Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 4901 - 4990
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 51734" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4951 - Ebu Seleme Ibnu Abdirrahman ve Suleyman Ibnu Yesar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir sahabisinden naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kasameyi cahiliye devrindeki sekliyle takrir edip kabul etti. Hatta, Hayber yahudileri aleyhine dava ettikleri bir olu icin Ensardan bir kisim insanlar arasinda kasameye hukmetti."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Muslim, Kasame 8, (1670); Nesai, Kasame 2, (8, 5).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4952 - Seh! Ibnu Ebi Hasme anlatiyor: "Abdullah Ibnu Sehl ve Muhayyisa Ibnu Mes'ud Hayber'e gittiler. O gunlerde Hayber'le sulh yapilmisti. ODnlar (hususi isleri icin) birbirlerinden ayrildilar.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Muhayyisa, Abdullah Ibnu Sehl'e rastladi; kan revan icindeydi, son nefeslerini verdi. Muhayyisa, arkadasini orada defnetti ve Medine'ye dondu. Mes'ud'un iki oglu Muhayyisa ve Huvayyisa, Abdurrahman Ibnu Sehl ile birlikte (durumu haber vermek uzere) Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gittiler. Yasca hepsinin kucugu olan Abdurrahman konusmaya basladi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Buyugu buyukle, buyugubuyukle!" diyerek mudahale etti. Bunun uzerine o sustu, oburleri anlattilar. Aleyhissalatu vesselam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Elli yemin yapip arkadasinizin diyetini hak etmek ister misiniz?" buyurdular. Onlar:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Nasil yemin ederiz, ne sahid olduk, ne de gorduk!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Yahudiler elli yeminle sizi tebrie etsinler mi?" buyurdular. Onlar:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Biz kafir insanlarin yeminine nasil itibar ederiz?" dediler. Resulullah aleyhissalatu vesselam onlarin bu halleri uzerine, adamin diyetini kendi nezdinden odedi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Buhari, Diyat 22, Sulh 7, Cizye 12, edeb 89, Ahkam 38; Muslim, Kasame 1, (1669); Muvatta, Kasame 1, (2, 877, 878); Ebu Davud, Diyat 8, 9, (4520, 4521, 4523); Tirmizi, Diyat 23, (1422); Nesai, Kasame 3, (8, 5-12).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4953 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Muhayyisa'nin kucuk oglu Hayber'in kapisi onunde maktul bulundu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Olduren hakkinda iki sahid bul, katili sana ipiyle teslim edeyim!" buyurdu. Muhayyisa:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Allah'in Resulu! Biz nereden iki sahid bulalim? Zira, onlarin kapilari onunde katledildi" dediler. Aleyhissalatu vesselam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Oyleyse elli kere kasame yemini edersin" buyurdular. Muhayyisa:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Allah'in Resulu dedi, ben bilmedigim bir kimse hakkinda nasil yemin ederim?" Aleyhissalatu vesselam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Onlardan elli kasame yemini talep edersin" buyurdular. Muhayyisa:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Allah'in Resulu! Onlar yahudidir, biz onlara nasil yemin teklif ederiz?" dedi. bunun uzerine olenin diyetini Aleyhissalatu vesselam onlara (yahudilere) hukmetti ve yarisiyla onlara yardimda bulundu."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Nesai, Kasame 4, (8, 12).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4954 - Yine Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi tarikinden anlatildigina gore, "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Liyyetu'l-Bahre nam mevkiin kenarinda yer alan Bahretu'r-Ruga'da meskun Beni Nadr Ibni Malik kabilesinden bir adami kasame yoluyla oldur(t)du ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"katil de maktul de kendilerinden!" buyurdu."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ebu Davud, Diyat 8, (4522).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">MUDARABE</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4955 - Zeyd Ibnu Eslem radiyallahu anh babasindan naklen anlattigina gore, "Omer Ibnu'l-Hattab'in iki oglu Abdullah ve Ubeydullah radiyallahu anhum, Irak'a giden bir orduya katilip sefere ciktilar. Bu seferde, Basra emiri olan Ebu Musa el-Es'ari radiyallahu anh'a ugradilar. Ebu Musa onlarla merhabalasip, kolaylik diledikten sonra:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Size faydasi dokunacak bir sey yapabilmeyi ne kadar isterdim!" dedi ve az sonra hatirladi: "Evet evet! Surada Allah'in malindan mal var. Onu Ebiru'l-Mu'minin (Hz. Omer)'e gondermek istiyorum. Ben onu size karz olarak vereyim. Siz onunla Irak mallarindan satin alin, sonra da Medine'de satin. Sermayeyi emiru'l-mu'minin'e odeyin, kar da sizin olsun!" dedi. Abdullah ve Ubeydullah:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bunu yapmak isteriiz" dediler ve yaptilar. Ebu Musa, Hz. Omer radiyallahu anhuma'ya onlardan mali almasini yazdi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Medine'ye geldikleri vakit mali sattilar, kar ettiler. Parayi Hz. Omer'e verdikleri zaman:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ebu Musa, her askere size yaptigi gibi borc veriyor mu?" diye sordu. Ogullari, "Hayir!" dediler. Bunun uzerine Hz. Omer:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ebiru'l-mu'minin'in iki oglu oldugunuz icin borc vermis. (Olmaz boyle sey!) Sermayeyi de, kari da getirin!" diye gurledi. Abdullah sukut etti. Ubeydullah ise:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Emiru'l-mu'minin, bu davranis sana yakismaz! Eger bu sermaye noksanlassa veya kaybolsa idi, biz tazmin edecektik" dedi. Fakat Hz. Omer:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Kari da getirin!" diye israr etti. Abdullah yine sesini cikarmadi. Ubeydullah (onceki soylediklerini tekrar ederek) karsilik verdi. Bunun uzerine Hz. Omer'in meclis arkadaslarindan bir adam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Emiru'l-mu'minin! Bunu mudarabe saysan!" teklifinde bulundu. Hz. Omer de:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet, onu mudarabe kildim!" deyip, sermayeyi ve karin yarisini aldi. Abdullah'la Ubeydullah da diger yarisini aldilar."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Muvatta, Kiraz 1, (2, 687, 688).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4956 - Ala Ibnu Abdirrahman babasi vasitasiyla dedesi (Yakub el-Medeni)'den naklediyor: "Osman Ibnu Affan kendisine, calistirmasi icin, mudarabe olarak mal verdi ve kar ikisinin oldu."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Muvatta, Kiraz 2, (2, 688).