İlim ilim bilmektir

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir

Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir

Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır

Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir

Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir

YUNUS EMRE
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
İlim nedir ?
İlim bir noktadır onu cahiller çoğalttı buyuruyor Hz Ali efendimiz.
Nedir bu nokta ?
Buyuruyor ki B nin altındadır.
O nokta kimdir ?
Hz Ali efendimiz buyurur ki ''Ben o noktayım ''

Kim diyorsa ki ben ilim sahibiyim, demiş oluyor ki ben noktayım.

Nokta, demek herşey olmaya her harfe bürünmeye Kadir demek. Harflerden başlamak değil, nokta olup sonra harfe bürünmek demek.

''Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum'' buyuruyor.

Her harf ki noktadan geldi ben o noktayım buyurdu, sonra bu nasıl harf ki öğreten olursa nokta kırk yıl kölesi olurum diyor. Bu ne muamma bu ne gizem.

O mübarek nokta velayetin zirvesi, ilim şehri ResulAllah efendimizin, ilim şehrinin kapısıdır buyurduğu Hz Ali efendimiz ne demek istiyor, bilen varmı ?

Varsa söylesin Allah rızası için ben de müşkülden kurtulayım. Kendime yeni müşküller bulayım.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Hz Ali’ r.a.nin bir sözü vardır. “İlim bir nokta idi,cahiller çoğalttı ”diye .
Meğerse mutluluğun formulü sadece bir noktaymış.Ben ararken çok yoruldum....
Eğer arayan varsa benim kadar yorulmasınlar diye buraya yazıyorum:
İnsan, Allah’a ne kadar yaklaşırsa hem bu dünyasında, hem ahiretinde mutlu olur. İnsan, Allah’dan ne kadar uzaklaşırsa hem bu dünyasında, hem ahiretinde perişan olur...
Önemli olan olaylar değil olaylar karşısında takındığınız tavırdır...
Eğer dostum dediğimiz birisini Allah rızası için dost edindiysek ondan incinmemiz mümkün mü.
İncinsek de bunu ondan değil Rabbimden gelen bir sevkat tokadı olarak algılar ve davranışlarımızı ona göre yönlendirir,
kendimize bir döner bakar, belki de kendimizle hesaplaşırız....
Demekki var bir hatam ki bana bu sözü söyledi , yada bana bunu yaptı, ya da vardır bununda bir hikmeti der ,
hayata küsmez yine bildiğimiz doğru yolda , Allah rizasi icin heyecan , umut ve mutlulukla devam ederiz....
Çünkü biliriz ki Rabbım izin vermeden bir yaprak bile kıpırdamaz, O en adil olandır ve de bir gün adaleti elbet tecelli edecektir.
Rabbını seveceksin herşeyden önce, ve herşeyden çok , işte ondan sonra herşeyi, bütün mahlukatı, insanları, kainatı ve
canlı cansız tüm zerreleri O’nun rızası için seveceksin.
İşte bu halde tereddüt yok, mutsuzluk, kırgınlık, yorgunluk, küskünlük , umutsuzluk , yalnızlık yok. Çünkü ne olursa olsun Rabbım var.
Diğeri ise önce insanlardan, eşyadan, canlılardan , dünyadan hatta kendimizden , nefsimizden sevmeye başlamak .
Sonra onları severek, hayran olarak yaratıcıyı arayıp bulmak. Bu uzun meşakkatlı ve de tehlikeli bir yol.
Böyle de Hakkı bulanlar var elbet ama bu engebeli yolda ilerlerken kayıp gitmek de mümkün.
Onun için Allahım inşallah hepimize tüm kainatı O’nun rızası için sevecek kocaman bir kalp, gözü açık bir gönül,
doğruyu ve güzeli konuşan bir dil ve de Allah dostlarindan dostlar nasip etsin inşaallah..
Rabbim; gönül gözümüzün açılmasına , yüreklerimizin sevgi ile dolmasına yardım et... Amin..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
kainat kur'ân'dadır, kur'ân fâtiha'dadır, fatiha besmelededir, besmele b'de, b ise noktadadır.
işte onun içindir ki, bizzat hz. peygamber efendimiz sav.
tarafından, ilim şehrinin kapısı olarak vasıflandırılan Ali ra., "ilim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı" buyuruyor.
hep o noktayı anlatmak için, asırlardır ilmi çalışmalar yapılmış ve bütün kitaplarda o noktayı anlatmak için yazılmıştır.
o nokta, ki ismini söylemek çok kolay "tevhid noktası" dır."
Alem ancak ilimle anlaşılabilir. ilim arttıça da alemdar değişir ve çoğalır.
işte biz bu ayrı ayrı alemleri süratle bir noktada toplayabildiğimizde insan oluruz.
ahiret alemi diye bahsedilen insanın düşünceleridir ve kişi bu alemde hangi düşüncelerle yaşıyorsa gittiği alemde de o düşüncelerle yaşayacaktır.
kainat, bir noktadan ibaret iken kalem bu noktayı uzatıp harfler, harlerden kelimeleri yazmıştır.
her kelimeye birer isim, her isme de ayrı bir huy verildiği için cumle ve noktalar çoğalmıştır.

