Zilhicce'nin On Günü ve Arefe Günü

süreyya58

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Temmuz 2011
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
16
ZİLHİCCENİN ON GÜNÜ VE ARAFE

Mübarek Günler

Biliyorsunuz Ramazandan ayrı, uzak bir aydayız ama, Ramazan gibi mübarek günlerdeyiz. Zilhicce ayının on günü içindeyiz. Bu Zilhicce ayının on günü hakkında Kur'an-ı Kerim'de ayetler var. (Vel-fecri ve leyâlin aşrin)'deki on gece, Zilhiccenin on gecesidir diye, müfessirler İbn-i Abbas'tan ve diğer alimlerden ve sahabeden (Rıdvânullàhi aleyhim ecmaîn) rivayet ediyorlar.

Hacca doğru giden günlerdeyiz, çok kıymetli günler... Bu günlerde çok muazzam bir ibadet var, hac ibadeti var hacca gelenler için. Amma hacca gelmeyenler için, bu on gün on gece; Arafe gecesi, bayram gecesi, bayramın birinci günü dahil... Hattâ bayramın ikinci gününü ve sâir günleri sayarsak on günü de ileriye doğru geçiyor. Onları da inşaALLAH sağlık afiyetle erişirsek, önümüzdeki konuşmamda söyleyebilirim. Şimdi kısaca söylemiş olayım.

Bu günlerde ibadetleri Ramazandaki gibi arttırmak, çoğaltmak lâzım! Allah'a en güzel ibadetlerden birisi olan nafile namazları çok kılmak lâzım ve nafile oruçları çok tutmamız lâzım!.. Çünkü, Peygamber Efendimiz'in hatunlarından rivayet edildiğine göre:

"Peygamber Efendimiz Zilhicce'nin dokuz gün orucunu tutardı." Yâni hacca kadarki günler. "Aşure orucunu, yâni Muharremin onuncu gün orucunu tutardı. Her Arabî aydan üç gün oruç tutardı."

Geçen hafta yine bir hadis-i şerif okumuştum; b)u günlerde yapılan ibadetlerin Allah-u Teàlâ Hazretleri'ne çok sevimli ve sevgili geldiğini, Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin çok sevip razı olduğunu bildirmiştim. Yine Kur'an-ı Kerim'de haccı bildiren ayet-i kerimede, Hac Sûresi'nin 28. ayetinde:

"Kendilerini dünyevî, uhrevî faydalara, yararlara, mükâfâtlara, ecirlere, güzel sonuçlara nâil olmaları için, hacca gelen hacıların bu günleri Allah'ın zikr ü tesbihiyle geçirmeleri için, ma'lûm günlerde Allah'ın ismin çok zikretmeleri için..." diye ayet-i kerimede bugünlerin işaret edildiğini yine alimler bildiriyor.

bu günlerde tevbe etmeli, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönmeli, ibadet ve tâate girişmeli!..

Ahmed ib-i Hanbel'in rivayetine göre, hadis-i şerifin sonunda Peygamber SAS Efendimiz:

"Bu aşr-i Zilhiccede Lâ ilâhe illALLAH demeyi, 'Allàhu ekber, allàhu ekber...' diye tekbir getirmeyi; tahmîdi, yâni hamd ü senâ etmeyi çok yapın!" buyurmuş.

Zâten haccı anlatan birçok ayet-i kerimede Allah'ı çok zikretmek işaret ediliyor. Sahabe-i kiram da bu günlerde zikirlerini arttırırlardı. Bu on gün girdiği zaman da, çok kuvvetli, başkalarının tâkat getiremeyeceği kadar şiddetli bir şekilde ibadet ve tâata düşerlerdi.

Abdullah ibn-i Ömer, bu günlerde Mina'da yüksek sesle tekbir getirirmiş. Evinde, namazların arkasında, yatarken, bahçesindeyken, arkadaşlarıyla toplantı halindeyken, yolda yürürken böyle çok "Allàhu ekber... Allàhu ekber..." diye tekbir getirir, zikredermiş ve hattâ bunu âşikâre yaparmış. Âşikâre olması da müstehabdır diye bildiriliyor.

Onun için bu günleri böyle zikirlerle dervişâne bir şekilde, ibadetle, tâatle, aşk ile, şevk ile, namazla, oruçla değerlendirmek lâzım!

Orucun Sevabı

Şimdi tabii orucun sevabıyla ilgili bazı hadis-i şerifleri size nakletmek istiyorum: Enes RA'den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

"Tatavvu olarak, Allah'a yaklaşma vesîlesi olarak, ibadet ve tâat etmiş olayım diye, insan Ramazanın dışında bir gün oruç tutarsa; hesap gününden evvel yeryüzü dolusu altın tasadduk etse, sadaka verse, hayır yapsa, hasenat yapsa, bu orucu sevabı kadar sevap kazanamaz.