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">HZ. IBRAHIM VE HZ. ISMAIL ALEYHIMASSELAM'IN KISSALARI</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4957 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Ibrahim beraberinde Hz. Ismail aleyhimasselam ve onu henuz emzirmekte olan annesi oldugu halde ilerledi. Kadinin yaninda bir de su tulumu vardi. Hz. Ibrahim, kadini Beyt'in yaninda, Devha denen buyuk bir agacin dibine birakti. Burasi Mescid'in yukari tarafinda ve Zemzem'in tam ustunde bir nokta idi. O gun Mekke'de kimse yasamiyordu, orada hic su da yoktu. Iste Hz. Ibrahim anne ve cocugunu buraya koydu, yanlarina, icerisinde hurma bulunan eski bir azik dagarcigi ile su bulunan bir tuluk birakti.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Hz. Ibrahim aleyhisselam bundan sonra(emr-i ilahi ile) arkasini donup (Sam'a gitmek uzere) oradan uzaklasti. Ismail'in annesi, Ibrahim'in pesine dustu (ve ona Keda'da yetisti).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Ibrahim, bizi burada, hicbir insanin hicbir yoldasin bulunmadigi bir yerde birakip nereye gidiyorsun?" diye seslendi. bu sozunu birkac kere tekrarladi. Hz. Ibrahim, (emir geregi) ona donup bakmadi bile. Anne, tekrar (ucuncu kere) seslendi:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Boyle yapmani sana Allah mi emretti?" dedi. Hz. Ibrahim bunun uzerine: "Evet!" buyurdu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Oyleyse (Rabbimiz hafizimizdir), bizi burada perisan etmez!" dedi, sonra geri dondu. Hz. Ibrahim de yoluna devam etti. Kendisini goremeyecekleri Seniyye (tepesine) gelince Beyt'e yoneldi, ellerrini kaldirdi ve su dualari yapti: "Ey Rabbimiz! Ailemden bir kisminni, senin hurmetli Beyti'inin yaninda, ekinsiz bir vadide yerlestirdim -namazlarini Beyt'inin huzurunda dosdogru kilsinlar diye-. Ey Rabbimiz! Sen de insanlardan mu'min olanlarrin gonullerini onlara meylettir ve onlari meyvelerle riziklandir ki, onlar da nimetlerinin kadrini bilip sukretsinler" (Ibrahim 37).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ismail'in annesi, cocugu emziriyor, yanlarindaki sudan iciyordu. Kaptaki su bitince susadi, (sutu de kesildi), cocugu da susadi (Ismail bu esnada iki yasinda idi). Kadincagiz (susuzluktan) kivranip izdirap ceken cocuga bakiyordu. onu bu halde seyretmenin acisina dayanamayarak oradan kalkti, kendisine en yakin buldugu Safa tepesine gitti. Uzerine cikti, birilerini gorebilirmiyim diye (o gun derin olan) vadiye yonelip etrafa bakti, ama kimseyi goremedi. safa'dan indi, vadiye ulasti, entarisinin etegini topladi. Ciddi bir isi olan bin insanin kosusuyla kosmaya basladi. Vadiyi gecti. Merve tepesine geldi, uzerine cikti, oradan etrafa bakti, bir kimse gormeye calisti. Ama kimseyi goremedi. bu gidip-gelisi yedi kere yapti. Iste (hacc esnasinda) iki tepe arasinda hacilarin kosmasi buradan gelir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Anne, (bu sefer) Merve'ye yaklasinca bir ses isitti. Kendi kendine: "Sus" dedi ve sese kulagini verdi. O sesi yine isitti. Bunun uzerine:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"(Ey ses sahibi!) sen sesini isittirdin, bir yardimin varsa (gecikme)!" dedi. Derken Zemzem'in yaninda bir melek (tecelli etti). Bu Cebrail'di. Cebrail kadina seslendi: "Sen kimsin?" Kadin: "Ben Hacer'im, Ibrahim'in oglunun annesi..."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ibrahim sizi kime tevkil etti?"</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allah Teala'ya."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"her ihtiyacinizi gorecek Zat'a tevkil etmis."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ayaginin okcesi -veya kanadiyla- yeri eseliyordu. Nihayet su cikmaya basladi. Kadin (bosa akmamasi icin) suyu eliyle havuzluyordu. Bir taraftan da sudan kabina doldurdu. Su ise, kadin aldikca dipten kayniyordu."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ibnu Abbas radiyallahu anhuma dedi ki: "Allah Ismail'in annesine rahmetini bol kilsin, keske zemzemi oldugu gibi akar biraksaydi da avuclamasaydi. Bu takdirde (zemzem, kuyu degil) akar su olacakti."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Kadin sudan icti, cocugunu da emzirdi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Melek, kadina: "Zayi ve helak oluruz diye korkmayin! Zira, Allah Teala Hazretleri'nin burada bir Beyt'i olacak ve bunu da su cocuk ve babasi bina edecek. Allah Teala Hazretleri o isin sahiplerini zayi etmez!" dedi. Beyt yerden yuksekti, tipki bir tepe gibi. Gelen seller sagini solunu asindirmisti.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Kadin bu sekilde yasayip giderken, oraya Curhum'den bir kafile ugradi. Oraya Keda yolundan gelmislerdi. Mekke'nin asagisina konakladilar. Derken orada bir kusun gelip gittigini gorduler.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bu kus su uzerine donuyor olmali, (burada su var). Halbuki biz bu vadide su olmadigini biliyoruz!" dediler. Durumu tahkik icin, yine de bir veya iki atik adam gonderdiler. Onlar suyu gorunce geri donup haber verdiler. Curhumluler oraya gelip, suyun basinda Ismail'in annesini buldular.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Senin yaninda konaklamamiza izin verir misin?" dediler. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet! Ama suda hakkiniz olmadigini bilin!" dedi. Onlar da:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Pekala!" dediler. Aleyhissalatu vesselam der ki:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Unsiyet istedigi bir zamanda bu teklif Ismail'in annesine uygun geldi. Onlar da oraya indiler. Sonra geride kalan adamlarina haber saldilar. Onlar da gelip burada konakladilar. Zamanla orada cogaldilar. Cocuk da buyudu. Onlardan Arapca'yi ogrendi. Buyudugu zaman onlar tarafindan en cok sevilen, hoslanilan bir genc oldu. Buluga erince, kendilerinden bir kadinla evlendirdiler. Bu sirada Ismail'in annesi vefat etti.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Derken Hz. Ibrahim aleyhisselam, Ismail'in evlenmesinden sonra oraya gelip, biraktigi (hanimini ve oglunu) aradi. Ismail'i bulamadi. Hanimindan Ismail'i sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Rizkimizi tedarik etmek uzere (avlanmaya) gitti" dedi. Hz. Ibrahim, bu sefer gecimlerini, hallerini sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Halimiz fena, darlik ve sikinti icindeyiz!" diyerek sikayetvari konustu. Hz. Ibrahim:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Kocan gelince, ona benden selam etve "kapisinin esigini degistirmesini" soyle!" dedi. Ismail geldigi zaman, sanki bir sey sezmis gibiydi:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Eve herhangi bir kimse geldi mi?" diye sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet su su evsafta bir ihtiyar geldi. senden sordu, ben de haberini verdim, yasayisimizdan sordu, ben de sikinti ve darlik icinde oldugumuzu soyledim" dedi. Ismail:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"sana bir tavsiyede bulundu mu?" dedi. