İntihar etmeyi düşünüyorum.

zeydileri

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
7 Mayıs 2024
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Geçen ay işten kovuldum çünkü artık iş kur destek veriyor diye 5 ay çalıştırıp sonra işten çıkarıyorlar telefonum faturasını ödeyemediğim için kapandı internetinde faturası birikti 15bin kartın ekstresinide ödeyemedim cebimde 1 lira dahi yok kira geliyor son 15 liramıda iş aramak için dolmuşa bindiğimde kullandım sonuç şuan cebinde 1 tl dahi olmayan birey olarak yaşam mücadelesini nasıl vereyim ? kimden yardım isteyeyim ? 29 yaşındayım birine el de açamıyorum kaç gündür dua ediyorum artık bilmiyorum kafam o kadar karışık ki ne yapacağımı bilmiyorum Allah tan bir mucize dilemekten başka çarem yok en azından şuanki ödemelerimi sıfırlayacak bir mebla bulabilsem yeniden hayata tutunacağım fakat isteyebileceğim kimse de yok sanırım intihar etmek tek çözüm
 

ÖmerZ

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Aralık 2023
Mesajlar
26
Tepkime puanı
16
Geçen ay işten kovuldum çünkü artık iş kur destek veriyor diye 5 ay çalıştırıp sonra işten çıkarıyorlar telefonum faturasını ödeyemediğim için kapandı internetinde faturası birikti 15bin kartın ekstresinide ödeyemedim cebimde 1 lira dahi yok kira geliyor son 15 liramıda iş aramak için dolmuşa bindiğimde kullandım sonuç şuan cebinde 1 tl dahi olmayan birey olarak yaşam mücadelesini nasıl vereyim ? kimden yardım isteyeyim ? 29 yaşındayım birine el de açamıyorum kaç gündür dua ediyorum artık bilmiyorum kafam o kadar karışık ki ne yapacağımı bilmiyorum Allah tan bir mucize dilemekten başka çarem yok en azından şuanki ödemelerimi sıfırlayacak bir mebla bulabilsem yeniden hayata tutunacağım fakat isteyebileceğim kimse de yok sanırım intihar etmek tek çözüm
“İçinde bulunduğun durumu tahmin edebiliyorum. Şu an senin hayatına neşter vuran hâdiseler, şimdi acı verse de neticede seni ebedî sıhhate kavuşturacak bir ilâhî lütuf olabilir. Tıpkı ameliyat görüp sıhhate kavuşan bir hasta gibi…

Bir de şu pencereden bak hâdiseye:

Yaşadığın buhran hali: Bunun sebebi sence nedir? Hiç uzun uzadıya düşündün mü? Bu buhranların sebebi -belki biraz garip gelecek ama- kesinlikle sıfıra inmiş olman ve durumunun bozulması değil. Sahip olduklarının birer birer elinden çıkması hiç değil… Peki ya ne?”

Sana göre konuşmak kolay diyebilirsin, elimdeki her şeyi kaybetmem başka ne olabilir diyebilirsin bunları okurken.

Ama bunalımlarının gerçek sebebi dünya malına karşı kalbinde beslediğin aşırı muhabbet ve bağlılıktan ibaret… Evet, sadece budur gerçek sebep. Eğer bütün umutlarını sahip olduğun maddî zenginliğe bağlamış ve elindeki mal mülkle mağrur hâle düşmüşsen, onlar elinden alındığında da derin bir boşluğa ve yalnızlığa düşmen ve tenhalarda kalman kaçınılmaz.

Oysa bir de şöyle düşün:

Biz bu dünyaya gelirken üzerimizde bir parça bez bile yoktu. Midemiz de bomboştu. Ama Allah Teâlâ bizi hayat sahasına düştüğümüz ilk andan itibaren rızıklandırmaya başladı. Doğar doğmaz bizim için, bünyemize ve o anki ihtiyacımıza en mükemmel sûrette karşılık veren bir gıda olarak anne sütünü yarattı. O günden beri de rızıklandırmaya devam etmektedir. Yani sahip olduğumuzu sandığımız her şey aslında Allah’ın lütfuyla bahşedilmiş nimetlerden ibaret. Gerçek sahibi, onları istediği zaman geri alma hakkına ve kudretine sahiptir. Bu sebeple mala, mülke itimat etmeyip onun gerçek sahibine, yani sadece Allah’a tevekkül etmemiz ve o yüce kudrete teslim olmamız şarttır.

