kurşun dökmenin dinimizde yeri varmıdır

Perihan0

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Aralık 2012
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm sevgili gönül dostum bugün size birşey danışmak için yazıyorum. Siz nazar için kurşun dökmek hakkında beni aydınlatırmısınız? Kurşun dökmenin dinimizde yeri varmıdır? Çünkü ben daha önce iki defa nazar ve sıkıntıların gitmesi için döktürdüm ama farklı yorumlar var günah mı, sevap mı, yararı mı yoksa zararı mı var. Engin bilgilerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim hayırlı günler.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Aleykum selam sevgili gönül dostum Peri-Han...
Kurşun dökmek herşeyden evvel bid'attır. Bid'at, Rasûlüllah (s.a.s.)den sonra ortaya konan, ister iyi, ister kötü, ibadet veya âdetle ilgili bütün davranış fiil ve eşyadır.
Bir çok âyet ve hadiste, dini tahripten korumak için bid'at yerilmiştir: "İşte düz olarak benim yolum budur, onu takip ediniz; (başka) yollara sapmayınız ki (o yollar) sizi Allah yolundan ayırır. İşte size Allah bunu tavsiye ve emreder ki, çekinesiniz" (el-Enâm, 6/153; İbrahim eş-Şatibî, el-i'tisam, I, 37).

Kurşun dökmenin bid'at ve hurafe olduğunda şüphe yoktur.
Her asılsız şey ile bid'at sapıklıktır. Daha çok birden ortaya çıkan veya sebebi bilinmeyen hastalıklara yakalanmamak veya tedâvî etmek üzere başvurulan bir takım tedbirler vardır;
nazarlık, at nalı, at kafası, çeşitli muskalar takma, kurşun dökme, tütsü yapma bunun bazı örnekleridir.
Bunlar tıb yönünden bir faydası olmadığı, üstelik batıl inançları devam ettirdiği için haram kılınmıştır (Ali Mahfuz el-İbda' fi Medarri'l-İbtida', 4.Böl. 423 vd.). Peygamberimiz (s.a.s) nazarlık kullanmayı yasaklamış, bu gibi şeyleri üzerinde taşıyan kimselerin bey'atlerini kabul etmemiştir (Nesaî, ez-Zineh, 17; İbn Mace, Tıb, 39).

kaynak : İslam fıkıh ansiklopedisi
__________________
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Nazar İçin Kurşun Döktürmek Caiz midir?
Nazar veya diğer rahatsızlıklar için kurşun dökülmesi veya döktürülmesi doğru değildir.

İnsanı tesir altına alan, hasta eden bazı vak’alar vardır ki, tıp ilmi bunlar için kesin teşhise varamamıştır.
Gerçek sebebi hakkında da açık bir bilgi verememektedir.
İşte bunlardan birisi de “nazar etme,” “göz değme”dir. Nazarın gerçek olduğu, nazar edilen kimsenin hastalanmasına, hattâ ölümüne sebep olduğu da bilinen ve kabul edilen bir hakikattir.

Nazarın gerçek olduğunu ve insanın kaderiyle yakından alâkasının bulunduğunu ifade eden Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

“Nazar haktır, kader ile yarışan birşey olsaydı, nazar değme işi yarışıp onu geçerdi (kaderi değiştirirdi).”

Nazarın kaderle her ne kadar alâkası varsa da onun tesirini yaratan yine Cenab-ı Haktır.
Yoksa bizzat nazar eden kişi o hadiseyi meydana getirmiş değildir. Nazarı keskin olan kimse birşeye baktığı anda Cenab-ı Hak o şeyde zararı yaratmaktadır. Çünkü iyiliği de kötülüğü de yaratan Allah’tır. Allah’ın iradesi dışında hiçbir şey meydana gelmez.