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet! sana selam soylememi emretti ve kapinin esigini degistirmeni soyledi!" dedi. Ismail:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bu babamdi. seninle ayrilmami bana emretmis. Haydi artik ailene git!" dedi ve hanimini bosadi. Curhumlulerden bir baska kadinla evlendi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Hz. Ibrahim onlardan yine uzun muddet ayri kaldi. Bilahare bir kere daha gormeye geldi. Yine Ismail'i evde bulamadi. Haniminin yanina gelip, Ismail'i sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Maisetimizi kazanmaya gitti!" dedi. Hz. Ibrahim:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Haliniz nasildir?" dedi, gecimlerinden, durumlarindan sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Iyiyiz, hayir uzereyiz, bolluk icindeyiz" diye Allah'a hamd ve senada bulundu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ne yiyorsunuz?" diye sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Et yiyoruz!" dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ne iciyorsunuz?" diye sorunca da:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Su!" dedi. Hz. Ibrahim:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim, et ve suyu haklarinda mubarek kil!" diye dua ediverdi." Aleyhissalatu vesselam der ki:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"O gun onlarin hububati yoktu. Eger olsaydi Hz. Ibrahim, hububatlari icin de dua ediverirdi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ibnu Abbas der ki: "Bu iki sey (et ve su) Mekke'den baska hicbir yerde Mekke'deki kadar sihhata muvafik dusmez (karin sancisi yaparlar). (Bu, Hz. Ibrahim'in duasinin bir bereketi ve neticesidir).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ibrahim'den anlatmaya devam etti)</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ibrahim (Ismail'in hanimina) dedi ki:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Kocan geldigi zaman, benden ona selam soyle ve kapisinin esigini sabit tutmasini emret!" (Cunku esik, evin dirligidir).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Hz. Ismail gelince (evde babasinin kokusunu buldu ve) "yaniniza bir ugrayan oldu mu?" diye sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet, bize yasli bir adam geldi, kilik kiyafeti duzgundu!" dedi ve (ihtiyar hakkinda) bir kisim ovgulerden sonra:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Benden seni sordu. Ben de haber verdim. Yasayisimizin nasil oldugunu sordu, ben de hayir uzere oldugumuzu soyledim!" dedi. Ismail:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Sana bir tavsiyede bulundu mu?" diye sordu. Kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet sana selam ediyor, kapinin esigini sabit tutmani emrediyor" dedi. Hz. Ismail:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bu babamdi. Esik de sensin, seni tutmami, evliligimizin devamini emrediyor! (Sen yanimda degerli idin, kiymetin simdi daha da artti" der ve kadin Ismail'e on erkek evlad dogurur.)</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Sonra, Hz. Ibrahim Allah'in diledigi bir muddet onlardan ayri kaldi. Derken bir muddet sonra yanlarina geldi. Bu sirada Hz. Ismail Zemzem'in yanindaki Devha agacinin altinda kendisine ok yapiyordu. Babasini gorunce ayaga kalkip karsilamaya kostu. Baba-ogul karsilasinca yaptiklarini yaptilar (kucaklastilar, el, yuz, goz opuldu).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Sonra Hz. Ibrahim: "Ey Ismail! Allah Teala Hazretleri bana ciddi bir is emretti" dedi. Ismail de:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Rabbinin emrettigi seyi yap!" dedi. Hz. Ibrahim:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bu iste bana sen yardim edecek misin?" diye sordu. O da:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet sana yardim edecegim!" diye cevap verdi. Bunnun uzerine Hz. Ibrahim:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allah-Teala Hazretleri, bana burada bir Beyt yapmami emretti!" diyerek etrafina nazaran yuksekce bir tepeyi gosterdi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(Ibnu Abbas) dedi ki: "Ismail'le Ibrahim iste orada Ka'be'nin (daha onceki) temellerini yukselttiler. Hz. Ismail tas getiriyor, Hz. Ibrahim de duvarlari oruyordu. Bina yukselince, Hz. Ismail, babasi icin (bugun Makam olarak bilinen) su tasi getirdi. Yukselen duvari orerken, Hz. Ibrahim (iskele olarak) onun ustune cikiyordu. Ismail de ona (asagidan) tas veriyordu. Bu esnada onlar:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Rabbimiz! (Bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen goren ve bilensin!" diyorlardi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ibnu Abbas der ki: "Hz. Ismail ve Hz. Ibrahim binayi yaparken (zaman zaman) etrafinda dolasarak: "Ey Rabbimiz (bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen goren ve bilensin!" (Bakara 127) diye dua ediyorlardi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Buhari, Enbiya 8.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">ASHABU'L-UHDUD</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4958 - Hz. Suheyb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Sizden oncekiler arasinda bir kral vardi. Onun bir de sihirbazi vardi. Sihirbaz yaslaninca Kral'a: "Ben artik yaslandim. Bana bir oglan cocugu gonder de sihir yapmayi ogreteyim!" dedi. Kral da ogretmesi icin ona bir oglan gonderdi. Oglanin gectigi yolda bir rahip yasiyordu. (Bir gun giderken) rahibe ugrayip onu dinledi, konusmasi hosuna gitti. Artik sihirbaza gittikce, rahibe ugruyor, yaninda (bir muddet) oturup onu dinliyordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(Bir gun) delikanliyo sihirbaz, yanina gelince dovdu. Oglan da durumu rahibe sikayet etti. Rahip ona:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Eger sihirbazdan (dovecek diye) korkarsan: "Ailem beni oyaladi!" de; ailenden korkacak olursan, "beni sihirbaz oyaladi" de!" diye tenbihte bulundu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">O bu halde (devam eder) iken, insanlara mani olmus bulunan buyuk bir canavara rastladi. (Kendi kendine)</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bugun bilecegim; sihirbaz mi efdal, rahip mi efdal!" diye mirildandi. Bir tas aldi ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim! Eger rahibin isi, sana sihirbazin isinden daha sevimli ise, su hayvani oldur de insanlar gecsinler!" deyip, tasi firlatti ve hayvani oldurdu. Insanlar yollarina devam ettiler. Delikanli