Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Zinnîre (r.a
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 6894" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><em><span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px">Hazreti Zinnîre radıyallahu anhâ ilk müslümanlardan...</span></span></strong></span></em></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Mekke'nin azgın müşrikleri tarafından en ağır işkencelere revâ görülen, gözlerini kaybedesiye kadar dövülen, zulüm gören bir mümine hanım!.. Ebû Cehil'in akıl almaz işkenceleri karşısında imanından aldığı güçle ona meydan okuyan bir kahraman... Rabbimizin lutfu ile gözlerine tekrar kavuşan, imanda sebatın mükâfatını dünyada iken gören bir iman eri!..</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Hz. Ebû Bekir (r.a) tarafından satın alınarak işkenceden kurtulan ve kölelikten azâd edilerek hürriyetine kavuşan bir bahtiyar... İmanda sebâtın en güzel örneğini veren bir hanım sahâbi...</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> O, Mahzum oğulları veya Abdüddar oğullarından bir müşrikin câriyesi idi. İslâm'ın ilk günlerinde Mekke semâlarında parlayan İslâm güneşinin nûruyla gönlünü aydınlattı. Hak yolunu buldu ve ilk müslüman hanım sahâbîlerden oldu.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Zinnîre (r.anhâ) müşrikler tarafından en ağır işkencelere uğratılan kadın köleler arasında idi. Onun efendisi katı bir İslâm düşmanıydı. İslâm’ın ilkleri hep çilekeş mü’minlerdi. Azgın müşrikler kimsesiz, garib, fakir müslümanlara çok ezâ ve cefa etmişlerdi. Her kabîle kendi içinden İslâm’a giren kimseleri hapseder, döver, aç ve susuz bırakır hatta sıcak, kızgın kumlara yatırır, işkence ederdi. Kimse karışamaz ve bir hak taleb edemezdi.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Ne tüyler ürperten bir hareket... Ne zâlimâne bir davranış!.. Tam bir cehalet, karanlık ve zulûm devri!.. İnsanlık böylesine bir karanlık ve vahşet içerisinde iken İslâm güneşi dünyaya doğdu. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in nûru gönülleri aydınlattı. Mekke’den yayılan nûr kısa zamanda diğer ülkelere de geçti. Sevgi, bilgi, hizmet ve adaletle insanlık insanlığını öğrendi. </span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px">Allah</span></span><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'Times New Roman'">katında herkes eşit olduğunu bildi. Şeref ve üstünlüğün ancak takvâ ile hareket etmekte olduğunu anladı.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Mekke’de kadın-erkek, hür-köle, zengin-fakir herkes İslâm’la şereflenmek için can atmağa başladı. Allah Rasûlüne bey’at etmek için fırsatlar gözetlendi. Kadın köleler arasında hayatını sürdüren Zinnîre Hâtun bir fırsatını bulup İslâmla şereflendi. Onun İslâm’ı kabul ettiğini duyan sâhibi küplere bindi. Nasıl olur da bir köle kendi iradesiyle hareket edebilirdi? Ne yapıp etmeli onu dininden döndürmeliydi. Hemen harekete geçti. Ona her türlü işkenceyi yaptı. Akla hayale gelmedik ezâ ve cefâlara mâruz bıraktı. Fakat Zinnîre (r.anhâ)’yı imanından vazgeçiremedi.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Hazreti Zinnîre’nin imandaki bu sebâtı efendisini deli ediyordu. Bunca işkenceye rağmen o, hâlâ </span></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px">Allah, Allah diyordu. Bir defacık olsun Lât ve Uzza’yı söyletemeyen sahibi artık yorulmuştu. Onunla başa çıkamayacağını anlayınca işi Ebû Cehil’e bıraktı. Kin ve kibirinden kuduran azgın müşrik canavarlar gibi zayıf, biçâre kadına saldırdı. Zinnîre Hâtun’u kırbaçlar altında inletti. Hırsını alamayan vahşî adam bütün var kuvvetiyle onun boğazını sıktı. Elleri yanlarına düşünce onu öldü diye bıraktı.