Doğubeyazıt Kalesi (Doğubeyazıt)

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Doğubeyazıt Kalesi (Doğubeyazıt)

00002683.jpg
Doğubeyazıt’ın 5 km. doğusunda, Eski Beyazıt’ın da kuzeydoğusundaki Belleburç denilen yerde bulunmaktadır. Kayalıklar üzerindeki bu kalenin yapım tarihi bilinmemektedir. Büyük olasılıkla kale Urartular döneminden kalmıştır. Günümüze oldukça harap bir durumda gelen kalenin içerisinde Urartu mezarları ile Antik Çağlardan kalma mimari kalıntılar bulunmaktadır.

Üç bölümden meydana gelen kalenin orta bölümünde mağaralar ve bir mabet kalıntısı bulunmaktadır. Kalenin çevresini kuşatan surlar yıkılmıştır.

Diyadin Kalesi:
Diyadin ilçe merkezindedir. Kasabanın güneyinde. Murat kıyısındaki kayalıklar üzerine kurulmuş kaledir. Yapanı ve yaptıranı belli değildir. Eski adinin Ziyaeddin olduğu, zamanla adının Diyadin'e dönüştüğü sanılan ilçe'nin kalesinden günümüze çok az şey kalmıştır.Diyadin kalesi yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve işçilik yönünden Urartu yapılarına benzemektedir. Zamanla Arsaklılar, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Osmanlılar tarafından tamir ettirilmiş, yönetim binaları yapılmıştır.Kale XIX. yüzyıl ve I. Dünya Harbi'ndeki Osmanlı Rus savaşlarında zarar görmüş, Ermeni çeteleri tahrip etmiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise korunmaya alınmadığı için halk, surları ve binaların duvarlarım söküp ev yapımında kullanmıştır.


Avnik Kalesi

Avnik, Erzurum’un yaklaşık 60 km. doğusunda Köprüköy İlçesi'nin güneyinde, aynı ismi taşıyan akarsu kenarında, bir köydür. Avnik Kalesi Güzelhisar (eski adıyla Avnik) köyünün kuzeyinde kayalık bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Kalede bulunan sarnıçlar ve diğer bazı yapı unsurlarından, bu kalenin Urartulardan kalmış olduğu sonucu çıkartılabilir. Kalede Saltukoğulları ve Erzurum Selçuklularının mimari izlerine de çokça rastlanır. Kalede bulunan bir kitabe parçasından, kalenin İlhanlı sultanlarından Olcaytu Han tarafından tamir ettirildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Olcaytu Han’dan sonra İlhanlı tahtına çıkan Ebu Sait Bahadır Han’ın kalede bir darphane kurduğu ve 1332 yılında burada gümüş sikke kestirdiği bilinmektedir. Avnik kalesinin, bölgede bir süre egemen olan Timurlenk tarafından da tamir ettirildiği sanılmaktadır. Kale, harap halde üç dizi surla çevrilidir. İç kale çevresinde ev ve cami kalıntılarına rastlanır. İç kale içinde de ev, ambar ve sarnıç kalıntıları vardır.
Persler veya Sasaniler devrinde, Ab-Nîk adı ile tarihte yerini almıştır. Bizans kaynaklarında ise Abnikon diye kullanılmıştır. Konstantinos Porphyrogennetos ve sonraki tarihçiler bu adı devam ettirmişlerdir. İbrahim Yinal ve Tuğrıl Bey de doğudaki akınları sırasında bu kaleden geçmişler ise de alamamışlardır. 1071 zaferinden sonra Türk hâkimiyetine sokulmuş ve özellikle Saltuklular Ahlatşahlar ile burasını sınır kalesi olarak seçmişlerdir.
Karakoyunluların Aras kenarındaki ve Nahcivan'daki Alınca Kalesi'nden sonra ikinci önemli kalesi Avnik'tir. Temürleng, doğuya geldiğinde, Mısır Hoca tarafından savunulan kale, Taharten'in de araya girmesi ile kendisine teslim olmuştur. Atlamış ve Doladay'ın yönettiği kale, 1403 yılında, Temürlü ailesinin yuğ merasimi için toplandığı yer olmuştur. Kara Yusuf, daha sonra burayı Temürlülerden aldı. Ruj Gonzales de Clavijo 1404'te Avnik civarından, Işkı'dan geçti. Şahrûh-Kara Yusuf mücadelesinde, meşhur Eleşkird Meydan Savaşı, Avnik yakınlarında yapılmıştır.
Karakoyunluların yıkılışında Avnik, Türkmenlerin başlıca sığınağı idi. Bu aileden Şah Kubad, bir müddet Avnik'te oturdu. Akkoyunlular, XV. Yy'ın ikinci yarısında, Karakoyunluları buradan çıkardılar. Uzun Hasan'ın, Gürcistan seferi sırasında buraya uğradığı da biliniyor.