rahibe gelip durumu anlatti. Rahib ona:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Evet! Bugun sen benden efdalsin (ustunsun)! Goruyorum ki, yuce bir mertdebedesin. Sen imtihan gecireceksin. Imtihana maruz kalinca sakin benden haber verme!" dedi. Oglan anadan dogma korleri ve alaca hastaligina yakalananlari tedavi eder, insanlari baskaca hastaliklardan da kurtarirdi. Onu kralin gozlyeri kor olan arkadasi isitti. Bircok hediyeler alarak yanina geldi ve: "Eger beni tedavi edersen, sunlarin hepsi senindir" dedi. O da:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ben kimseyi tedavi etmem, tedavi eden Allah'tir. Eger Allah'a iman edersen, sana sifa vermesi icin dua edecegim. O da sifa verecek!" dedi. Adam derhal iman etti, Allah da ona sifa verdi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Adam bundan sonra kralin yanina geldi. Eskiden oldugu gibi yine yanina oturdu. Kral:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Gozunu sana kim iade etti?" diye sordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Rabbim!" dedi. Kral:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Senin benden baska bir Rabbin mi var?" dedi. Adam:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Benim de senin de Rabbimiz Allah'tir!" cevabini verdi. Kral onu yakalatip iskence ettirdi. O kadar ki, (gozunu tedavi eden ve Allah'a iman etmesini saglayan) oglanin yerini de gosterdi. Oglan da oraya getirildi. Kral ona:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey ogul! Senin sihrin korlerin gozunu acacak, alaca hastaligini tedavi edecek bir dereceye ulasmis, neler neler yapiyormussun!" dedi. Oglan:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ben kimseyi tedavi etmiyorum, sifayi veren Allah'tir!" dedi. Kral onu da tevkif ettirip iskence etmeye basladi. O kadar ki, o da rahibin yerini haber verdi. Bunun uzerine rahip getirildi. Ona:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Dininden don!" denildi. O bunda direndi. Hemen bir testere getirildi. Basinin ortasina konuldu. Ortadan ikiye bolundu ve iki parcasi yere dustu. Sonra oglan getirildi. Ona da:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Dininden don!" denildi. O da imtina etti. Kral onu da adamlarindan bazilarina teslim etti.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Onu falan daga goturun, tepesine kadar cikarin. Zirveye ulastiginiz zaman (tekrar dininden donmesini talep edin); donerse ne ala, aksi takdirde dagdan asagi atin!" dedi. Gittiler onu daga cikardilar. Oglan:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim, bunlara karsi, diledigin sekilde bana kifayet et!" dedi. Bunun uzerine dag onlari salladi ve hepsi de dustuler. Oglan yuruyerek kralin yanina geldi. Kral: "Arkadaslarima ne oldu?" dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allah, onlara karsi bana kifayet etti" cevabini verdi. Kral onu adamlarindan bazilarina teslim etti ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bunu bir gemiye goturun. denizin ortasina kadar gidin. Dininden donerse neala, degilse onu denize atin!" dedi. Soylendigi sekilde adamlari onu goturdu. Oglan orada:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim, diledigin sekilde bunlara karsi bana kifayet et!" diye dua etti. Derhal gemileri alabora olarak boguldular. Cocuk yine yuruyerek hukumdara geldi. Kral:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Arkadaslarima ne oldu?" diye sordu. Oglan.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allah onlara karsi bana kifayet etti" dedi. Sonra Kral'a:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"benim emrettigimi yapmadikca sen beni olduremeyeceksin!" dedi. Kral: "O nedir?" diye sordu. Oglan:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Insanlari genis bir duzlukte toplarsin, beni bir kutuge asarsin, sadagimdan bir ok alirsin. Sonra oku, yayin ortasina yerlestir ve: "Oglanin Rabbinin adiyla" dersin. Sonra oku bana atarsin. Iste eger bunu yaparsan beni oldurursun!" dedi. Hukumdar, hemen halki bir duzlukte topladi. Oglani bir kutuge asti. Sadagindan bir ok aldi. Oku yayinin ortasina yerlestirdi. Sonra:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Oglanin Rabbinin adiyla!" dedi ve oku firlatti. Ok cocugun sakagina isabet etti. Cocuk elini sakagina okun isabet ettigi yere koydu ve Allah'in rahmetine kavusup oldu. Halk:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Oglanin Rabbine iman ettik!" dediler. Halk bu sozu uc kere tekrar etti. Sonra krala gelindi ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ne emredersiniz? Vallahi korktugunuz basiniza geldi. Halk oglannin Rabbine iman etti!" denildi. Kral hemen yollarin baslarina hendekler kazilmasini emretti. Derhal hendekler kazildi. Iclerinde atesler yakildi. Kral:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Kim dininden donmezse onu bunlara atin!" diye emir verdi. Yahut hukumdara "sen at!" diye emir verildi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Istenen derhal yerine getirildi. Bir ara, beraberinde cocugu olan bir kadin getirildi. Kadin oraya dusmekten cekinmisti, cocugu:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Annecigim sabret. zira sen hak uzeresin!" dedi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Muslim, Zuhd 73, (3005); Tirmizi, Tefsir, Buruc, (3337).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">BESIKTE KONUSANLARIN KISSASI</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">4959 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uc kisi disinda hic kimse besikte iken konusmamistir. Bunlar: Hz. Isa Ibnu Meryem aleyhima's-selam, Cureyc'in arkadasi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Cureyc, kendini ibadete vermis abid bir kuldu. Bir manastira cekilmis orada ibadetle mesguldu. Derken bir gun annesi yanina geldi, o namaz kiliyordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey Cureyc! (Yanima gel, seninle konusacagim! Ben annenim)" diye seslendi. Cureyc:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim! Annem ve namazim (hangisini tercih edeyim?" diye dusundu). Namazina devama karar verdi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Annesi cagirmasini (her defasinda uc kere olmak uzere) uc gun tekrarladi. (Cevap alamayinca) ucuncu cagirmanin sonunda:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim, kotu kadinlarin yuzunu gostermedikce canini alma!" diye bedduada bulundu. Beni Israil, aralarinda Cureyc ve onun ibadetini konusuyorlardi. O diyarda guzelligiyle herkesin dilinde olan zaniye bir kadin vardi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Dilerseniz ben onu fitneye atarim" dedi. Gidip Cureyc'e satasti. Ancak Cureyc ona iltifat etmedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Kadin bir cobana gitti. Bu