Hz. Ali’nin; “İlim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı” sözü beni her zaman çok düşündürmüştür. Gerçek ilim, insanı Allah’a yakınlaştırandır.
Uzaklaştıran her ne ise, ondan uzak olmayı dilemeliyiz.
ama Ben halen bu sozun gercek hikmet ve manasini anlamis degilim....utngc..
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Çok güzel yazmışsınız,

İslam ilmi, öyle bir okyanus ki ancak bu okyanusta kaybolup zerre halini almak olabilir demişler. Tevhid noktası.

Ateş-i ruhsar ile yanmış kararmış çehresi
Harf libasından muarra nokta-yi üryan'e bak


Niyazi Mısri
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Bazı sözlerin altında böyle bir takım mistik çıkarımlar aramak niye, anlamıyorum.

Sözün neye delalet ettiği aslında açık değil mi.

“İlim bir nokta idi cahiller çoğalttı ”

Seyyid Kutup'un aşağıdaki sözü sanırım Hz Ali'nin meramını anlatmaya yetiyor;

"Din, insanların kitaplarda okuduğu, zihinsel huzur için, ilim ve bilgi çokluğu için başvurduğu bir nazariye değildir. Din, insanların kendileriyle Rableri arasında bulundurmakla yetinecekleri olumsuz bir inanç da değildir.
Bu din, bilgi ve tartışmaya yarayan mücerred bir nazariye veya mücerred bozuk bir itikat değil, pratiği olan bir hareket metodudur."
Bu kadar.

Yani İlim dediğimiz şey salt zihinsel bir çaba değildir. İlim ilahi mesajı içinde duymak, sindirmek, içselleştirmek, hayatı Müslümanca yaşamak suretiyle onu canlı bir metin haline getirmektir. Allah'ın kitabına ittiba etmek, Kuran ehli olmaktır.
İşte Asr-ı Saadeti meydana getiren o kutlu nesle baktığımızda bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Onların cilt cilt kütüphaneleri yoktu, onlar zamanında konferanslar, seminerler de yoktu, Prof'lar yoktu, akademik bültenler yoktu, yoktu ama onlarda hakiki manada iman vardı. Onlarda olmayan bizlerde fazlasıyla var ama onlarda olan iman bizde yok işte.

Google tarayın ve ADDAS'ın nasıl Müslüman olduğunu bir araştırın. SubhanAllah!

Ama tarihi seyir içinde ne oldu. Din adeta Seyyid Kutup'un da dediği gibi "lim ve bilgi çokluğu için başvurulan bir nazariye" oldu ve bununla da öğünülür oldu. İlmin gereği olan onu yaşama, içselleştirme, hayatında tatbik etme artık yaşanmaz kılındı ve bu da cehaleti üretti.

Demek ki; Doğru ve yararlı bilgi, imana götüren ve takvayı sağlayan bilgidir. Bilgi bu meyveyi vermiyorsa, yok sayılır.

Allah-u Alem ben böyle anlıyorum.
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
S.A Müslüman kardeşim, nasılsın. Şu buzları eritelim, hoş muhabbet edelim, olmaz mı ? Cevap yazıcam birazda eleştiricem bak önceden haber veriyorum, sonra kızmak yok :)

Syyid Kutup'un Hz Ali efendimizin bu sözüne karşılık bir yorumu açıklaması varmı ? Ona bakmak lazım.

Müslüman kardeşim asıl aklımın takıldığı konu şu,

Hz Ali R.A sizin için neyi ifade ediyor.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bazı sözlerin altında böyle bir takım mistik çıkarımlar aramak niye, anlamıyorum.

Sözün neye delalet ettiği aslında açık değil mi.

“İlim bir nokta idi cahiller çoğalttı ”

Seyyid Kutup
'un aşağıdaki sözü sanırım Hz Ali'nin meramını anlatmaya yetiyor;

"Din, insanların kitaplarda okuduğu, zihinsel huzur için, ilim ve bilgi çokluğu için başvurduğu bir nazariye değildir. Din, insanların kendileriyle Rableri arasında bulundurmakla yetinecekleri olumsuz bir inanç da değildir.

Bu din, bilgi ve tartışmaya yarayan mücerred bir nazariye veya mücerred bozuk bir itikat değil, pratiği olan bir hareket metodudur." Bu kadar.

Yani İlim dediğimiz şey salt zihinsel bir çaba değildir. İlim ilahi mesajı içinde duymak, sindirmek, içselleştirmek, hayatı Müslümanca yaşamak suretiyle onu canlı bir metin haline getirmektir. Allah'ın kitabına ittiba etmek, Kuran ehli olmaktır.
İşte Asr-ı Saadeti meydana getiren o kutlu nesle baktığımızda bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Onların cilt cilt kütüphaneleri yoktu, onlar zamanında konferanslar, seminerler de yoktu, Prof'lar yoktu, akademik bültenler yoktu, yoktu ama onlarda hakiki manada iman vardı. Onlarda olmayan bizlerde fazlasıyla var ama onlarda olan iman bizde yok işte.

