Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Davetsiz misafir olmayalım
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 22410" data-attributes="member: 3"><p style="text-align: center"><strong> <img src="https://i.imgur.com/By6JW.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></strong></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><strong> Ceyda ARIN kaleminden, </strong></p> <p style="text-align: center"><strong> --------------------------------------------------------------------------------</strong></p><p></p><p><strong> <span style="color: #804000">Evlerimiz sığınaklarımız gibidir. Kapımızı sıkıca kapattıktan sonra her türlü sıkıntı ve tehlikeden uzak hissederiz kendimizi. Her ne kadar evimizde gün boyu uzanıp başımızı dinlemek huzur verse de bize, insanlarla iletişim kurmadan da yaşayamayız. İki gün yalnız dursak, üçüncü gün dayanamayıp bir kapıyı tıklatma, iki çift kelam etme ihtiyacı duyarız birileriyle. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #804000"> Yakın ya da uzak çevremizde ikamet eden kimseler olabilir bu birileri. Kimler olursa olsun, kendilerini ziyaret etmemiz onları ziyadesiyle hoşnut etmeli. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #804000"> Merkezi bir muhitte ikamet ediyor olabiliriz ya da dostlarımızın sık sık uğradığı bir mekana yakın olabilir evimiz. Bu da kapıyı çalıp selamı veren eş-dostun kendisini evimizin orta yerinde buluyor olması ile sonuçlanabilir; ne güzel! Fakat işin kötüsü, habersiz yapılan bu ziyaretlerin uzun tutulmasıyla o güne dair tüm planlarımızın suya düşmesidir. Tabii ki samimiyetimize güvenilerek ve sevildiğimiz için çalınır kapımız, buna şüphe yok; fakat bizim de özel hayatımız, gidecek bir yerimiz, yapılacak işlerimiz vardır. </span></strong></p><p></p><p><strong> *</strong></p><p></p><p><strong> <span style="color: #008040">EV SAHİBİNİN MÜSAİT OLMADIĞINI VÜCUT DİLİNDEN ANLARIZ</span></strong></p><p></p><p><strong> <span style="color: #FF4040">Gönül muhabbet ister, kahve bahane demiş eskiler. Bir tanıdık ya da dostla herkes özler bir kahve içip, muhabbet etmeyi. Evinde misafir ağırlamak da ayrı bir memnuniyet kaynağıdır. Efendimiz (s.a.v) ve sahabilerin hayatlarında da misafir ağırlamaya olan düşkünlüklerine ilişkin pek çok örnek bulabiliriz.</span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #FF4040"> Büyüklerimizin, “Bugün ne iyilik yaptım ki Rabbim bana misafir gönderdi?” diyerek hamd etmeleri ise oldukça manidardır. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #FF4040"> Evimize gelen kişiyi nimet biliriz; başımızın üzerinde yeri vardır, evde neyimiz varsa ikram etmeye uğraşırız. Fakat işin arka planında, evsahibi o an gerçekten misafir ağırlamaya müsait değilse, üzerindeki tedirginliği sezmek için feraset sahibi olmaya gerek yoktur. Belli etmemeye çabalasa da; “Daha oturur mu ki?” dercesine bakan gözleri, gelen kişiyi her an uğurlamaya kalkacak umuduyla kanepenin uç bölümüne oturması, konuğun muhabbet açma teşebbüslerine kısa cümlelerle karşılık vermesi, evsahibinin hiç de uygun bir pozisyonda olmadığını ele verir kolayca. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #FF4040"> Yine de gelen kişi, “Rahatsızlık veriyor muyum acaba?” diyerek hassas düşündüğü takdirde farkına varabilir bu durumun.</span></strong></p><p></p><p><strong> *</strong></p><p></p><p><strong> <span style="color: #008040">BİR HABER VERMEK ZOR MU?</span></strong></p><p></p><p><strong> <span style="color: #808040">Telefonun icadı epey eskiye dayansa da, bazı kimseler ziyaret edecekleri kimseleri aramakta ihmalkarlık yaparlar nedense. Vakitli vakitsiz kapıyı çalıp içeri buyur edilmeyi beklemek pek bir gizemli gelir belki de. Gidilecek kişiyi arayarak müsait olup olmadığını öğrenmek, on saniye dahi almaz halbuki. