M
mito
Kayıtsız
Misafir
Gıybet ve İftira
Gıybet bir kimsenin yüzüne karşı söylendiğinde üzüleceği eksiklerini ve hatalarını arkasından konuşmaktır. Dinimizde başkalarının gıybetini yapmak kusurunu aramak yasaklanmıştır. Bu konuda Yüce Allah Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
...Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin...''
iftira ise kelime anlamıyla bir kimseyi yapmadığı bir kötülükle suçlamak demektir. iftira etmek ahlaksızlıktır. O ne insanlığa ne de Müslümanlığa sığar. iftira edenler zulme yol açar kötülüğe alet olurlar. iftira etmek aynı zamanda kul hakkı almaktır Kul hakkı alanlar başkalarının "ahını alırlar. Onlar da mutlaka karşılığını görürler.
Gıybet olunan kimse, bedeninde, soyunda, ahlâkında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, arabasında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Kapalı söylemek, işaret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de gibi gıybettir.
Bir müslümanın günahı ve kusuru söylendiği zaman, (Elhamdülillah, biz böyle değiliz) demek de, gıybetin en kötüsü olur. Birisinden bahsedilirken, (Elhamdülillah, Allah bizi hayâsız yapmadı) gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. (Falanca kimse çok iyidir, ibâdette şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu) demek de gıybet olur. Kur'an-ı kerimde (Birbirinizi gıybet etmeyiniz.) buyuruldu. (Hucurat 12)
Gıybetin sebepleri:
1. İntikam duygusunu tatmin,
2. Arkadaşlara YARANMAK,
3. Gösteriş ve büyüklük; başkalarını küçültme, kendini büyütme,
4. Kıskançlık,
5. Hoşça vakit geçirmek, güldürmek için başkalarının ayıp ve kusurlarının ortaya serilmesi,
6. Küçük düşürmek için alay
Gıybetçinin günâhtan kurtulması için pişmanlık duyması, tövbe etmesi, gıybetini yaptığı kimse ile helâlleşmesi gerekir. Gıybeti yapılan da merhametli davranır, affeder.
Gıybet, adam çekiştirmek demektir. Birisini gıybet etmenin, ölmüş insanın etini yemek gibidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette, bir kimse sevab defterine bakar, "Şu ibâdetleri yapmıştım. Bunlar yazılı değil" der. "Onlar, silindi, gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı" denir.)
(Kıyamette bir kimse, sevab defterinde, yapmadığı ibâdetleri görür. "Bunlar seni gıybet edenlerin sevablarıdır" denir.)
(Biri için söylenen kusur, onda varsa, bu söz gıybet olur. Yoksa iftira olur.)
(Gıybet imanı zayıflatarak yok eder.)
(Gıybet, leş yemekten daha kötüdür.)
(Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. "Bunlar kim" dedim. Cebrail aleyhisselam, "Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeliyen kimselerdir" dedi.)
(Dört kişinin, çektikleri şiddetli azabdan, cehennemdekiler rahatsız olur. Biri, ateşten kapalı bir tabut içindedir, biri barsaklarını sürür, biri de kan ve irin kusar, öteki ise kendi etini yer. Tabuttaki, borçlu olarak ölmüştür. Barsakları sürünen, idrardan sakınmamıştır. İrin ve kan kusan, müstehcen konuşmuştur. Kendi etini yiyen de, gıybet ve koğuculuk etmiştir.)
(Bir toplulukta, bir kimse hakkında gıybet edildiğini görürsen, o kimse için yardımcı ol. Onları bu işten men edemezsen oradan kalk git.)
(Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşımak, şehvetle harama bakmak, yalan yere yemin etmek.)
(Birinin yüzüne söylemekten çekinilen şey gıybettir.)
(Bir kimsenin yanında din kardeşi gıybet edilir de, yardıma muktedirken ona yardım etmezse, Allah o kimseyi dünya ve ahirette rezil eder.)
(Bir kimsenin malı az, çoluk çocuğu çok, namazı güzel olursa ve müslümanları gıybet etmezse, kıyamette onunla yanyana oluruz.)
(Gıybet yapmıyan Allahın güvencesindedir.)
(Gıybet eden kimsenin duâsı kabul olmaz.)
(Cehennemden en son çıkan, gıybetten tevbe edendir. Cehenneme ilk giren, gıybetten tevbe etmeden ölendir.)
