Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Ramazan özel
Sıhhatin Şükrü
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab" data-source="post: 18567" data-attributes="member: 2"><p>Sıhhatin Şükrü</p><p></p><p>Cenab-ı Hakk'ın her lütfu, kendi cinsinden bir vazife adına insana verilmiş bir imkandır Mesela, sıhhat ALLAH tarafından bahşedilmiş büyük bir nimettir İnsan, bu sıhhat nimetini hem oruç tutarak hem namaz kılarak hem de cihad ederek ALLAH yolunda kullanmalıdır ki, o sıhhat lütfuna karşı şükrünü eda edebilmiş olsun İnsan, böyle bir şükrü eda ederse, Cenab-ı Hak da o bedeni ahirette, arızasız hem de bakî bir surette ve bütün duyguları inkişaf etmiş olarak yeniden ona iade eder İnsanın aklı da ALLAH'ın önemli bir nimeti ve lütfudur Eğer o aklın ufku vahyin ışıklarıyla aydınlanmış ve o sayede isabetsiz kararlardan uzaklaşmış ve her kararı sırat-ı müstakîm çizgisinde verebiliyorsa; artık bu akıl bir manada ilham kaynağı demektir Yani insan, akıl nimetini yerinde kullanıyor ve onunla hak adına, batıla saplanmış kimseleri ikna edip Hakk'ı tanıttırıyorsa o, aklın hakkını veriyor demektir Aksine aklı sadece, akl-ı maaş olarak yalnızca dünyevi işlerde kullanıyor, onun hakkını vermiyorsa o nimete karşı nankörlük yapıyor demektir</p><p></p><p>Örnek Mü'min ve Oruç</p><p></p><p>Mü'min, bir ''görünme'' insanı değil, bir ''olma'' insanıdır O, her zaman diri, her an nefsinde yeni yeni dirilişlere koşan ve her latifesinin dirilişinde kendisini bir kere daha yenilenmiş hisseden kahraman demektir Her an Cenab-ı Hakk'la irtibatlı olan bu ruh insanı, kendisiyle birlikte bütün varlığını ALLAH yoluna adamış ve o istendiğinde hepsini bu uğurda harcamaya âmâdedir Çünkü onun iç dünyası ve donanımı bunun böyle olmasını istemektedir İç dünyası, kalbî hayatı ve heyecanları itibariyle olabildiğine derin ve aşkın bir insanın dış dünyası da elbette iç dünyasıyla aynı derinlikte olacaktır</p><p></p><p>Mü'min, ALLAH'a ve O'nun, inanılması gerekli olarak ortaya koyduğu her şeye inanıp, teslim olan ve etrafına da emniyet telkin eden; aynı zamanda kendisine de itimat edilen insan demektir</p><p></p><p>Bunların yanında, onun, hayatını ahiret inancına bağlayıp namaz, oruç, hac, zekat vb gibi İlâhî emirleri yerine getirmede fevkalade hassas davranması içki, kumar, zina vb gibi İlâhî yasaklardan kaçınmakla cehennemden kurtulacağına ve cennetlere ereceğine gönülden inanması ve yaşamını ona göre planlaması çok önemlidir</p><p></p><p>Oruç Gizli Bir İbadettir</p><p></p><p>Oruç, gizli bir ibadettir ve oruçlu bir kimsenin oruçlu olduğunu kimse bilemez Vakıa Oruç, gizliliğinden ötürü nezd-i Ulûhiyet'te de ayrı bir hususiyet arz eder ki, ALLAH (cc), onu da kudsi bir hadisiyle tebcil ederken, "Oruç Bana aittir ve mükafatını da Ben veririm" buyurur Ancak eğer ALLAH (cc), oruçta da namazdaki zaruri temadi söz konusu olsaydı, bize savm-ı Davud gibi günaşırı oruç tutmayı farz kılardı Bu itibarla denebilir ki, namazın bu çok güçlü hatırlatma tesiri, katiyen başka bir ibadette mevcut değildir Belki cuma namazı veya hac gibi külli ibadetlerde böyle güçlü bir tesirden söz edilebilir ve bunların hatırlatıcılığı önemli seviyede bir zikir sayılabilir Ancak, bunlar dahi namaz gibi her gün ve aynı zamanda günde beş