İlim ilim bilmektir

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
allah.jpg


Masallah Musliman ve sükut76 kardesim sizlere bin kere masa/Allah ikinizde ne guzel bir ilim deryasisiniz..
Yazdiklarinizi okudukca cahiligimi ve cobanligimi fark ettigim icin sadece yazdiklarinizi okumak ve ins.
Allah-in izni ile faydalanmaya calisiyorum.. biraz kafam daginik tam anliyamiyorum..ama ins. bir gun anlarim...
hiçliğimi anladığımdan An-dan beri..
ne konulan bir ismim ne de bana takılan sıfatların hiç bir anlamı kalmadı ...
garib bir boşluktayım alın varım yağmadır gayrı..
Alemlerin alemim hakkında ne düşündüğü ,söylediği
ve ne gördüğü önemli de değil artik!!
önemli Ol An-,alemlerdeki işlerin,mutlak failini görmek-tir..

"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin, bu nice okumaktır.
Okumaktan mana ne, kişi Hakk'ı bilmektir, "
gerisi hep teferuattir...

"‎'MADDE karanlığı, AKIL nûru ile;
CEHALET karanlığı, İLİM nûru ile;
NEFİS karanlığı MARİFET nûru ile;
GÖNÜL karanlığı da *AŞK* nûru ile AYDINLANIR...!''
Hacı Beytaş-ı Veli

Hiçliğimizi idrak ettiğimiz nokta da O'nu hiçliğe atan kudretinde zahir olduğu noktadır. Bu fark ile kişi bir yandan acziyetini yaşarken bir yandan da kudretin sahibi olan Faili mutlakı müşahede eder. Tek yönlü olursa kişi pasifleşir iki yönlü olursa müşahede, diğer yönden Rabbi ile kudret bulur. Tabi benim tefekkürüm ce...

Benim gibi cahilide met etmişsiniz Faili mutlak o yazınızı şükür mahiyetinde kabul etsin inşAllah, Faili Mutlakın sınırı nerde bitmişki bizim ki başlasın :) Selametle
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Allah dostlarının tanınma alametleri benim nazarımda, mihnetsiz, meşakkatsiz, zahmetsiz, külfetsiz, İlmi-Ledün tecellisi nasip olmuş,

ya sükut nedir bu her mesajında karşı karşıya geliyoruz : ))

Abi nedir bu ledün ilmi yaaa... yapmayın Allah'ınızı severseniz. İslam'ın neredesinde bu kavrama yer var, kim demiş, Kuran ve Sünnette nerede geçiyor... yapmayın.

Nedir bu Ledün ilmi; Allah'ın ihsanı ile kalbe ilham edilen, İlahi sırlara ait bilgilerdir. İlm-i ledün sahibi olanlar, olaylardaki gizli sırları ve hikmetleri bilir.

Pekala bunun doğru olduğunu nereden bileceğiz? Yani birinin kalbine gelen şeyin Allah'tan mı şeytandan mı olduğunun tesbitini nasıl yapacağız? İslam nerede ilmi "zahiri" ve "batini" şeklinde bir ayrıma gitmiş?

Allah'ın Rasulü veda hutbesinde uyduğumuz takdirde asla sapmayacağımız dediği elle tutulan Kuran ve Sünnet dışında elle tutulmayan, batini, hal ilmi, ledün ilmi diye birşey demiş mi. Demiş ise nerede demiş biz neden bilemiyoruz.

İşte açık muhkem Kuran'ı bırakır ne idüğü belirsiz birilerinin kalplerine ilham edildiği iddia edilen elle tutulamayan, doğruluğunun tespit edilmesi imkansız bir takım sözlerin peşine düşerseniz elbette daha çok karşı karşıya geliriz. Abi din dediğin şey bu değildir. Din'in sahibi Allah'tır ve vaad ettikleri de açıktır, muhkemdir, herkesin anlayacağı şekilde ortadadır, gizli kapaklı değildir, birilerine özel inmemiştir.

Allah'ın Rasulü veda hutbesinde demiyor mu; şahit olun size herşeyi tebliğ ettim, herşeyi açıkladım gizli kapaklı hiç bir şey bırakmadım?

Keza Rabbimiz demiyor mu;

"Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun".

"İnsanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın diye sana da Kur'an'ı inzal ettik".