(Falancanın boyu kısadır) diyen birisine, Peygamber efendimiz, (Bu sözün denize atılsa, denizi kokutur) buyurmuştur.
Gıybet, büyük bir ahlaksızlıktır. Zararı sadece gıybet yapana dokunaz, bütün toplumu etkiler. Küskünlüklere sebep olur. İnsanlar birbirine düşman olur. Gıybet edilenin arkasından söylenen sözler onu inciteceği gibi, bu sözleri işitenler de onun hakkında doğru ya da yalan olduğunu araştırmadan kötü bir kanıya sahip olacaklardır. Böylece zincirleme olarak toplumda kötü izlenim yaygınlaşacaktır. Kafalar karışacak ve insanların birbirlerine olan bağlılıkları azalacaktır.
İnsanlar diğer kardeşlerinin iyiliklerini anlatmalı, kötü alışkanlıklarını görmemeye çalışmalıdır. Kendi üstünlüklerinin başkalarını kötülemekle kanıtlanacağını zannedenler yanılırlar. Çünkü başkalarının kusurları bize hiç bir üstünlük kazandırmaz. Kendini övmek de aslında olgun insanın yapacağı bir iş değildir. Bunu bir de başkalarını kötüleyip yaparak daha da çirkin bir davranış içerisine girmiş oluruz.
İftira, bir kimsenin işlemediği bir suçu işlemiş gibi göstermek, onu yalan ve haksız yere, kötü bir nitelikle vasıflandırmaktır. İftira insanlıkla bağdaşmayan çirkin bir huydur. Bir kimsenin onur ve saygınlığıyla oynamaktır. İnsanı çevresindekilere karşı küçük düşürdüğü gibi, çoğu zaman insanların haksız yere cezalandırılmalarına neden olduğu için adaleti zedeler. Bu açıdan iftira dinimize göre zulum ve hakzsızlığın en büyüğü sayılmıştır. Namuslu insanlara ve özellikle kadınlara iftirada bulunmak büyük bir günah sayılmış ve kesinlikle yasaklanmıştır.
Gıybet ve iftiranın zararları hakkında daha geniş bilgi için Tıklayın
Gıybet bir kimsenin yüzüne karşı söylendiğinde üzüleceği eksiklerini ve hatalarını arkasından konuşmaktır. Dinimizde başkalarının gıybetini yapmak kusurunu aramak yasaklanmıştır. Bu konuda Yüce Allah Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
...Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin...''
iftira ise kelime anlamıyla bir kimseyi yapmadığı bir kötülükle suçlamak demektir. iftira etmek ahlaksızlıktır. O ne insanlığa ne de Müslümanlığa sığar. iftira edenler zulme yol açar kötülüğe alet olurlar. iftira etmek aynı zamanda kul hakkı almaktır Kul hakkı alanlar başkalarının "ahını alırlar. Onlar da mutlaka karşılığını görürler.
Gıybet olunan kimse, bedeninde, soyunda, ahlâkında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, arabasında bulunan bir kusur, arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Kapalı söylemek, işaret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de gibi gıybettir.
Bir müslümanın günahı ve kusuru söylendiği zaman, (Elhamdülillah, biz böyle değiliz) demek de, gıybetin en kötüsü olur. Birisinden bahsedilirken, (Elhamdülillah, Allah bizi hayâsız yapmadı) gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. (Falanca kimse çok iyidir, ibâdette şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu) demek de gıybet olur. Kur'an-ı kerimde (Birbirinizi gıybet etmeyiniz.) buyuruldu. (Hucurat 12)
Gıybetin sebepleri:
1. İntikam duygusunu tatmin,
2. Arkadaşlara YARANMAK,
3. Gösteriş ve büyüklük; başkalarını küçültme, kendini büyütme,
4. Kıskançlık,
5. Hoşça vakit geçirmek, güldürmek için başkalarının ayıp ve kusurlarının ortaya serilmesi,
6. Küçük düşürmek için alay
Gıybetçinin günâhtan kurtulması için pişmanlık duyması, tövbe etmesi, gıybetini yaptığı kimse ile helâlleşmesi gerekir. Gıybeti yapılan da merhametli davranır, affeder.