Nazar etmenin, ölümü, kişinin helâk olmasını netice veren cihetini Peygamberimizden öğreniyoruz. Câbir bin Abdullah’ın rivayet ettiği hadiste şöyle buyurulmaktadır:
“Göz değmesi haktır. Deveyi kazana, insanı da kabre girdirir.”

Böylece, nazara uğrayan deve nasıl ki ölüp, eti tencereye konuyorsa, aynı şekilde nazar edilen kişi dehayatından olup mezara girebilmektedir.
Hadis-i şeriften nazarın tesirinin yalnız insana bağlı kalmadığı, bütün canlılara, hattâ insanı dikkatini çeken hertürlü şeye de zarar verebildiği anlaşılmaktadır.

Sahabîlerden Amr bin Rebia, Sehl bin Huneyf’i yıkanırken görür,nazar eder. Sehl çarpılmış gibi yere yıkılır. Alıp Peygamberimizin bulunduğu yere götürürler. Durumu öğrenen Peygamberimiz “Kimden şüphe ediyorsunuz?” diye sorar. Sahabîler, Amr bin Rebia’nın ismini verirler.
Bunun üzerine Peygamberimiz Amr’ı azarlayarak, “Sizden biriniz neden din kardeşini öldürüyor? Biriniz kardeşinde beğendiği, hoşuna gittiği birşey gördüğü zaman ona mübarek olması için dua etsin (Mâşallah, Bârekallah gibi sözler söylesin)” buyurur.

Nazardan ve ondan gelebilecek şerden Allah’a sığınmalıdır. Hz. Âişe’den öğrendiğimize göre, Peygamberimiz ona göz değmesine karşı rukye yapmasını (dua okumasını) emretmiştir.5

Başka bir hadiste “Nazardan Allah’a sığınınız”6 buyurularak, şifayı Allah’tan istememiz tavsiye edilmektedir.

Peygamberimizin göz değmesi karşısında ondan korunmak için hangi duaları okuduğunu ve neler yaptığını Ebû Said el-Hudrî (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
“Resulullah (a.s.m.) (Cinlerin ve insanların nazarından Allah’a sığınırım, gibi dualarla) cinlerin nazarından, sonra da insanların nazarından Allah’a iltica ederdi. Sonra Muavvizetân (Felâk ve Nâs Sûreleri) inince bu sûrelere devam etti. Diğer duaları terk etti.”7

Şu halde, nazar eden ve zarar verenleryalnız insanlar değildir. Aynı zamanda cinler de nazar edip, insana zarar vermektedir. “Cinlerin nazarı oktan daha sür’atli geçer” diyen bazı âlimler göz değmesini, cinlerin çarpması ve nazar etmesi mânâsında da anlamaktadırlar.

Peygamberimizin tatbik ve tavsiye ettiği mânevî ilaçlardan başka yollara başvurup şifa aramak mü’mine yakışmaz.
Cahiliye devrinde Araplar bazı hastalıklardan dolayı boyunlarına ve kollarına çeşitli âlet ve boncuklar takarlardı. Deva ve şifayı da o taktıkları şeylerden beklerlerdi. Şirk kokan, inancına uymayan bu nevi işleri şiddetle yasaklayan Peygamberimiz, “Kim birşey takarsa bütün işleri o taktığı şeye teslim edilir”8
buyurmuştur.

Böylece takılan o şeyin bir fayda vermeyeceği, ayrıca kişinin bütün ümidini bizzat ona bağlamasıyla da inancına zarar geleceği anlaşılmış oluyor.

Nazardan korunmak için mânâsı bilinmeyen bazı muskalar yazıp kullanmak veya “nazar boncukları” takmak İslâm inancına uymayan bâtıl âdetlerdir.

