Çağımız Müslüman Kadını

süreyya58

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Temmuz 2011
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
16
Çağımız Müslüman Kadını, çağımızda müslüman kadın, müslüman kadının özellikleri, müslüman kadın nasıl olmalı, müslümanlıkta kadının yeri, müslüman kadının yeri, günümüz kadını, günümüzde müslüman kadın
Kadın olarak yaşayıp yaşayacağımız en zor zamanlarda mı yaşıyoruz ne dersiniz? Kadın olma zorluklarımızın üzerine birde sanayi kültürünün getirdiği ekonomik hayatta yer alma mücadelemiz eklenmiş durumda. Bu zorluklar içerisinde en çok zorlanan tabii ki Müslüman kadındır. Çünkü onun kaygısı dünyadan ziyade ahirete de yöneliktir. O iyi bir kul, iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir evlat olmaya çalışırken birçok güçlükle karşılaşmaktadır.

Günümüz kadınını evinden, eşinden, çocuğundan, kadınlığından uzaklaştırarak sanayi kültürünün içine alan, erkeğe birebir benzeyen, erkekle iç içe çalışan hatta aşikâre olarak erkeğin yerine hayata dâhil eden sistemler günümüz kadınlarına özgürlük, eşitlik olarak sunulmaktadır. Bu özgürlük ve eşitlik söylemlerinin altındaki acı gerçek ise kadının dünya ticaretinde en önemli tüketici konumunda olmasıdır. Kadını israfa yönelten reklamlarla ve kadının zaafı olan güzellik vurgusu yapılarak bizi çarkın en önemli dişlisi haline getiren bir politika izlenmektedir.

Günümüz kadını hayatının büyük çoğunluğunu mağazalarda, kozmetik dükkânlarında, güzellik salonlarında, spor salonlarında geçirmektedir. Tabii bu kadar sözde ihtiyaç işin içine girince kadının çalışması da kaçınılmaz olmaktadır. Tüm bunlardan en büyük yarayı ise aile kurumu almakta, aileler parçalanmakta, fitneler yayılmakta, toplum giderek bir bataklığa sürüklenmektedir. PEKİ, BİZ MÜSLÜMAN KADINLAR KENDİMİZİ BU ÇARKIN DİŞLİSİ OLMAKTAN NASIL KURTARABİLİRİZ?

Müslüman kadın, aklı ve ufku açık, zihni aydınlanmış, gönlü temiz ve ahlakı yüksek olursa hayırlı, islamın işaret ettiği gibi madden-manen-ruhen sağlıklı nesiller yetiştirebilir. Sağlıklı bir toplum oluşması için ilk olarak ailenin düzenleyicisi, eşine, çocuklarına, anne-babasına huzur veren kadının kendi değerinin, öneminin farkında olmalıdır.

Çağımız Müslüman kadını kendine sağlıklı hedefler seçebilmelidir. Kişisel planını sağlıklı yapabilmelidir. Bu yönde gerekli eğitimlere katılmalı, zamanın ihtiyaçlarına göre kendini yenileyebilmelidir. Bu yenileme ve değişme süreci ise dinine, kültürüne uzak düşmeden, fıtratını göz ardı etmeden olmalıdır.

Kadın ailede irade odağıdır bu nedenle kadının aile içindeki rolü çok önemlidir. Eşinin huzurlu bir aile ortamı yaşaması, akrabalar ile aradaki bağların sağlıklı devam etmesinde kadına düşen sorumluluklar yadsınamaz. Kadının aile içindeki bu rolü aslında onu toplum içinde en tepelere çıkarmaktadır. Kadını bozulmuş toplum mahvolmaya, hakir olmaya mahkûmdur. Bu açıdan kadınların eğitimi ile özellikle ilgilenilmeli, bilinçli bir kadın toplumu oluşturulmaya çalışılmalıdır. Kadın sağlıklı olursa aile kurumu sağlıkla ayakta durabilir.

Günümüzde boşanmaların artmasında, ailelerin parçalanmasında kadının sözde ilim alırken yanlış öğretilerle yönlendirilmesindendir. Kimseye katlanmak, kimse için güzelliğinden, zamanından fedakârlık etmek zorunda değilsin mesajları altında kadın evinde uzaklaştırılmakta, eş olma, anne olma, evlat olma gibi ulvi görevler yerine kaldıramayacağı yükler altına girmekte ve kadın evinden, eşinden, çocuğundan uzaklaşmaktadır. Bundan en derin yarayı maalesef çocuklar almaktadır. Çocukların yetişmesinde en büyük görev kadına düşmektedir. Çocukla arasında doğuştan gelen sevgi ve güven bağı annenin çocuk yetiştirmedeki öneminin başlangıç noktasıdır.

Kadının en güzel ziyneti ilim olmalıdır. Müslüman kadının önünde ise ilim kapıları her zaman açıktır. Buna en güzel örnekler Asr-ı saadetten verilmelidir. Ensarın hanımları Resulü Ekreme (s.a): Bize de bir gün ayır da o gün ilim öğrenelim. Erkekler senden bizden daha fazla istifade etmektedirler. Demişlerdir, peygamberimiz(s.a) de: Buluşma yerimiz falan kadının evidir. Buyurmuştur. Ensar hanımları da o eve gelmişler, peygamberimiz(s.a) onlara vaaz etmiş, bazı hususları hatırlatmış ve ilim öğretmiştir((Müslüman kadın şahsiyeti. Prof.dr. M.Ali Haşimi, Buhari).