Gıybet, adam çekiştirmek demektir. Birisini gıybet etmenin, ölmüş insanın etini yemek gibidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette, bir kimse sevab defterine bakar, "Şu ibâdetleri yapmıştım. Bunlar yazılı değil" der. "Onlar, silindi, gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı" denir.)
(Kıyamette bir kimse, sevab defterinde, yapmadığı ibâdetleri görür. "Bunlar seni gıybet edenlerin sevablarıdır" denir.)
(Biri için söylenen kusur, onda varsa, bu söz gıybet olur. Yoksa iftira olur.)
(Gıybet imanı zayıflatarak yok eder.)
(Gıybet, leş yemekten daha kötüdür.)
(Miraca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. "Bunlar kim" dedim. Cebrail aleyhisselam, "Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeliyen kimselerdir" dedi.)
(Dört kişinin, çektikleri şiddetli azabdan, cehennemdekiler rahatsız olur. Biri, ateşten kapalı bir tabut içindedir, biri barsaklarını sürür, biri de kan ve irin kusar, öteki ise kendi etini yer. Tabuttaki, borçlu olarak ölmüştür. Barsakları sürünen, idrardan sakınmamıştır. İrin ve kan kusan, müstehcen konuşmuştur. Kendi etini yiyen de, gıybet ve koğuculuk etmiştir.)
(Bir toplulukta, bir kimse hakkında gıybet edildiğini görürsen, o kimse için yardımcı ol. Onları bu işten men edemezsen oradan kalk git.)
(Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşımak, şehvetle harama bakmak, yalan yere yemin etmek.)
(Birinin yüzüne söylemekten çekinilen şey gıybettir.)
(Bir kimsenin yanında din kardeşi gıybet edilir de, yardıma muktedirken ona yardım etmezse, Allah o kimseyi dünya ve ahirette rezil eder.)
(Bir kimsenin malı az, çoluk çocuğu çok, namazı güzel olursa ve müslümanları gıybet etmezse, kıyamette onunla yanyana oluruz.)
(Gıybet yapmıyan Allahın güvencesindedir.)
(Gıybet eden kimsenin duâsı kabul olmaz.)
(Cehennemden en son çıkan, gıybetten tevbe edendir. Cehenneme ilk giren, gıybetten tevbe etmeden ölendir.)
(Falancanın boyu kısadır) diyen birisine, Peygamber efendimiz, (Bu sözün denize atılsa, denizi kokutur) buyurmuştur.
Gıybet, büyük bir ahlaksızlıktır. Zararı sadece gıybet yapana dokunaz, bütün toplumu etkiler. Küskünlüklere sebep olur. İnsanlar birbirine düşman olur. Gıybet edilenin arkasından söylenen sözler onu inciteceği gibi, bu sözleri işitenler de onun hakkında doğru ya da yalan olduğunu araştırmadan kötü bir kanıya sahip olacaklardır. Böylece zincirleme olarak toplumda kötü izlenim yaygınlaşacaktır. Kafalar karışacak ve insanların birbirlerine olan bağlılıkları azalacaktır.
İnsanlar diğer kardeşlerinin iyiliklerini anlatmalı, kötü alışkanlıklarını görmemeye çalışmalıdır. Kendi üstünlüklerinin başkalarını kötülemekle kanıtlanacağını zannedenler yanılırlar. Çünkü başkalarının kusurları bize hiç bir üstünlük kazandırmaz. Kendini övmek de aslında olgun insanın yapacağı bir iş değildir. Bunu bir de başkalarını kötüleyip yaparak daha da çirkin bir davranış içerisine girmiş oluruz.
İftira, bir kimsenin işlemediği bir suçu işlemiş gibi göstermek, onu yalan ve haksız yere, kötü bir nitelikle vasıflandırmaktır. İftira insanlıkla bağdaşmayan çirkin bir huydur. Bir kimsenin onur ve saygınlığıyla oynamaktır. İnsanı çevresindekilere karşı küçük düşürdüğü gibi, çoğu zaman insanların haksız yere cezalandırılmalarına neden olduğu için adaleti zedeler. Bu açıdan iftira dinimize göre zulum ve hakzsızlığın en büyüğü sayılmıştır. Namuslu insanlara ve özellikle kadınlara iftirada bulunmak büyük bir günah sayılmış ve kesinlikle yasaklanmıştır.
Gıybet ve iftiranın zararları hakkında daha geniş bilgi için Tıklayın