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Zâlimin zulmünden başka neyi vardı. Akla hayâle gelmedik işkenceleri Zinnîre Hâtun üzerinde canavarca sergiledi. İslâm kahramanı o mübarek hanım dayanılmaz zulumler altında gözlerini kaybetti. Fakat asla zâlime boyun eğmedi ve imanından vazgeçmedi.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Kendisini güçlü kuvvetli zanneden Ebû Cehil de çâresiz kaldı. Ne yapacağını şaşırdı. İmanın bir nur ve güç kaynağı olduğunu anlayamadı. </span></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px">Allah ve Resûlüne inanmanın sabır, sebât ve tahammül gücü verdiğini bilemedi. İnanan insanın hiç bir zaman zulme boyun eğmeyeceğini tahmin edemedi. Gerçek müminin bu derece âşikâre meydan okuyabileceğini hiç düşünmedi. Zulumle, işkence ile İslâm’a engel olacağını zannetti. Heyhât ki; hiç bir mümini geri çeviremedi. Zinnîre Hâtun’un gösterdiği böylesine bir kahramanlık onun hangi şartlar altında olursa olsun imanından vazgeçmemesi Ebû Cehil’in tuzaklarını boşa çıkarttı.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Hazreti Zinnîre dünya gözlerini kaybetmişti ama imanını aslâ!.. Zulümle bir netice alamayan azgın müşrik Ebû Cehil o mübarek hanımla alay etmeye başladı.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> – “Gördün mü Lât ve Uzzâ senin gözünü de kör etti!” dedi. Müşriğin bu hezeyanlarına Zinnîre Hâtun bütün samîmiyetiyle şöyle cevap verdi:</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> “Hayır, vallahi hayır! Sizin tanrı diye ibadet ettiğiniz taş ve odun parçasından başka bir şey değildir. Vallâhi bu öyle değil! Benim gözümü böyle edenler onlar değildir. Lât ve Uzzâ ne yarar, ne de zarar verebilir. Asla onlarda öyle bir güç yoktur. Onlar hiçbir şeyi göremezler. Fakat bu ancak Rabbimin işidir. Benim Rabbim tekrar gözümü geri vermeye, beni gördürmeye de kâdirdir!” dedi.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> <span style="color: Blue">Ne iman!.. Ne ikrar!.. Ne sabır!.. Ne sadâkat!.. Gücünü imanından alıp direnmek!.. </span></span></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: Blue">Allah’a ve Resûlüne teslimiyetin en güzel örneğini vermek!.. Sabır ve sebât ile müşrik hezeyanlarına meydan okumak!.. Doğruyu her yerde haykırmak... Allah’a yakınlığın yüceliği ile dik durmak... İnancında sâbit kadem olmak!.. Ve Rabbimizin dünya ve âhiret ikramlarına nâil olmak!.. Gören gözlere tekrar kavuşmak!..</span></span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Evet! Hazreti Zinnîre (r.anhâ) böylesine yüce bir imana sahipti. O: <span style="color: Green">“Benim Rabbim gözümü açma kudretine sahiptir.” </span>diyordu.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Kâinatı yoktan var eden, insanı, güneşi, ayı, yıldızları, hayvanları, bitkileri yaratan, onları idare eden ve hayatiyetlerini devam ettiren yüceler yücesi Rabbimize hiç bu iş ağır gelir miydi? Elbette O’nun her şeye gücü yeterdi. İlk yarattığı gibi tekrar diriltmeğe de kâdirdi. Nitekim günün ilk ışıklarıyla Zinnîre Hâtun’un da dünyası ışıyıverdi. Gözleri eski haline geliverdi. Görmeyen gözler görür oluverdi.