Google tarayın ve ADDAS'ın nasıl Müslüman olduğunu bir araştırın. SubhanAllah!

Ama tarihi seyir içinde ne oldu. Din adeta Seyyid Kutup'un da dediği gibi "lim ve bilgi çokluğu için başvurulan bir nazariye" oldu ve bununla da öğünülür oldu. İlmin gereği olan onu yaşama, içselleştirme, hayatında tatbik etme artık yaşanmaz kılındı ve bu da cehaleti üretti.

Demek ki; Doğru ve yararlı bilgi, imana götüren ve takvayı sağlayan bilgidir. Bilgi bu meyveyi vermiyorsa, yok sayılır.

Allah-u Alem ben böyle anlıyorum.
Selamun Aleykum Musliman kardesim..

"Bazı sözlerin altında böyle bir takım mistik çıkarımlar aramak niye, anlamıyorum."
demissiniz.. ama o Bazı sözleri soyliyen hind Fakirleri veya Buda degil ki..
bu soz ile biraz siniri astiniz..
bir soze bakin!bir de soyliyene...
Hz. Ali ra.kimdir?
İslam Devleti'ni 656-661 yılları arasında yöneten dördüncü İslam halifesi.
peygamberimiz Muhammed'in sav. amcasının oğlu onun elinde büyüyen ilk çocuk damadı ve ev halkındandır ..
Cennetle Müjdelenen On Sahabe'den (Aşere-i Mübeşşere) biri Dört Büyük Halife'den (Hulefa-i Raşidin) dördüncü ve sonuncusudur..
ilk musliman olmus cocuklardan ilkidir..
Peygamber efendimizin soyunu surdurecek neslin babasi hz. Fatima nin guzel, cesur Allah-in kilici unvanini almis esi..Hasan ve Huseyinin babasi..
sahabelerden Hz. Ali ra. dir..
bizzat hz. peygamber efendimiz sav.
tarafından, ilim şehrinin kapısı olarak vasıflandırılan Ali ra.,
eger Sevgili Peygamber efendimiz sav.Onun icin ilim şehrinin kapısı buyurdu ise bunda muhakak ki bir bildigi ve hikmetti vardi.."ilim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı"
diyen hz. ali ra. bu sozu oylesine sadece soylensin de ileride insanlarin akli karissin mistik olarak gereksiz soylendigine inanmiyorum..
muhakkaki bir mana, gaye, hikmet ve ilmi yonu vardir..
Bu sözü beni her zaman çok düşündürmüştür! ama bizler bu kus beynimiz ve internet ten kopyaladigimiz ilim ve daracik idrak ve zayif imanimiz ile algiliyamiyor ,anliyamiyorsak hemen kendi nefsimize kilif uydurup Bazı sözlerin altında böyle bir takım mistik çıkarımlar aramak niye, anlamıyorum.demek gerekmez..
Allahu alem.. Rabbim en iyisini bilendir deyip Bu sozun hikmet ve SIRRI ni aramak ,dusunmek, anlamak istemiyorsak bari sozu de soyliyeni de rahat birakip Hakklarina girmiyelim der bu Fakir..
hak hakikat bilgisi her zaman ya bu dunyada yada ahirette meyve verecegine inanmaktayim...

Islamda evladlik olmadigini yillar once duydugumda olur mu oyle sey,... islam yetimleri himaye etmeyi, sahiplenmeyi emr eden insanlik dinidir diye o evladlik meselesinde haddimi bilememistim..
Yillar gecti sartlar geregince ben istemesem de Allah cc. isteyince yabanci bir bebegi evladlik aldik...ve o zaman islamda evladlik yoktur hukmunun altindaki hikmeti aci, aci yasiyarak anladim..
anlamadim.. anliyamiyorum diyenleri zamana birakmali ..zaman ona uygulamali anlatacaktir ins..
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Biz Hz Ali'ye birşey demedik ki : ))

sadece Hz Ali'nin bu sözünden ne diye mistik anlamlar çıkarma peşindesiniz dedik, arada fark var. Neyse...

S.A Müslüman kardeşim, nasılsın. Şu buzları eritelim, hoş muhabbet edelim, olmaz mı ? Cevap yazıcam birazda eleştiricem bak önceden haber veriyorum, sonra kızmak yok :)

Estğ. buz falan yok aramızda ne demek, istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz sorun değil.
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Estğ. buz falan yok aramızda ne demek, istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz sorun değil.

