Muksirûn

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Muksir, Arapça, “sayıca çok olmak, artmak” anlamına gelen “kesret” kelimesinden türeyen bir kelime olup çoğulu “muksirûn”dur.
Muksirûn terimi, hadis ilmi açısından, binin üzerinde hadis rivayet eden sahabileri ifade etmektedir.​
Hz. Peygamber vefat ettiğinde 114.000 kadar olduğu tahmin edilen sahabilerin, ancak 1000-1500 kadarı hadis rivayetinde bulunmuştur. Hadis rivayet eden bu sahabiler, rivayetlerinin azlığı ve çokluğu açısından hadis alimlerince iki gruba ayrılmış, az hadis rivayet edenler için “mukıllûn”, çok hadis rivayet edenler için ise “muksirûn” tabiri kullanılmıştır.
Hadis alimlerinin çoğu, 1000’den fazla hadis rivayet eden sahabileri muksirûn kategorisinde değerlendirmişlerdir. Bunun yanında “muksirûn”u 700’den veya 1500’den fazla hadis rivayet edenler için kullanan alimler de vardır. Buna göre, 700 hadis esas alındığında dokuz, 1000 hadis esas alındığında yedi ve 1500 hadis esas alındığında altı kişi muksirûna dahil olmaktadır.
Sahabenin rivayet ettiği hadislerin sayısı tesbit edilirken esas alınan hadis kaynakları başka başka olduğundan, ayrıca bazı alimler bir hadisin farklı rivayetlerini ayrı birer hadis kabul edip her defasında tekrar saydığından muksirûnun rivayet ettiği hadislerin sayısı alimlere göre farklılık arzedebilmektedir.
İbnü’l-Cevzî’ye ve Ahmed b. Hanbel’e göre en çok hadis rivayet eden sahabilerin rivayet ettikleri hadislerin sayısı şöyledir:

  1. Ebû Hureyre (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 5374, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 3848
  2. Abdullah b. Ömer (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 2630, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 2019
  3. Enes b. Malik (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 2286, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 2178
  4. Hz. Aişe (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 2210, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 2403
  5. Abdullah b. Abbas (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 1660, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 1696
  6. Cabir b. Abdullah (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 1540, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 1206
  7. Ebû Said el-Hudrî (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 1170, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 958
  8. Abdullah b. Mesud (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 848, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 892
  9. Abdullah b. Amr b. el-As (ra): İbnu’l-Cevzî’ye göre 700, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde: 722
Bu sahabilerin diğerlerinden daha çok hadis rivayet etmiş olmalarının elbette çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Mizaç olarak öğrenmeye çok düşkün olan bu müstesna sahabilerin hemen hepsi çok genç yaşta, hafızalarının diri olduğu dönemde Rasûlullah’ı idrak etmiş ve O'nun vefatından sonra da uzun süre yaşamışlardır. Ashabın çoğu dünyevi meşgaleleriyle meşgul olurken muksirûnun bir kısmı genç ve bekar olduğu, bir kısmı da Suffe ashabından olduğu için Rasûlullah ile daha fazla beraber olmuşlar, dolayısıyla ondan daha fazla hadis öğrenebilmişlerdir. Ayrıca onların hadis rivayetine duydukları özel ilgiyi de çok sayıda hadis rivayet etmelerinin sebepleri arasında zikretmek gerekmektedir.


Bunun yanında sünnet konusunda geniş malumata sahip olduğu halde muksirûn kategorisine girmeyen sahabiler de bulunmaktadır. Bunlar devlet işleriyle yahut savaşlarla meşgul olmaları, Hz. Peygamber’in vefatından sonra uzun süre yaşamamaları veya Hz. Peygamber adına istemeyerek de olsa yalan isnad etmekten endişe duymaları vs. sebebiyle çok hadis rivayet edememişlerdir.

Bibliyografya
AĞIRMAN, Cemal. “Müksirûn”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. XXXI, İstanbul, 2006
KOÇYİĞİT, Talat. Hadis Terimleri Sözlüğü, Rehber Yayıncılık, Ankara, 1992
KÖTEN, Akif. “Müksirûn”, Şamil İslam Ansiklopedisi, c. IV, Şamil Yayınevi, İstanbul, 1994
 
Üst Alt