Kitab-ı Diyârbekriyye'de ki kısa tanıtmalar Avnik'in önemini bir kere daha ortaya koymaktadır. Avnik, Osmanlı idaresine Kanûni Sultan Süleyman zamanında girmiştir. Köprüköy’ün önemli kalesi olarak, tarihi rolünü sürdürmeye devam etmiştir.


Kuje Kalesi:

Koçbaşı (Avnik) kalesine yakın bir yerde bulunan küçük çapta bir kale kalıntısıdır. Çevre köylüler buraya Miraşe adını vermektedir.Kuje kalesi tahrip olmuş ve unutulmuş kalelerdendir. Kale kullanıldığı dönemlerde, Gendel ve Murat yolu üzerinden iki arkla buraya su getirildiği anlaşılmaktadır.


Tokluca Kalesi

Diyadin ilçesine 19 km. mesafede bulunan Tokluca köyünün hemen arkasındaki tepe üzerinde bulunmaktadır. 100-150 m. uzunluğunda bütün bir kaya kütlesi gibi duran kale 2 m. uzunluk ve genişliğindeki taşlardan yapılmıştır. Kalenin üstünde yer alan 3 m. genişliğindeki bir giriş deliğinden 30 basamaklı merdivenle kale içindeki sahanlığa inilmektedir. Bu sahanlıktan üç ayrı yeraltı tüneline açılan giriş kapıları ve merdivenler bulunmaktadır. Bu tünellerden birine 70 basamaklı, diğerine de 350 basamaklı merdivenle inilmekte olup bu tünellerin Meya Mağaraları’na ulaşmakta kullanıldığı tahmin edilmektedir.


Kızıl zİyaret Kalesİ:
Balık gölünün batı kıyısında kurulan aynı addaki köyün bitişiğindeki dik ve sarp tepenin üzerindeki kaledir. Yapanı, yaptıranı ve yapıldığı dönem bilinmemektedir.Kızılziyaret (Tanyolu) kalesi, XIX. yüzyıl ve 1914 - 1918 Osmanlı - Rus savaşlarında Ruslarca karakol olarak kullanılmış, bazen Yezidîlerin, bazen da Ermenilerin kontrolünde kalmıştır. 1918'den sonra terk edildiğinden, ev, barınak ve kale surları sökülmüştür.


