Evlilikte yaş farkı

arif12345

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2013
Mesajlar
42
Tepkime puanı
1
Slm Abiler ablalar..hayırlı akşamlar..sizce Evlilikte yani normal bir evlilikte yaş farkı en çok ne olmalı..kadın erkekten büyük olabilirmi yada erkek kadından olabilirmi..ve bunların arasındaki yaş farkı maksimum ne olmalı..yeni çağ gençlerinin görücüdden vazgeçip flört evresinden geçerek evlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz..? ve evlilik arkadaşlıktan farklımıdır..yani evleden önceki halle sonraki hal arasında fark varmı iki taraf için..saygılar..dgüüll,.
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Slm Abiler ablalar..hayırlı akşamlar..sizce Evlilikte yani normal bir evlilikte yaş farkı en çok ne olmalı..kadın erkekten büyük olabilirmi yada erkek kadından olabilirmi..ve bunların arasındaki yaş farkı maksimum ne olmalı..yeni çağ gençlerinin görücüdden vazgeçip flört evresinden geçerek evlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz..? ve evlilik arkadaşlıktan farklımıdır..yani evleden önceki halle sonraki hal arasında fark varmı iki taraf için..saygılar..dgüüll,.
A.s. kardeşim,
Alimler derki; Arife tarif gerekmezhmmnn

Yaş ile özdeşleştirilen özellikleri bir kenara bırakıp kişilere odaklanmak, kişilik özelliklerini tanımaya çalışmak en doğrusu.
Yaş farkından ziyade uyuma, gelişim seviyesinin aynı olup olmadığına dikkat edin.
Birbirine farklı yaşlarda olan insanların hayata bakışlarında derin uçurumlar varsa, sağlıklı bir evlilik yürütmek mümkün olmaz.
Kızı yaşında bir kadınla birlikte olan erkek mi yoksa oğlu yaşında bir erkekle birlikte olan kadın mı daha çok tepki görür.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
hayırlı akşamlar..
Bazen çok farklı yaşlardaki iki insan, iki bedendeki bir ruh gibi, uyum sağlayabiliyorlar.
Evlilik aşamasında olan her gencin kendisinden sorduğu ilk soru;sağlam bir aile kurmak için ne yapmalıyım?
İşin ilginç tarafı da akıl, din ve bilimin bu soruya verdiği yanıtın aynı olmasıdır. Cevap çok basittir:
“aynı seviyede olduğun kişiyle evlen”. Aynı seviyede olmak, yani sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan ortaklıkların çok olması.
Evlilik, iki insan ve iki ailenin birbirine kenetlenmesidir, bu kurumun ana unsurları, kadın ve erkektir. Doğal olarak da bu kurumu oluşturan ana unsurlar arasındaki ortak
yönlerin çok olması bu kurumun sağlamlığını artıracaktır.

En uygun yaş farkının 3-4 yaş olduğunu söylemek bu konudaki en gerçekçi yaklaşımdır. Bunu söylerken yaş farkının bir iki yaş fazla veya eksik olduğu durumlarda
evliliğin iptal edilmesi gerektiği değildir, hatta belki de diğer bütün engellerin olmadığı bir ortamda yaş farkının hiçbir önemi de kalmayacaktır ama
genel olarak 3-4 yaş fark, uygun bir farktır.
Ama bunu da söylemek gerekiyor ki evliliğin sağlığını sadece yaş farkının az olmasıyla güvenceye almak mümkün değildir, bir evliliğin sağlıklı olabilmesi için
yaş farkı sadece bir unsurdur ve ancak diğer birçok gerekli unsurla birlikte sağlıklı bir evlilik gerçekleşebilir.

Büyük sorunlar yaşayan ve yaş farkının 13, 15, 20, 25 olduğu evliliklerle çok kez karşılaşmış olabilirsiniz.
Yaş farkının fazla olmasının doğurduğu sorunlara değinecek olursak, aşağıdaki sorunları sayabiliriz.

1- Diyalog kuramamak.
Yaş farkının çok olması, eşlerin birbirini anlamasını önemli ölçüde etkiliyor. Yirmi yaş daha büyük olan birisi, doğal olarak birçok konuyu daha iyi anlayacaktır veya
en azından böyle zannedecektir dolayısıyla da eşinin görüşlerine karşı gerekli saygıyı göstermekte zorlanacaktır.