Bak Rabbimiz "açıkça anlatasın diye... " diyor burada ledün, gizli birşey var mı? Siz Rabbimizi yalanlıyor musunuz?

Peygamber Efendimiz vahiy yoluyla Allah'tan aldığı Kuran ayetlerini, görevi gereği, insanlara sadece ulaştırmakla kalmıyor aynı zamanda onları açıklıyor ve anlatıyordu. Tebliğ ettiklerini açıklamak ve anlatmak onun asli göreviydi.

Enam Suresi’nin 38. ayetinde, “Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık” diyor Rabbimiz.

Vallahi eğer bu iddianızı sürdürürseniz Allah'ın şu tehdidi ile karşı karşıya kalırsınız;

"Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar." Al-i İmran 78
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
ya sükut nedir bu her mesajında karşı karşıya geliyoruz : ))

Abi nedir bu ledün ilmi yaaa... yapmayın Allah'ınızı severseniz. İslam'ın neredesinde bu kavrama yer var, kim demiş, Kuran ve Sünnette nerede geçiyor... yapmayın.

Nedir bu Ledün ilmi; Allah'ın ihsanı ile kalbe ilham edilen, İlahi sırlara ait bilgilerdir. İlm-i ledün sahibi olanlar, olaylardaki gizli sırları ve hikmetleri bilir.

Pekala bunun doğru olduğunu nereden bileceğiz? Yani birinin kalbine gelen şeyin Allah'tan mı şeytandan mı olduğunun tesbitini nasıl yapacağız? İslam nerede ilmi "zahiri" ve "batini" şeklinde bir ayrıma gitmiş?

Allah'ın Rasulü veda hutbesinde demiyor mu; şahit olun size herşeyi tebliğ ettim, herşeyi açıkladım gizli kapaklı hiç bir şey bırakmadım?

Keza Rabbimiz demiyor mu;

"Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun".

"İnsanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın diye sana da Kur'an'ı inzal ettik".

Bak Rabbimiz "açıkça anlatasın diye... " diyor burada ledün, gizli birşey var mı? Siz Rabbimizi yalanlıyor musunuz?


Enam Suresi’nin 38. ayetinde, “Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık” diyor Rabbimiz.

Vallahi eğer bu iddianızı sürdürürseniz Allah'ın şu tehdidi ile karşı karşıya kalırsınız;

"Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar." Al-i İmran 78

Merhaba abi, nasılsın,

Yukarıda dediğin gibi hiçbirşey eksik bırakılmamış, Abdul Kadir Geylani Hz'lerinden aldım, çok uzun okumak incelemek istersen istersen link'ini atarım ben yeterli gördüğüm birkaç noktayı aldım, hepimize faydalı olur inşAllah.


“O’na canibimizden -ötelerden- ilim vermiştik,” (Kehf, 65).

“Biz onu kudsî ruhla teyid ettik,” (Bakara, 87).


Allahu Teala’nın Zat’ına karşı irfan duygusu taşıyanlar, kudsî ruhla kuvvet bulmuşlardır. Anlatılan bu iki marifet, ancak iki yönlü ilimle meydana gelir; zahirî ilim, bir de batınî ilim. Anlattığımız işlerin olması bu iki ilme bağlıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu iki ilmi anlatırken şöyle buyurdu:


“İlim, ikiye ayrılır: Biri dilde olur ki, bu Allah’ın kulları üzerindeki hüccetidir; bir de kalbte olan ilim var ki; gayelere varmak için faydalı olan da budur.”



Abdulkadir Kadir Geylani
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Merhaba abi, nasılsın,

Yukarıda dediğin gibi hiçbirşey eksik bırakılmamış, Abdul Kadir Geylani Hz'lerinden aldım, çok uzun okumak incelemek istersen istersen link'ini atarım ben yeterli gördüğüm birkaç noktayı aldım, hepimize faydalı olur inşAllah.


“O’na canibimizden -ötelerden- ilim vermiştik,” (Kehf, 65).

“Biz onu kudsî ruhla teyid ettik,” (Bakara, 87).

Allahu Teala’nın Zat’ına karşı irfan duygusu taşıyanlar, kudsî ruhla kuvvet bulmuşlardır. Anlatılan bu iki marifet, ancak iki yönlü ilimle meydana gelir; zahirî ilim, bir de batınî ilim. Anlattığımız işlerin olması bu iki ilme bağlıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu iki ilmi anlatırken şöyle buyurdu:

“İlim, ikiye ayrılır: Biri dilde olur ki, bu Allah’ın kulları üzerindeki hüccetidir; bir de kalbte olan ilim var ki; gayelere varmak için faydalı olan da budur.”