Allah razı olsun, hoş muhabbet olsun gerisi kendiliğinden oluşur zaten,
Seyyid Kutup'un HZ Ali efendimzin sözü hakkında bir yorumu varmı, Bir de Seyyid Kutup kimdir? Biraz tanıtabilirmisin,
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Allah razı olsun, hoş muhabbet olsun gerisi kendiliğinden oluşur zaten,
Seyyid Kutup'un HZ Ali efendimzin sözü hakkında bir yorumu varmı, Bir de Seyyid Kutup kimdir? Biraz tanıtabilirmisin,

Amin ecmain.

Hz Ali ile ilgili ne gibi sözleri olabilir doğrusu anlamadım herhalde bildiğiniz birşey var ki bunu sordunuz.

Şimdi bu tür sorular geldi mi hemen akabinde başka başka şeyler de geliyor ya hadi hayırlısı : ))

“Eğer kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.”

Allah şehadetini kabul etsin, işte Seyyid Kutup budur. Özellikle Türkiye de Tevhid'in kavranması ve doğru anlaşılması noktasında Seyyid Kutup ve Mevdudi'nin katkıları çoktur.

Her iki alimin tefsirlerini büyük bir zevkle okuyorum.
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
S.A Müslüman kardeşim, nasılsın. Şu buzları eritelim, hoş muhabbet edelim, olmaz mı ? Cevap yazıcam birazda eleştiricem bak önceden haber veriyorum, sonra kızmak yok :)
Estğ. buz falan yok aramızda ne demek, istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz sorun değil.
harikaa

Şimdi bu tür sorular geldi mi hemen akabinde başka başka şeyler de geliyor ya hadi hayırlısı : ))
Cümleden Selamun Aleykum.
cfbrvoTabiki başka şeylerde gelsin güzel kardeşim, gelsin,ki eleştirelim tartışalım, tartışalım ve tartıştıkca birşeyler öğrenelim, bir elin nesi var, iki elin sesi var misali:)
he buarada benden eleştiri vs beklemeyin, ben eleştirileri takipteyim gerektiği zaman aranıza girer sulh,u sağlarım merak etmeyinsırıtık.:,
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Amin ecmain.

Hz Ali ile ilgili ne gibi sözleri olabilir doğrusu anlamadım herhalde bildiğiniz birşey var ki bunu sordunuz.

Şimdi bu tür sorular geldi mi hemen akabinde başka başka şeyler de geliyor ya hadi hayırlısı : ))

“Eğer kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.”

Allah şehadetini kabul etsin, işte Seyyid Kutup budur. Özellikle Türkiye de Tevhid'in kavranması ve doğru anlaşılması noktasında Seyyid Kutup ve Mevdudi'nin katkıları çoktur.

Her iki alimin tefsirlerini büyük bir zevkle okuyorum.

İnternetten biraz araştırdım, Bu kişiler İslam alimi olarak pek kabul görmemiş yaşadıkları toplumlarda siyasi kimlikleri ile daha çok yer almışlar gibi görünüyor. Ve okuduğum yorumlarından da İslam da ilgilendikleri konuları yine bir siyasetçi bakışıyla ele aldıklarını gördüm. Şimdi seni biraz daha iyi anlıyorum, yazılarında bu kişilerin konulara bakış açılarının yansımaları görünüyor.
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
İnternetten biraz araştırdım, Bu kişiler İslam alimi olarak pek kabul görmemiş yaşadıkları toplumlarda siyasi kimlikleri ile daha çok yer almışlar gibi görünüyor. Ve okuduğum yorumlarından da İslam da ilgilendikleri konuları yine bir siyasetçi bakışıyla ele aldıklarını gördüm. Şimdi seni biraz daha iyi anlıyorum, yazılarında bu kişilerin konulara bakış açılarının yansımaları görünüyor.

Sükut 76

Müslümanlar birbirlerine nasihat eder değil mi, bak sana bir nasihatim olsun kardeş.

"Başkalarının iddialarına güvenmek, çoğu zaman kişiyi hakikatleri görmekten uzak eder"

Hakim bile huzuruna gelen davacılardan her iki tarafı dinler ve kararını ona göre verir değil mi. Bu alimleri tanımak istiyorsanız sizde birilerinin iddialarını değil onları bizzat kendi eserlerinden inceleyin ve öyle karar verin.

Siz hiç bu alimlerin eserlerini okudunuz mu?

Siyasetçi bakış derken sanki İslam'da siyaset yokmuş veya İslam siyasete iyi bakmıyormuş gibi bir düşünceniz mi var? Vallahi İslam siyasetin ta kendisidir. Zaten yeryüzündeki Müslümanlar arasındaki fitnenin başı İslam şeriatının uygulanamıyor oluşudur. Siyaset derken biz mevcut küfür hükümlerinin icra edildiği laiklik, demokrasi vs gibi beşeri idarelerde yer alalım demiyorum. Tam tersi zaten "La" derken bunları red ve tekfir ettik.

Biz İslam şeriatının yeniden ihya edilmesi yeniden şahlanması için herkese görev düştüğüne inanıyoruz. Elbette bu hemen olacak gibi görünmüyor ama biz bize düşen görevleri yerine getirelim yeter.