coban Cureyc'in manastiri(nin dibi)nde barinak bulmus birisiydi. Kadin onunla zina yapti ve hamile kaldi. Cocugu dogurunca:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bu cocuk Cureyc'ten!" dedi. Halk (ofkeyle) gelip Cureyc'i manastirindan cikarip manastiri yiktilar, (hakaretler ettiler), kendisini de dovmeye basladilar, (linc edeceklerdi). Cureyc onlara:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Derdiniz ne?" diye sordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Su fahise ile zina yaptin ve senden bir cocuk dogurdu!" dediler. Cureyc:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Cocuk nerede, (getirin bana?)" dedi. Halk cocugu ona getirdi. Cureyc:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Birakin beni, namazimi kilayim!" dedi. Biraktilar ve namazini kildi. Namazi bitince cocugun yanina gitti, karnina durttu ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Ey cocuk! Baban kim?" diye sordu. Cocuk: "Falanca coban!" dedi. Bunun uzerine halk Cureyc'e gelip onu opup oksadi ve: "senin manastirini altindan yapacagiz!" dedi. Cureyc ise:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Hayir! Eskiden oldugu gibi kerpicten yapin!" dedi. Onlar da yaptilar.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(Ucuncusu): Bir zamanlar bir cocuk annesini emiyordu. Oradan sahlanmis bir at uzerinde kilik kiyafeti guzel bir adam gecti. Onu goren kadin:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allah'im su oglumu bunun gibi yap!" diye dua etti. Cocuk memeyi birakarak adama dogru yonelip bakti ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim beni bunun gibi yapma!" diye dua etti. Sonra tekrar memesine donup emmeye basladi."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ebu Hureyre der ki: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'i, sehadet parmagini agzina koyup emmeye baslayarak, cocugun emisini taklid ederken gorur gibiyim."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(Resulullah anlatmaya devam etti) "(Sonra annenin yanindan) bir kalabalik gecti. Ellerinde bir cariye vardi. Onu dovuyorlar ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"(Seni zani seni!) Zina yaparsin, hirsizlik yaparsin ha!" diyorlardi. Cariye ise:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allah bana yeter, o ne iyi vekildir!" diyordu. Cocugun annesi:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahim cocugumu bunun gibi yapma!" dedi. Cocuk yine emmeyi birakti, cariyeye bakti ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Allahimbeni bunun gibi yap!" dedi. Iste burada anne-evlat karsilikli konusmaya basladilar: (Anne dedi ki:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">"Bogazi tikanasica! Kiyafeti guzel bir adam gecti. Ben: "Allahim, oglumu bunun gibi yap" dedim. sen: "Allahim! Beni bunun gibi yapma!" dedin. Yanimizdan cariyeyi doverek, zina ve hirsizlik yaptigini soyleyerek gecenler oldu. Ben: "Allahim, oglumu bunun gibi yapma" dedim. sen ise: "Allahim, beni bunun gibi yap!" dedin).</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Oglu su cevabi verdi: "Guzel kiyafetli bir adam gecti. Sen: "Allahim, oglumu bunun gibi yap!" dedin, ben ise: "Allahim beni bunun gibi yapma!" dedim. Yanimizdan bu cariyeyi gecirdiler. Onu hem dovup hem de: "Zina ettin, hirsizlik ettin!" diyorlardi. Sen: "Allahim, oglumu bunun gibi yapma!" dedin. Ben ise: "Allahim, beni bunun gibi yap!" dedim. (Sebebini aciklayayim) ; O atli adam cebbar zalimin biriydi. Ben de: "Allahim beni boyle yapma!" dedim. "Zina ettin, hirsizlik ettin!" dedikleri su zavalli cariye ise ne zina yapmisti, ne de calmisti! Ben de "Allahim beni bunun gibi yap!" dedim."</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Buhari, Enbuya 50, Amil fi's-Salat 7; Muslim, Birr 7, 8, (2550). Metin Muslim'den alinmadir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 51734, member: 3"] [INDENT][FONT=Georgia][SIZE=3]4951 - Ebu Seleme Ibnu Abdirrahman ve Suleyman Ibnu Yesar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir sahabisinden naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kasameyi cahiliye devrindeki sekliyle takrir edip kabul etti. Hatta, Hayber yahudileri aleyhine dava ettikleri bir olu icin Ensardan bir kisim insanlar arasinda kasameye hukmetti." Muslim, Kasame 8, (1670); Nesai, Kasame 2, (8, 5). 4952 - Seh! Ibnu Ebi Hasme anlatiyor: "Abdullah Ibnu Sehl ve Muhayyisa Ibnu Mes'ud Hayber'e gittiler. O gunlerde Hayber'le sulh yapilmisti. ODnlar (hususi isleri icin) birbirlerinden ayrildilar. Muhayyisa, Abdullah Ibnu Sehl'e rastladi; kan revan icindeydi, son nefeslerini verdi. Muhayyisa, arkadasini orada defnetti ve Medine'ye dondu. Mes'ud'un iki oglu Muhayyisa ve Huvayyisa, Abdurrahman Ibnu Sehl ile birlikte (durumu haber vermek uzere) Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gittiler. Yasca hepsinin kucugu olan Abdurrahman konusmaya basladi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Buyugu buyukle, buyugubuyukle!" diyerek mudahale etti. Bunun uzerine o sustu, oburleri anlattilar. Aleyhissalatu vesselam: "Elli yemin yapip arkadasinizin diyetini hak etmek ister misiniz?" buyurdular. Onlar: "Nasil yemin ederiz, ne sahid olduk, ne de gorduk!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Yahudiler elli yeminle sizi tebrie etsinler mi?" buyurdular. Onlar: "Biz kafir insanlarin yeminine nasil itibar ederiz?" dediler. Resulullah aleyhissalatu vesselam onlarin bu halleri uzerine, adamin diyetini kendi nezdinden odedi." Buhari, Diyat 22, Sulh 7, Cizye 12, edeb 89, Ahkam 38; Muslim, Kasame 1, (1669); Muvatta, Kasame 1, (2, 877, 878); Ebu Davud, Diyat 8, 9, (4520, 4521, 4523); Tirmizi, Diyat 23, (1422); Nesai, Kasame 3, (8, 5-12). 4953 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Muhayyisa'nin kucuk oglu Hayber'in kapisi onunde maktul bulundu. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Olduren hakkinda iki sahid bul, katili sana ipiyle teslim edeyim!" buyurdu. Muhayyisa: "Ey Allah'in Resulu! Biz nereden iki sahid bulalim? Zira, onlarin kapilari onunde katledildi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse elli kere kasame yemini edersin" buyurdular. Muhayyisa: "Ey Allah'in Resulu dedi, ben bilmedigim bir kimse hakkinda nasil yemin ederim?" Aleyhissalatu vesselam: "Onlardan elli kasame yemini talep edersin" buyurdular. Muhayyisa: "Ey Allah'in Resulu! Onlar yahudidir, biz onlara nasil yemin teklif ederiz?" dedi. bunun uzerine olenin diyetini Aleyhissalatu vesselam onlara (yahudilere) hukmetti ve yarisiyla onlara yardimda bulundu." Nesai, Kasame 4, (8, 12). 