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Mekke’li müşrikler Zinnîre Hâtun’un gözlerinin açılmış olduğunu görünce şaşkına döndüler. Putlarına olan inançları zayıfladı. Bazıları neredeyse müslüman olacaktı. Fakat hilebaz müşrik Ebû Cehil hemen araya girdi ve:</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> “Muhammed’in izinden giden şu akılsızlara mı hayret ediyorsunuz? Eğer onun getirdiği gerçek olaydı ona biz uyardık. Hayırlı işlerde onlardan daha evvel davranır, onları geçerdik! Zinnîre’nin doğruyu bulmakta bizi geçeceğini mi sandınız?” dedi. Yanındaki avâneler bu hezeyanlara kandı. Düşünüp ibret alamadılar. Gaflet onları bürümüştü. İman edecekleri yerde “Bu da Muhammed’in sihridir.” dediler. Cehaletin zifiri karanlığından ayrılamadılar. Büyü deyip işi geçiştirdiler. Halbuki Yüce Rabbımız bu hâdiseden ibret alınması için Kur’an-ı Kerimin’de şu âyet-i celîleyi nâzil buyurdu. Meâlen:</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> “İnkâr edenler, iman edenler hakkında dediler ki: “Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi.” Fakat onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için “Bu eski bir yalandır” diyecekler.” (Ahkaf sûresi: 11)</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> İslâm’ın ilk günlerinde köleler ve fakirler müslüman olunca, Kureyş ileri gelenleri, iman ve İslam’ın hayır getirmediğini, bunun bu dine ilk girenlerin seviyelerinden belli olduğunu söylemişler. Kitab’a da dil uzatmışlardı. Nâzil olan bu âyet inkârcıların sapık tutumlarını sergileyip kınamıştır. Bu hadise müslümanların imanlarını, kâfirlerin de küfürlerini artırmıştır.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"> Hazreti Zinnîre (r.anhâ) Hâtun’un dinindeki sebâtı, inancındaki bu samimiyeti ve ihlâsı onu kölelikten kurtardı. Hz. Ebû Bekir (r.a) onu satın alarak </span></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px">Allah rızası için azâd etti. Cenâb-ı Hak şefaatlerine nâil eylesin.</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: center"><a href="https://www.islamiforumlar.net/" target="_blank"><span style="color: Magenta"><em><span style="font-size: 12px"><strong>ANA SAYFA</strong></span></em></span></a></p> <p style="text-align: center"></p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 6894, member: 3"] [INDENT][CENTER] [I][COLOR=Red][B][FONT=Times New Roman][SIZE=5]Hazreti Zinnîre radıyallahu anhâ ilk müslümanlardan...[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR][/I] [/CENTER] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Mekke'nin azgın müşrikleri tarafından en ağır işkencelere revâ görülen, gözlerini kaybedesiye kadar dövülen, zulüm gören bir mümine hanım!.. Ebû Cehil'in akıl almaz işkenceleri karşısında imanından aldığı güçle ona meydan okuyan bir kahraman... Rabbimizin lutfu ile gözlerine tekrar kavuşan, imanda sebatın mükâfatını dünyada iken gören bir iman eri!..[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Hz. Ebû Bekir (r.a) tarafından satın alınarak işkenceden kurtulan ve kölelikten azâd edilerek hürriyetine kavuşan bir bahtiyar... İmanda sebâtın en güzel örneğini veren bir hanım sahâbi...[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] O, Mahzum oğulları veya Abdüddar oğullarından bir müşrikin câriyesi idi. İslâm'ın ilk günlerinde Mekke semâlarında parlayan İslâm güneşinin nûruyla gönlünü aydınlattı. Hak yolunu buldu ve ilk müslüman hanım sahâbîlerden oldu.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Zinnîre (r.anhâ) müşrikler tarafından en ağır işkencelere uğratılan kadın köleler arasında idi. Onun efendisi katı bir İslâm düşmanıydı. İslâm’ın ilkleri hep çilekeş mü’minlerdi. Azgın müşrikler kimsesiz, garib, fakir müslümanlara çok ezâ ve cefa etmişlerdi. Her kabîle kendi içinden İslâm’a giren kimseleri hapseder, döver, aç ve susuz bırakır hatta sıcak, kızgın kumlara yatırır, işkence ederdi. Kimse karışamaz ve bir hak taleb edemezdi.