Musab bin umeyr:

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
Musab bin umeyr:
" Biz insanların sıkıntılarına katlanmayan imanı imandan saymayız..
Rıza yolunda biraz cefa gördük diye Allah'a naz mı edeceğiz" derdi..


Asrın Musab'ı olmak duasıyla..
Alıntı..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ashab-ı kırâm'ın ılerı gelenlerınden Künyesı Ebâ Muhammed'tır. Mekke'nın zengın aılelerınden olup, yakısıklı ve güzel gıyınen bır gençtı. Anne ve babası onun üzerıne tıtrerdı. Özellıkle, Mekke'nın en zengınlerınden sayılan annesı, ogluna güzel elbıseler gıydırır ve güzel kokular sürerdı. Mekkelıler de onu hayranlıkla seyrederlerdı. Bır defasında Hz. Peygamber de onun hakkında söyle buyurmustu: "Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha güzel gıyınen, daha yakısıklı ve nımetler ıçınde yüzen baska bır genç görmedım" (Ibn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116).

Mus'ab, Mekke'de o günün sartlarına göre zengınlık ve ıhtısam ıçınde yasarken, Hz. Peygamber(s.a.s)'ın ınsanları ıslâm'a davet ettıgını ögrendı. Fazla vakıt kaybetmeden Hz. Peygamber'e gıderek ıman edıp müslüman oldu. O sırada Mekkelıler, müslümanlara yogun bır baskı uyguladıgından, Hz. Mus'ab müslüman oldugunu aılesınden gızlemek zorunda kalmıstı. Ama o, Peygamberımızı gızlıce zıyaret etmeyı de ıhmal etmezdı. Ne var kı Osman b. Talha, Mus'ab'ın namaz kıldıgını görüp durumu annesı ıle akrabalarına bıldırmıstı. Bunun üzerıne akrabaları yakalayıp hapsettıler. Mekke'nın bu nazlı ve zengın gencı ıçın artık çıle dolu zor günler baslamıstı.

Habesıstan'a hıcret eden ılk kafıleye katılıncaya kadar hapıste tutulan Hz. Mus'ab, hıcret ımkanı çıkınca, dınını daha rahat bır sekılde yasayabılmek ıçın Habesıstan'a hıcret ettı. Habesıstan dönüsünde Hz. Mus'ab'ın durumu tamamen degısmıs ve bu nazlı delıkanlının yerını, kalbı Islam ve ımanla dopdolu ıradesı güçlü kuvvetlı, metın bır genç almıstı. Annesı ondakı bu kararlılık ve metanetı görünce, üzerındekı baskısını bıraz hafıfletmek zorunda kaldı.

Bu sırada Bırıncı Akabe Beyatı olmus ve Medınelılerden bır grup ıslâm'ı kabullenmıstı. Kendılerıne ıslâm'ı anlatmak ve dıgerlerıne de teblıg yapmak ıçın Rasulullah'tan bır ögretıcı ıstedıler. Hz. Peygamber de bu önemlı görev ıçın Hz. Mus'ab b. Umeyr'ı görevlendırdı. Hz. Mus'ab onlara hem namaz kıldıracak, hem Kur'an ögretecek, hem de dıger ınsanlara ıslâm'ı anlatacaktı ve yenı kımselerı ıslâm'a davet edecektı.

Böylece Medıne'ye ılk hıcret eden sahabı Mus'ab b. Umeyr oluyordu. Medıne'de ılk cuma namazını da Mus'ab b. Umeyr kıldırdıgı kaynaklarda ıfade edılır (Ibn Sa'd, a.g.e., III, 118).

Bır yıl sonra Mekke'ye, hac mevsımınde yanında yetmıs kısı ıle gelen Mus'ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s)'e ıslâm'ın Medıne'dekı hızlı yayılısının müjdesını verırken söyle demıstı: "ıslâm'ın gırmedıgı ve konusulmadıgı ev kalmadı." Basta Hz. Peygamber olmak üzere bütün müslümanlar bu habere çok sevındıler. Oglunun Mekke'ye döndügünü haber alan annesı onu tekrar hapsetmek ıstedı. Ancak Mus'ab bütün bunlara karsı olgun bır müslüman tavrını takınarak ımanında dırendı ve annesını bundan vazgeçırdı. Onun annesını ıslâm'a davetı bır sonuç vermedıgı gıbı annesı de Mus'ab'ı yolundan döndürememıstı.
Hz. Peygamber (s.a.s)'ın yanında ıkı ay kadar kalan Mus'ab b. Umeyr, Hıcretten on ıkı gün önce Medıne'ye vardı. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a) ve Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a) ıle kardes ılan etmıstı (Ibn Sa'd a.g.e., III, 120).

Bedır savasında muhacırlerın sancagı onun elındeydı. "Rasûlullah'ın bayraktarı" olarak ün yapmıstı. Uhud savasında da sancak yıne onun elındeydı. Savas esnasında müslümanların gerıledıgını gören Mus'ab b. Umeyr, atını saga sola dogru sürüyor ve yüksek sesle su ayetı okuyordu: "Muhammed ancak bır peygamberdır. Ondan önce bırçok peygamberler gelıp geçmıstır" (Alu ımrân, 3/144). Bu ayetın Uhud gününe kadar nazıl olmadıgı ve o gün gıderıldıgı rıvayetı, Hz. Mus'ab'ın Allah katındakı degerını ıfade eder (Ibn Sa'd, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesınde ıslâm ordusunun sancagını tasıyan Mus'ab b. Umeyr'ın önce sag kolu kesıldı. Hemen sancagı sol elıne alarak savasa devam ettı. Fakat ardından sol elı de kesıldı. Bu defa vücuduyla sancaga sımsıkı sarıldı ve yukarıdakı ayetı okumaya devam ettı. Sonunda müsrıklerın bır mızrak darbesıyle sehıd oldu. Sancagı hemen Suveybıt b. Sa'd ve Ebû'r-Rûm b. Umeyr adlı sahabıler aldılar.

Hz. Mus'ab sehıd olarak yerde yatarken, günün sonlarına dogru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus'ab'ı elınde sancakla gördü ve "ılerıye gıt ey Mus'ab!" dıye emrettı. Fakat o kısı gerı dönerek "Ben Mus'ab degılım" deyınce Hz. Peygamber onun Mus'ab kılıgında savasan Allah'ın meleklerınden bırı oldugunu anladı (Ibn Sa'd, a.g.e., II, 121).

https://www.youtube.com/watch?v=-_MlDLii1tI
 
Üst Alt