Sıhhatin Şükrü

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Sıhhatin Şükrü

Cenab-ı Hakk'ın her lütfu, kendi cinsinden bir vazife adına insana verilmiş bir imkandır Mesela, sıhhat ALLAH tarafından bahşedilmiş büyük bir nimettir İnsan, bu sıhhat nimetini hem oruç tutarak hem namaz kılarak hem de cihad ederek ALLAH yolunda kullanmalıdır ki, o sıhhat lütfuna karşı şükrünü eda edebilmiş olsun İnsan, böyle bir şükrü eda ederse, Cenab-ı Hak da o bedeni ahirette, arızasız hem de bakî bir surette ve bütün duyguları inkişaf etmiş olarak yeniden ona iade eder İnsanın aklı da ALLAH'ın önemli bir nimeti ve lütfudur Eğer o aklın ufku vahyin ışıklarıyla aydınlanmış ve o sayede isabetsiz kararlardan uzaklaşmış ve her kararı sırat-ı müstakîm çizgisinde verebiliyorsa; artık bu akıl bir manada ilham kaynağı demektir Yani insan, akıl nimetini yerinde kullanıyor ve onunla hak adına, batıla saplanmış kimseleri ikna edip Hakk'ı tanıttırıyorsa o, aklın hakkını veriyor demektir Aksine aklı sadece, akl-ı maaş olarak yalnızca dünyevi işlerde kullanıyor, onun hakkını vermiyorsa o nimete karşı nankörlük yapıyor demektir

Örnek Mü'min ve Oruç

Mü'min, bir ''görünme'' insanı değil, bir ''olma'' insanıdır O, her zaman diri, her an nefsinde yeni yeni dirilişlere koşan ve her latifesinin dirilişinde kendisini bir kere daha yenilenmiş hisseden kahraman demektir Her an Cenab-ı Hakk'la irtibatlı olan bu ruh insanı, kendisiyle birlikte bütün varlığını ALLAH yoluna adamış ve o istendiğinde hepsini bu uğurda harcamaya âmâdedir Çünkü onun iç dünyası ve donanımı bunun böyle olmasını istemektedir İç dünyası, kalbî hayatı ve heyecanları itibariyle olabildiğine derin ve aşkın bir insanın dış dünyası da elbette iç dünyasıyla aynı derinlikte olacaktır

Mü'min, ALLAH'a ve O'nun, inanılması gerekli olarak ortaya koyduğu her şeye inanıp, teslim olan ve etrafına da emniyet telkin eden; aynı zamanda kendisine de itimat edilen insan demektir

Bunların yanında, onun, hayatını ahiret inancına bağlayıp namaz, oruç, hac, zekat vb gibi İlâhî emirleri yerine getirmede fevkalade hassas davranması içki, kumar, zina vb gibi İlâhî yasaklardan kaçınmakla cehennemden kurtulacağına ve cennetlere ereceğine gönülden inanması ve yaşamını ona göre planlaması çok önemlidir

Oruç Gizli Bir İbadettir

Oruç, gizli bir ibadettir ve oruçlu bir kimsenin oruçlu olduğunu kimse bilemez Vakıa Oruç, gizliliğinden ötürü nezd-i Ulûhiyet'te de ayrı bir hususiyet arz eder ki, ALLAH (cc), onu da kudsi bir hadisiyle tebcil ederken, "Oruç Bana aittir ve mükafatını da Ben veririm" buyurur Ancak eğer ALLAH (cc), oruçta da namazdaki zaruri temadi söz konusu olsaydı, bize savm-ı Davud gibi günaşırı oruç tutmayı farz kılardı Bu itibarla denebilir ki, namazın bu çok güçlü hatırlatma tesiri, katiyen başka bir ibadette mevcut değildir Belki cuma namazı veya hac gibi külli ibadetlerde böyle güçlü bir tesirden söz edilebilir ve bunların hatırlatıcılığı önemli seviyede bir zikir sayılabilir Ancak, bunlar dahi namaz gibi her gün ve aynı zamanda günde beş defa olmadığı için namazın yerini tutmaları mümkün değildir.
 
Üst Alt