defa olmadığı için namazın yerini tutmaları mümkün değildir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab, post: 18567, member: 2"] Sıhhatin Şükrü Cenab-ı Hakk'ın her lütfu, kendi cinsinden bir vazife adına insana verilmiş bir imkandır Mesela, sıhhat ALLAH tarafından bahşedilmiş büyük bir nimettir İnsan, bu sıhhat nimetini hem oruç tutarak hem namaz kılarak hem de cihad ederek ALLAH yolunda kullanmalıdır ki, o sıhhat lütfuna karşı şükrünü eda edebilmiş olsun İnsan, böyle bir şükrü eda ederse, Cenab-ı Hak da o bedeni ahirette, arızasız hem de bakî bir surette ve bütün duyguları inkişaf etmiş olarak yeniden ona iade eder İnsanın aklı da ALLAH'ın önemli bir nimeti ve lütfudur Eğer o aklın ufku vahyin ışıklarıyla aydınlanmış ve o sayede isabetsiz kararlardan uzaklaşmış ve her kararı sırat-ı müstakîm çizgisinde verebiliyorsa; artık bu akıl bir manada ilham kaynağı demektir Yani insan, akıl nimetini yerinde kullanıyor ve onunla hak adına, batıla saplanmış kimseleri ikna edip Hakk'ı tanıttırıyorsa o, aklın hakkını veriyor demektir Aksine aklı sadece, akl-ı maaş olarak yalnızca dünyevi işlerde kullanıyor, onun hakkını vermiyorsa o nimete karşı nankörlük yapıyor demektir Örnek Mü'min ve Oruç Mü'min, bir ''görünme'' insanı değil, bir ''olma'' insanıdır O, her zaman diri, her an nefsinde yeni yeni dirilişlere koşan ve her latifesinin dirilişinde kendisini bir kere daha yenilenmiş hisseden kahraman demektir Her an Cenab-ı Hakk'la irtibatlı olan bu ruh insanı, kendisiyle birlikte bütün varlığını ALLAH yoluna adamış ve o istendiğinde hepsini bu uğurda harcamaya âmâdedir Çünkü onun iç dünyası ve donanımı bunun böyle olmasını istemektedir İç dünyası, kalbî hayatı ve heyecanları itibariyle olabildiğine derin ve aşkın bir insanın dış dünyası da elbette iç dünyasıyla aynı derinlikte olacaktır Mü'min, ALLAH'a ve O'nun, inanılması gerekli olarak ortaya koyduğu her şeye inanıp, teslim olan ve etrafına da emniyet telkin eden; aynı zamanda kendisine de itimat edilen insan demektir Bunların yanında, onun, hayatını ahiret inancına bağlayıp namaz, oruç, hac, zekat vb gibi İlâhî emirleri yerine getirmede fevkalade hassas davranması içki, kumar, zina vb gibi İlâhî yasaklardan kaçınmakla cehennemden kurtulacağına ve cennetlere ereceğine gönülden inanması ve yaşamını ona göre planlaması çok önemlidir Oruç Gizli Bir İbadettir Oruç, gizli bir ibadettir ve oruçlu bir kimsenin oruçlu olduğunu kimse bilemez Vakıa Oruç, gizliliğinden ötürü nezd-i Ulûhiyet'te de ayrı bir hususiyet arz eder ki, ALLAH (cc), onu da kudsi bir hadisiyle tebcil ederken, "Oruç Bana aittir ve mükafatını da Ben veririm" buyurur Ancak eğer ALLAH (cc), oruçta da namazdaki zaruri temadi söz konusu olsaydı, bize savm-ı Davud gibi günaşırı oruç tutmayı farz kılardı Bu itibarla denebilir ki, namazın bu çok güçlü hatırlatma tesiri, katiyen başka bir ibadette mevcut değildir Belki cuma namazı veya hac gibi külli ibadetlerde böyle güçlü bir tesirden söz edilebilir ve bunların hatırlatıcılığı önemli seviyede bir zikir sayılabilir Ancak, bunlar dahi namaz gibi her gün ve aynı zamanda günde beş defa olmadığı için namazın yerini tutmaları mümkün değildir. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Ramazan özel
Sıhhatin Şükrü
Üst
Alt