Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Gönül Sızım
İbadetin doğru ve faziletli olanı korkarak mı yoksa severek mi yapmak?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="osisko" data-source="post: 101925" data-attributes="member: 9854"><p>Bunu biliyor olmanız yetmez mi.?</p><p></p><p>İbadetin makbul olanı, yalnızca Allah rızası için yapılandır. Başkaca hiç bir hesap içerisine girmemek de ibadette hem gönül huzurunu, hem de madden huzuru beraberinde getirir. </p><p></p><p>Yakınınızın kefenlenmesini görünceye kadar böyle bir huzursuzluk, vesvese ile ilgili rahatsızlığınız olmadı ise, şu anki durumda doğru yoldasınız demektir. Çünkü şeytan boş insanla neden uğraşsın..? Onun işi doğru yolda olanlar. Doğrunun yolunda pusuda bekler.</p><p></p><p>Vesvese dediğiniz şeyin size her hangi bir yaptırımı yok. O sadece fısıldar ve yapmanızı ister. İnanç ve imanınız gereği sizin karşı duruş sergilemeniz, hem Allah 'a olan kulluk vazifeniz, hem de ahiret yurdu için büyük bir kazanılım demektir.</p><p></p><p>Kişi evinde her ne halde olur ise olsun, dışarı ortamında kendisine çeki, düzen vermesi, insanların dikkatlerini üzerine çekmemesi, edep ve terbiye çerçevesinde hareket etmesi gerekir.</p><p></p><p>Bir yol büyüğü şöyle der; "Bir kadının üzerinde ne kadar çok erkeğin nazarı ve dikkati var ise, evindeki huzursuzluğu da o denli fazladır"..!</p><p></p><p>"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: <strong>Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler</strong>. Böyle yapmaları<strong> onların iffetli tanınmaları ve kendilerine sarkıntılık edilerek incitilmemeleri yönünden en uygun bir davranıştır</strong>. Allah gafurdur, rahîmdir.</p><p><strong>Ahzap 59</strong></p><p></p><p>Yani dışarı ortamında biraz vasat, ev halinde çekiciliğe daha fazla önem vermek, hem erkeğin eve bağlanması, hem aile bağlarının güçlü olması, hem de Allah tarafından o yuvanın korunup kollanması anlamına gelir. </p><p></p><p>Unutmayın ki, Allah için ne yaparsanız yapın, sonuç size fazlasıyla geri dönecektir. Hem manen, hem de madden. Şu an nasıl yaparım sorusunu sormanız bile, Allah 'ın sizden hoşnut olduğu, sizi korumaya aldığı anlamına gelir. </p><p></p><p>Hz. Allah böyle güzellikler manzumesini biz insanoğluna sunmuş, öyle ise bunun teşekkürünü, hamdini, şükrünü yerine getirmemiz gerekir.</p><p></p><p>Şöyle bir örnek vereyim:</p><p></p><p>Diyelim ki, dünya hayatında yüz yirmi yıl ömür yaşadınız. Uzunca bir zaman değil mi.? Peki bu yüz yirmi yılı ebedi ahiret hayatının üzerine getirip koyduğunuz zaman ne kadar yer, zaman, süre tutabilir.? </p><p></p><p>Bir yanda dünya hayatında yüz yirmi yıl..! Gecesi ve gündüzü, başlangıcı ve sonu olan, doğumu ve ölümü, gençlik ve yaşlılığı olan. Her bir an, her bir saniye, her bir saati ve her bir günü imtihan olan yüz yirmi yıllık dünya hayatı..</p><p></p><p>Diğer bir yanda ahiret hayatı, ebediyet, sonsuzluk..! Allah için dünyada vermiş olduğun kıymetli zaman karşılığında içerisinde ebedi kalacağın bir cennet .. </p><p></p><p>Yüz yirmi yılı alıp, başlangıcı ve sonu olmayan ebedi hayatın üzerine getirip koyduğunuz zaman, dünya hayatının yüz değil, bin yüz senesi de olsa, ebedi ahiret hayatına karşın bir tek nokta dahi etmediğini göreceksiniz. Bir tek nokta dahi etmeyen dünya hayatını, ahirete tercih etmenin ne kadar büyük bir gaf olduğunu inşaallah farkedeceksiniz.</p><p></p><p>Dünya hayatı insanoğluna verilmiş ikinci bir fırsattır. Ayette de buyrulduğu gibi; "Ya Rabbi bana ikinci bir fırsat daha vermiş olsaydın" demeyesiniz, demeyelim diye sunulmuş ikinci bir fırsat.. Bunun değerini bilelim ve tercihimizi buna göre yapalım. </p><p></p><p>Hz. Allah insana bir günde yirmi dört saat vermiş. </p><p></p><p>Yirmi dört saate karşılık, bize yirmi dört saati verene iki saatini geri vermemiz gerekiyor. Eğer ki bu cömertliği gösteremez isek, Allah 'ın bize verdiklerine karşı nasıl şükreder, nasıl hamd eder olabiliriz.?</p><p></p><p>Unutmayınız ki, birileri için değil, Allah için, dolayısı ile kendimiz için yaşıyoruz. Hayatımıza bunu göz önünde bulundurarak yön verelim, kararlarımızı buna göre alalım. Bizim için birileri ne der takıntısından kurtulun. </p><p></p><p>Bu arada Kuran-ı Kerim meali okumayı ihmal etmeyin. </p><p></p><p>Yalnızca Allah için, Allah rızası için..!