İlim üç kulaçtır; ilk kulaçta her şeyi çok iyi bildiğimizi düşünürüz ( 15-30 yaş arası) , ikinci kulaçta hiç bir şey bilmediğimizi öğreniriz (30-40 yaş arası) , üçüncü kulaçta ise susarız ( 40 ve sonrası )

İşte ilim böyle bir şey onun için dikkatli olmak durumundayız. İnancımızda "doğru her zaman benim yanımdadır" rehavetine kapılıp başkalarının sözlerine Mekkeli müşikler gibi kulaklarımızı tıkamayacağız. İslamı anlamaya çalışırken şeyhlerimizin, tarilkatımızın, abilerimizin, üstadlarımızın fikirleri ile anlamayacağız.
İslamı öğrenmeye çalışırken, şeyhimizi onaylatacak şekilde değil de, kendi imanımızı kurtarmak için okuyacağız.

Bazı cemaatlerin sayılarının çok olması bizi şüpheye düşürmemeli sapık fırka mensuplarının sayıları her zaman çok olacaktır ama kaliteleri emin ol çok düşüktür. Kemiyeti çok ama keyfiyeti beş para etmez onların. Biz İslamı kurtarmaya gelmedik Allah dinini korur merak etmeyin biz İslamı ile kurtulmaya geldik arada çok büyük farklar var.

Seyyid Kutup ve Mevdudi aleyhinde konuşanları çok iyi biliyoruz. Özellikle İhlas, Enver Ören, Hakikat Kitapevi gibi Allah'tan korkmaz , hurafeci, menkibeci bir kardeşinde de dediği gibi; mistik bir alemin fıstık yaşantısından fazla tütsü çekerek sarhoş olmuş bu sapık kimselerin alimleri taan edici, aşağılayıcı, kötüleyici sözlerine itibar etmeyin derim.

Allah'tan korkun.
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
İncelemek isterdim ama hepimiz ihtiyaçlar, zarıuretler derken kısıtlı zamanımız kalıyor. Bu konuda senin bilgine başvuruyorum. Mevdudi hakkında şu an fazla bakamadım. Seyyid kutup ile ilgili en fazla yazı Hz Osman efendimzin siyasetini eleştirmesi karşısında aldığı tepkiler ile ilgili çıkıyor.
Siz daha iyi bilirsiniz, Seyyid Kutup ''HZ Osman R.A müslümanlığına diyecek hiçbir şeyimiz yoktur ama Emevilerin yükselmesi onun siyasetteki hataları sebebi ile olmuştur.'' yazmış. Şia yanlış anlamadıysam, yanlışsa düzelt lütfen. Eleştirisini okuduğum zaman HZ Osman efendimizin siyasetine yönelttiği eleştiri Hz Ali efendimize karşı olan yoğun hislerinden kayaklanıyor gibi görülüyor. Tarih bilgim fazla yok benim. Ama şunu idrak edebiliyorum. Bu eleştiri objektif değil, çünki sebebi Hz Ali efendimize karşı yoğun olarak duyduğu hislerin ağır basmasından dolayı ve o eleştirinin temelinde islam aleminin tepkisinden çekinilmesi sonucu Hz Osman R.A ile ilgili düşüncelerini aslında tam söyliyememiş gibi görünüyor. Onu'da '' Cümlesinin başında Hz ''Osmanın müslümanlığına hiçbir sözümüz yoktur, '' ile giriş konusunda ki tepkileri yumuşatmaya çalışmasından anlaşılıyor yoksa asıl düşüncesinin bu olmadığı çok net anlaşılıyor. Ve ona cevap verenler'de ResulAlah efendimizin Hz Osman ile ilgili Hadislerini delil olarak sunmuş ve ana fikri ile Seyyid Kutupa karşı şu savunulmuş. ResulAllah'ın bu kadar övgüsünü, takdirini ve himmetini almış birisi karşısında Hz Osman R.A Müslümanlığını ve siyasetini ayıramazsınız, Hz Osman siyaseti sizden daha iyi bilirdi elbette '' ana fikri savunulmuş.

Bu konu aslında sizin görüşünüzün, benzeri görüşlerin ve benim gibi tasavvufi bakanların arasındaki bütün yazışmalardaki özündeki, birbirine karşıt kalan görüşün zaman içerisinde ve bügünde tekerrür eden dalgaları gibi.

