Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Kim Kimdir?
Gavs Abdulbaki ( Seyyid Seceresi)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Intruder" data-source="post: 110906" data-attributes="member: 15174"><p>Evet, konuyu açan kişinin belirtmiş olduğu silsile yanlıştır.. Silsilenin yanlış olduğunu belirten kişiler olması sebebiyle bunu tekrar yazma ihtiyacı duymadım.. </p><p></p><p>Sizin gibi düşünen kişiler olabileceği düşüncesiyle yazdıklarınıza (sizin nezdinde) cevap vermeye çalıştım.. Dedikleriniz tamamen yanlıştır demiyorum.. Hatta bazı konularda sizinle hem fikirim..</p><p></p><p>Bizler orta yolu takip etmeliyiz.. Her türlü aşırılıktan kaçınmalıyız.. Geçmişte olduğu gibi şimdi de bazı ham sofular çıkmakta ve bu yollara zarar vermektedir.. Geçmişte dergahlara kabul edilmeyecek kimseler bu yollara kolayca girebilmekte ve o yolu ifsad edebilmektedir.. Dışarıdan bakanlar ise, o kimseler yüzünden bu yolların güzelliklerinden mahrum kalmaktadır.</p><p></p><p>İnsanlar Kabe'ye bile türlü türlü niyetler için gitmektedir.. Bununla ilgili şu hadisi anlayama çalışın..</p><p></p><p><strong>"İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, zenginler tenezzüh (seyahat) için, orta halliler ticaret için, alimler riya ve gösteriş için, fakirleri ise dilenmek için hacc ederler."</strong></p><p></p><p>Kabe'ye gitmekte bile insanlar türlü türlü niyet içerisindeyse, bu durumun tarikatlarda olmayacağı düşüncesine kapılmak gerçekle bağdaşmamaktadır. Kimileri bu yollara (kolayca) ticaret edebilmek için girer, kimileri ise riya ve gösteriş için.. Nasıl ki bu tür insanlar var diye o kimseleri Kabe'ye gitmekten alıkoyamazsanız, bu tür insanları da tarikata girmekten alıkoyamazsınız. Çünkü gül bahçesine giren kimse (kendisi pis koksa bile) üzerine o gülün kokusu siner.. Bu zaman iman kurtarma zamanıdır bu yüzden tarikata giren kimselerin çok azları seyri sülük ile ilgilenmektedir..</p><p></p><p>Fıkıhta bir kural vardır.. <strong>Bir şeyin tamamı elde edilemiyorsa, hepsini de elden bırakmamalıdır.</strong></p><p></p><p>Siz, insanların okur yazar olmadığı ücra bir yerde öğretmen olmuş olsaydınız ve öğrencilerinizin çoğunun dersi dinlemek yerine dersi kaynattığını görseydiniz ne yapardınız.. Ders vermeyi bırakır mıydınız yoksa içerisinde bir kişi bile olsa ondan faydalanabilir ümidiyle, o dersi vermeye devam mı ederdiniz.. İşte bu zamanda çok azları seyrü süluku ile ilgilenmekte yani dersine çalışabilmektedir.. Diğeri ise dersi kaynatmakla uğraşmaktadır..</p><p></p><p>Dersi, ders öğrenmek için öğrenen bir öğrenciyle bile karşılaşmanız çok zorken, bu yollara giren kişilerin sırf Allah'a vasıl olma niyetiyle gireceğini düşünmek de çok yanlış olur. (Bir öğrenci ya sonunda iş sahibi olmak için okula gider ya anne babasının zoruyla ya da akranlarına üstünlük için.)</p><p></p><p>Bir kimse halis bir niyetle tarikata girmiş bile olsa, şeytan o kimsenin niyetini ifsad etmeye çalışır.. Kendisinde keramet zuhur etmesini ister veya ileri de şeyh olmayı ümit eder veya kendisini diğerlerine göre daha üstün görür..</p><p></p><p>Bir evliyada en son çıkan şeyin, baş olma huyu olduğu söylenmiştir.. Evliyada bile bu böyleyse, normal kişileri siz düşünün. Şah-ı Nakşibendi Hz.leri demiştir ki bir mürid kendisini kelpten (köpekten) daha aşağı bilmedikçe bu yolda ilerleyemez.. </p><p></p><p>Burada yanlış anlaşılma olmasın kendim de bir tarikata mensubum.. Geçmiş tarikat ehli kimselere bakınca bizlerin nasıl hazıra konduğumuzu görüyor ve biliyorum.. Mevlevi tarikatına girebilmek için 1001 gün dergahın dışında o kimse hizmet eder ve bu sürenin sonunda herkes o kimse için <strong>bu iyi bir kimsedir</strong> dedikten sonra, artık o kişi içeride hizmet etmeye başlardı.. Mürid olup ilerlemeyi şöyle düşünün daha dergahtan içeri bile kolayca girilmezdi.. Eskiden üniversiteyi kazanmak bile ne kadar zorken, şimdi herkes üniversite mezunu oluyor..</p><p></p><p>Bozulma tüm her şeyde kendisini az veya çok hissettirmektedir.. Bozulan tarikatların kendisi değil, tarikata mensup olan kişilerin (niyetlerinin) bozulmasıdır.. Üstte denildiği gibi, <strong>Bir şeyin tamamı elde edilemiyorsa, hepsini de elden bırakmamalıdır.</strong></p><p></p><p>Yazımın yarısında tarikat mensubu olmayanlara, diğer yarısında ise tarikat mensubu olanlara konuştum.. Son olarak sözüm.. <strong>Bu yolların hepsi temizdir, fakat yolda giden her kimsenin niyeti temiz değildir.. Aynen Kâbe'nin temiz olup, Kâbe'ye giden her kimsenin niyetinin temiz olmaması gibi..