keşke herkesin böyle eşleri olsa

botanik_3727

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Temmuz 2012
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Web sitesi
sites.google.com
Vaktin birinde zarif bir lâl hanımefendi ile, naif bir lâl beyefendi lâtif bir izdivaç yapmışlar.
Birbirlerine hürmet ile muamelede bulunup, sükût ile de mukâbelede bulunurlar imiş.

Lâkin hanımefendi sevgisini göstermekte beyefendi kadar cesur davranamaz, çekinir imiş.
Yıllar ve yıllar sonra her ikisi de ihtiyarlamaya yüz tutmuş iken bir gün her ne oldu ve nasıl oldu ise beyefendi, hanımefendinin kalpcağızını incitmiş.

Hanımefendi de bu hâle içerlemiş bir miktar...
Lâkin o kadar da zarif ki, içerlemişliğini zevcine bir türlü nasıl hissettireceğini bilememiş, bizlere göre en kestirme yol olan ‘surat asma’ olayını hiç bilmiyormuş zâten...

Bir akşam, yemeklerini yiyip de sıra kahvelerini içmeye gelince, hanımefendinin aklına bir fikir gelmiş;

İkram eder iken kahvesini zevcine, bir gonca gül koyuvermiş fincanının yamacına.

Beyefendi anlamış tabii hemen anlaması gerekeni...
Diyormuş ki hanımefendi, goncaya söz yükleyerek;

“-Ey bey! Bu goncacağızın gül açmadan nâlâtif ellerce dalından koparılması gibi, sen de beni daha serpilmemiş bir genç hanımefendi iken evimden, ebeveynimden koparıp aldın, şimdi bir de beni incitiyor musun?...”

Bakınız efendim, rikkat buyurunuz, bir gonca ile anlatılanlara, dahası anlaşılanlara bakınız. Pek zarif, pek hoş.Tabii efendim, hanımefendi ne kadar hoş ise, beyefendi de aynı hoşlukta olduğundan, gonca ile yapılan sitemin cevabı da, yine ona yakışır şekilde olmuş.Ertesi sabah bir uyanmış ki hanımefendi, baş ucunda bir demet fesleğen...

Diyormuş ki beyefendi cevâben;
“-Ey hanım! Şu fesleğenin enfes kokusu gibi sen de pek hoş, pek lâtifsin...

Lâkin sana dokunulmadan (incitilmeden) hiçbir sevme ya da sevmeme gösterisinde bulunmuyorsun.

Beni sevdiğini anlayamıyor idim...
Dedim ki, hiç değilse sevmediğini anlayayım, bu da yetsin bana, ne olur affet, işte bundan sebep incittim kalbini...”


((Fesleğen, dokunulmadıkça kokusunu hissettirmeyen bitki türüdür..))

=*-*-*-*-=

koca eve gelir
offff offfff da offffff der
yakınır homurdanır anlamsız anlamsız
hanımı gelir
bey beyy der
ne derdin var
koca söylemez offflar
işleri felan öne sürer
kadın da cevaben :

BEY BEYY,
DERDİN DÜNYALIKSA BOŞVER,
DERDİN AHİRETLİKSE;
ALLAH DERDİNİ ARTTIRSIN DER ...
 

botanik_3727

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Temmuz 2012
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Web sitesi
sites.google.com
Fâtıma validemizin çeyiz eşyası

Hazreti Ebû Bekir Efendimiz, yanına Bilâl ve Selmânı da alarak doğruca Medine çarşısına çıktı. Hazret-i Aliyle nikahı kıyılmış olan Fâtıma validemizin çeyiz eşyasını alacak, birlikte İmam-ı Alinin evine bırakacaklardı.Cennet hanımlarının baştacı olan Fâtıma validemizin ömrü boyunca kullanacağı ev eşyası da, bundan ibaret olacaktı. Bu çeyiz eşyasının parasını, müstakbel eşi Hz. Ali vermişti. Bunun İslamdaki adı mehirdi. Bakalım Hz. Alinin verdiği (dörtyüz dirhemlik) mehirle, Resûlullahın muazzez kerimesi Fâtıma validemize nasıl bir Çeyiz eşyası alınacak; cennet hanımlarının baştacı, günümüzdeki hanımlara örnek olan saâdethanesini nasıl bir çeyiz eşyasıyla süsleyecektir?
Neden sonra İmam-ı Alinin evinin kapısına bir deve yükü olarak getirilen çeyiz (doğru adıyla cihaz) eşyası indirilmeye başlandı. Ashabın her biri hizmetin içindeydiler. Bu mutlu günün sevinç ve huzuru, her birinin mütebessim yüzlerinden okunuyordu. Dilerseniz, Hazret-i Ebû Bekirin seçip, Bilâl-i Habeşî ile Selmân-ı Farisînin yardım ederek getirdikleri çeyiz eşyasına bir göz atalım.

Bunlar nelerdi?
1- Üzerinde namaz kılınacak güzel bir seccade.
2- Üç adet üzerine oturulacak minder.
3- İçi hurma kabuğu lifleriyle doldurulmuş yastık.
4- Buğday öğütecek el değirmeni ile, su tulumu, su testisi, su bardağı,
5- Değirmende öğütülmüş buğdayın kepeğini ayırmaya yarayacak, yeni geliştirilmiş bir elek...
6- Elle örülmüş bir battaniye, havlu, üzeri yünlü deri, pösteki.
7- Sedir, yani divan.
8- Kadife yorgan...
9- Geliştirilmiş deriden mamul, yere serilecek sofra

Fâtıma validemizin bu cihaz eşyası, Hazret-i Alinin evine indirilip içeri alınırken, durumu seyreden Allahın Resûlü, bunu onların çok göreceklerini, fazla bulacaklarını düşünmüş, ellerini kaldırıp, pırıl pırıl gözyaşı dökerek şöyle dua etmişti:
*Yâ Rab! Senin sevmediğin israftan çekinen bu insanlara, bu eşyayı hayırlı eyle!*
İşte cennet hanımlarının seyyidesi olduğu hadislerle sabit olan Fâtıma validemizin cihazı bu idi. O, bunlarla mutlu oldu. Bu eşyalarla ömrünü tamamladı. Bunlarla huzur bulup rahat etti.
 

süreyya58

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Temmuz 2011
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
16
güzelmiş emeğinize sağlık...
 

sealıfe

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Ağustos 2012
Mesajlar
175
Tepkime puanı
0
Allah (c.c.) sizlerden razı olsun.
 

berennisa

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
21 Kasım 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
1
Selamun Aleykum, cennet hanımlarının baştacı olan Hz. Fatıma Annemizin çeyiz eşyası bunlardan ibaretken, birde kendimize bakalım...Allah Sizden Razı Olsun.
 
Üst Alt