Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Namaz
Hacet namazı ve fazileti
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kalipso" data-source="post: 103221" data-attributes="member: 12788"><p>(ALINTIDIR) </p><p></p><p>Sizi mutsuz eden büyük bir derdiniz mi var? Ulaşmak istediğiniz muhteşem bir idealin peşine mi düştünüz?</p><p></p><p>Huzursuzluk, ailenizin ayrılmaz bir parçası mı oldu? Birisi kalbinizi mi kırdı? Önemli bir sınava mı gireceksiniz? Günü gelmiş bir borcunuzu hâlâ ödeyemediniz mi? İşsiz misiniz? İşten mi atıldınız? İşinizde bir türlü arzuladığınız başarıyı yakalayamadınız mı? İyi bir evlilik mi istiyorsunuz? Çocuğunuz mu olmuyor?</p><p></p><p>Bunlardan çok daha önemli yüce gayeler uğruna çaba harcıyor, insanlığa İslâmı ve Kuranı anlatmak için çırpınıyor, bir dizi plân ve program yapıyorsunuz. Ancak bir tarafta önünüze konan engeller, diğer tarafta gerçekleştirmeyi istediğiniz manevî projeler var. Bilhassa İslâm âleminin maruz kaldığı acılar, ızdıraplar, saldırılar, tuzaklar yüreğinizi yakıyor.</p><p></p><p>Kısaca maddî manevî, küçük büyük, dünyevî, uhrevî bütün dertleriniz veya arzularınız için kılacağınız muhteşem bir namaz var: Hacet namazı.</p><p></p><p>Elbette bir kul olarak sebeplere sarılacak, üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bazen olur ki, sebepler tükenir ya da etkisiz kalır, bütün yollar denenir, çareler biter, ne yapacağını bilememenin ızdırabıyla yapayalnız kalırsınız. Artık kalbiniz kederli, gözünüz yaşlı, hüzün denizinde yüzerken hacet namazı sizi sahile çıkaracak bir can simididir.</p><p></p><p>İşte bu muhteşem fırsatı değerlendirenlerden birisi olan Hz. Enes (r.a.) harika bir sonuç alır.</p><p></p><p>Bir yaz günü Hz. Enese bahçıvanı gelerek, yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı.</p><p></p><p>Bu haber üzerine Hz. Enes, Resûlullahın (a.s.m.) Herhangi bir ihtiyacı olan kimse iki rekât namaz kıldıktan sonra Allaha dua etsin şeklindeki hacet namazı tavsiyesini hatırladı.</p><p></p><p>Su isteyerek abdest aldı ve namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına:</p><p></p><p>Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sordu. Bahçıvan:</p><p></p><p>Göremiyorum dedi. Hz. Enes, tekrar içeri girip namaz kılmaya devam etti.</p><p></p><p>Birkaç kez bahçıvana:</p><p></p><p>Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sorunca adam:</p><p></p><p>Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum dedi.</p><p></p><p>Bunun üzerine Enes (r.a.) namazını ve duasını sürdürdü. Az sonra bahçıvan Hz. Enesin yanına girdi ve:</p><p></p><p>Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağmaya başladı dedi. Bunun üzerine Hz. Enes:</p><p></p><p>Haydi, ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığına bak dedi.</p><p></p><p>Bahçıvan etrafı dolaştığında, yağmurun sadece Hz. Enesin büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sad, et-Tabakâtül Kübrâ, c.7: 2122)</p><p></p><p>İşte tüm sıkıntılı zamanlarımızda uygulayabileceğimiz bir başka örnek:</p><p></p><p>Sahabelerden Ebû Mılâk (r.a.) isminde ticaretle uğraşan bir zat vardı. Bir defasında ticaret için yolculuk yapıyordu. O zamanlarda yol güvenliği yoktu. Bu yüzden karşısına silahlı bir eşkıya çıktı.