Bil ki, Allah kulunu zâyî etmez… Biz, gerek zenginlikte gerek fakirlikte, gerek sağlıkta gerek hastalıkta, her hâlükârda O’na karşı tevekkül ve teslimiyet hisleriyle dolu olmalı, bizim için takdir ettiği her şeye boyun bükmeliyiz.

Görmez misin bir çocuk, korkulu bir hengâmda anne babasına nasıl da yapışır? Peki ya biz? Biz, ilâhî kudrete ne kadar teslimiyet hâlindeyiz?! İşte bunu başarabilirsek, hiçbir dünyevî sıkıntı bizi sarsamaz. Kadere isyan ile elimize geçecek tek şey, hüsrandır. Çıkmaz sokaklarda yol aramaktır.”

Mesnevî de tevekkül hakkında şöyle söylemiştir Hz Mevlânâ (k.s.):

<<Kaderden sakınmakta perişan olmak, kötülüklere uğramak vardır. Yürü, tevekkül et; çünkü tevekkül, işlerin en iyisidir. Kaza ve kaderle pençeleşme ki, kaza ve kader de seninle pençeleşmesin, kavgaya tutuşmasın. Allâh’ın hükmüne ve takdirine karşı ölü gibi olman gerekir ki, sabahın Rabbi olan Allâh’tan bir kahır yarası almayasın.

Tevekkülden daha güzel bir kazanç yoktur. Tevekkül ise, tedbirlerin bittiği noktada Rabbine sığınmaktır. Hakk’a teslim olmaktan daha hoş ne vardır ki?>>

Tevekkül, insandaki rûhî mukâvemeti artıran en büyük haslettir. Bu haslete sahip olan bir kişi, değil intiharı düşünmek, içinde bulunduğu hâlden en ufak bir şekilde şikâyet dahî edemez.

Sen intihar etmekten bahsettin. Bu şekilde yaşadığın sıkıntılardan kurtulabileceğini sanıyorsun. Ama unutma ki, intihar bir insanın uğrayabileceği en büyük ziyandır. Kişinin kendisini ebedî hüsrana hapsetmesidir. Çünkü sahip olduğumuz her şey, Allâh’ın bize bir emanetidir. Biz bu emanetleri korumak ve O’nun istediği yönde değerlendirip kullanmak durumundayız. En önemli ve kıymetli emanet de can emanetidir. Can emanetini Allâh’ın emrine isyan ile almak, yani kendi öz canımıza kastetmek, büyük bir günahtır. İntihar, dönüşü olmayan tek yoldur; işlendikten sonra tevbe etmesi mümkün olmayan tek günahtır.”

İnsanoğlu, hem maddî hem de mânevî yönlere sahip bir varlıktır. Bu sebepten onun, maddî yapısını doyuracak gıdalara olduğu kadar mânevî yapısını doyuracak gıdalara da ihtiyacı vardır. Her iki açlık da doyurulmalı ve bedenimizle ruhânî hayatımız bir âhenk içinde olmalıdır. Bu da gerçek mânâda dinî ve ahlâkî eğitimle olur. Allâh’a olan inancımız ve bu inanca uygun bir hayat hem bizim varlığımıza anlam kazandırır hem de hayatta karşılaşmış olduğumuz zorluklara karşı mukavemetimizi artırır.
 

Kayıtlıüye

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2019
Mesajlar
183
Tepkime puanı
72
Konum
Hatay
Allah'tan ümit kesilmez. Aşağıdaki dualar çaresiz pek çok derde iyi gelebilir. Birinci sıradaki dua hz.Yunus a.s'ın balığının karnında yaptığı duadır. Sabah akşam bu gibi durumdakiler okumalıdır. Allah tüm sıkıntıda olanları es-Selâm ismi ile ferahlatsın.Amin.

Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn(zâlimîne).

Anlamı: ''Sonunda karanlıklar içinde, 'Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben kötü işler yapmışım!" diyerek yalvardı.

Peygamber efendimiz de sıkıntılı hissedilen zamanlarda okuması gereken bir duayı söylemiş. O dua da şöyledir:

La ilahe illallahül’azim-ül-halim la ilahe illallahü Rabbül-Arş-il’azim la ilahe illallahü Rabbüs-semavati ve Rabbül-Erdı Rabbül’Arş-il-kerim.

Anlamı: Allah'ım beni tüm sıkıntılarımdan kurtar. Şüphesiz sen her şeye gücü yetensin. Beni de en hayırlara vesile olacak şekilde arındır.

"Allâhümmeğfirli verhamni vehdini ve âfıni verzükni”
Manası: “Allah’ım!Beni bağışla,bana hidayet nasip eyle,bana rızık ver,beni afiyette daim eyle ve bana merhamet et.”
(Tüm duaları kapsayan dua)
"Allâhüme inni es'elüke min hayri mâ seeleke minhü nebiyyüke muhammedün ve neûzü bike min şerri mesteâzeke minhü nebiyyüke muhammedün sallellâhü aleyhi ve selleme ve entel müsteânü ve aleykel belâğu ve lâ havle ve lâ kuvvete illa bilâhil aliyyil azıym."

Meâli:

"Allah'ım muhakkak ben Peygamberin Muhammed aleyhisselam'ın, Zat-ı Ecelli Ala'ndan istediği hayırlı şeylerin en hayırlısını isterim. Senin Peygamberin Muhammed (S.A.V.)'in Senden istiaze ettiği şeylerin şerrinden de sana sığınırım Allah'ım.
yardım ancak Zat-ı Ecelli Ala'ndan beklenir. Dünyada da ahirette de istenilen şeye ulaştıracak ancak Sensin. Kuvvet ve kudret ancak Senin yardımınla gerçekleşir Allah'ım!"
 

zeydileri

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
7 Mayıs 2024
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
“İçinde bulunduğun durumu tahmin edebiliyorum. Şu an senin hayatına neşter vuran hâdiseler, şimdi acı verse de neticede seni ebedî sıhhate kavuşturacak bir ilâhî lütuf olabilir. Tıpkı ameliyat görüp sıhhate kavuşan bir hasta gibi…

Bir de şu pencereden bak hâdiseye:

Yaşadığın buhran hali: Bunun sebebi sence nedir? Hiç uzun uzadıya düşündün mü? Bu buhranların sebebi -belki biraz garip gelecek ama- kesinlikle sıfıra inmiş olman ve durumunun bozulması değil. Sahip olduklarının birer birer elinden çıkması hiç değil… Peki ya ne?”

Sana göre konuşmak kolay diyebilirsin, elimdeki her şeyi kaybetmem başka ne olabilir diyebilirsin bunları okurken.

Ama bunalımlarının gerçek sebebi dünya malına karşı kalbinde beslediğin aşırı muhabbet ve bağlılıktan ibaret… Evet, sadece budur gerçek sebep. Eğer bütün umutlarını sahip olduğun maddî zenginliğe bağlamış ve elindeki mal mülkle mağrur hâle düşmüşsen, onlar elinden alındığında da derin bir boşluğa ve yalnızlığa düşmen ve tenhalarda kalman kaçınılmaz.

Oysa bir de şöyle düşün:

Biz bu dünyaya gelirken üzerimizde bir parça bez bile yoktu. Midemiz de bomboştu. Ama Allah Teâlâ bizi hayat sahasına düştüğümüz ilk andan itibaren rızıklandırmaya başladı. Doğar doğmaz bizim için, bünyemize ve o anki ihtiyacımıza en mükemmel sûrette karşılık veren bir gıda olarak anne sütünü yarattı. O günden beri de rızıklandırmaya devam etmektedir. Yani sahip olduğumuzu sandığımız her şey aslında Allah’ın lütfuyla bahşedilmiş nimetlerden ibaret. Gerçek sahibi, onları istediği zaman geri alma hakkına ve kudretine sahiptir. Bu sebeple mala, mülke itimat etmeyip onun gerçek sahibine, yani sadece Allah’a tevekkül etmemiz ve o yüce kudrete teslim olmamız şarttır.

