Ramazana Özel

eMeKLi uYuSS

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Haziran 2011
Mesajlar
420
Tepkime puanı
5
Yaş
38
Ramazana Özel Güzel Yazılar,Ramazan Özel Konu,Ramazan ve Orucun Hikmeti

“Allah, kimin göğsünü İslam’a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerindedir, (öyle) değil mi? Fakat Allah’ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.” (Zümer Suresi, 22)

ORUCUN BİR HİKMETİ: NİMETLERİN KIYMETİNİ TAKDİR EDEBİLMEK

Bu kutlu Ay’ın, tüm Müslüman kardeşlerimize hayır ve bereket getirmesini Cenab-ı Haktan niyaz ediyoruz.

Rabbimiz’in Kuran ile insanlara bildirdiği tüm hükümlerinde olduğu gibi, orucun da insanlar için çok fazla hayır ve hikmetleri vardır. Ramazan Ayı, iman edenlerin bu hikmetleri görüp düşünmelerine ve bu şekilde imanda derinleşmelerine vesile olmaktadır.

Orucun hikmetlerinden biri, insanların Rabbimiz’in üzerimizdeki nimetlerini ve rahmetini daha derin kavramalarına ve daha çok şükretmelerine vesile olmasıdır. Insan yaşadığı her an Rabbimiz’in kendisine sunduğu pek çok nimetle muhatap olur. Allah (cc) kara bir topraktan insanlara rengi, şekli, kokusu ve lezzeti mükemmel olan rızıkları hazır olarak sunmaktadır. Eğer Allah (cc) dileseydi bize tek bir çeşit rızık yaratabilir ve bu rızkın lezzeti de çıktığı toprağa uygun olarak acı veya tatsız olabilirdi. Ancak Allah (cc)’ın kullarına merhametinin bir gereği olarak sahip olduğumuz yiyecekler, sayamayacağımız kadar çok çeşitte ve lezzettedir. Bediüzzaman bu konuyu insanların unuttuğuna dikkat çekmiş ve Ramazan Ayı’nın Allah (cc)’ın Rahman ve Rahim isminin tecellisi olan bu nimet çeşitliliğinin hatırlandığı bir zaman olduğunu belirtmiştir. Çünkü Ramazan Ayı’nda insanlar kısa bir süre için de olsa bu nimetlerden uzak kalırlar. Oruçlarını tamamladıklarında ise Rabbimiz’in kendilerine lütfettiği nimetlerin değerini daha iyi anlama imkanı elde ederler.

Bediüzzaman Said Nursi Mektubat adlı eserinde orucun hikmetlerini açıkladığı 29. Mektup’unda bu gerçeğe şu sözleriyle dikkat çekmiştir:

İşte, Ramazan-ı Şerif’teki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü, sair (başka) vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk (idrak) edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan (özellikle) zengin olsa, ondaki derece-i nimet (nimetin derecesi) anlaşılmıyor. Halbuki, iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü’minin nazarında (gözünde) çok kıymettar (kıymetli) bir nimet-i İlâhiye (Allah (cc)’ın verdiği bir nimet) olduğuna kuvve-i zâikası (tat alma duyusuyla) şehadet (şahitlik) eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, Ramazan-ı Şerif’te o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü mânevîye (manevi şükre) mazhar olur (kavuşur).

Hem gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle (yemeğin yasak olması açısından), “O nimetler benim mülküm değil. Ben bunların tenâvülünde (kullanlımasında) hür değilim. Demek başkasının malıdır ve in’âmıdır (ihsan ettiği nimetidir); O’nun emrini bekliyorum” diye, nimeti nimet bilir, bir şükr-ü mânevî eder (manevi şükreder). İşte, bu suretle oruç çok cihetlerle (açıdan) hakikî vazife-i insaniye (insanın hakiki vazifesi) olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Her zaman ibâdet yapmanın en önemli hikmeti emirdir. Yani Allah’ın emretmiş olmasıdır. Gâyesi de Allah’ın rızâsını kazanmaktır. Bundan başka elbette ibadetlerin kendi yapısına, özelliğine, türüne ve niteliğine göre kendisine mahsus hikmetleri de vardır.

Risâle-i Nur’da Ramazanda oruç tutmanın hikmetlerine, “O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık deliller taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir”1 âyetinin tefsiri olarak özel bir risâlede yer verilmiştir.