Bu gibi şeyleri insanın takınması caiz olmadığı gibi, bir hayvana veya bir eşya üzerine takmak da aynı şekilde meşru değildir. Peygamberimizin haram saydığı bazı şeyler arasında nazarlık takınmak da sayılmaktadır.9

Bu işlere benzeyen ve halk arasında mum eritmek, kurşun dökmek veya ot yakıp hastanın başının üzerinde gezdirmek gibi hiçbir mânâsı olmayan tatbikatlara tevessül etmemek lâzımdır. Çünkü Cenab-ı Hak her türlü derdi verirken meşru olarak dermanını da yaratmıştır.
Mü’min ölçü olarak sünneti almalı, o çizgiden çıkmamaya çalışmalıdır. İstikamet ancak bu yolla mümkündür.
 

Perihan0

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Aralık 2012
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
tüm samimiyetimle teşekkür ederim

Sevgili gönül dostum, arkadaşım selamün aleyküm beni gayet net aydınlattınız, etrafıma eşe dosta sordum en emin cevabı sizden aldım. Bilmiyorsan bir bilene sor demişler iyi ki size sormuşum acaba daha önceden yaptığım kurşun dökmek günah oldumu, tövbe etmelimiyim. Bu gece sizinle biraz dertleşmek, birazda kendimden bahsetmek istiyorum. Ben adanalıyım, 40 yaşındayım 3 tane çocuğum var 18 yıldır istanbuldayım yapayalnız. Bir Allah, birde ailem hemen ağlarım zır zır, hemen sinirlenirim, hemen pişman olurum, hemen affederim. Merhametim, vicdanım yüzünden başıma gelmeyen kalmadı eşim kendinden çok başkalarını düşünüyorsun diye kızar bana kimsenin kötü olduğunu istemem herkese hayırlı olsun, geçmiş olsun, gözün aydın diyen ilk benim. Bu günlerde başım darda biliyorsunuz eşim işsiz tedirgin bir haldeyim fakat hep dua ediyorum hayırda, şerde Allahtan biliyorum. Ben bir imtihandan geçiyorum farkındayım şimdi de oğlumun hasta olduğunu öğrendim. 14 yaşında karaciğerinde kist varmış tek tedavi ameliyatmış biraz isyan ettim Allah affetsin beni zordayım, dardayım. Allahım diye ağladım şaşırdım rabbim çıkar yol göster diye çok ağladım hani bana bir teselli verecek allahın kulu tek kızımla konuşuyorum, dertleşiyorum. Lise öğrencisi yavrum beni teselli ediyor, birde sizi buldum işte. Allah razı olsun tüm samimiyetimle teşekkür ederim, sizden cevap gelince çok seviniyorum, çocuklarım anne iyi arkadaş oldunuz bakıyorum bugün yazmıyormusun diyorlar, hadi iyisin cevap gelmiş diyorlar. Allah gönlünüze göre versin, işiniz rast gelsin sizin tavsiyelerinizi bekliyorum, evvel Allah sonra sizin yol gösterici nasihatlerinizi bekliyorum, gönül dolusu sevgiler iyi geceler.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Allah RAZI olsun Per-Han kardesim..gönül dostlugu cok buyuk bir makam dir..birbirimizi dualarda unutmiyalim..ins.

Günah: Allah'ın uygun görmediği davranışlarda bulunmak haramlara bulaşmak...
artik Günah oldugunu bildiginize gore uzak durun ve bilmeden de yapmis olsanizda guzel ,samimi bir tevbe edin kardesim..

