Ramazan Nükteleri

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Gayet yaşlı birisi ramazan ayında gizli bir yerde orucu yerken muzip bir komşusuna yakalanır. Komşu ihtiyara takılır.
-Utanmadan mübarek ramazan günü gizli gizli orucu götürüyorsun ha! İhtiyar da hazır cevaptır. Şöyle cevap verir:
-Üzerime gelme komşu, beni rahat bırak, çok ihtiyarım sayılı günlerim var.Bak ben gidersem daha gelmem vallaha! Ama mübarek ramazan giderse seneye yine gelir...
çokk kommikk
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ramazan jet imamların da türediği ve revaç bulduğu bir aydır. Teravih namazlarını en kısa zamanda kıldıran imamlar şöhret olur.
Öyle ki sanki kronometre çalışmaktadır ve imamla cemaat yüz metre koşusundadır. En önce hangi camii imamı ipi göğüsleyecek ve teravihi bitirecektir…
Ama siz siz olun böyle hızlı imamların peşine takılmayın. Çünkü böyle kılınan namazlar namaz olmaktan çıkıp iftar yemeğini eritme sporuna dönüşür.
Kilo verseniz de sevap alacağınızı sanmıyorum.

Çünkü namaz İslam’da ağırlığı olan çok önemli bir ibadettir. Rabbin huzurunda saygıyla duruş, onunla konuşma, onu zikretme, ona dua etme ve yalvarmayı içine alan
şümullü bir ibadettir
.

Biz içindeyken yetişemiyoruz…
Sultan II.Mahmud Han asr-ı ricalinden bir zât, ramazanda bazı ahbab ve tanıdıklarını iftara davet etmiş. Meşhur şair İzzet Molla da davetliler arasındaymış.
Yatsı ezanı okunmuş, cemaatle namaza başlamışlar.
İmamlık eden zât, namazı neredeyse iki secdeyi bir edecek kadar acele kıldırıyormuş. Çok kısa zamanda sonuncu rekatın “tahiyyatına” gelmişler.
O aralık dışarıdan bir adam gelip namaz kıldıklarını görünce:
“Hazır abdestim varken ben de cemaate yetişeyim” diye düşünüp safa dahil olacağı sırada cemaat selam vermiş. İzzet Molla dönüp adama şöyle demiş:
Be adam! Biz içinde iken yetişemiyoruz, sen dışarıdan gelip nasıl yetişeceksin?”

çokk kommikk
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ağzımdaki Eriktir Erik
Adamın biri ramazan günü erik yiyormuş. Bunu gören başka bir adam:
“Yahu, Müslüman olan böyle oruç yer mi?” demiş.
Adam: “Hayır oruçluyum” cevabını verince diğeri, avurdunun şişliğini işaret ederek: “Ağzındaki nedir?” diye sormuş.
Adam: “Eriktir” demiş, “İftara kadar yumuşasın diye ağzımda tutuyorum.”

çokk kommikk
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bir adam Ramazan sohbetlerinde diliyle çokça cömertlikten söz ediyor, ama eliyle hiç de cömertlik yapmıyordu. İşte bu adam bir gün İbrahim Edhem'e rica etti:
- Herkese nasihat ediyorsun, bana da nasihat et. İbrahim Edhem bu adama tek cümlelik nasihatini şöyle yaptı:
- Sen açığı kapa, kapalıyı da aç sana yeter!.
Adam bir şey anlamamıştı. Mecburen sordu:
- Açık nedir ki onu kapayayım, kapalı nedir ki onu da açayım?
İbrahim Edhem kısaca anlattı:
- Açık olan hep cömertlikten söz eden ağzındır, onu kapa. Kapalı olan da yoksula hiç açmadığın kesendir. Onu aç. Bu sana yeter!
Düşünmeye başlayan hakperest adam, tebessüm ederek söylendi:
- Bir doğru ancak bu kadar veciz söylenebilir!. Bu söz gerçeğin ta kendisidir! Bu güzel ikazdan sonra ben de hep cömertlikten söz eden çenemi kapıyor, yardım için hiç açmadığım kesemin ağzını açıyorum!.
- Ne dersiniz, bu sözün bize de şümulü olabilir mi? Biz de Ramazan boyunca hep cömertlikten, yardımdan söz ediyor, ama elimiz cüzdanımıza bir türlü varmıyor,
bir yoksulun yüzünü güldüren yardımda bulunamıyor muyuz?
Bizim de açığı kapayıp kapalıyı açmaya ihtiyacımız var mı yoksa? Bir düşünsek mi acaba?. Malum ya, kıssadan maksat hisse.

acilangul1
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Yalansa
Abartıcı bir kişi olarak tanınan hattat İzzet Efendi bir dostuna:
- Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kur’an yazıp bitirdim, demiş.
Az sonra dostu söze girmiş :
- Geçen Ramazan’da Kandilli’ye, bir iftar yemeğine gidiyordum. Boğaziçi’nde öyle bir fırtına çıktı ki. Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı.
Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı. Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum.
Mustafa İzzet Efendi bağırmış :
-Yalan !
-Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur’an-ı Kerim çarpsın.

çokk kommikk
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Keşke, Ramazan, senede iki kez gelse.

Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri:
-Keşke, Ramazan, senede iki kez gelse.

Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi, hemen şu cevabı verir:
-Öyleyse Ramazan gider gitmez neden bayram yaparsınız? İnsan, sevdiği gidince bayram mı yapar hiç
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Halim Mecalim yok

Sohbet sırasında Bektaşi’ye sormuşlar:
-Baba Erenler niçin oruç tutmazsın?
Bektaşi’de mazeret hazırdır:

-Vallahi tutmak isterim ama halim mecalim yok.
Bektaşi’yi zorda bırakmak için bir soru daha sorarlar:

-İftara çağırsalar gider misin?
-Doğrusu ne yapar eder giderim.
Bektaşi’nin bu cevabına itirazlarını bildirirler:

-Bu nasıl olur? Allah’ın emrini dinlemiyorsun da kulların davetini kaçırmıyorsun!

Bektaşi’nin cevabı hazırdır:

-Bunda şaşılacak ne var? Bilirsiniz ki Cenabı Hak merhametlilerin merhametlisidir ve affedicidir. Fakat insanlar böyle midir? Onlar, en küçük bir sebepten güceniverirler.
Bunun için kulların davetlerini kaçırmamak gerekir
sırıtık.:,
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bunları Ramazana Verin
Vaktiyle adamın birisi her şeyin en güzelini bir yana ayırır, “Hanım bunu Ramazan'a sakla” dermiş. Gel zaman git zaman Ramazan ayı gelmiş, güzel güzel yemekler pişmeye, iftar sofraları dolup taşmaya başlamış.
Günlerden bir gün kapıya bir dilenci gelmiş ve Allah için bir yardım istemiş.
Kadın:
“Adın ne senin?” demiş.
“Ramazan”
“Ramazan mı? Dur öyle ise.”
Evde ne kadar ayrılmış güzel yiyecek, içecekler varsa kaplara doldurmuş.
“Al git bunları, bizim bey sana saklıyordu” demiş.

acilangul1
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Borcun var mı?
Bir ramazan günü III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben:

- 'Senin de borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve ondan sonra şu cevabı alır:

- Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş.

Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarladı sorusunu:

- 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?'

Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplamış:
- Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.
 
Üst Alt