Tasavvuf ehli ve gönül verenleri, Kendine münhasır edindikleri ilimde, ResulAllah efendimizi nasıl görüyorsa, 4 halifeyi ve yine ilimleri ile tanıdıkları ve kabul ettikleri Zat'ları hayatlarının bir döneminden sonra Hak ile Hak olmuş olarak ve tam Kemal olarak kabul ederler ve sevgileri o insanlara karşı yoğunlaşır, eleştirmezler ve her seven gibi eleştirenlerede tepki verirler. O Zat'ların bütün hayatları olmasa bile bir dönemden sonra ''Allah'ın Velilerine korku yoktur..'' ayeti ve '' Benim ümmetimin alimleri beni israil peygamberleri gibidir.'' hadisleri ile O Zat'lara hürmetle yaklaşırlar.Tasavvuf ehli bu ayet ve hadislerden bu cihanda Veli sıfatını alıp yaşadıkları için korkusu olmayanın nefsi olmaz, Hakkel Yakin halini yaşıyan bir Zat'ta hata gibi gözüksede o kişiden görünen Allah'ın takdirinden başka birşey değildir, ''....Peygamberi gibidir'' hadisinde görünmesede o Zat'ların korunanlardan olduklarına iman etmişlerdir. O Zat'larda görünen işlerin ardında, o işlerdeki gizli kalmış görünmeyen hikmetleri anlamaya çalışmışlardır. Bunu çizginin dışında kalan fikir ve düşünceleri, Hakiketten perdeli ve hatalı bulmuşlardır.

Sizin görüşünüzün dayanak noktası kıldığı hususlardan biri ise, Sadece İsmet mazharının peygamberlere ait olduğu delil olarak sunularak bu ismin mazharı olmayan kişilerin eleştirilebileceği hususudur. Bu görüşe zahir İslamın hükümlerinde böyledir Risalet ve nübüvvet dışında bu konu açık bırakılmıştır. Luzümlu görse ResulAllah efendimiz yasaklardı, bir de aklıma gelmişken onuda söyliyeeyim, Musa A.S bir niyazda bulunmuş, ''Ya Rabbi benim hakkımda konuşmasınlar '' Hitaben Cenabı Allah ''Ya Musa, O'nu ben kendim için yasak etmedim, senin için nasıl edeyim.'' buyurmuş.

Ama belirli Zat'lar için bu tasavvuf ehlinde tasavvufun edebine aykırı görülür.

Bu birbirine karşıt düşen iki görüşün özünde uyumlu olması mümkün değildir,
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
Mavi yazılar cevabımızdır

İncelemek isterdim ama hepimiz ihtiyaçlar, zarıuretler derken kısıtlı zamanımız kalıyor. Bu konuda senin bilgine başvuruyorum. Mevdudi hakkında şu an fazla bakamadım. Seyyid kutup ile ilgili en fazla yazı Hz Osman efendimzin siyasetini eleştirmesi karşısında aldığı tepkiler ile ilgili çıkıyor.

Biz hiç kimseyi Peygamberle dışında masum görmüyoruz kaldı ki alimleri ve Seyyid Kutup'u da görelim. İnsan olmaları hasebiyle hata etmişlerdir. Konuya vakıf olanlar bilirler, Seyyid Kutup İmam Gazali gibi kimseler bir takım hatalarından ki Hz Osman meselesi de buna dahildir rücu ettiklerini söylemişlerdir. Ki aynı şekilde kendisini tasvip etmediğim konuyla delaleti kısmi de olsa Said Nursi'nin eski Said dönemi yeni Said dönemi şeklinde iki merhaleye ayırması gibi.
Ayrıca Seyyid Kutup asla şia değildi ve olmamıştır.


Tasavvuf ehli ve gönül verenleri, Kendine münhasır edindikleri ilimde, ResulAllah efendimizi nasıl görüyorsa, 4 halifeyi ve yine ilimleri ile tanıdıkları ve kabul ettikleri Zat'ları hayatlarının bir döneminden sonra Hak ile Hak olmuş olarak ve tam Kemal olarak kabul ederler ve sevgileri o insanlara karşı yoğunlaşır, eleştirmezler ve her seven gibi eleştirenlerede tepki verirler. O Zat'ların bütün hayatları olmasa bile bir dönemden sonra ''Allah'ın Velilerine korku yoktur..'' ayeti ve '' Benim ümmetimin alimleri beni israil peygamberleri gibidir.'' hadisleri ile O Zat'lara hürmetle yaklaşırlar.Tasavvuf ehli bu ayet ve hadislerden bu cihanda Veli sıfatını alıp yaşadıkları için korkusu olmayanın nefsi olmaz, Hakkel Yakin halini yaşıyan bir Zat'ta hata gibi gözüksede o kişiden görünen Allah'ın takdirinden başka birşey değildir, ''....Peygamberi gibidir'' hadisinde görünmesede o Zat'ların korunanlardan olduklarına iman etmişlerdir. O Zat'larda görünen işlerin ardında, o işlerdeki gizli kalmış görünmeyen hikmetleri anlamaya çalışmışlardır. Bunu çizginin dışında kalan fikir ve düşünceleri, Hakiketten perdeli ve hatalı bulmuşlardır.


