Seçim

ÖmerZ

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Aralık 2023
Mesajlar
20
Tepkime puanı
9
Seçimlerle dolu bir hayat yaşıyoruz. Anne ve babamızın birbirini seçmesi üzerine gelişen sebepler zincirinin sonucu olarak dünyaya geldik. Ancak anne babamızı, dünyaya geliş zamanımızı, cinsiyetimizi, ırkımızı, yaşayacağımız toplumu biz mi seçtik? Bu sorular cevaplarını belki de kaldıramayacağımızdan, gizli kalması daha hayırlı olan sırlı konularla ilgili.

Neticede nefes almaya devam ediyor ve seçimlerimize göre şekillenen bir hayat üzerine ömrümüzü tüketiyoruz. Akşam yatış, sabah kalkış saatimizi, kahvaltıda ne yiyeceğimizi, üzerimize hangi elbiseyi giyeceğimizi, evimizin boyasını, eşyasını, hangi doktora gideceğimizi, hangi filmi seyredeceğimizi v.b. kendimiz seçiyoruz. Seçenekler arttıkça kendimizi daha özgür hissetmeye başlıyor, hayatımızı kendimiz yönettiğimiz hissini yaşıyoruz.

Bu hislerle daha da “özgürleşebilmek” ve daha pahalı seçenekleri seçebilme konumuna erişebilmek için; yine daha çok para kazanacağı seçenekler aramaya başlıyor insan. Ama her seçim yeni bir seçenekler dizisini koyuyor önümüze. İçiçe geçmiş bulmaca zincirlerini çözmeye çalışır gibi kendimizi unutup kalan boşlukları doldurmaya kaptırmış bir yoğunlukla geçiyor vaktimiz, bitiyor sermayemiz.

Seçeneklerle örülü bir kozanın içinde hapsolmuş gibi, nereye baksak bir seçenek çıkıyor karşımıza ve seçenek duvarlarının ötesindeki ufukları görmeyi perdeliyor kalbimizin gözlerine.

Ayrıca her seçim, diğer seçenekleri elemekle birlikte, kaybettiklerimizi andığımızda hayal kırıklıklarına, telafisi zor pişmanlıklara da sebep olabiliyor.

Yahut seçenekler başımızı döndürüp hiç seçmeme özgürlüğünü kaybettiriyor; bazen de gözümüzü korkutup seçmeme sorumsuzluğuna sürükleyebiliyor bizleri.

Seçme iştahımıza esir olmakla israf etmek gibi, sermayeyi çarçur etmek gibi, sevdiklerimizi üzebilmek gibi pek çok yan etkilerine maruz kalabiliyoruz. Kanaat etmek gibi bir hazine, tüketime dayalı seçimlerimizin önüne geçerek, gerçek zenginliği ve sakinliği sunsa da, bu seçeneği tercih eden çok az nasipli kul var gibi.

Her şeyi kendimiz seçtiğimizi zannetme, böylece bütün kazanımları kendimizden bilme bahtsızlığına kapılma riskimizde ayrı bir tuzak bu imtihan hayatında. Karun gibi “ben kazandım” diyerek nimeti verenin Allah olduğunu unutma hatasından yine Allah'a sığınalım.

Seçimlerimizin çokluğu ve yükü ıstırap vermeye başlayınca “bir lokma, bir hırka” diyenlerin bahtiyarlığına özeniyor insan. Kariyer seçimlerinden, fırsat arayışlarından, imaj-prestij seçeneklerinden kurtulup sadece razı olunmuş bir kul olmayı seçmek istiyor.

“…Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim…” (Maide 3)
ayetini tefekkür ederek, bizde bizim için seçilmiş İslamiyet'in dışında bütün seçenekleri silelim hayatımızdan. Bizi İslam'a yaklaştıracak, O'na kavuşmamıza sebep olacak ne varsa onu seçelim.

Sonuçta bu dünyada kalacak ve hiçbir işimize yaramayacak seçimlerimiz için ömür sermayesini tüketmek yerine; kendimizin de Allah tarafından özel olarak, insan olmak üzere seçildiğimizi ve diğer seçeneklerin hepsinden üstün olan bu dünyaya geliş amacımızı unutmayıp, Allah'ın adaletini yeryüzüne yayacak has kullarından olmak için seçimlerimizi doğru değerlendirelim.

Allah bizi seçmiş ve “Acaba kulumda Beni seçecek mi?” diye imtihan ediyorken, gözümüz daha ne diye masiva ile oyalanır durur…

| Emre Temizsoy
 
Üst Alt