KüpkIran - Harabegöl Kalesi:
Merkez İlçe'ye 20 km. uzakta ve doğusunda olan Yukarı Küpkıran ile Harabegöl (yeni adı Güneysu) köyü (24) arasındaki kaledir. Küpkıran kalesi denildiği gibi, Harabegöl kalesi adıyla da bilinir. Büyük blok taşlardan yapılmış mazgallı bir kaledir.Harabegöl koyunun, eski ve önemli bir yerleşim yeri olduğu, bir deprem ve toprak kayması sonucu battığı ve meydana gelen çukura su dolduğu için bu adın verildiği sanılmaktadır. Karakoyunlular zamanında 250 haneli bir köy olan burası, sonradan Yezidî ve Ermenilerin işgaline uğramış, Türkler de, savunma amacıyla bu kaleyi yapmışlardır. Kaleyi kimin yaptığı ve yaptırdığı bilinmemektedir. Şimdi yıkık durumdadır. Ayrıca köyün yakınında han şeklinde yapılmış bir kervansaray daha vardır ki, Kars ve Azerbaycan ile Bitlis - Diyarbakır kervan yolunun kervan durağı olduğu söylenmektedir.Küpkıran koyunun 4 km. kuzey batısında, bu köy ile Kalender köyü arasında ikinci bir kale vardır. Pazı kalesi (Eyüp Paşa kalesi) adı ile bilinmektedir.Kale, Ağrı ovasına kuşbakışı egemen bir tepenin çevresi takviye edilerek yapılmıştır. Kale küçük ve basit bir yapıya sahiptir. Kuzey yönünde engel hen*deği açılmıştır. Kale ve çevresinin önemli bir yerleşme merkezi olduğu, harabelerden anlaşılmaktadır.Pazı kalesi uzun süre önce terk edildiği için, hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Sur ve bina duvarları çevre köylülerce sökülüp taşları götürüldüğünden, kale bugün tanınmayacak hale gelmiştir.


Toprakkale:
Ağrı'daki antik kentlerden biri de, Eleşkirt'e 14 km. mesafedeki Toprakkale'dir. Toprakkale önceleri ilçe merkezi iken, ulaşım yetersizliğinden Cumhuriyet döneminde Eleşkirt'e bağlanmıştır. Buradaki kale ve camii önemlidir.Toprakkale'nin yapım yılı bilinmemekle birlikte, tarihi eskilere, Urartulara kadar uzanır. Urartular'ın Ağrı'daki önemli merkezleri Patnos ve Toprakkale'dir. Urartuların burada bir kale yaptıkları, I. Rusas 'in kale ve içindeki yapıları başlattığı, 2. ve 3. Rusas tarafından tamamlandığı bilinmektedir.Daha sonraları' Küçük Arsaklılar'dan Sanatruk oğlu Valarş Han (194 - 216), Toprakkale'yi (Valarş Kerd) adıyla yeniden imar ettirdi.1879 yılında İngiliz arkeologların yaptığı kazılarda, Toprakkale'de elde ettikleri önemli bulguları yurt dışına kaçırdıkları sanılmaktadır.Toprakkale'de tapınak ve yerleşim yerleri tamamen harap hale getirilmiştir. Sadece kale burçları ve bir kısım duvarlar yıkılmamıştır.(Eleşkirt'in Pirabal köyünde de benzeri bir höyük vardır.)


Havaran Kalesi:
Hamur ilçe merkezindeki kaledir. Doğudan Murat nehrine karışan Hamur çayı ile bunun geçtiği derince dereye açılan güneydeki Kurudere arasında bulunan ve doğudan batıya doğru uzanan yarımada gibi sarp bir kayalık üzerinde kurulmuştur. Kasabanın batı bitişiğinde, dereden yaklaşık 100 m. yüksektedir. Giriş kapışı güney doğu yönündedir. Kalenin bu kısmı, çevre araziye hafif bir meyille bağlandığından, burası derince kazılmış, bir hendek oluşturulmuştur.Kale Selçuklu Devleti'nin son zamanlarından kalmadır. Kimlerce yapıldığı bilinmemektedir. Hakkında fazla bilgi yoktur. Bilinenlerin çoğu söylentilere dayanmaktadır.Çevrede bulunan küçük çaptaki Ağadeve, Şoşik, Seslidoğan, Ceylanlı, Uzunveli ve Eleşkirt kalelerinin yönetiminin buraya bağlı olduğu sanılmaktadır. Yerden yükselen doğal bir kayalık üzerine dolgularla beslenip yapılan Hamur kalesi. Yukarı Murat bölgesinin en sağlam kalelerindendir. Ancak, gerek Osmanlı-Rus savaşlarında, gerekse Cumhuriyet döneminde iyice tahrip edilmiştir. Bugün kale yıkık haldedir. Batı cephesi hariç, kalenin cephe duvarları, burçları, camii, Kalebeyi Konağı ve Deve Hanları ile 400 m. uzakta ve kaleden daha yüksekteki bir tepede olan gözetleme kulesi, tanınmayacak şekilde tahrip edilmiştir.