Güzel kardeşim Kuranı okurken bizi teyit edecek bizi haklı çıkaracak şekilde okuyamayız tamamen tarafsız bir gözle bakmak zorundayız. Yunus suresi 62 olarak verdiğiniz;

"Haberiniz olsun ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar hiç üzülmeyeceklerdir de."

ayetinde geçen Allah'ın dostları ya da Allah'ın veli kullarından kasıt alimler midir? Onlar Allah'ın dostu ise sizler bizler neyiz? Haşa Allah'ın düşmanı mıyız? Hayır bizlerde Allah dostlarıyız.
Hz Ömer , Ebu Hureyre ve Ebu Malik, İmam Eş'ari buradaki "Allah dostlarından" maksadın "aralarında maddi bir çıkar ve akrabalık bağı olmadan birbirlerini Allah için seven kimselerdir" diye tercüme etmişlerdir.

Keza bir ayeti okurken mutlaka siyak ve sibakına da bakmak zorundayız aksi halde yanlış ve/veya eksik anlamış oluruz. Bakın ayetin devamında diyor ki Rabbimiz;

"Onlar, iman eden ve Allah'tan korkanlardır." 63

Kim bunlar, sadece alimler mi? Bizler de iman ediyor ve Allah'tan korkuyoruz değil mi.

Ayrıca bir çok sahabe "Allah dostlarından" maksadın "Allah'ın görüldüklerinde simalarından, Allahı hatırlatan kullar olduklarını" söylemişlerdir. Yani bir takım özel kimselere hasretmemişlerdir.

Ama belirli Zat'lar için bu tasavvuf ehlinde tasavvufun edebine aykırı görülür.

Tasavvufun adabı onları bağlar İslamı değil. İslam ölçüyü koymuştur gerisi de biz Müslümanları bağlamaz bağlamamalıdır.
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Müslüman kardeşim,

Allah senden razı olsun,

Seninle derin fikir ayrılıklarımız var. Benim tefekkürümde Allah Dostu olmak insanın kendi kendisine verebileceği bir paye değildir. İmkanı yoktur, mümkün değildir. Kendini kandırmaktır.
Allah ibrahim efendimize HALİLİM, dostum dedi. İbrahim efendimiz ben Allah,'ın dostuyum demedi. Allah dostlarını kendi seçer. Allah dostunu ateş yakmadı. Kim Allah'ın dostu olduğunu kendine idda ediyorsa, soksun elini ateşe, yanmıyorsa doğru söylüyordur. Çünki Allah dostlarını yakmaz.

Benim tefekkürüm bu şekilde,

Biz Rabbimizin kuluyuz.

Biz bu gidişle birbirimizi çok yorarız, Hakkını helal et, :)
 

Müslüman

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
15 Mayıs 2012
Mesajlar
116
Tepkime puanı
0
amin ecmain inş.

evet birbirimizi çok yoracağımız kesin : ))

"Allah dostu" dediğiniz kimseler Cüneyt Arkın gibi havada uçan, karada kaçan, Muhammed Ali gibi şimşek gibi çakan arı gibi sokan, ölmeyen, uyumayan, yemeyen-içmeyen, hasta olmayan, tuvalete gitmeyen, evlenmeyen, misk-i amber kokan, kendilerine has giyim tarzları olan birileri değildir.

Ayrıca; kaşına gözüne bakılması "yassak hemşerim" olan, yanlarında fısıldıyla konuşulabilen, kendisiyle Cuma geceleri şahsa münhasır bluetooth (yeni dilde rabıta) bağlantı kurulabilen kimseler de değildir.

Tayy-i Mekan ile bir anda birçok yerde görünen, Menzilden fırlattığı kalem, çakmak artık her ne ise ile bu forumda bulunan sükut76'nın tam alnının çatısına isabet edip 12 den vuran, rüyalarımızda ak sakallı dede şeklinde fink atan, karşısına çıktığımızda MR cihazı gibi kalbimizden geçenleri bilen birileri de değildir.

Peki kimdir bu Allah dostları, veliler veya evliyalar.

"İyilik yaparak kendisini Allah’a teslim eden ve İbrahim’in dinine dosdoğru olarak tabi olan kimseden, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah, İbrahim’i dost (Halil) edinmişti." Nisa 125
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Masallah Musliman ve sükut76 kardesim sizlere bin kere masa/Allah ikinizde ne guzel bir ilim deryasisiniz..
Yazdiklarinizi okudukca cahiligimi ve cobanligimi fark ettigim icin sadece yazdiklarinizi okumak ve ins.
Allah-in izni ile faydalanmaya calisiyorum.. biraz kafam daginik tam anliyamiyorum..ama ins. bir gun anlarim...
hiçliğimi anladığımdan An-dan beri..
ne konulan bir ismim ne de bana takılan sıfatların hiç bir anlamı kalmadı ...
garib bir boşluktayım alın varım yağmadır gayrı..
Alemlerin alemim hakkında ne düşündüğü ,söylediği
ve ne gördüğü önemli de değil artik!!
önemli Ol An-,alemlerdeki işlerin,mutlak failini görmek-tir..

"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin, bu nice okumaktır.
Okumaktan mana ne, kişi Hakk'ı bilmektir, "
gerisi hep teferuattir...