Bil ki, Allah kulunu zâyî etmez… Biz, gerek zenginlikte gerek fakirlikte, gerek sağlıkta gerek hastalıkta, her hâlükârda O’na karşı tevekkül ve teslimiyet hisleriyle dolu olmalı, bizim için takdir ettiği her şeye boyun bükmeliyiz.

Görmez misin bir çocuk, korkulu bir hengâmda anne babasına nasıl da yapışır? Peki ya biz? Biz, ilâhî kudrete ne kadar teslimiyet hâlindeyiz?! İşte bunu başarabilirsek, hiçbir dünyevî sıkıntı bizi sarsamaz. Kadere isyan ile elimize geçecek tek şey, hüsrandır. Çıkmaz sokaklarda yol aramaktır.”

Mesnevî de tevekkül hakkında şöyle söylemiştir Hz Mevlânâ (k.s.):

<<Kaderden sakınmakta perişan olmak, kötülüklere uğramak vardır. Yürü, tevekkül et; çünkü tevekkül, işlerin en iyisidir. Kaza ve kaderle pençeleşme ki, kaza ve kader de seninle pençeleşmesin, kavgaya tutuşmasın. Allâh’ın hükmüne ve takdirine karşı ölü gibi olman gerekir ki, sabahın Rabbi olan Allâh’tan bir kahır yarası almayasın.

Tevekkülden daha güzel bir kazanç yoktur. Tevekkül ise, tedbirlerin bittiği noktada Rabbine sığınmaktır. Hakk’a teslim olmaktan daha hoş ne vardır ki?>>

Tevekkül, insandaki rûhî mukâvemeti artıran en büyük haslettir. Bu haslete sahip olan bir kişi, değil intiharı düşünmek, içinde bulunduğu hâlden en ufak bir şekilde şikâyet dahî edemez.

Sen intihar etmekten bahsettin. Bu şekilde yaşadığın sıkıntılardan kurtulabileceğini sanıyorsun. Ama unutma ki, intihar bir insanın uğrayabileceği en büyük ziyandır. Kişinin kendisini ebedî hüsrana hapsetmesidir. Çünkü sahip olduğumuz her şey, Allâh’ın bize bir emanetidir. Biz bu emanetleri korumak ve O’nun istediği yönde değerlendirip kullanmak durumundayız. En önemli ve kıymetli emanet de can emanetidir. Can emanetini Allâh’ın emrine isyan ile almak, yani kendi öz canımıza kastetmek, büyük bir günahtır. İntihar, dönüşü olmayan tek yoldur; işlendikten sonra tevbe etmesi mümkün olmayan tek günahtır.”

İnsanoğlu, hem maddî hem de mânevî yönlere sahip bir varlıktır. Bu sebepten onun, maddî yapısını doyuracak gıdalara olduğu kadar mânevî yapısını doyuracak gıdalara da ihtiyacı vardır. Her iki açlık da doyurulmalı ve bedenimizle ruhânî hayatımız bir âhenk içinde olmalıdır. Bu da gerçek mânâda dinî ve ahlâkî eğitimle olur. Allâh’a olan inancımız ve bu inanca uygun bir hayat hem bizim varlığımıza anlam kazandırır hem de hayatta karşılaşmış olduğumuz zorluklara karşı mukavemetimizi artırır.
Hocam iyi diyorsun hoş diyorsun da kirayı da ödeyemedim evden çıkmamı istiyor ev sahibi bahsettiğiniz herşeyi denedim Müslüman müslümana yardım etmek dışında başka her işte var herkes sıkıntıya düşebilir fakat kimse yardım etme tarafında değil Allah düşene yardım etmeyi de emrediyor fakat herkes işini gelen tarafta bende size onlarca alıntı yapıp paylasabilirim kitaptan bunun kimseye faydası yok
 
Üst Alt