</p><p></p><p>Neyin varsa çıkar, seni öldüreceğim dedi. Bu tehdit karşısında Ebu Mılâk:</p><p></p><p>Maksadın mal almaksa al dedi. Hırsız ise, malı almakla birlikte izini de kaybettirmek istiyordu:</p><p></p><p>Ben sadece senin canını istiyorum dedi. Ebu Mılâk:</p><p></p><p>Öyleyse bana izin ver namaz kılayım dedi. Hırsız:</p><p></p><p>İstediğin kadar namaz kıl deyince Ebu Mılâk namaz kıldı ve şöyle dua etti:</p><p></p><p>Ey kalplerin sevgilisi! Ey yüce arşın sahibi! Ey her dilediğini yapan Allahım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nurun hürmetine beni şu adamın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdada koşan Allahım, yetiş imdadıma!</p><p></p><p>Ebu Mılâk, bu duayı üç defa tekrarladı. Duasını bitirir bitirmez, silahlı bir atlının hızla yaklaştığını gördü. Atlı, hırsızı bir mızrak saplayarak öldürdü. Sonra da Ebu Mılâka döndü.</p><p></p><p>Allahın lütfuyla kurtulan sahabe:</p><p></p><p>Kimsin sen? Allah senin vasıtanla bana yardım etti diye şaşkınlıkla sorunca atlı kişi şu cevabı verdi:</p><p></p><p>Ben dördüncü kat gökteki meleklerdenim. İlk duanı yapınca gök kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa dua edince, gök ehlinin senin kurtulman için feryat ettiğini işittim. Üçüncü defa dua edince, Zorda kalan biri dua ediyor! denildi. Bunu duyunca Allahtan, hırsızı öldürmek için beni görevlendirmesini istedim. Allah da kabul etti ve yardımına geldim. Şunu bil ki abdest alıp dört rekât namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir. (İbn-i Hâcer, el-İsâbe, c.4: 182)</p><p></p><p>Hacet namazı kılarak bir derdinden kurtulan veya muradına kavuşan çok kimse vardır. Elbette bu örneklerin hepsi, yukarıdaki gibi harikulade olmayabilir. Çünkü hacet namazından alacağımız verimin derecesi ihlâs, huşû, ıztırar hâli, yakînimiz ile Allahın takdir ve hikmetine göre değişir.</p><p></p><p>Hacet namazında etkili olan en mühim unsur kişinin hâlet-i ruhiyesi, namazının ve duasının kalitesidir. Size acı veren derdiniz yüreğinizi dağlarken, ulaşmak istediğiniz arzunuz her an aklınızdayken, çaresizliğinizi ve kimsesizliğinizi hissettiğiniz anda hacet namazıyla Allahın rahmet kapısını çalın. Çünkü O her şeyin sahibi, yaratıcısıdır. Bütün düğümler Onun iradesiyle çözülür, bütün dertlerin dermanı Ondadır, bütün işlerin dizgini Onun kudretindedir. O merhametlilerin en merhametlisidir.</p><p></p><p>Hacet namazında ve tüm nafile namazlarda, rükûda, rükûdan kalkınca, secdede, iki secde arasında, oturuşlarda tesbih ve tahiyyatı okuduktan sonra Kurandaki dua ayetlerini okuyabilirsiniz. Özellikle Kuranda geçen peygamber duaları çok önemlidir. Mesela, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Eyyûb, Hz. Yunus, Hz. İbrahim, Hz. Zekeriya, Hz. Yakub, Hz. Yusuf (aleyhimüsselâm) gibi peygamberlerin dualarını okurken, onların hâllerini hatırlayarak, duaların manalarını düşünerek Rabbimizin şefkat ve merhametine sığınırsak duamız kabul olabilir. Yine Kuranda Âmenerresûlüde geçtiği gibi, Rabbenâ veya Rabbî ile başlayan ayetler dua ayetleri olduğu için bunların manasını düşünerek okuyabiliriz.</p><p></p><p>Çünkü Rabbimiz, De ki: Duanız olmazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var? (Furkan Sûresi, 25:77) buyuruyor. Yine Dua edin, cevap vereyim. (Mümin Sûresi, 40:60) diyor. Ayrıca şu ayet duanın namazla desteklenmesini ve birlikte yapılmasını emrediyor:</p><p></p><p>Ey iman edenler! Allahtan sabırla ve namazla yardım isteyin. Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Sûresi, 2:153)</p><p></p><p>Demek ki, en başta beş vakit namaz kılarak dua etmek gerektiği gibi, özel durumlar ve olağanüstü sıkıntılarda da o duruma uygun namazlar kılmalıyız. Nitekim hacet, tesbih, yağmur, istihare namazları; dua ile namazı birleştiren muhteşem ibadetlerdir.</p><p></p><p>Biz müminler hacet namazı gibi benzersiz bir hazinemiz olmasına rağmen bu namazdan hakkıyla istifade edemiyoruz.</p><p></p><p>Maalesef kıymetinin de tam olarak bilincinde değiliz. Beş vakit namaz kılan birçok kimse hacet namazını ya hiç kılmamış ya da çok az kılmakta. Oysa hacet namazında çektiğimiz acıdan ve taşıdığımız arzudan kaynaklanan bir acz, fakr ve yakîn hâli vardır. İnsan bu durumlarda kendisini çok aciz, çok muhtaç, çaresiz ve kimsesiz hisseder. Tam bir huşû, dikkat ve iştiyakla Rabbine yönelir. Belki de musibet ve belaların, büyük hedef ve ideallerin mümine bakan en önemli kazancı, insanın bütün zerreleriyle ve duygularıyla Allaha yalvarmasıdır.</p><p></p><p>BAŞKASININ İHTİYACI İÇİN HACET NAMAZI KILINABİLİR</p><p></p><p>Kişi kendi adına hacet namazı kılıp dua edebildiği gibi, bir mümin kardeşinin hacetinin gerçekleşmesi için de namaz kılıp dua edebilir. Bu bir dua olduğu için kişi mümin kardeşinin derdini kendi derdi kabul edip onun için dua edebilir. Bunun dinen bir sakıncası olmadığı gibi bu davranış büyük sevap da kazandırır. Çünkü hadislerde buyrulduğu gibi, Mümin kardeşine dua eden kişiye melekler dua eder ve Kim bir mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir.</p><p></p><p>Bilhassa ülkemizde ve dünyada meydana gelen birlerce acı ve zulümlerin sona ermesi için her gün hacet namazı kılıp dua etmeliyiz. Nefsimiz on dakika ayırıp hacet namazı kılmayı zahmet kabul ettiği dakikalarda binlerce insanın haksız yere hapse atıldığını, işkence ve zulüm gördüğünü, işlerine son verildiğini, her şeyini bırakıp hicret ettiğini düşünelim. İstemeyerek değil, aşkla şevkle her gün hacet namazı kılalım. Çünka dua cemaat hâlinde ve sürekli yapılırsa inşallah kabul edilir. Duanın hakkını vermezsek, vebal altında kalırız ve mesul oluruz.</p><p></p><p>(ALINTIDIR)</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kalipso, post: 103221, member: 12788"] (ALINTIDIR) Sizi mutsuz eden büyük bir derdiniz mi var? Ulaşmak istediğiniz muhteşem bir idealin peşine mi düştünüz? Huzursuzluk, ailenizin ayrılmaz bir parçası mı oldu? Birisi kalbinizi mi kırdı? Önemli bir sınava mı gireceksiniz? Günü gelmiş bir borcunuzu hâlâ ödeyemediniz mi? İşsiz misiniz? İşten mi atıldınız? İşinizde bir türlü arzuladığınız başarıyı yakalayamadınız mı? İyi bir evlilik mi istiyorsunuz? Çocuğunuz mu olmuyor? Bunlardan çok daha önemli yüce gayeler uğruna çaba harcıyor, insanlığa İslâmı ve Kuranı anlatmak için çırpınıyor, bir dizi plân ve program yapıyorsunuz. Ancak bir tarafta önünüze konan engeller, diğer tarafta gerçekleştirmeyi istediğiniz manevî projeler var. Bilhassa İslâm âleminin maruz kaldığı acılar, ızdıraplar, saldırılar, tuzaklar yüreğinizi yakıyor. Kısaca maddî manevî, küçük büyük, dünyevî, uhrevî bütün dertleriniz veya arzularınız için kılacağınız muhteşem bir namaz var: Hacet namazı. Elbette bir kul olarak sebeplere sarılacak, üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bazen olur ki, sebepler tükenir ya da etkisiz kalır, bütün yollar denenir, çareler biter, ne yapacağını bilememenin ızdırabıyla yapayalnız kalırsınız. Artık kalbiniz kederli, gözünüz yaşlı, hüzün denizinde yüzerken hacet namazı sizi sahile çıkaracak bir can simididir. İşte bu muhteşem fırsatı