4954 - Yine Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi tarikinden anlatildigina gore, "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Liyyetu'l-Bahre nam mevkiin kenarinda yer alan Bahretu'r-Ruga'da meskun Beni Nadr Ibni Malik kabilesinden bir adami kasame yoluyla oldur(t)du ve: "katil de maktul de kendilerinden!" buyurdu." Ebu Davud, Diyat 8, (4522). MUDARABE 4955 - Zeyd Ibnu Eslem radiyallahu anh babasindan naklen anlattigina gore, "Omer Ibnu'l-Hattab'in iki oglu Abdullah ve Ubeydullah radiyallahu anhum, Irak'a giden bir orduya katilip sefere ciktilar. Bu seferde, Basra emiri olan Ebu Musa el-Es'ari radiyallahu anh'a ugradilar. Ebu Musa onlarla merhabalasip, kolaylik diledikten sonra: "Size faydasi dokunacak bir sey yapabilmeyi ne kadar isterdim!" dedi ve az sonra hatirladi: "Evet evet! Surada Allah'in malindan mal var. Onu Ebiru'l-Mu'minin (Hz. Omer)'e gondermek istiyorum. Ben onu size karz olarak vereyim. Siz onunla Irak mallarindan satin alin, sonra da Medine'de satin. Sermayeyi emiru'l-mu'minin'e odeyin, kar da sizin olsun!" dedi. Abdullah ve Ubeydullah: "Bunu yapmak isteriiz" dediler ve yaptilar. Ebu Musa, Hz. Omer radiyallahu anhuma'ya onlardan mali almasini yazdi. Medine'ye geldikleri vakit mali sattilar, kar ettiler. Parayi Hz. Omer'e verdikleri zaman: "Ebu Musa, her askere size yaptigi gibi borc veriyor mu?" diye sordu. Ogullari, "Hayir!" dediler. Bunun uzerine Hz. Omer: "Ebiru'l-mu'minin'in iki oglu oldugunuz icin borc vermis. (Olmaz boyle sey!) Sermayeyi de, kari da getirin!" diye gurledi. Abdullah sukut etti. Ubeydullah ise: "Ey Emiru'l-mu'minin, bu davranis sana yakismaz! Eger bu sermaye noksanlassa veya kaybolsa idi, biz tazmin edecektik" dedi. Fakat Hz. Omer: "Kari da getirin!" diye israr etti. Abdullah yine sesini cikarmadi. Ubeydullah (onceki soylediklerini tekrar ederek) karsilik verdi. Bunun uzerine Hz. Omer'in meclis arkadaslarindan bir adam: "Ey Emiru'l-mu'minin! Bunu mudarabe saysan!" teklifinde bulundu. Hz. Omer de: "Evet, onu mudarabe kildim!" deyip, sermayeyi ve karin yarisini aldi. Abdullah'la Ubeydullah da diger yarisini aldilar." Muvatta, Kiraz 1, (2, 687, 688). 4956 - Ala Ibnu Abdirrahman babasi vasitasiyla dedesi (Yakub el-Medeni)'den naklediyor: "Osman Ibnu Affan kendisine, calistirmasi icin, mudarabe olarak mal verdi ve kar ikisinin oldu." Muvatta, Kiraz 2, (2, 688). HZ. IBRAHIM VE HZ. ISMAIL ALEYHIMASSELAM'IN KISSALARI 4957 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Ibrahim beraberinde Hz. Ismail aleyhimasselam ve onu henuz emzirmekte olan annesi oldugu halde ilerledi. Kadinin yaninda bir de su tulumu vardi. Hz. Ibrahim, kadini Beyt'in yaninda, Devha denen buyuk bir agacin dibine birakti. Burasi Mescid'in yukari tarafinda ve Zemzem'in tam ustunde bir nokta idi. O gun Mekke'de kimse yasamiyordu, orada hic su da yoktu. Iste Hz. Ibrahim anne ve cocugunu buraya koydu, yanlarina, icerisinde hurma bulunan eski bir azik dagarcigi ile su bulunan bir tuluk birakti. Hz. Ibrahim aleyhisselam bundan sonra(emr-i ilahi ile) arkasini donup (Sam'a gitmek uzere) oradan uzaklasti. Ismail'in annesi, Ibrahim'in pesine dustu (ve ona Keda'da yetisti). "Ey Ibrahim, bizi burada, hicbir insanin hicbir yoldasin bulunmadigi bir yerde birakip nereye gidiyorsun?" diye seslendi. bu sozunu birkac kere tekrarladi. Hz. Ibrahim, (emir geregi) ona donup bakmadi bile. Anne, tekrar (ucuncu kere) seslendi: "Boyle yapmani sana Allah mi emretti?" dedi. Hz. Ibrahim bunun uzerine: "Evet!" buyurdu. Kadin: "Oyleyse (Rabbimiz hafizimizdir), bizi burada perisan etmez!" dedi, sonra geri dondu. Hz. Ibrahim de yoluna devam etti. Kendisini goremeyecekleri Seniyye (tepesine) gelince Beyt'e yoneldi, ellerrini kaldirdi ve su dualari yapti: "Ey Rabbimiz! Ailemden bir kisminni, senin hurmetli Beyti'inin yaninda, ekinsiz bir vadide yerlestirdim -namazlarini Beyt'inin huzurunda dosdogru kilsinlar diye-. Ey Rabbimiz! Sen de insanlardan mu'min olanlarrin gonullerini onlara meylettir ve onlari meyvelerle riziklandir ki, onlar da nimetlerinin kadrini bilip sukretsinler" (Ibrahim 37). Ismail'in annesi, cocugu emziriyor, yanlarindaki sudan iciyordu. Kaptaki su bitince susadi, (sutu de kesildi), cocugu da susadi (Ismail bu esnada iki yasinda idi). Kadincagiz (susuzluktan) kivranip izdirap ceken cocuga bakiyordu. onu bu halde seyretmenin acisina dayanamayarak oradan kalkti, kendisine en yakin buldugu Safa tepesine gitti. Uzerine cikti, birilerini gorebilirmiyim diye (o gun derin olan) vadiye yonelip etrafa bakti, ama kimseyi goremedi. safa'dan indi, vadiye ulasti, entarisinin etegini topladi. Ciddi bir isi olan bin insanin kosusuyla kosmaya basladi. Vadiyi gecti. Merve tepesine geldi, uzerine cikti, oradan etrafa bakti, bir kimse gormeye calisti. Ama kimseyi goremedi. bu gidip-gelisi yedi kere yapti. Iste (hacc esnasinda) iki tepe arasinda hacilarin kosmasi buradan gelir. Anne, (bu sefer) Merve'ye yaklasinca bir ses isitti. Kendi kendine: "Sus" dedi ve sese kulagini verdi. O sesi yine isitti. Bunun uzerine: "(Ey ses sahibi!) sen sesini isittirdin, bir yardimin varsa (gecikme)!" dedi. Derken Zemzem'in yaninda bir melek (tecelli etti). Bu Cebrail'di. Cebrail kadina seslendi: "Sen kimsin?" Kadin: "Ben Hacer'im, Ibrahim'in oglunun annesi..." "Ibrahim sizi kime tevkil etti?" "Allah Teala'ya." "her ihtiyacinizi gorecek Zat'a tevkil etmis." Ayaginin okcesi -veya kanadiyla- yeri eseliyordu. Nihayet su cikmaya basladi. Kadin (bosa akmamasi icin) suyu eliyle havuzluyordu. Bir taraftan da sudan kabina doldurdu. Su ise, kadin aldikca dipten kayniyordu." Ibnu Abbas radiyallahu anhuma dedi ki: "Allah Ismail'in annesine rahmetini bol kilsin, keske zemzemi oldugu gibi akar biraksaydi da avuclamasaydi. Bu takdirde (zemzem, kuyu degil) akar su olacakti." Kadin sudan icti, cocugunu da emzirdi. Melek, kadina: "Zayi ve helak oluruz diye korkmayin! Zira, Allah Teala Hazretleri'nin burada bir Beyt'i olacak ve bunu da su cocuk ve babasi bina edecek. Allah Teala Hazretleri o isin sahiplerini zayi etmez!" dedi. Beyt yerden yuksekti, tipki bir tepe gibi. Gelen seller sagini solunu asindirmisti. Kadin bu sekilde yasayip giderken, oraya Curhum'den bir kafile ugradi. Oraya Keda yolundan gelmislerdi. Mekke'nin asagisina konakladilar. Derken orada bir kusun gelip gittigini gorduler. "Bu kus su uzerine donuyor olmali, (burada su var). Halbuki biz bu vadide su olmadigini biliyoruz!" dediler. Durumu tahkik icin, yine de bir veya iki atik adam gonderdiler. Onlar suyu gorunce geri donup haber verdiler. Curhumluler oraya gelip, suyun basinda Ismail'in annesini buldular. "Senin yaninda konaklamamiza izin verir misin?" dediler. Kadin: "Evet! Ama suda hakkiniz olmadigini bilin!" dedi. Onlar da: "Pekala!" dediler. Aleyhissalatu vesselam der ki: "Unsiyet istedigi bir zamanda bu teklif Ismail'in annesine uygun geldi. Onlar da oraya indiler. Sonra geride kalan adamlarina haber saldilar. Onlar da gelip burada konakladilar. Zamanla orada cogaldilar. Cocuk