Elektrik nasıl çarpar?

sofiabi

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
27 Haziran 2011
Mesajlar
66
Tepkime puanı
3
elektrik insanı neden çarpar elektirik neden çarpar elektrik nedir elektrik nasıl çarpar elektrik çarpması elektrik çarpmasından korunma yolları elektrik çarpması nedenleri Elektrik insanı neden çarpar

Belirli şartlarda az miktarda elektrik dahi hayati tehlike yaratabilir, kalbin ve solunumun durmasına, deri yanıklarına ve doku zedelenmelerine sebep olabilir.

İnsanların elektriğe çarpılmaları bir iletken haline gelmelerinden oluyor. Sıvılar iyi iletkendirler, yani elektriği iyi iletirler. Vücudumuzu içi sıvı dolu bir kap olarak düşünürsek, bütün koruma görevi derimize kalıyor. O da vücudumuzun her tarafında aynı kalınlıkta değil. Islanınca o da iletkenleşiyor, hele üzerinde bir yara varsa direnci tamamen yok oluyor.

Arabaların akülerinde ve pillerde olduğu gibi hep aynı yönde akan akıma 'doğru akım' denilir. Günlük hayatta, evlerde kullanılan akım ise farklıdır. Düzenli aralıklarla yönünü değiştirir. Önce bir yana sonra aksi yöne devamlı hareketlerle akar. Bu tip akıma da 'alternatif akım' deniliyor. Akım yönündeki bu değişiklikler yani akımın frekansı o kadar hızlıdır ki örneğin bir lambada kırpışan bir ışık yaratmazlar.

Alternatif akımın en büyük avantajı uzak mesafelere az bir kayıpla iletilebilmesidir. Alternatif akımın uzaklara taşınabilmesinde en önemli faktör voltajıdır. Elektrik akımını bir borudan geçen suya benzetirsek 'volt' suyun basıncına, 'amper' de birim zamanda geçen su miktarına karşı gelir. Borudaki suyun basıncı ne kadar yüksekse su da o kadar uzağa taşınabilir. Elektrik akımında da akım 400 bin volt gibi yüksek gerilimlerle taşınır, bölgeye gelince 11 bin volta, evlere verilmeden önce de 220 volta, trafolar vasıtasıyla düşürülür.

Elektrik akımında volt da, amper de, frekans da ölüme sebep olabilir ancak en tehlikelisi yüksek voltajdır. Aslında insan derisi iyi bir izolatördür. Voltaj çok yüksek olmadıkça akımın geçip girmesine izin vermez. Akım bir kere girmeyi başarırsa içerde rahatça ilerler, çünkü vücudumuzun çoğunluğu iyi bir iletken olan sudur.

Elektrik akımı deriyi yüksek voltajla deler ama 0,030 amper yani 30 mili amper bile vücutta tehlike oluşturur. 100 mili amperde sinirler etkilenmeye başlarlar. Daha yüksek amperde ise şok oluşur. Görüldüğü gibi alternatif akım doğru akıma göre daha tehlikelidir. Araba aküsündeki 12 volt, 45-60 amper tehlike yaratmazken tost makinesindeki 220 volt, 10 amper öldürücü olabilir.

Elektriğe çarpılmada süre de önemlidir. Süre uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer. Derimizden geçen elektrik akımı derhal sinir sistemimizi etkiler. Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur. Elektrik çarpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu için ilk yardım da ona göre yapılmalıdır. Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir. Elektriğin elden ele veya elden ayağa geçmesi aradaki hayati organlarımıza zarar verebilir.

Elektriğe çarpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir. Sinir sistemimizin ürettiği elektrik ile dışardan çarpıldığımız elektrik karşılaşıp iç içe girince vücudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor.

Elektrik çarpmasında voltajın değil de akımın şiddetinin yani amperin önemli olduğu ileri sürülüyor. Bu konuda elektrik mühendisleri ile fizikçiler arasında görüş ayrılığı var. Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tanım üzerinde uzlaşma sağlanmış değil.

İlginçtir, yüksek frekanslı alternatif akım hastalıkların tedavilerinde kullanılırken insana en tehlikeli olan frekans aralığı evlerde kullanılan 50-60 Hz.dir. Bu frekansta 110 volttan bile düşük voltajlar tehlikeli olabilirler. Kalbi etkileyerek kasların çalışmasını durdururlar, kan basıncını sıfıra düşürürler.

120 ile 1200 volt arasındaki akım kalbe ve soğancığa aynı anda etki eder. 1200 voltun üstündeki akımlar kalbe etki yapmadan soğancığı etkileyip soluğun tıkanmasıyla ölüme yol açarlar. Elektrikli sandalyede, ölüm mahkumlarına bir elektrot baldıra diğeri alın üzerine konularak, şahıs ölene kadar 1300 volt verilir.

50-60 Hz. frekanslı akım insan için tehlikelidir ama organizma 100 bin Hz. ve daha yüksek frekanslı akımlara dayanıklıdır. Bu akımların sadece ısısal etkileri vardır. 100 bin Hz. ötesinde kas sinirlerine etki yapmadan, insan bedeninde tehlike yaratmadan birçok amperlik akımlar uygulanabilir. Bu nedenle yüksek frekanslı akımlar sinir, kas ve eklem ağrılarının tedavilerinde kullanılırlar.

Elektriğe çarpılanlar eğer ölmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar. Ama az miktarda da olsa sinir sistemi üzerinde hasar bırakabiliyor. Elektrikten çarpılıp şoka girenlere de, kalp ritmini düzenlemek için yine elektro şok uygulanıyor.
 
Üst Alt