"elestü bi rabbiküm? " (ben sizin Rabbiniz değil miyim?)
قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا
"gâlû belâ şehidnâ" (evet Rabbimizsin,biz şahid olduk dediler)
Elest Bezmi denildiği ''Ben sizin Rabbiniz değilmiyim.'' hitabının olduğu tecelli, bu tecelliyi anlatmak açısından önce, öncesi gibi kelimeler kullanılsada aslında Ezel ve Ebed kelimelerindeki anlamda zamansızlık vardır ya da izafi bir zaman tecellisi vardır. Aslında kelimelerle bunun izahı pek mümkün değildir. Zaman kendi içerisinde sonsuz boyutlara ayrılan bir tecellidir. Başlangıcı olmayan ve sonu olmayan bir an düşününki Beliğ demişiz. Dikkat edilirse bu tecelliyi dünya zamanı ile düşünürsek geçmişte olmuş gibi anlarız ki bu yanlış olur. Bu zaman kayıdında olmamış bir olayı bu zaman boyutunda kabul etmek konudan uzaklaşmayı getirir. Beşeri aklımız için imkansız olan bu tecelli, zaman üstü olarak kabul edeceğimiz nokta aslında bizim için bilinmezliktir. Kişinin ne duyduğu ne gördüğü neye evet dediği sadece misal yollu anlatımlar ile çok kısıtlı olarak aslında işaret edilmiş. Dünya boyutunda bizim gördüğümüz ve yaptığımız sözlü iletişim gibi olmadığı da açıktır. O sorunun nasıl olduğu ve bizim nasıl cevap verdiğimizi dahi, kaynağından bilemediğimiz için (Sayılı ehli olan Zat'lar hariç) konu bizim için dünyada son ana kadar netlik kazanacak bir konu değildir. Said ya da Şaki lerin belirdiği o an daki tecellide, kişi için buaradaki ispatı ''son nefeste belli olur demişler'' ve kişiye gayret ve çaba düşer noktasında ittifak edilmiş. Hadislerde ResulAllah efendimiz elest bezmi sırrında ki tecellinin buradaki takibi açısından ''Herkes kendisine kolaylaştırılmış olanı işleyecektir '' manasında yol göstermiş bize ne kolay geliyorsa o noktadan bakmamızı öğütlemiştir ki yine son nefese kadar gayret çaba gösterme gerekliliği ve emin olmama hali kişi için devam edecektir.
قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا
"gâlû belâ şehidnâ" (evet Rabbimizsin,biz şahid olduk dediler)
Elest Bezmi denildiği ''Ben sizin Rabbiniz değilmiyim.'' hitabının olduğu tecelli, bu tecelliyi anlatmak açısından önce, öncesi gibi kelimeler kullanılsada aslında Ezel ve Ebed kelimelerindeki anlamda zamansızlık vardır ya da izafi bir zaman tecellisi vardır. Aslında kelimelerle bunun izahı pek mümkün değildir. Zaman kendi içerisinde sonsuz boyutlara ayrılan bir tecellidir. Başlangıcı olmayan ve sonu olmayan bir an düşününki Beliğ demişiz. Dikkat edilirse bu tecelliyi dünya zamanı ile düşünürsek geçmişte olmuş gibi anlarız ki bu yanlış olur. Bu zaman kayıdında olmamış bir olayı bu zaman boyutunda kabul etmek konudan uzaklaşmayı getirir. Beşeri aklımız için imkansız olan bu tecelli, zaman üstü olarak kabul edeceğimiz nokta aslında bizim için bilinmezliktir. Kişinin ne duyduğu ne gördüğü neye evet dediği sadece misal yollu anlatımlar ile çok kısıtlı olarak aslında işaret edilmiş. Dünya boyutunda bizim gördüğümüz ve yaptığımız sözlü iletişim gibi olmadığı da açıktır. O sorunun nasıl olduğu ve bizim nasıl cevap verdiğimizi dahi, kaynağından bilemediğimiz için (Sayılı ehli olan Zat'lar hariç) konu bizim için dünyada son ana kadar netlik kazanacak bir konu değildir. Said ya da Şaki lerin belirdiği o an daki tecellide, kişi için buaradaki ispatı ''son nefeste belli olur demişler'' ve kişiye gayret ve çaba düşer noktasında ittifak edilmiş. Hadislerde ResulAllah efendimiz elest bezmi sırrında ki tecellinin buradaki takibi açısından ''Herkes kendisine kolaylaştırılmış olanı işleyecektir '' manasında yol göstermiş bize ne kolay geliyorsa o noktadan bakmamızı öğütlemiştir ki yine son nefese kadar gayret çaba gösterme gerekliliği ve emin olmama hali kişi için devam edecektir.