2- Fiziki uyuşmazlıklar.
Yaş farkının fazla olduğu durumlarda eşlerin her birinin fiziki olarak farklı dönemlerde olması kaçınılmazdır, örneğin 17 yaşındaki bir genç kız, daha
gençlik yıllarını yaşarken 35 yaşındaki bir beyefendi, orta yaş sınırındadır.
Genç olanın genellikle aktif olmasına karşın diğeri çok daha çabuk yoruluyor. Ama asıl sorun doğal olan bu yorgunluğun genç eş tarafından yanlış algılanarak
tembellik veya sorumsuzluk olarak değerlendirilmesiyle başlar.
Doğal olarak sorumsuzlukla suçlanan kişi de bu suçlamayı çok insafsızca bularak itiraz edecektir ve bir anda evin huzurlu ortamı çok gergin bir ortama dönüşecektir.

3- Uyuşmazlık.
İki genç, hayatlarını birleştirdiklerinde genç oldukları için birbirine karşı çok esnek davranabiliyorlar. İnsan, küçük yaşlarda ince bir fidana benzer,
birçok değişikliliğe müsaittir ama büyüyüp ağaç gibi sertleştiği zaman, artık onu hiçbir yöne eğemezsiniz.
Peygamber efendimize iman getirenlerin çoğunlukla gençlerden oluşması, bu gerçeğin somut bir örneğidir.
İki genç, evlendiğinde birbirine uyum sağlamak için ellerinden geleni esirgemiyorlar, birbirlerini dikkate alıyorlar ve karşı tarafı memnun edecek şekilde
davranmaya çalışıyorlar ama yaşın ilerlemesiyle insandaki esneklik de azalarak evlilik hayatında birçok sorunun meydana gelmesine sebep oluyor.

4- Kötü zan.
Maalesef bazen yaş farkının çok olması, eşlerin birbirlerine karşı kötü zanlara kapılmasına sebep oluyor, işin acı tarafı da bu zanların çoğunlukla hiçbir kanıta dayanmamasıdır.

5- Fiziki ve cinsel doyumsuzluk.
Evliliğin bir amacı da kişinin fiziki birtakım ihtiyaçlarını doğru şekilde gidermesidir. Bu da, her ne kadar bazı kişilerce küçümsense de,
aileyi ayakta tutan en önemli faktörlerden birisidir, ama yaş farkının çok olması doğal olarak bir tarafın fiziki olarak bu ihtiyaçları daha az hissetmesine
sebep olduğu için diğer tarafın bu konuda mağdur olmasına ve yeterince tatmin olmamasına sebep olacaktır.
İlk bakışta önemsiz gibi görünen bu sorun, birçok kişinin aile hayatını sonlandıran en etkin sebeplerden birisidir.
Kadınların psikolojik depresyon yaşaması ,gergin,sinirli,asabi,ve gerekli takvaya sahip olamayan kişilerde ise maalesef yanlış yola kaymaları,
yaş farkının çok olmasının tetiklediği bir olumsuzluktur.

6- Amirane davranışlar.
Yaşça büyük olan kişi kendisini daha tecrübeli ve daha bilgili gördüğü için sürekli eşine emretmek zorunda olduğu düşüncesiyle, ona bir amir gibi davrandığı zaman, genellikle kişisel zevklere dayalı bu emirler, ailenin dengesini bozmak için yeterlidir.
Büyük olan, küçük olanı yetiştirmek zorunda olduğunu zanneder, ama karşı taraf, onunla bir hayatın paylaşılmasını bekler.
Kadın veya erkek, bir baba veya anne gibi davrandığı zaman karşısında bir eş görmek isteyen diğer taraf, doğal olarak bu hayattan kaçmak isteyecektir.

7- Utangaçlık.
Bu tür ailelerin yaşadığı bir diğer sorun ise yaşça küçük olan kişinin rahatsız edici bir utangaçlığa yakalanmasıdır, bu gibi evliliklerde genellikle yaşı çok küçük olan tarafın, söylemek isteyip de bir türlü söyleyemediği sözlerle çok rahatsız bir hayat sürmek zorunda kalıyor. Buradaki sorun ise sadece bununla sınırlı kalmayarak
kişinin eşine söyleyemediği sorunları evin dışına taşımasıyla baş gösteriyor, bu sözleri başkasından duyan büyük eş, eşinin aile sırlarını başkalarına açtığını
düşünerek rahatsız olacaktır ve doğal olarak bunu eşine yansıtacaktır.
Söylenmeyen sözler, kişinin göğsüne ağırlık ederken bu sözlerin aile dışında açılması bazen çok olumsuz olaylara da meydan açabiliyor.
Birbirinin sorunlarını dinleyen eşler, inanılmayacak derecede rahatlayarak hayattaki birçok zorluğa rahatlıkla katlanırken bu eksikliği yaşayan eşlerin çok
küçük olumsuzluklara aşırı tepki göstermesi gözlerden kaçmayan bir gerçektir. Eşlerin birbiriyle konuşabilmesi, aile hayatını sigortalıyor.


https://www.youtube.com/watch?v=ekXQrrcLT3A
 
Üst Alt