aslinda sizin benim, bizlerin basina gelenler vicdandan, merhametten degil!!hemen sinirlenip, parlamaktan..KIZDIGIMIZDA seytanin elinde oyuncak olmaktan gelmektedir..
Kizginlik, öfke aninda SABIR, adalet ve merhamet ne kadar da guzeldir.. aslinda sadece guzel degil bizi ileride vicdan azabi cekmekten, kul HAKKINA girmekten. zalimlerden olmamizdan da korur...
insanda HAKKI ile Allah korkusu olsa zaten bizler en KIZDIGIMIZ anda bile yinede dogru olani yapar!!Nefsimize esir olmazdik...
Oglunuzun hastaligina cook uzuldum..ins. Rabbim acil sifalar veririr.. ama beterin Betteri var bunu da unutmayin..
kadere taş atmayin kardesim!!Kadere attiginiz taş Size daha siddeti ile gelir ve yureginizi parcalar...
Hepimiz kaderimizi yasiyor cesitli bela ve zorluklar ile imtihandan geciyoruz..
Peki Sizce Kadere Taş Atmak mi yoksa Sabretmek mi daha kolay ve kazancli..
Gecmiste Bir adem KIZI iki evladini bir anda Trafik kazasinda kaybedince Kendini HAK yoluna veri.. yetim cocuklara Sahiplenmeye onlara annelik yapmaya baslamisti..
ote yandan evladini kaybeden bir baska anne evlad acisina dayanamayip intihar etmisti..
Simdi evladi sabi oldugu icin cennete girerken anne kendi canina kiydigi Katil oldugu icin Kabir azabindan ceheneme kadar hep azap gorecek ve evladindan orda da Ayri kalacak ..
soyleyin bana peki evladinin acisina dayanamayip Akil ve ruh hastahanesine yatan o zavalli miskin insan.. ne yapti ne yapti ise sadece kendine zarar verdi...

hatirliyormusunuz bir YAZI yazmistiniz .."hep şükrediyorum ama sabır edemiyorum "
insanlar Sabri ile imtihan edildiginde Allah sahidim dir kardesim.. bunu defalarca yasadim ve sahit oldum..
Sabir edemeyip kadere taş atanlar hep daha cetin bir imtihan ile karsilastilar..
cunku hani bir sinava gireriz dustugumuzde tekrar imtihana girmek zorunda oluruz misali...

Dünya imtihan yeridir. İmtihan deyince hastalık fakirlik ölüm gibi acı şeyler akla gelir.
Fakat imtihan sadece bunlar değildir. İnsan sıhhat zenginlik ve rahatlık ile de imtihan edilir.
Hayır ya da ser her şeyin içinde imtihan vardır.
İnsanin dünya hayatında yasadığı bütük imtihanlarin icinde aslinda Yüce ALLAHa kulluk ,teslimiyet ve dostlugu ile imtihanda dir...
Kardesim Sabır ve şükür, imanın iki yarısıdır..biri var biri yoksa..O zaman Allah cc. bizlere hidayet versin HAKKI ile iman nimetini kalbimize yerlestirsin..amin..
Allah cc. Yar ve Yardimciniz olsun.. oglunuzun o hastaligi karaciğerinde kist olmasi bu cocuklarda da var..ins.
gecici ve bir ufacik ameliyat ile eski sagligina kavusabilir.. Duamiz Sizlerle...

 

Perihan0

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Aralık 2012
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm Allah sizden razı olsun inşallah dualarınızı allah duysun sevgili gönül dostum. imanın yarısı şükür yarısı sabırdır bunu aklıma yazdım sayenizde unutmayacağım inşallah. Bende başkalarına söylicem bu sözü, herkes duysun, öğrensin hayırlı cumalar hayırlı günler.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
"İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır,yarısı şükürdür."
Hz.Muhammed(s.a.v)
sadece TEK kanat ile de uçamazsınız..

DUA
"Dua huzurdur, dua şifadır, dua belki de yalansız dolansız tek konuşmamızdır;
Dua hem yaratıcıyla hem de kendimizle yüzleşmemizdir...
Uçurum kenarında düşmek üzereyken size uzatılan el, Umutlarımızı gök kapısına taşıyan kanatlı meleklerdir dua
Dua ruhun kanatlanması, kişinin kendi miracı, Bilinmeyen âlemlere açılan pencere...dir dua"

"Rabbim; ya çektiğimIZ sıkıntılara göre bIZEgüç ver!....
Ya DA gücümüzü yettiği kadar sıkıntı ver!..(AMİN)

 
Üst Alt