ŞOŞÎK KALESİ


ypi02.jpg




karlica_kalesi2.jpg

Hamur'un Şoşik (Karlıca) köyünde yalçın kayalar üzerine yapılmış kaledir. Köy ilçe merkezine 34 km. uzaklıktadır.Kaleyi yapan ve yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak Akkoyunlular'dan kaldığı sanılmaktadır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde "Şoşik kalesi Sultan Hasan oğlu Ziyaüddin'in yapısıdır. Yalçın bir kayanın tepesinde dört köşealedir." şeklinde tanımlayıp Diyadin kalesi gibi burayı da Uzun Hasan'ın oğlu Ziyaüddin'in yaptırdığını belirtiyorsa da. Uzun Hasan'ın bu adda bir oğlu yoktur.Kalenin ortasında geniş bir alan vardır. Yanlardaki odalardan iki büyüğü ayaktadır. Yıkılmayan bölümlerden birisi de hamamdır. Kaleden aşağıya inen merdiven ve gizli yollar vardır.Kalenin yapısı ve kullanılan taşlar klasik kale mimarîsinden çok farklıdır.Aşağılardan kaleye çıkmak için blok taşlardan merdiven yapılmıştır. Kale dibinde, sert kayalara oyularak yapılmış Kör Kuyu ve Zindan da Şoşik kalesinin bölümlerindendir. Kalenin doğusunda büyük bir su kulesi ile güney batı ve kuzey yönlerinde iki kule kalıntısı vardır. Kalenin alt tarafında ayrı ve özel olarak yapılmış bir ibadethane bulunmaktadır. Şoşik kalesinin 2 km. doğusunda ikinci bir kale daha vardır ki, kale beyinin burayı kızı için yaptırdığı söylenmektedir. Dik bir tepe üzerindeki bu kale kalıntısına halk. Kız Kalesi adını vermektedir.Şoşik kalesi, Ağrı'daki kalelerin içinde mimarî tarzı çok farklı olan bir yapıdır. Yapıda kullanılan taşlar da değişiktir. Bu taşlar, yörede bulunmayan elips şeklinde bir çeşit özel taşlardır. Kalenin köşeleri ve güney cephesinde üç yeri 2 metre kadar dışarıya çıkıntılı olarak yapılmıştır.Ele geçirilmesi çok güç bir yerde yapılan Şoşik kalesi, Karakoyunlular'ın imar ettiği yerlerdendir. Kale ve bölümleri fazla yıkılmamıştır, restore edilebilir.


Karagöz Kalesi:
Tutak'ın 26 km. batısındaki Dayıpınarı (Noktulu) köyü yakınındaki kayalık arazide ve yeraltındaki kilisedir. Kilise kayalara oyularak yapılmıştır. Kiliseye, dışarıdan kayalara işlenerek yapılmış merdivenlerle inilmektedir. Ortada geniş bir alan, yanlarda odalar, raflar, pencere ve çıralıklar vardır. Benzeri ibadethane çevrede birkaç yerde görülmektedir. Hamur'un Beklemez köyünde de ayni tarzda yapılmış yeraltı kiliseleri vardır.


Kan Kalesi:
Tutak'ın 15 km. batısında Dönertaş (Kalekulu) köyü yakınlarındadır. Ne zaman yapıldığı ve kimlerden kaldığı bilinmemektedir. Zencir kale ile aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır. Kaleden günümüze ancak temelleri kalabilmiştir. Bu kalenin başka bir adı da, Kale-i Hum'du



Zencir Kale:
Tutak'ın güneyindeki Katavin dağında yapılmış kaledir. Yapılış tarihi bilinmemektedir. Kalenin köşelerinde zencir sallandığı için bu ad verilmiştir.Tendürek (Çermik) kale Ağrı - Uzunveli kalesi
 
Üst Alt