değerlendirenlerden birisi olan Hz. Enes (r.a.) harika bir sonuç alır. Bir yaz günü Hz. Enese bahçıvanı gelerek, yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı. Bu haber üzerine Hz. Enes, Resûlullahın (a.s.m.) Herhangi bir ihtiyacı olan kimse iki rekât namaz kıldıktan sonra Allaha dua etsin şeklindeki hacet namazı tavsiyesini hatırladı. Su isteyerek abdest aldı ve namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına: Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sordu. Bahçıvan: Göremiyorum dedi. Hz. Enes, tekrar içeri girip namaz kılmaya devam etti. Birkaç kez bahçıvana: Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sorunca adam: Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum dedi. Bunun üzerine Enes (r.a.) namazını ve duasını sürdürdü. Az sonra bahçıvan Hz. Enesin yanına girdi ve: Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağmaya başladı dedi. Bunun üzerine Hz. Enes: Haydi, ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığına bak dedi. Bahçıvan etrafı dolaştığında, yağmurun sadece Hz. Enesin büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sad, et-Tabakâtül Kübrâ, c.7: 2122) İşte tüm sıkıntılı zamanlarımızda uygulayabileceğimiz bir başka örnek: Sahabelerden Ebû Mılâk (r.a.) isminde ticaretle uğraşan bir zat vardı. Bir defasında ticaret için yolculuk yapıyordu. O zamanlarda yol güvenliği yoktu. Bu yüzden karşısına silahlı bir eşkıya çıktı. Neyin varsa çıkar, seni öldüreceğim dedi. Bu tehdit karşısında Ebu Mılâk: Maksadın mal almaksa al dedi. Hırsız ise, malı almakla birlikte izini de kaybettirmek istiyordu: Ben sadece senin canını istiyorum dedi. Ebu Mılâk: Öyleyse bana izin ver namaz kılayım dedi. Hırsız: İstediğin kadar namaz kıl deyince Ebu Mılâk namaz kıldı ve şöyle dua etti: Ey kalplerin sevgilisi! Ey yüce arşın sahibi! Ey her dilediğini yapan Allahım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nurun hürmetine beni şu adamın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdada koşan Allahım, yetiş imdadıma! Ebu Mılâk, bu duayı üç defa tekrarladı. Duasını bitirir bitirmez, silahlı bir atlının hızla yaklaştığını gördü. Atlı, hırsızı bir mızrak saplayarak öldürdü. Sonra da Ebu Mılâka döndü. Allahın lütfuyla kurtulan sahabe: Kimsin sen? Allah senin vasıtanla bana yardım etti diye şaşkınlıkla sorunca atlı kişi şu cevabı verdi: Ben dördüncü kat gökteki meleklerdenim. İlk duanı yapınca gök kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa dua edince, gök ehlinin senin kurtulman için feryat ettiğini işittim. Üçüncü defa dua edince, Zorda kalan biri dua ediyor! denildi. Bunu duyunca Allahtan, hırsızı öldürmek için beni görevlendirmesini istedim. Allah da kabul etti ve yardımına geldim. Şunu bil ki abdest alıp dört rekât namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir. (İbn-i Hâcer, el-İsâbe, c.4: 182) Hacet namazı kılarak bir derdinden kurtulan veya muradına kavuşan çok kimse vardır. Elbette bu örneklerin hepsi, yukarıdaki gibi harikulade olmayabilir. Çünkü hacet namazından alacağımız verimin derecesi ihlâs, huşû, ıztırar hâli, yakînimiz ile Allahın takdir ve hikmetine göre değişir. Hacet namazında etkili olan en mühim unsur kişinin hâlet-i ruhiyesi, namazının ve duasının kalitesidir. Size acı veren derdiniz yüreğinizi dağlarken, ulaşmak istediğiniz arzunuz her an aklınızdayken, çaresizliğinizi ve kimsesizliğinizi hissettiğiniz anda hacet namazıyla Allahın