da buyudu. Onlardan Arapca'yi ogrendi. Buyudugu zaman onlar tarafindan en cok sevilen, hoslanilan bir genc oldu. Buluga erince, kendilerinden bir kadinla evlendirdiler. Bu sirada Ismail'in annesi vefat etti. Derken Hz. Ibrahim aleyhisselam, Ismail'in evlenmesinden sonra oraya gelip, biraktigi (hanimini ve oglunu) aradi. Ismail'i bulamadi. Hanimindan Ismail'i sordu. Kadin: "Rizkimizi tedarik etmek uzere (avlanmaya) gitti" dedi. Hz. Ibrahim, bu sefer gecimlerini, hallerini sordu. Kadin: "Halimiz fena, darlik ve sikinti icindeyiz!" diyerek sikayetvari konustu. Hz. Ibrahim: "Kocan gelince, ona benden selam etve "kapisinin esigini degistirmesini" soyle!" dedi. Ismail geldigi zaman, sanki bir sey sezmis gibiydi: "Eve herhangi bir kimse geldi mi?" diye sordu. Kadin: "Evet su su evsafta bir ihtiyar geldi. senden sordu, ben de haberini verdim, yasayisimizdan sordu, ben de sikinti ve darlik icinde oldugumuzu soyledim" dedi. Ismail: "sana bir tavsiyede bulundu mu?" dedi. Kadin: "Evet! sana selam soylememi emretti ve kapinin esigini degistirmeni soyledi!" dedi. Ismail: "Bu babamdi. seninle ayrilmami bana emretmis. Haydi artik ailene git!" dedi ve hanimini bosadi. Curhumlulerden bir baska kadinla evlendi. Hz. Ibrahim onlardan yine uzun muddet ayri kaldi. Bilahare bir kere daha gormeye geldi. Yine Ismail'i evde bulamadi. Haniminin yanina gelip, Ismail'i sordu. Kadin: "Maisetimizi kazanmaya gitti!" dedi. Hz. Ibrahim: "Haliniz nasildir?" dedi, gecimlerinden, durumlarindan sordu. Kadin: "Iyiyiz, hayir uzereyiz, bolluk icindeyiz" diye Allah'a hamd ve senada bulundu. "Ne yiyorsunuz?" diye sordu. Kadin: "Et yiyoruz!" dedi. "Ne iciyorsunuz?" diye sorunca da: "Su!" dedi. Hz. Ibrahim: "Allahim, et ve suyu haklarinda mubarek kil!" diye dua ediverdi." Aleyhissalatu vesselam der ki: "O gun onlarin hububati yoktu. Eger olsaydi Hz. Ibrahim, hububatlari icin de dua ediverirdi." Ibnu Abbas der ki: "Bu iki sey (et ve su) Mekke'den baska hicbir yerde Mekke'deki kadar sihhata muvafik dusmez (karin sancisi yaparlar). (Bu, Hz. Ibrahim'in duasinin bir bereketi ve neticesidir). (Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ibrahim'den anlatmaya devam etti) "Ibrahim (Ismail'in hanimina) dedi ki: "Kocan geldigi zaman, benden ona selam soyle ve kapisinin esigini sabit tutmasini emret!" (Cunku esik, evin dirligidir). "Hz. Ismail gelince (evde babasinin kokusunu buldu ve) "yaniniza bir ugrayan oldu mu?" diye sordu. Kadin: "Evet, bize yasli bir adam geldi, kilik kiyafeti duzgundu!" dedi ve (ihtiyar hakkinda) bir kisim ovgulerden sonra: "Benden seni sordu. Ben de haber verdim. Yasayisimizin nasil oldugunu sordu, ben de hayir uzere oldugumuzu soyledim!" dedi. Ismail: "Sana bir tavsiyede bulundu mu?" diye sordu. Kadin: "Evet sana selam ediyor, kapinin esigini sabit tutmani emrediyor" dedi. Hz. Ismail: "Bu babamdi. Esik de sensin, seni tutmami, evliligimizin devamini emrediyor! (Sen yanimda degerli idin, kiymetin simdi daha da artti" der ve kadin Ismail'e on erkek evlad dogurur.) Sonra, Hz. Ibrahim Allah'in diledigi bir muddet onlardan ayri kaldi. Derken bir muddet sonra yanlarina geldi. Bu sirada Hz. Ismail Zemzem'in yanindaki Devha agacinin altinda kendisine ok yapiyordu. Babasini gorunce ayaga kalkip karsilamaya kostu. Baba-ogul karsilasinca yaptiklarini yaptilar (kucaklastilar, el, yuz, goz opuldu). Sonra Hz. Ibrahim: "Ey Ismail! Allah Teala Hazretleri bana ciddi bir is emretti" dedi. Ismail de: "Rabbinin emrettigi seyi yap!" dedi. Hz. Ibrahim: "Bu iste bana sen yardim edecek misin?" diye sordu. O da: "Evet sana yardim edecegim!" diye cevap verdi. Bunnun uzerine Hz. Ibrahim: "Allah-Teala Hazretleri, bana burada bir Beyt yapmami emretti!" diyerek etrafina nazaran yuksekce bir tepeyi gosterdi." (Ibnu Abbas) dedi ki: "Ismail'le Ibrahim iste orada Ka'be'nin (daha onceki) temellerini yukselttiler. Hz. Ismail tas getiriyor, Hz. Ibrahim de duvarlari oruyordu. Bina yukselince, Hz. Ismail, babasi icin (bugun Makam olarak bilinen) su tasi getirdi. Yukselen duvari orerken, Hz. Ibrahim (iskele olarak) onun ustune cikiyordu. Ismail de ona (asagidan) tas veriyordu. Bu esnada onlar: "Ey Rabbimiz! (Bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen goren ve bilensin!" diyorlardi." Ibnu Abbas der ki: "Hz. Ismail ve Hz. Ibrahim binayi yaparken (zaman zaman) etrafinda dolasarak: "Ey Rabbimiz (bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen goren ve bilensin!" (Bakara 127) diye dua ediyorlardi." Buhari, Enbiya 8. ASHABU'L-UHDUD 4958 - Hz. Suheyb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden oncekiler arasinda bir kral vardi. Onun bir de sihirbazi vardi. Sihirbaz yaslaninca Kral'a: "Ben artik yaslandim. Bana bir oglan cocugu gonder de sihir yapmayi ogreteyim!" dedi. Kral da ogretmesi icin ona bir oglan gonderdi. Oglanin gectigi yolda bir rahip yasiyordu. (Bir gun giderken) rahibe ugrayip onu dinledi, konusmasi hosuna gitti. Artik sihirbaza gittikce, rahibe ugruyor, yaninda (bir muddet) oturup onu dinliyordu. (Bir gun) delikanliyo sihirbaz, yanina gelince dovdu. Oglan da durumu rahibe sikayet etti. Rahip ona: "Eger sihirbazdan (dovecek diye) korkarsan: "Ailem beni oyaladi!" de; ailenden korkacak olursan, "beni sihirbaz oyaladi" de!" diye tenbihte bulundu. O bu halde (devam eder) iken, insanlara mani olmus bulunan buyuk bir canavara rastladi. (Kendi kendine) "Bugun bilecegim; sihirbaz mi efdal, rahip mi efdal!" diye mirildandi. Bir tas aldi ve: "Allahim! Eger rahibin isi, sana sihirbazin isinden daha sevimli ise, su hayvani oldur de insanlar gecsinler!" deyip, tasi firlatti ve hayvani oldurdu. Insanlar yollarina devam ettiler. Delikanli rahibe gelip durumu anlatti. Rahib ona: "Evet! Bugun sen benden efdalsin (ustunsun)! Goruyorum ki, yuce bir mertdebedesin. Sen imtihan gecireceksin. Imtihana maruz kalinca sakin benden haber verme!" dedi. Oglan anadan dogma korleri ve alaca hastaligina yakalananlari tedavi eder, insanlari baskaca hastaliklardan da kurtarirdi. Onu kralin gozlyeri kor olan arkadasi isitti. Bircok hediyeler alarak yanina geldi ve: "Eger beni tedavi edersen, sunlarin hepsi senindir" dedi. O da: "Ben kimseyi tedavi etmem, tedavi eden Allah'tir. Eger Allah'a iman edersen, sana sifa vermesi icin dua edecegim. O da sifa verecek!" dedi. Adam derhal iman etti, Allah da ona sifa verdi. Adam bundan sonra kralin yanina geldi. Eskiden oldugu gibi yine yanina oturdu. Kral: "Gozunu sana kim iade etti?" diye sordu. "Rabbim!" dedi. Kral: "Senin benden baska bir Rabbin mi var?" dedi. Adam: "Benim de senin de Rabbimiz Allah'tir!" cevabini verdi. Kral onu yakalatip iskence ettirdi. O kadar ki, (gozunu tedavi eden ve Allah'a iman etmesini saglayan) oglanin yerini de gosterdi. Oglan da oraya getirildi. Kral ona: "Ey ogul! Senin sihrin korlerin gozunu