"‎'MADDE karanlığı, AKIL nûru ile;
CEHALET karanlığı, İLİM nûru ile;
NEFİS karanlığı MARİFET nûru ile;
GÖNÜL karanlığı da *AŞK* nûru ile AYDINLANIR...!''
Hacı Beytaş-ı Veli
 

sükut76

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mayıs 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Allah dostlarının tanınma alametleri benim nazarımda, mihnetsiz, meşakkatsiz, zahmetsiz, külfetsiz, İlmi-Ledün tecellisi nasip olmuş, tanınması zor olan, ancak kendisi dilerse kişiye kendini tanıttığı o da kesinlikle ağzından ben şuyum buyum gibi tekebbür ve benlik barındıran kelamlar olmayan Allah Tealanın varlığında yokluğunu yaşıyan Zat'lar dır. Tabi daha da uzun konu ama kısa yazıyla bir yere kadar insan yoruluyor, tefekkürü dağılıyor.
Şimdi sen ayetleri kendi anladığımız gibi yormıyalım diceksin ama yinede yazıyım :) Nisa 125 ayetinin bendeki oluşturduğu anlam şöyle, (doğru yanlış demiyorum kesinlikle )
''İyilik yaparak Kendini Allah'a teslim eden, ''
... Kime iyilik yapmış, ilk başta kendine. Kendine en büyük iyiliği yapmış Allah'a teslim olmuş kişi. Teslim olmanında ilmi vardır, ben teslim oldum demekle olmaz tabi.
''ve İbrahim'in dinine dosdoğru olarak tabi olan kimseden''
İbrahim A.S Hanif idi. bütün putları kırmıştı, İlk önce kendisindeki putları kırdı Hz İbrahim A.S. Bu benim rabbim olsa gerek diyerek yıldız, ay, güneş yönelmesi ve sonrasında hepsi batınca
''Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü:"Rabb'im budur" dedi. Yıldız batınca da:" Ben batanları sevmem" dedi.''
''
Ben hanif olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim''.
''Sonra da sana vahyeyledik ki: hakperest (hanîf) olarak İbrahim milletine ittiba' et, o hiç bir zaman müşriklerden olmadı''
Bu batanlar yıldız, ay ve güneş. Hepsi bir yerde rumuz dur. Hz İbrahim Ulül Azam bir peygamberdir.
Şimdi şöyle düşünelim, Bir kişi ay yıldız ve güneşi seyrediyor ve bunların batmasından birden Allah ı fark ediyor, müşrikliği fark ediyor, hanif liği fark ediyor ve biliyor.Bu mümkün mü ? İşte aradaki saklanan Peygamber ilmine bakın. Bu yıldız ay ve güneş'in buradaki anlamını tefekkür etmeden ve uyarıları geçmek cahilliğe kucak açmaktır.
İnsandaki yıldız, ay ve güneş ile anlatılmak istenen nedir? Ki bende batsınlar ve ben müşriklerden değilim idrakına yükselebiliyim ve hanif liğe adım atabileyim. (Hanif; yerde ve gökte tapınılıcak bir tanrı olmadığını idrak etmiş Alemleri el-Esmaül Hüsnasının tecellileri ile yoktan var etmiş La Mekan (Mekansız) Bi Nişan (Nişansız) olan Uluhiyet derecesinindeki bütün isimleri cem eden Allah esmasını tanımış ve O esmanın sahibi olan Zat'ı mukaddese yönelmiş kişi.)
Tanımdan da anlaşılacağı gibi bu hop diye olmaz. Peygamber istidatı ayrı bir durum. Bir müslümanda bunlar olursa da o kişinin istidadı kadar olur.
Mesela kendimce söyliyim,
benim fikirlerim bende yıldızlara benzer, onlarla olaylar karşısında bir gecede insanların yıldızlara bakıp yolunu bulmaya çalışması gibi bende onlarla yolumu bulmaya çalışırım,
benim doğrularım bende aya benzer, Onlarla bellediğim tecrübe ettğim yolları seçerim,
benim aklım güneşe benzer, bir konuyu bir sorunu onunla görür ve incelerim, güneş gibi bilmediğim konuları inceleyerek kabiliyetince bana aydınlatır
Allah'a yakınlaşmanın işareti bunların kişide batmasıdır, hiçbir işe yaramamasıdır. Fikirler batıyor, yerini başka fikirler alıyor, doğrularım ben yeni şeyler öğrendikçe batıyorlar, Benim aklım güneş gibi önüne bulut geçtiğinde aydınlatmıyor, yanıltıyor ve çoğu olayı anlamıyor güneş gibi ben ona güvenirken batıyor.
Bunlar batınca Allah Teala o kulda Rahmani fikirler, doğrular ve yeni bir akıl ile tecelli eder ki bunlar batmaz. İşte bu tecelliye eren kişi ancak o zaman tevhid edebilir ve Allah Teala onu dost edinir. yoksa ''Kimse zan, hayal ve vehimle karışık akıl ile Hakkı bilemedi.''
din bakımından daha iyi kim olabilir? İbrahim’i dost (Halil) edinmişti."
 
Üst Alt