Nisa sur. 64.ayet-Peygambere itaat

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Nisa sur. 64.ayet-Peygambere itaat
“Biz peygamberlerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik…”(nisa sur.64.ayet)

Peygambere itaat Allah'a itaat, ona isyan Allah'a isyandır.

Bu ayet bir peygamber'in konumunu açıkça ortaya koyar: Allah, rasûllerini, sadece insanlar, peygamberliğini kabul etsinler, daha sonra da başkalarına tâbi olsunlar diye göndermemiştir. Peygamber gönderilmesinin tek amacı, onun getirdiği hayat tarzına uyulup diğerlerinin reddedilmesi ve yalnızca O'nun Allah'tan getirdiği emirlere uyulup, diğerlerinin terk edilmesidir. Eğer bir kimse peygambere yukarıdaki anlamda inanmıyorsa, onun peygamber olduğuna şehadet etmesinin hiçbir anlamı yoktur.(Mevdudi-Tefhim-ul Kur’an)

Bunlar, Peygamberin ne demek olduğunu anlamıyorlar. Halbuki biz herhangi bir Peygamberi gönderdik ise, ancak Allah'ın izni ile itaat olunmak için göndermişizdir. Bundan dolayı Peygambere itaat, Allah'ın emrine itaat, ona isyan ise Allah'a isyandır.(Elmalılı Hamdi Yazı-Hak Dini Kur’an Dili)

Yüce Allah'ın: "Biz ne kadar peygamber gönderdiysek" buyruğundaki edat tekid için zaid (fazladan) olarak gelmiştir. "Allah’ın izniyle" “Allah'ın ilmîyle”, demektir- Allah'ın tevfikiyle anlamındadır, da denilmiştir."İtaat edilsin diye" verdiği emirlerde ve yasaklarda buyruğu kabul edilip yerine getirilsin diye "gönderdik." (İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)

Gönderilen Peygamberlerin hepsine, Allah'ın izin ve emriyle itaat etmek vaciptir. İtaat etmek; Allah'a ve O'nun kendilerine itaat edilmesini emrettiği kimselerdir. Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiştir. Peygambere isyan eden, Allah'a isyan etmiştir. (Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazi, Furkan Tefsiri)

Âyet, bütün peygamberlerin günah ve isyandan masum olduklarına delalet etmektedir. Çünkü âyet, onlara mutlak olarak itaat edilmesi gerektiğine delalet etmektedir. Binâenaleyh eğer peygamberler bir günah işleyecek olsalardı, o hususta da onlara uymamız gerekirdi. Böylece de, o günahı işlemek bize de vacib olurdu. Halbuki o işin bir günah oluşu, yapmamızın haram olmasını gerektirir. Bu durumda aynı şeyin hem vacib hem de haram olduğunu söyleme gerekir ki bu, imkânsızdır.(Fahreddin Er Razi-Tefsir-i Kebir)

Bugün kimileri Rasulullah’ı devreden çıkararak kendi sosyal hayatlarına, ekonomik hayatlarına, siyasal hayatlarına, kendi zevkü sefalarına çok rahat bir şekilde fetva bulabilmenin derdindeler. O zaman Kur’an’ı kendi istedikleri gibi yorumlayabilecekler, keyiflerine göre bir din yaşayabilecekler. Çünkü Kur’an genel naslar ihtiva eder. O genel nasların pratikte uygulaması Rasulullah’ın hayatındadır. Peygamberi devreden çıkardınız mı ortada ne Kur’an kalır ne din? Çünkü peygamberi devreden çıkardınız mı genel özellikleriyle bir din ortaya çıkacaktır ve insanlar bu dinle alâkalı kendi yorumlarını din kabul edecekler ve sanki Kur’an’ın pratiğiymiş gibi bir hayat yaşayacaklar. Sonra da insanları kendilerine, kendi anlayışlarına, kendi dinlerine çağıracaklar, gelin bizim gibi olun, gelin bizim gibi yaşayın diyecekler, gerçekten bu çok yanlış bir şeydir.
(Ali Küçük- Besair-ul Kur’an)
 
Üst Alt