İlim öğrenmek her mümin için önemlidir. Müslüman kadın Allahın emir ve yasaklarından, kulluk açısından gerekli her hususta erkekler kadar sorumludur ve Müslüman kadın bu sorumluluğunun bilincindedir. Müslüman kadın en azından öncelikli olarak öğrenmesi gereken ilimleri öğrenmeli ve günceli takip etmelidir. Günceli takip derken moda, kozmetik vb. durumları kast etmiyorum. Dünyanın gidişatını takip edebilmeli ve bu gidişat içerisinde kendisine sağlıklı bir yol edinebilmelidir.

Müslüman kadın bedenine, aklına ve ruhuna karşı sorumludur. Bu üç husus üzerinde itina ile durmalıdır. Günümüz Müslüman kadını fiziki görüntüsüyle, bedeni ve ruhi temizliğiyle, ahlakıyla, edebiyle, akli ve kalbi bilgisiyle, tutum ve davranışlarıyla ailenin birleştirici unsuru olma görevini sağlıkla yerine getirmelidir. Sağlam, doğru, sahih kaynaklardan bilgi almaya çalışmalıdır. İlimle nasıl olması, nasıl davranması gerektiğini öğrenmeli ve en güzel şekilde uygulamalıdır.

Tüm hanımların bu ilimlerle uğraşması mümkün değildir. Bunun için bu ilimlerle hem hal olan hanımların, ilimle zenginleşmiş, İslami ilimle şahsiyet kazanmış hanımların diğer hanımlara rehberlik etmeleri gerekmektedir.

Müslüman kadın için gerekli hususlardan biride, ailesine karşı, topluma karşı sorumluluklarının farkında olan, bizi huzura yönlendiren arkadaşlar edinmektir. Asr suresinde birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler vurgulamasıyla kimlerle dost olacağımız da belirlenmiştir. Bir hadisi şerifte, Efendimiz(s.a.v) buyurmuşlar ki: Müminlerden başkasıyla arkadaşlık yapma! Yemeğini, Allaha karşı sorumluluk bilinci duyanlardan başkası yemesin.(Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud,).

Bu hadisi şerifte Allaha karşı sorumluluk bilinci vurgulaması üzerinde durmalıyız. Bu İçi boş bir sorumluluk olmamalıdır. İlk olarak kendi evimizden, akraba efradımızdan, mahalle halkımızdan başlayarak çevremizi, yaşadığımız ili, yaşadığımız ülkeyi bir gözlemleyelim. Bu gözlemi yaparken ilk olarakta ailemizden başlayarak aile ortamımızın ne kadar sağlıklı, huzurlu olduğunu ve dışarıya nasıl model olduğunu görebilmeliyiz.

Çağımızın en büyük sorunlarından biri de edep sınırlarının gözetilmemesi ve hayâsızlığın, iffetsizliğin normalleşmesidir. Müslüman kadın ise edebiyle, hayasıyla çağın bu çirkin gidişatına kapılmayandır.

Kadının edebe riayet etmesi ilk olarak kendine karşı daha sonra eşine karşı olmalıdır. Eşler arasında ki bu edep durumu ise yetişen çocuklara en önemi öğrenme alanıdır. Çünkü çocuklar ilk olarak en yakınlarını model alırlar.

Ayrıca çocuğun vicdani gelişiminde sevdiği kişilerin rolü büyüktür. Çocuk sevdiği kimselerin yalnızca olumlu yönlerini değil iyi- kötü ayrımı yapmadan tüm yönlerini örnek almaktadır. Bu nedenle kadının dolayısı ile aile içindeki büyüklerin edebe, hayaya, güzel ahlaka, sevgiye ve güzel hasletlere karşı titizlikleri çocukların sağlıklı yetişmesinde birinci derece etkilidir.

Son olarak kadın kendinin farkında olmalıdır, aile içindeki huzurdan, eşinin evine karşı tutumlarından, çocuklarının yetişmesinden birinci derece sorumlu olduğunu bilmelidir. Kadın kendini zelil ve hakir görmemelidir. Aksine onun şahsiyetinin toplum için ne kadar kıymetli olduğunun farkında olmalıdır.

Rabbimizden niyazımız odur ki hanımlar toplum için ne kadar önemli olduklarının farkında olarak kendilerini güzellikle, zarafetle, ilimle ziynetlendirsin, evlerimiz yeniden edeple, hayâ ile süslensin. Hanımlara rehberlik edecek bilinçli, düşünceleri yanlıştan, batıldan arınmış hanımların sayısı her gün biraz daha artsın ve bizlerde tüm aczimizle ve naçizane fikirlerimizle bu kervana katılabilelim. İlimle şahsiyetimizi güzelleştirebilelim.

Özlem Adıgüzel, Psikolojik danışman
Yararlanılan kaynak: Kuran ve Sünnete göre Müslüman Kadın Şahsiyeti---Prof. Dr. M. Ali Haşimi
 
Üst Alt