Abdulkadir Kadir Geylani

Bak kardeşim öncelikle şu konuda anlaşalım. Bir konuda delil getireceksen Kuran'dan ve herkesin kabul ve ittifak ettiği ve sahih olan Sünnenlerden (ki bunların içinde de uydurma olanlar vardır) daha sonra alimlerden delil getireceksin. Az önce diğer konuda belirtiğim gibi "Sünnet birilerinin demesiyle değil ancak Peygamberin sözü ve fiili ile sabit olur"

Yukarıda Allah Rasulüne nisbet edilen "İlim ikiye ayrılır" sözünün hiç bir aslı ve astarı ve dayanağı yoktur.

Bir başka husus, lütfen en kısa zamanda İslam'ın usullerini öğrenin bu çok önemli ve hayatidir. Usul derken hem konumuza ışık tutması hem de somut bir örnek olması açısından birinden örnek vereyim.

Siz ve sizin gibi düşünenlerin en büyük hatası ve yanılgıya düşmenize sebep olan;

Naslar karşısında, nasların muhkem olanını terk ediyor yani kati olanları bırakıyor ve müteşabih olan veya konuya delaleti belki zanni belki de zanni dahi olmayan ile yaklaşıyor olmanızdır.
Ledün ilminin batıllığı konusunda delaleti kat'i olan naslar, konu hakkında doyurucu bilgiler verdiği halde hala Kehf 65 ayetini delil getiriyorsunuz. Ne diyor ayette;

"Derken kullarımızdan bir kul buldular ki Biz, ona; katımızdan bir rahmet vermiş ve kendisine nezdimizden bir ilim öğretmiştik."

Ayette konu edinen ve kendisine Allah katından ilim verilen o zat, salih kul kimdir? El Cevap; Hızır aleyhisselamdir. Pekala bunu nereden biliyoruz, Buharı, Müslim ve diğer Hadis kitaplarından.

Şimdi siz bu ayeti alır ve Allah Hızır a.s'a kendi katından bir ilim verdiğine göre alimlere de bu ilimden verir derseniz biz de size Allah'ın şu sözleri ile cevap veririz, zira bu ayetten bu sonuca varmak ancak kalplerinde maraz olanların işidir;

"Sana kitabı indiren O’dur. O’nun bazı ayetleri muhkemdir ki bunlar; kitabın anasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar; fitne çıkarmak ve te’vile yeltenmek için müteşabih olanlara uyarlar..." Al-i İmran 7

Verdiğiniz diğer ayet olan Bakara 87. ayetine gelince ;

"Şüphesiz ki Musaya kitabı verdik ve ondan sonra herbiri ardınca Peygamberler gönderdik. Meryemoğlu İsaya da açık mucizeler verdik. Ve onu Ruhul Kudüs ile teyid ettik. Her Peygamber size nefislerinizin istemediği şeyleri getirdiği zaman büyüklük taslayıp, bir kısmını yalanlıyor bir kısmını da öldürüyor musunuz?"

Şimdi Peygamberin Ruhul Kudüs yani Cebrail ile desteklenmesinin konumuz ile alakası nedir?

Velhasıl; Muhkem, açık, sarih ayetler var iken "muhtelefun fih" yani delaleti zanni olan delillere sarılmak usulsüzlüktür, doğru değildir ve bu sizi İslam'ı doğru anlamaktan alıkoyar. Nassın delaleti ihtilaflı bile olsa dahi bu gibi önemli konularda onunla delil getirmek caiz değildir.

Beni lütfen doğru anlamaya çalışın bak biz burada heva ve hevesimizden konuşmuyoruz, sizi bir yerlere, cemaate de çağırmıyoruz sadece delilleri ortaya koyuyor ve kendimizden birşey katmıyoruz. Vallahi Allah şahidimdir ki Hakkı ortaya koymaktan başka hiç bir gayemiz yoktur.
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Buhari, Müslim ve diğer hadis kitaparından araştırıp dönüceğim, Niyet hayır, akıbet hayır olsun.
 
Üst Alt