Bedîüzzaman, Ramazan Risâlesi’nde, orucun, İslâmiyet’in beş şartından birincisi olduğunu ve İslâm şeâirinin en büyüğü bulunduğunu bildirmiş; bu ayda oruç tutmanın çok hikmetlerinden başlıcalarını şöyle zikretmiştir:

1) Ramazanda oruç tutmakla insan Cenâb-ı Hakk’ın terbiye edicilik sıfatını tanır ve bizi Allah’ın büyük bir disiplinle terbiye altına aldığını fark eder.

2) Ramazandaki oruçla tok açın halini, zengin fakirin halini, üst sınıf alt sınıfın halini anlar. Toplumda her bir sınıf birbirine yardımcı olmaya ve el uzatmaya hazır bir mâneviyât kazanır. Büyüklerin küçüklere, zenginlerin fakirlere, yüksek sınıfların alt sınıflara eğilmesi ve el uzatması neticesinde ise, sosyal hayatta maddî-mânevî düzen ve âhenk sağlanır, toplum barışı temin edilir, toplum fertleri arasındaki uçurumlar ortadan kalkar.

3) Ramazandaki oruçla insan kendi dünyasında iç huzur ve saadete kavuşur. Günahlardan arınır ve ruh terbiyesine ulaşır.

4) Ramazandaki oruçla insan, baş düşmanı olan nefsini terbiye eder, ıslâh eder ve iyi ahlâka yönlendirir.

5) Ramazandaki oruçla Allah’ın nimetlerine umûmî, anlamlı, kapsamlı ve farklı bir üslûpla fiilî bir şekilde şükür yapılmış olur.

6) Ramazandaki oruçla her zaman faydalanılan günübirlik lezzetler terk edilerek, Kur’ân’ın indirildiği ay olan Ramazanda Kur’ân’ı indiren yüksek irâdeye, Kur’ân’ın indiriliş sürecine ve bizzat Kur’ân’a, mânevî bir bayram hüviyeti ve sevinci içerisinde saygı duyulur. Kur’ân’a mukabele edilir ve Kur’ân baş tâcı yapılır. Kalpler Kur’ân’ı anlamaya hazır şekilde motive edilir.

7) İnsan dünyaya, âhirete dönük ticâret yapmak ve âhiret hesabına azık toplamak için gelmiştir. Ramazan’daki oruçla, geliş amacına ve kâbiliyetlerine uygun olarak çok yüksek kârlar kazanır, çok kazançlı ticâretler yapar, çok gıdâlı azıklar elde eder ve çok verimli ekimler ve hazırlıklar yapar.

8) Ramazan’daki oruçla insan günübirlik sağlık ve sıhhatine yönelik adımlar atmış olur. İnsan midesi istirahata çekilir, hazım kolaylaşır ve insan sabra alışır.

9) Ramazan’daki oruçla nefis Rab değil, kul olduğunu hatırlar, firavunluğu bırakır. Kulluğa ikna olur, kulluktan râzı olur. Rab olarak sadece Rabb’ini bilir. Kendisinin âciz bir kuldan ibâret olduğunu kavrar.

Kaynak
 

Ab-ı Hayat

Moderatör
Moderatör
Katılım
3 Haziran 2014
Mesajlar
1,608
Tepkime puanı
47
Ramazana özel olmak için, "RAMAZAN GİBİ ÖZEL" olmak gerek!

Geç aynanın karşısına; oku kendi yüzünü, sor aynalara! ne diyorlar senim için??
Sen kendinle, kendi eksenin etrafında dönerken yıllar ne götürüyor senden? neler yitirmektesin be gafil nefis! aç gözünü!
Bak nefsim sana şu kadar söyliyim; eğer artık, Ramazanda da uyanmazsan bu gaflet uykundan, çıkmazsan gafletin kör kuyusundan, ha tamam! sen artık İFLAH OLMAZSIN!!

Silkelen kendine gel, bak yine okundu ezan seni çağırıyor, yarın seni bir de sela çağıracak ha! bunu da unutmayasın!
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Allah c.c'nün izniyle Ramazan-ı Şerif Ayı'na giriyoruz. Rabbim cümlemize bu çok değerli zaman dilimini güzelce değerlendirebilmeyi, bu mübarek günlerin hepimize sağlık, afiyet, bolluk, bereket ve hayırlar getirmesini nasip etsin.
 
Üst Alt