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #808040"> Evsahibinin, gelen kişiyi kapıdan içeri kabul edemeden geri döndürmesindense, müsait olmadığını telefonda söylemesi çok daha kolaydır aslında. Her iki taraf için de daha az mahcup edici olur bu. Kapıya kadar gelme zahmetinde bulunmamıştır bu kişi ne de olsa.</span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #808040"> Misafirlik söz konusu olduğunda önde gelen ve belki de en önemli incelik, planlanan ziyaretten evsahibinin haberdar edilmesidir. Zira misafir beklenmeyen ve uygunsuz bir vakitte geldiğinde evsahibi memnun olacak bir vaziyette değilse, işler değişebilir. “Her şey gönül hoşluğu ile olur” demiş büyükler. Canı sıkkın, kendi derdinden başka şeyle ilgilenecek durumda olmayabilir evsahibi. Ya da o gün müsait olmayabilir; örneğin kendisinin veya aile fertlerinin dinlenme günüdür. Dışarıya çıkmak üzere ya da başka bir misafir bekliyor da olabilir. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #808040"> Ayrıca kendi yaşantımızdan biliriz; “ev hali” diye bir ifade vardır, evimiz her an konuk ağırlamaya hazır vaziyette bulunmayabilir. Bırakalım evde ikramlık bir şeyler olup olmamasını, evimiz iğne atılsa yere düşmeyecek derecede dağınık ve bakımsız halde olabilir. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #808040"> Böyle bir durumda, gelen kişi kim olursa olsun sıkıntıya girmemiz kaçınılmaz olacaktır. Ya da konuğumuz mahcup olacaktır, geleceğini haber vermediği için.</span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #808040"> Misafire halini belli etmeden, duruma ayak uydurmayı başarabildiği de olabilir evsahibinin; geleceğinden haberdarmışçasına en iyi şekliyle ağırlamaya çalışır konuğunu, fakat bu kez de ev içerisinde işler karışabilir.</span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #808040"> Temizlik, çocukların banyosu, akşam yemeği yahut dışarı işleri gibi yapılması gereken pek çok şey yapılamadığından ev içinde küçük çaplı bir kaos yaşanabilir. Çat kapı misafirliğin ev sahibini böyle zora soktuğu pek çok durumu göz ardı edemeyiz.</span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 22410, member: 3"] [CENTER][B] [IMG]https://i.imgur.com/By6JW.jpg[/IMG][/B] [B] Ceyda ARIN kaleminden, [/B] [B] --------------------------------------------------------------------------------[/B][/CENTER] [B] [COLOR=#804000]Evlerimiz sığınaklarımız gibidir. Kapımızı sıkıca kapattıktan sonra her türlü sıkıntı ve tehlikeden uzak hissederiz kendimizi. Her ne kadar evimizde gün boyu uzanıp başımızı dinlemek huzur verse de bize, insanlarla iletişim kurmadan da yaşayamayız. İki gün yalnız dursak, üçüncü gün dayanamayıp bir kapıyı tıklatma, iki çift kelam etme ihtiyacı duyarız birileriyle. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#804000] Yakın ya da uzak çevremizde ikamet eden kimseler olabilir bu birileri. Kimler olursa olsun, kendilerini ziyaret etmemiz onları ziyadesiyle hoşnut etmeli. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#804000] Merkezi bir muhitte ikamet ediyor olabiliriz ya da dostlarımızın sık sık uğradığı bir mekana yakın olabilir evimiz. Bu da kapıyı çalıp selamı veren eş-dostun kendisini evimizin orta yerinde buluyor olması ile sonuçlanabilir; ne güzel! Fakat işin kötüsü, habersiz yapılan bu ziyaretlerin uzun tutulmasıyla o güne dair tüm planlarımızın suya düşmesidir. Tabii ki samimiyetimize güvenilerek ve sevildiğimiz için çalınır kapımız, buna şüphe yok; fakat bizim de özel hayatımız, gidecek bir yerimiz, yapılacak işlerimiz vardır. [/COLOR][/B] [B] *[/B] [B] [COLOR=#008040]EV SAHİBİNİN MÜSAİT OLMADIĞINI VÜCUT DİLİNDEN ANLARIZ[/COLOR][/B] [B] [COLOR=#FF4040]Gönül muhabbet ister, kahve bahane demiş eskiler. Bir tanıdık ya da dostla herkes özler bir kahve içip, muhabbet etmeyi. Evinde misafir ağırlamak da ayrı bir memnuniyet kaynağıdır. Efendimiz (s.a.v) ve sahabilerin hayatlarında da misafir ağırlamaya olan düşkünlüklerine ilişkin pek çok örnek bulabiliriz.