</strong></p><p></p><p>Size de hayırlı Ramazanlar.. Hatam ve kusurum olduysa affola.. Selametle..</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Intruder, post: 110906, member: 15174"] Evet, konuyu açan kişinin belirtmiş olduğu silsile yanlıştır.. Silsilenin yanlış olduğunu belirten kişiler olması sebebiyle bunu tekrar yazma ihtiyacı duymadım.. Sizin gibi düşünen kişiler olabileceği düşüncesiyle yazdıklarınıza (sizin nezdinde) cevap vermeye çalıştım.. Dedikleriniz tamamen yanlıştır demiyorum.. Hatta bazı konularda sizinle hem fikirim.. Bizler orta yolu takip etmeliyiz.. Her türlü aşırılıktan kaçınmalıyız.. Geçmişte olduğu gibi şimdi de bazı ham sofular çıkmakta ve bu yollara zarar vermektedir.. Geçmişte dergahlara kabul edilmeyecek kimseler bu yollara kolayca girebilmekte ve o yolu ifsad edebilmektedir.. Dışarıdan bakanlar ise, o kimseler yüzünden bu yolların güzelliklerinden mahrum kalmaktadır. İnsanlar Kabe'ye bile türlü türlü niyetler için gitmektedir.. Bununla ilgili şu hadisi anlayama çalışın.. [B]"İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, zenginler tenezzüh (seyahat) için, orta halliler ticaret için, alimler riya ve gösteriş için, fakirleri ise dilenmek için hacc ederler."[/B] Kabe'ye gitmekte bile insanlar türlü türlü niyet içerisindeyse, bu durumun tarikatlarda olmayacağı düşüncesine kapılmak gerçekle bağdaşmamaktadır. Kimileri bu yollara (kolayca) ticaret edebilmek için girer, kimileri ise riya ve gösteriş için.. Nasıl ki bu tür insanlar var diye o kimseleri Kabe'ye gitmekten alıkoyamazsanız, bu tür insanları da tarikata girmekten alıkoyamazsınız. Çünkü gül bahçesine giren kimse (kendisi pis koksa bile) üzerine o gülün kokusu siner.. Bu zaman iman kurtarma zamanıdır bu yüzden tarikata giren kimselerin çok azları seyri sülük ile ilgilenmektedir.. Fıkıhta bir kural vardır.. [B]Bir şeyin tamamı elde edilemiyorsa, hepsini de elden bırakmamalıdır.[/B] Siz, insanların okur yazar olmadığı ücra bir yerde öğretmen olmuş olsaydınız ve öğrencilerinizin çoğunun dersi dinlemek yerine dersi kaynattığını görseydiniz ne yapardınız.. Ders vermeyi bırakır mıydınız yoksa içerisinde bir kişi bile olsa ondan faydalanabilir ümidiyle, o dersi vermeye devam mı ederdiniz.. İşte bu zamanda çok azları seyrü süluku ile ilgilenmekte yani dersine çalışabilmektedir.. Diğeri ise dersi kaynatmakla uğraşmaktadır.. Dersi, ders öğrenmek için öğrenen bir öğrenciyle bile karşılaşmanız çok zorken, bu yollara giren kişilerin sırf Allah'a vasıl olma niyetiyle gireceğini düşünmek de çok yanlış olur. (Bir öğrenci ya sonunda iş sahibi olmak için okula gider ya anne babasının zoruyla ya da akranlarına üstünlük için.) Bir kimse halis bir niyetle tarikata girmiş bile olsa, şeytan o kimsenin niyetini ifsad etmeye çalışır.. Kendisinde keramet zuhur etmesini ister veya ileri de şeyh olmayı ümit eder veya kendisini diğerlerine göre daha üstün görür.. Bir evliyada en son çıkan şeyin, baş olma huyu olduğu söylenmiştir.. Evliyada bile bu böyleyse, normal kişileri siz düşünün. Şah-ı Nakşibendi Hz.leri demiştir ki bir mürid kendisini kelpten (köpekten) daha aşağı bilmedikçe bu yolda ilerleyemez.. Burada yanlış anlaşılma olmasın kendim de bir tarikata mensubum.. Geçmiş tarikat ehli kimselere bakınca bizlerin nasıl hazıra konduğumuzu görüyor ve biliyorum.. Mevlevi tarikatına girebilmek için 1001 gün dergahın dışında o kimse hizmet eder ve bu sürenin sonunda herkes o kimse için [B]bu iyi bir kimsedir[/B] dedikten sonra, artık o kişi içeride hizmet etmeye başlardı.. Mürid olup ilerlemeyi şöyle düşünün daha dergahtan içeri bile kolayca girilmezdi.. Eskiden üniversiteyi kazanmak bile ne kadar zorken, şimdi herkes üniversite mezunu oluyor.. Bozulma tüm her şeyde kendisini az veya çok hissettirmektedir.. Bozulan tarikatların kendisi değil, tarikata mensup olan kişilerin (niyetlerinin) bozulmasıdır.. Üstte denildiği gibi, [B]Bir şeyin tamamı elde edilemiyorsa, hepsini de elden bırakmamalıdır.[/B] Yazımın yarısında tarikat mensubu olmayanlara, diğer yarısında ise tarikat mensubu olanlara konuştum.. Son olarak sözüm.. [B]Bu yolların hepsi temizdir, fakat yolda giden her kimsenin niyeti temiz değildir.. Aynen Kâbe'nin temiz olup, Kâbe'ye giden her kimsenin niyetinin temiz olmaması gibi..[/B] Size de hayırlı Ramazanlar.. Hatam ve kusurum olduysa affola.. Selametle.. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Kim Kimdir?
Gavs Abdulbaki ( Seyyid Seceresi)
Üst
Alt