Bir sürü odası olan ve korunaklı sandığınız evlerinize, paralar döküp her yıl değiştirdiğiniz arabalarınıza, elinizdeki “akıllı” telefona, evlatlarınıza, yıllar önce yanınızdan göçüp giden anne ve babanıza, o hayatımda olmazsa yaşayamam diye her şeyden çok değer verdiğiniz insana, bugün şunu yiyeyim diye canınızın çektiği yiyeceklere bir bakın... Bunların hepsi bir anda gidiyor elinizden. Size hep açık sandığınız kapılar bir bir kapanıyor yüzünüze... Eliniz, ayağınız bile gözünüze gözükmüyor... Övündüğünüz mülkün esas sahibini hatırlamak ve şükretmek için tüm bunları kaybetmeyi beklemeyin. Hayatın yarını yok çünkü. Bir saat veya bir dakika sonrası bile yok insanın. Çok önceden “evet, sen benim Rabbimsin” dediğiniz sözünüz var sadece. Ölüm var. Yeniden yaratılmak var. “Kabirlerden kalkıp koşarak” tekrar Allah’ın huzuruna gitmek var... Gerisi rüya. Gerisi hırstan ibaret. Gerisi tuzak hesap günü için.