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Ne tüyler ürperten bir hareket... Ne zâlimâne bir davranış!.. Tam bir cehalet, karanlık ve zulûm devri!.. İnsanlık böylesine bir karanlık ve vahşet içerisinde iken İslâm güneşi dünyaya doğdu. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in nûru gönülleri aydınlattı. Mekke’den yayılan nûr kısa zamanda diğer ülkelere de geçti. Sevgi, bilgi, hizmet ve adaletle insanlık insanlığını öğrendi. [/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5]Allah[/SIZE][/FONT][SIZE=5][FONT=Times New Roman]katında herkes eşit olduğunu bildi. Şeref ve üstünlüğün ancak takvâ ile hareket etmekte olduğunu anladı.[/FONT][/SIZE][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Mekke’de kadın-erkek, hür-köle, zengin-fakir herkes İslâm’la şereflenmek için can atmağa başladı. Allah Rasûlüne bey’at etmek için fırsatlar gözetlendi. Kadın köleler arasında hayatını sürdüren Zinnîre Hâtun bir fırsatını bulup İslâmla şereflendi. Onun İslâm’ı kabul ettiğini duyan sâhibi küplere bindi. Nasıl olur da bir köle kendi iradesiyle hareket edebilirdi? Ne yapıp etmeli onu dininden döndürmeliydi. Hemen harekete geçti. Ona her türlü işkenceyi yaptı. Akla hayale gelmedik ezâ ve cefâlara mâruz bıraktı. Fakat Zinnîre (r.anhâ)’yı imanından vazgeçiremedi.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Hazreti Zinnîre’nin imandaki bu sebâtı efendisini deli ediyordu. Bunca işkenceye rağmen o, hâlâ [/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=5]Allah, Allah diyordu. Bir defacık olsun Lât ve Uzza’yı söyletemeyen sahibi artık yorulmuştu. Onunla başa çıkamayacağını anlayınca işi Ebû Cehil’e bıraktı. Kin ve kibirinden kuduran azgın müşrik canavarlar gibi zayıf, biçâre kadına saldırdı. Zinnîre Hâtun’u kırbaçlar altında inletti. Hırsını alamayan vahşî adam bütün var kuvvetiyle onun boğazını sıktı. Elleri yanlarına düşünce onu öldü diye bıraktı.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Zâlimin zulmünden başka neyi vardı. Akla hayâle gelmedik işkenceleri Zinnîre Hâtun üzerinde canavarca sergiledi. İslâm kahramanı o mübarek hanım dayanılmaz zulumler altında gözlerini kaybetti. Fakat asla zâlime boyun eğmedi ve imanından vazgeçmedi.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Kendisini güçlü kuvvetli zanneden Ebû Cehil de çâresiz kaldı. Ne yapacağını şaşırdı. İmanın bir nur ve güç kaynağı olduğunu anlayamadı. [/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=5]Allah ve Resûlüne inanmanın sabır, sebât ve tahammül gücü verdiğini bilemedi. İnanan insanın hiç bir zaman zulme boyun eğmeyeceğini tahmin edemedi. Gerçek müminin bu derece âşikâre meydan okuyabileceğini hiç düşünmedi. Zulumle, işkence ile İslâm’a engel olacağını zannetti. Heyhât ki; hiç bir mümini geri çeviremedi. Zinnîre Hâtun’un gösterdiği böylesine bir kahramanlık onun hangi şartlar altında olursa olsun imanından vazgeçmemesi Ebû Cehil’in tuzaklarını boşa çıkarttı.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Hazreti Zinnîre dünya gözlerini kaybetmişti ama imanını aslâ!.. Zulümle bir netice alamayan azgın müşrik Ebû Cehil o mübarek hanımla alay etmeye başladı.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] – “Gördün mü Lât ve Uzzâ senin gözünü de kör etti!” dedi. Müşriğin bu hezeyanlarına Zinnîre Hâtun bütün samîmiyetiyle şöyle cevap verdi:[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] “Hayır, vallahi hayır! Sizin tanrı diye ibadet ettiğiniz taş ve odun parçasından başka bir şey değildir. Vallâhi bu öyle değil! Benim gözümü böyle edenler onlar değildir. Lât ve Uzzâ ne yarar, ne de zarar verebilir. Asla onlarda öyle bir güç yoktur. Onlar hiçbir şeyi göremezler. Fakat bu ancak Rabbimin işidir. Benim Rabbim tekrar gözümü geri vermeye, beni gördürmeye de kâdirdir!” dedi.