerlendirmek için yapıyor.

Kaldı ki siz kendi sorunuza kendiniz cevap vermişsiniz. Daha ötesi fetva vermek olur. O nedenle insanlar size şöyle veya böyle yap diyerek sorumluluk almak istemeyebilir. Sizin için hayati bir konu ise Diyanetin alo fetva hattına müracaat ederek, oradaki fetva vermeye yetkili hocalara danışabilirsiniz. Hayırlı geceler.
 
Üst Alt