[/COLOR][/B] [B][COLOR=#FF4040] Büyüklerimizin, “Bugün ne iyilik yaptım ki Rabbim bana misafir gönderdi?” diyerek hamd etmeleri ise oldukça manidardır. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#FF4040] Evimize gelen kişiyi nimet biliriz; başımızın üzerinde yeri vardır, evde neyimiz varsa ikram etmeye uğraşırız. Fakat işin arka planında, evsahibi o an gerçekten misafir ağırlamaya müsait değilse, üzerindeki tedirginliği sezmek için feraset sahibi olmaya gerek yoktur. Belli etmemeye çabalasa da; “Daha oturur mu ki?” dercesine bakan gözleri, gelen kişiyi her an uğurlamaya kalkacak umuduyla kanepenin uç bölümüne oturması, konuğun muhabbet açma teşebbüslerine kısa cümlelerle karşılık vermesi, evsahibinin hiç de uygun bir pozisyonda olmadığını ele verir kolayca. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#FF4040] Yine de gelen kişi, “Rahatsızlık veriyor muyum acaba?” diyerek hassas düşündüğü takdirde farkına varabilir bu durumun.[/COLOR][/B] [B] *[/B] [B] [COLOR=#008040]BİR HABER VERMEK ZOR MU?[/COLOR][/B] [B] [COLOR=#808040]Telefonun icadı epey eskiye dayansa da, bazı kimseler ziyaret edecekleri kimseleri aramakta ihmalkarlık yaparlar nedense. Vakitli vakitsiz kapıyı çalıp içeri buyur edilmeyi beklemek pek bir gizemli gelir belki de. Gidilecek kişiyi arayarak müsait olup olmadığını öğrenmek, on saniye dahi almaz halbuki. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#808040] Evsahibinin, gelen kişiyi kapıdan içeri kabul edemeden geri döndürmesindense, müsait olmadığını telefonda söylemesi çok daha kolaydır aslında. Her iki taraf için de daha az mahcup edici olur bu. Kapıya kadar gelme zahmetinde bulunmamıştır bu kişi ne de olsa.[/COLOR][/B] [B][COLOR=#808040] Misafirlik söz konusu olduğunda önde gelen ve belki de en önemli incelik, planlanan ziyaretten evsahibinin haberdar edilmesidir. Zira misafir beklenmeyen ve uygunsuz bir vakitte geldiğinde evsahibi memnun olacak bir vaziyette değilse, işler değişebilir. “Her şey gönül hoşluğu ile olur” demiş büyükler. Canı sıkkın, kendi derdinden başka şeyle ilgilenecek durumda olmayabilir evsahibi. Ya da o gün müsait olmayabilir; örneğin kendisinin veya aile fertlerinin dinlenme günüdür. Dışarıya çıkmak üzere ya da başka bir misafir bekliyor da olabilir. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#808040] Ayrıca kendi yaşantımızdan biliriz; “ev hali” diye bir ifade vardır, evimiz her an konuk ağırlamaya hazır vaziyette bulunmayabilir. Bırakalım evde ikramlık bir şeyler olup olmamasını, evimiz iğne atılsa yere düşmeyecek derecede dağınık ve bakımsız halde olabilir. [/COLOR][/B] [B][COLOR=#808040] Böyle bir durumda, gelen kişi kim olursa olsun sıkıntıya girmemiz kaçınılmaz olacaktır. Ya da konuğumuz mahcup olacaktır, geleceğini haber vermediği için.[/COLOR][/B] [B][COLOR=#808040] Misafire halini belli etmeden, duruma ayak uydurmayı başarabildiği de olabilir evsahibinin; geleceğinden haberdarmışçasına en iyi şekliyle ağırlamaya çalışır konuğunu, fakat bu kez de ev içerisinde işler karışabilir.[/COLOR][/B] [B][COLOR=#808040] Temizlik, çocukların banyosu, akşam yemeği yahut dışarı işleri gibi yapılması gereken pek çok şey yapılamadığından ev içinde küçük çaplı bir kaos yaşanabilir. Çat kapı misafirliğin ev sahibini böyle zora soktuğu pek çok durumu göz ardı edemeyiz.[/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Davetsiz misafir olmayalım
Üst
Alt