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] [COLOR=Blue]Ne iman!.. Ne ikrar!.. Ne sabır!.. Ne sadâkat!.. Gücünü imanından alıp direnmek!.. [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=5][COLOR=Blue]Allah’a ve Resûlüne teslimiyetin en güzel örneğini vermek!.. Sabır ve sebât ile müşrik hezeyanlarına meydan okumak!.. Doğruyu her yerde haykırmak... Allah’a yakınlığın yüceliği ile dik durmak... İnancında sâbit kadem olmak!.. Ve Rabbimizin dünya ve âhiret ikramlarına nâil olmak!.. Gören gözlere tekrar kavuşmak!..[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Evet! Hazreti Zinnîre (r.anhâ) böylesine yüce bir imana sahipti. O: [COLOR=Green]“Benim Rabbim gözümü açma kudretine sahiptir.” [/COLOR]diyordu.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Kâinatı yoktan var eden, insanı, güneşi, ayı, yıldızları, hayvanları, bitkileri yaratan, onları idare eden ve hayatiyetlerini devam ettiren yüceler yücesi Rabbimize hiç bu iş ağır gelir miydi? Elbette O’nun her şeye gücü yeterdi. İlk yarattığı gibi tekrar diriltmeğe de kâdirdi. Nitekim günün ilk ışıklarıyla Zinnîre Hâtun’un da dünyası ışıyıverdi. Gözleri eski haline geliverdi. Görmeyen gözler görür oluverdi.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Mekke’li müşrikler Zinnîre Hâtun’un gözlerinin açılmış olduğunu görünce şaşkına döndüler. Putlarına olan inançları zayıfladı. Bazıları neredeyse müslüman olacaktı. Fakat hilebaz müşrik Ebû Cehil hemen araya girdi ve:[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] “Muhammed’in izinden giden şu akılsızlara mı hayret ediyorsunuz? Eğer onun getirdiği gerçek olaydı ona biz uyardık. Hayırlı işlerde onlardan daha evvel davranır, onları geçerdik! Zinnîre’nin doğruyu bulmakta bizi geçeceğini mi sandınız?” dedi. Yanındaki avâneler bu hezeyanlara kandı. Düşünüp ibret alamadılar. Gaflet onları bürümüştü. İman edecekleri yerde “Bu da Muhammed’in sihridir.” dediler. Cehaletin zifiri karanlığından ayrılamadılar. Büyü deyip işi geçiştirdiler. Halbuki Yüce Rabbımız bu hâdiseden ibret alınması için Kur’an-ı Kerimin’de şu âyet-i celîleyi nâzil buyurdu. Meâlen:[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] “İnkâr edenler, iman edenler hakkında dediler ki: “Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi.” Fakat onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için “Bu eski bir yalandır” diyecekler.” (Ahkaf sûresi: 11)[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] İslâm’ın ilk günlerinde köleler ve fakirler müslüman olunca, Kureyş ileri gelenleri, iman ve İslam’ın hayır getirmediğini, bunun bu dine ilk girenlerin seviyelerinden belli olduğunu söylemişler. Kitab’a da dil uzatmışlardı. Nâzil olan bu âyet inkârcıların sapık tutumlarını sergileyip kınamıştır. Bu hadise müslümanların imanlarını, kâfirlerin de küfürlerini artırmıştır.[/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman][SIZE=5] Hazreti Zinnîre (r.anhâ) Hâtun’un dinindeki sebâtı, inancındaki bu samimiyeti ve ihlâsı onu kölelikten kurtardı. Hz. Ebû Bekir (r.a) onu satın alarak [/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=5]Allah rızası için azâd etti. Cenâb-ı Hak şefaatlerine nâil eylesin.[/SIZE][/FONT][/B] [CENTER][URL="https://www.islamiforumlar.net/"][COLOR=Magenta][I][SIZE=3][B]ANA SAYFA[/B][/SIZE][/I][/COLOR][/URL] [/CENTER] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Zinnîre (r.a
Üst
Alt