</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="osisko, post: 101925, member: 9854"] Bunu biliyor olmanız yetmez mi.? İbadetin makbul olanı, yalnızca Allah rızası için yapılandır. Başkaca hiç bir hesap içerisine girmemek de ibadette hem gönül huzurunu, hem de madden huzuru beraberinde getirir. Yakınınızın kefenlenmesini görünceye kadar böyle bir huzursuzluk, vesvese ile ilgili rahatsızlığınız olmadı ise, şu anki durumda doğru yoldasınız demektir. Çünkü şeytan boş insanla neden uğraşsın..? Onun işi doğru yolda olanlar. Doğrunun yolunda pusuda bekler. Vesvese dediğiniz şeyin size her hangi bir yaptırımı yok. O sadece fısıldar ve yapmanızı ister. İnanç ve imanınız gereği sizin karşı duruş sergilemeniz, hem Allah 'a olan kulluk vazifeniz, hem de ahiret yurdu için büyük bir kazanılım demektir. Kişi evinde her ne halde olur ise olsun, dışarı ortamında kendisine çeki, düzen vermesi, insanların dikkatlerini üzerine çekmemesi, edep ve terbiye çerçevesinde hareket etmesi gerekir. Bir yol büyüğü şöyle der; "Bir kadının üzerinde ne kadar çok erkeğin nazarı ve dikkati var ise, evindeki huzursuzluğu da o denli fazladır"..! "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: [B]Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler[/B]. Böyle yapmaları[B] onların iffetli tanınmaları ve kendilerine sarkıntılık edilerek incitilmemeleri yönünden en uygun bir davranıştır[/B]. Allah gafurdur, rahîmdir. [B]Ahzap 59[/B] Yani dışarı ortamında biraz vasat, ev halinde çekiciliğe daha fazla önem vermek, hem erkeğin eve bağlanması, hem aile bağlarının güçlü olması, hem de Allah tarafından o yuvanın korunup kollanması anlamına gelir. Unutmayın ki, Allah için ne yaparsanız yapın, sonuç size fazlasıyla geri dönecektir. Hem manen, hem de madden. Şu an nasıl yaparım sorusunu sormanız bile, Allah 'ın sizden hoşnut olduğu, sizi korumaya aldığı anlamına gelir. Hz. Allah böyle güzellikler manzumesini biz insanoğluna sunmuş, öyle ise bunun teşekkürünü, hamdini, şükrünü yerine getirmemiz gerekir. Şöyle bir örnek vereyim: Diyelim ki, dünya hayatında yüz yirmi yıl ömür yaşadınız. Uzunca bir zaman değil mi.? Peki bu yüz yirmi yılı ebedi ahiret hayatının üzerine getirip koyduğunuz zaman ne kadar yer, zaman, süre tutabilir.? Bir yanda dünya hayatında yüz yirmi yıl..! Gecesi ve gündüzü, başlangıcı ve sonu olan, doğumu ve ölümü, gençlik ve yaşlılığı olan. Her bir an, her bir saniye, her bir saati ve her bir günü imtihan olan yüz yirmi yıllık dünya hayatı.. Diğer bir yanda ahiret hayatı, ebediyet, sonsuzluk..! Allah için dünyada vermiş olduğun kıymetli zaman karşılığında içerisinde ebedi kalacağın bir cennet .. Yüz yirmi yılı alıp, başlangıcı ve sonu olmayan ebedi hayatın üzerine getirip koyduğunuz zaman, dünya hayatının yüz değil, bin yüz senesi de olsa, ebedi ahiret hayatına karşın bir tek nokta dahi etmediğini göreceksiniz. Bir tek nokta dahi etmeyen dünya hayatını, ahirete tercih etmenin ne kadar büyük bir gaf olduğunu inşaallah farkedeceksiniz. Dünya hayatı insanoğluna verilmiş ikinci bir fırsattır. Ayette de buyrulduğu gibi; "Ya Rabbi bana ikinci bir fırsat daha vermiş olsaydın" demeyesiniz, demeyelim diye sunulmuş ikinci bir fırsat.. Bunun değerini bilelim ve tercihimizi buna göre yapalım. Hz. Allah insana bir günde yirmi dört saat vermiş. Yirmi dört saate karşılık, bize yirmi dört saati verene iki saatini geri vermemiz gerekiyor. Eğer ki bu cömertliği gösteremez isek, Allah 'ın bize verdiklerine karşı nasıl şükreder, nasıl hamd eder olabiliriz.? Unutmayınız ki, birileri için değil, Allah için, dolayısı ile kendimiz için yaşıyoruz. Hayatımıza bunu göz önünde bulundurarak yön verelim, kararlarımızı buna göre alalım. Bizim için birileri ne der takıntısından kurtulun. Bu arada Kuran-ı Kerim meali okumayı ihmal etmeyin. Yalnızca Allah için, Allah rızası için..! [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Gönül Sızım
İbadetin doğru ve faziletli olanı korkarak mı yoksa severek mi yapmak?
Üst
Alt