rahmet kapısını çalın. Çünkü O her şeyin sahibi, yaratıcısıdır. Bütün düğümler Onun iradesiyle çözülür, bütün dertlerin dermanı Ondadır, bütün işlerin dizgini Onun kudretindedir. O merhametlilerin en merhametlisidir. Hacet namazında ve tüm nafile namazlarda, rükûda, rükûdan kalkınca, secdede, iki secde arasında, oturuşlarda tesbih ve tahiyyatı okuduktan sonra Kurandaki dua ayetlerini okuyabilirsiniz. Özellikle Kuranda geçen peygamber duaları çok önemlidir. Mesela, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Eyyûb, Hz. Yunus, Hz. İbrahim, Hz. Zekeriya, Hz. Yakub, Hz. Yusuf (aleyhimüsselâm) gibi peygamberlerin dualarını okurken, onların hâllerini hatırlayarak, duaların manalarını düşünerek Rabbimizin şefkat ve merhametine sığınırsak duamız kabul olabilir. Yine Kuranda Âmenerresûlüde geçtiği gibi, Rabbenâ veya Rabbî ile başlayan ayetler dua ayetleri olduğu için bunların manasını düşünerek okuyabiliriz. Çünkü Rabbimiz, De ki: Duanız olmazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var? (Furkan Sûresi, 25:77) buyuruyor. Yine Dua edin, cevap vereyim. (Mümin Sûresi, 40:60) diyor. Ayrıca şu ayet duanın namazla desteklenmesini ve birlikte yapılmasını emrediyor: Ey iman edenler! Allahtan sabırla ve namazla yardım isteyin. Şüphesiz ki, Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Sûresi, 2:153) Demek ki, en başta beş vakit namaz kılarak dua etmek gerektiği gibi, özel durumlar ve olağanüstü sıkıntılarda da o duruma uygun namazlar kılmalıyız. Nitekim hacet, tesbih, yağmur, istihare namazları; dua ile namazı birleştiren muhteşem ibadetlerdir. Biz müminler hacet namazı gibi benzersiz bir hazinemiz olmasına rağmen bu namazdan hakkıyla istifade edemiyoruz. Maalesef kıymetinin de tam olarak bilincinde değiliz. Beş vakit namaz kılan birçok kimse hacet namazını ya hiç kılmamış ya da çok az kılmakta. Oysa hacet namazında çektiğimiz acıdan ve taşıdığımız arzudan kaynaklanan bir acz, fakr ve yakîn hâli vardır. İnsan bu durumlarda kendisini çok aciz, çok muhtaç, çaresiz ve kimsesiz hisseder. Tam bir huşû, dikkat ve iştiyakla Rabbine yönelir. Belki de musibet ve belaların, büyük hedef ve ideallerin mümine bakan en önemli kazancı, insanın bütün zerreleriyle ve duygularıyla Allaha yalvarmasıdır. BAŞKASININ İHTİYACI İÇİN HACET NAMAZI KILINABİLİR Kişi kendi adına hacet namazı kılıp dua edebildiği gibi, bir mümin kardeşinin hacetinin gerçekleşmesi için de namaz kılıp dua edebilir. Bu bir dua olduğu için kişi mümin kardeşinin derdini kendi derdi kabul edip onun için dua edebilir. Bunun dinen bir sakıncası olmadığı gibi bu davranış büyük sevap da kazandırır. Çünkü hadislerde buyrulduğu gibi, Mümin kardeşine dua eden kişiye melekler dua eder ve Kim bir mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Bilhassa ülkemizde ve dünyada meydana gelen birlerce acı ve zulümlerin sona ermesi için her gün hacet namazı kılıp dua etmeliyiz. Nefsimiz on dakika ayırıp hacet namazı kılmayı zahmet kabul ettiği dakikalarda binlerce insanın haksız yere hapse atıldığını, işkence ve zulüm gördüğünü, işlerine son verildiğini, her şeyini bırakıp hicret ettiğini düşünelim. İstemeyerek değil, aşkla şevkle her gün hacet namazı kılalım. Çünka dua cemaat hâlinde ve sürekli yapılırsa inşallah kabul edilir. Duanın hakkını vermezsek, vebal altında kalırız ve mesul oluruz. (ALINTIDIR) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Namaz
Hacet namazı ve fazileti
Üst
Alt