Beni seven cennette benimle

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
Beni seven cennette benimle beraber olur

Mihrabım!

Mihrabıma uğra saba yelihuzuruna varıp edeple selamımı ilet heceler yarım yamalak
heyecanlar salkım saçak....

"Ant olsun kuşluk vaktinde..." onun saçlarını kıskanmaktan gecenin bağrı yanık;gece yarısı
hasretle uyanıktır.

"Güneşe ant olsun ..." ondan daha kutlu bir faniyi hiç izlemedi ve ondan daha kıymetli bir
hazineyi hiç gizleyemedi.

Ahmet !... gönüller gıdası ruhlar şifası...Gözlerin feri şerefin zaferi...
Dudağının değdiği bir güle bin can feda Ahmet eline değişmiş bir ele cihanca cihan feda !

Işığım!

Göz kırpasıya Burakınla vardığın yere bin yılda varamazken berk uran melekler nasıl aşkına
dönmesin zeminler ve zamanlar nasıl tutulmasın burçlar ve felekler.Sen var iken kıblemgök
ile yerin hangi varlığa adansın ya emeklerya hangi renk iltica etsin dallarına çiçekler ?
Cemalini gören aşık iken nurumgamzene rüyada olsun ermesin mi tennure kelebekler ?

Günaydınım !

Tohum versende bize mahsul olabilseydikkanat olsan da bize katına varabilseydik.
Şarkıların ürperdiği şebnem avuçlarında Medine rüzgarlarının ışıltılı kumlarınca
Yanabilseydiksana kanabilseydik.
Bir kez olsun aşkınla döktüğümüz gözyaşlarından abdest alabilse ve denizine bir kez olsun
dalabilseydik ya denizinde kalabilseydik.
Himalayalar kadar kara yüzümüzü kara yerlere sarabilseydik; bağrından raziye ve marziye
ilhamlar alabilseydik.

Sevgilim!

Kutlu gelişine yüz bin selam olsun sen aydınlık içinde aydınlıksen açıklık içinde açıklıktın.
Seninle sevgiler sevgili olur seninle muhalimiz hâle dururdu.
Mühürleri kaldırmada son idin sencan kilitlerini açmada sonuncugülümsesen.
Seni görenlerin güneş düşerdi gözünden seni sevenlerin ışık yayılırdı yüzünden.
Birer efsaneydi iki yanağın;hayal ile hatıra eleğim sağmalarıyla karanın ve ağın.

Sultanım !

Adına altınlar bastıran sultanlar şehirler alırdı şimdi şehirleri düşüyor adınsız sultanlarınadını
gizli anıyor aşık-ı nalanların.
Kulluk prangaları çözülünce ayağımızdanazat oldu zülfünün zenciri solumuzdan ve
sağımızdan...
Ashabının kara kerpiçte gözsüz gördüğünü biz cilalı aynalarda yitirdik de yaptık düğünü.
Tedavisinde hayat bulmuş hekime düşman hasta gibiyiz mürebbisine kin güden çocuklara
yasta gibiyiz.
İnsanlık güneşe nispet zulmete döndü balıklar suya öfkelendikuzgun ete döndübahtımız
hasrete döndü...

Hasretim !

Gümüş tenli Yusuf'u arayanlar gül teninde Yusuflar Ülkesine girdiler;cennet peşinde koşanlar
gül cemalinde cennetlere erdiler...
"Körün elinden tutana Hak'tan yüzlerce ecir vardır!" buyurmuştun.
Kıyam ettut körlerin elinden ve İsrafilleyin kıyametten evvel bir kıyamet kopar.
Yıllar yılı kendi yatağını öpen nehirlerce ak ezeli özlemlerimizin yokuşlarına ve öğüt
yine öğüt yine öğüt aşk tanelerimizi değirmenlerinin nakışlarına...

Övüncüm!

Ruhlarımızdan kuşluklar geçti gün geçti...
Akşam oldudüğün geçti... ve gece olmadan Yesrib'in güneşikerem kıl tüllenen
hayallerimize bir huzme bıraksın himmetin ve artık getirdiğin kutsal emanetin
kaybolacağından korkmasın ümmetin!
Kalbimizi kaydırmadan bize onu haşre dek baki kılma ruhsatı ver ve yalın unutuşların
poyrazında bırakıp bizi bir başımıza belleklerimizin tereddüt dolu zembereklerinde
kıvrandırma yeter.
Gel son kez ilk baharımızol!
Bu mevsim güller incitilmesingamküsarımız ol!

Ömrüm!

Tâhâ ve Yâsin aşkına...
Öncesinde senin aşkın yoksa neye yarar ölüm ! ...

Kod:
[/B][COLOR=olive]İskender Pala[/COLOR][B]
 
Üst Alt