acacak, alaca hastaligini tedavi edecek bir dereceye ulasmis, neler neler yapiyormussun!" dedi. Oglan: "Ben kimseyi tedavi etmiyorum, sifayi veren Allah'tir!" dedi. Kral onu da tevkif ettirip iskence etmeye basladi. O kadar ki, o da rahibin yerini haber verdi. Bunun uzerine rahip getirildi. Ona: "Dininden don!" denildi. O bunda direndi. Hemen bir testere getirildi. Basinin ortasina konuldu. Ortadan ikiye bolundu ve iki parcasi yere dustu. Sonra oglan getirildi. Ona da: "Dininden don!" denildi. O da imtina etti. Kral onu da adamlarindan bazilarina teslim etti. "Onu falan daga goturun, tepesine kadar cikarin. Zirveye ulastiginiz zaman (tekrar dininden donmesini talep edin); donerse ne ala, aksi takdirde dagdan asagi atin!" dedi. Gittiler onu daga cikardilar. Oglan: "Allahim, bunlara karsi, diledigin sekilde bana kifayet et!" dedi. Bunun uzerine dag onlari salladi ve hepsi de dustuler. Oglan yuruyerek kralin yanina geldi. Kral: "Arkadaslarima ne oldu?" dedi. "Allah, onlara karsi bana kifayet etti" cevabini verdi. Kral onu adamlarindan bazilarina teslim etti ve: "Bunu bir gemiye goturun. denizin ortasina kadar gidin. Dininden donerse neala, degilse onu denize atin!" dedi. Soylendigi sekilde adamlari onu goturdu. Oglan orada: "Allahim, diledigin sekilde bunlara karsi bana kifayet et!" diye dua etti. Derhal gemileri alabora olarak boguldular. Cocuk yine yuruyerek hukumdara geldi. Kral: "Arkadaslarima ne oldu?" diye sordu. Oglan. "Allah onlara karsi bana kifayet etti" dedi. Sonra Kral'a: "benim emrettigimi yapmadikca sen beni olduremeyeceksin!" dedi. Kral: "O nedir?" diye sordu. Oglan: "Insanlari genis bir duzlukte toplarsin, beni bir kutuge asarsin, sadagimdan bir ok alirsin. Sonra oku, yayin ortasina yerlestir ve: "Oglanin Rabbinin adiyla" dersin. Sonra oku bana atarsin. Iste eger bunu yaparsan beni oldurursun!" dedi. Hukumdar, hemen halki bir duzlukte topladi. Oglani bir kutuge asti. Sadagindan bir ok aldi. Oku yayinin ortasina yerlestirdi. Sonra: "Oglanin Rabbinin adiyla!" dedi ve oku firlatti. Ok cocugun sakagina isabet etti. Cocuk elini sakagina okun isabet ettigi yere koydu ve Allah'in rahmetine kavusup oldu. Halk: "Oglanin Rabbine iman ettik!" dediler. Halk bu sozu uc kere tekrar etti. Sonra krala gelindi ve: "Ne emredersiniz? Vallahi korktugunuz basiniza geldi. Halk oglannin Rabbine iman etti!" denildi. Kral hemen yollarin baslarina hendekler kazilmasini emretti. Derhal hendekler kazildi. Iclerinde atesler yakildi. Kral: "Kim dininden donmezse onu bunlara atin!" diye emir verdi. Yahut hukumdara "sen at!" diye emir verildi. Istenen derhal yerine getirildi. Bir ara, beraberinde cocugu olan bir kadin getirildi. Kadin oraya dusmekten cekinmisti, cocugu: "Annecigim sabret. zira sen hak uzeresin!" dedi." Muslim, Zuhd 73, (3005); Tirmizi, Tefsir, Buruc, (3337). BESIKTE KONUSANLARIN KISSASI 4959 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uc kisi disinda hic kimse besikte iken konusmamistir. Bunlar: Hz. Isa Ibnu Meryem aleyhima's-selam, Cureyc'in arkadasi. Cureyc, kendini ibadete vermis abid bir kuldu. Bir manastira cekilmis orada ibadetle mesguldu. Derken bir gun annesi yanina geldi, o namaz kiliyordu. "Ey Cureyc! (Yanima gel, seninle konusacagim! Ben annenim)" diye seslendi. Cureyc: "Allahim! Annem ve namazim (hangisini tercih edeyim?" diye dusundu). Namazina devama karar verdi. Annesi cagirmasini (her defasinda uc kere olmak uzere) uc gun tekrarladi. (Cevap alamayinca) ucuncu cagirmanin sonunda: "Allahim, kotu kadinlarin yuzunu gostermedikce canini alma!" diye bedduada bulundu. Beni Israil, aralarinda Cureyc ve onun ibadetini konusuyorlardi. O diyarda guzelligiyle herkesin dilinde olan zaniye bir kadin vardi. "Dilerseniz ben onu fitneye atarim" dedi. Gidip Cureyc'e satasti. Ancak Cureyc ona iltifat etmedi. Kadin bir cobana gitti. Bu coban Cureyc'in manastiri(nin dibi)nde barinak bulmus birisiydi. Kadin onunla zina yapti ve hamile kaldi. Cocugu dogurunca: "Bu cocuk Cureyc'ten!" dedi. Halk (ofkeyle) gelip Cureyc'i manastirindan cikarip manastiri yiktilar, (hakaretler ettiler), kendisini de dovmeye basladilar, (linc edeceklerdi). Cureyc onlara: "Derdiniz ne?" diye sordu. "Su fahise ile zina yaptin ve senden bir cocuk dogurdu!" dediler. Cureyc: "Cocuk nerede, (getirin bana?)" dedi. Halk cocugu ona getirdi. Cureyc: "Birakin beni, namazimi kilayim!" dedi. Biraktilar ve namazini kildi. Namazi bitince cocugun yanina gitti, karnina durttu ve: "Ey cocuk! Baban kim?" diye sordu. Cocuk: "Falanca coban!" dedi. Bunun uzerine halk Cureyc'e gelip onu opup oksadi ve: "senin manastirini altindan yapacagiz!" dedi. Cureyc ise: "Hayir! Eskiden oldugu gibi kerpicten yapin!" dedi. Onlar da yaptilar. (Ucuncusu): Bir zamanlar bir cocuk annesini emiyordu. Oradan sahlanmis bir at uzerinde kilik kiyafeti guzel bir adam gecti. Onu goren kadin: "Allah'im su oglumu bunun gibi yap!" diye dua etti. Cocuk memeyi birakarak adama dogru yonelip bakti ve: "Allahim beni bunun gibi yapma!" diye dua etti. Sonra tekrar memesine donup emmeye basladi." Ebu Hureyre der ki: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'i, sehadet parmagini agzina koyup emmeye baslayarak, cocugun emisini taklid ederken gorur gibiyim." (Resulullah anlatmaya devam etti) "(Sonra annenin yanindan) bir kalabalik gecti. Ellerinde bir cariye vardi. Onu dovuyorlar ve: "(Seni zani seni!) Zina yaparsin, hirsizlik yaparsin ha!" diyorlardi. Cariye ise: "Allah bana yeter, o ne iyi vekildir!" diyordu. Cocugun annesi: "Allahim cocugumu bunun gibi yapma!" dedi. Cocuk yine emmeyi birakti, cariyeye bakti ve: "Allahimbeni bunun gibi yap!" dedi. Iste burada anne-evlat karsilikli konusmaya basladilar: (Anne dedi ki: "Bogazi tikanasica! Kiyafeti guzel bir adam gecti. Ben: "Allahim, oglumu bunun gibi yap" dedim. sen: "Allahim! Beni bunun gibi yapma!" dedin. Yanimizdan cariyeyi doverek, zina ve hirsizlik yaptigini soyleyerek gecenler oldu. Ben: "Allahim, oglumu bunun gibi yapma" dedim. sen ise: "Allahim, beni bunun gibi yap!" dedin). Oglu su cevabi verdi: "Guzel kiyafetli bir adam gecti. Sen: "Allahim, oglumu bunun gibi yap!" dedin, ben ise: "Allahim beni bunun gibi yapma!" dedim. Yanimizdan bu cariyeyi gecirdiler. Onu hem dovup hem de: "Zina ettin, hirsizlik ettin!" diyorlardi. Sen: "Allahim, oglumu bunun gibi yapma!" dedin. Ben ise: "Allahim, beni bunun gibi yap!" dedim. (Sebebini aciklayayim) ; O atli adam cebbar zalimin biriydi. Ben de: "Allahim beni boyle yapma!" dedim. "Zina ettin, hirsizlik ettin!" dedikleri su zavalli cariye ise ne zina yapmisti, ne de calmisti! Ben de "Allahim beni bunun gibi yap!" dedim." Buhari, Enbuya 50, Amil fi's-Salat 7; Muslim, Birr 7, 8, (2550). Metin Muslim'den alinmadir. [/SIZE][/FONT][/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 4901 - 4990
Üst
Alt