Demek ki, orucun çok büyük sevabı var. O bakımdan biz de konumuzu oruca tahsis ettik, orucun teşvikini yapıyoruz. Çünkü sevabı çok... Nefsi terbiye edici bir ibadet olduğu için, insanın da nefsi terbiye olunca, kâmil insan olduğundan; nefsi terbiye etmediği zaman, çok ham ve kusurlu kaldığından, orucun mükâfâtı böyle büyük oluyor.

Zâten hadis-i kudsîde Allah-u Teàlâ Hazretleri: "Oruç bana ait bir ibadettir, onun mükâfâtını ben vereceğim! Nasıl verirsem, kendi izzet ve celâlime uygun olarak veririm." diye buyuruyor; duymuşsunuzdur. Oruca ait mükâfâtın çok verileceği işaret edilmiş.

Şimdi tabii bu günlerde... Çok mübarek günler, Kur'an-ı Kerim ayetlerinde zikredilmiş günler... Sahabe-i kirâm da, Peygamber Efendimiz de bu günlerde ibadetlerini aşk ile, şevk ile arttırmış. Onun için biz de, unutulmuş olan bu ibadetleri canlandıralım. Sünnet-i seniyyeye dönüş, asr-ı saadete dönüş böylece gün gün, fiil fiil, eylem eylem tahakkuk etmiş olsun.

Oruçla ilgili yine Peygamber Efendimiz'in, Abdullah ibn-i Amr ibnül-As RA'dan rivayet edilmiş bir hadis-i şerifini belirteyim:

"Oruç tutanın susması tesbihe geçer. Yâni susuyor, sükût ediyor; tesbih ediyormuş gibi sevap kazanır.

Uyuması ibadete geçer. Yâni mecbur oldu uyudu; çok çalıştı, yoruldu, gece uykusuz kaldı, gündüz uyudu; o da ibadete geçer. Uykusu bile ibadete sayılır.

Hacıların duası müstecâb olduğu gibi, bakın hacca gelemeyenlere de müjde bu; memlekette oruç tutanların da duası müstecâbdır.

İşlediği amellerin mükâfaatı da kat kat fazladır. Oruç tuttuğu için, sevapları da kat kat fazla veriliyor."


Onun için size bu günlerde namaz tavsiye ederiz; sevaplı namazları kılın! Oruçları tavsiye ederiz; oruçları tutun! Zikri tavsiye ederiz; tesbih, tehlil, tekbir, tahmid edin, bu zikirleri yapın! Hayır hasenât yapın ve bugünlerin feyzinden istifade edin, kaçırmayın!

c. Arafe Günü Orucu

Bütün bu günleri Peygamber Efendimiz dokuz gün oruç tutarmış da, özellikle Arafe gününün orucu ile ilgili hadis-i şerifleri size okuyayım. Abdullah ibn-i Amr ibnül-As'tan ve Ebû Said el-Hudrî RA'dan rivayet edilmiş bir hadis-i şerif:

"Kim Kurban Bayramından bir gün önceki Arafe gününde oruçlu olursa, iki senelik günahı mağfiret olunur. Önünde gelecek sene birisi; birisi de geride bıraktığı, yaşayıp tükettiği sene..."

Demek ki geçmişe de şümûlü var, faydası var, geleceğe de faydası var.

Başka bir rivâyet:

RE. 308/15 (Savmü yevmi arafeh) "Arafe gününün orucu, (yükeffiru seneteyn) iki senenin günahını bağışlattırır, affettirir; (mâdıyeten ve müstakbileten) geçmiş senenin ve müstakbel senenin..."

Bir de terviye günü var biliyorsunuz, Zilhiccenin sekizinci günü... Yâni hacıların Arafat'a çıkmasından bir gün önceki gündür. O zaman artık yolculuk oluyor diye çeşmelerde, kuyularda develeri iyice sulayıp, suya kandırırlarmış. Deve suyu da depo edebiliyor, biliyorsunuz. Onun için terviye, suya kandırma mânâsına geliyor. Develeri iyice besleyip hac hazırlığına girişme günü olmuş oluyor.

Arafat yolu uzun olduğundan bir günde gitmezlerdi, terviye gününde Mina'ya kadar gidilirdi. Mina'da beş vakit namaz kılardı Peygamber Efendimiz.

"Kim bu Zilhiccenin sekizinde, yevm-i terviyede oruç tutarsa; bu oruç, bir senelik günahın keffâreti olur.Arafe gününün orucu da, iki senenin günahına keffâret olur." Bir geçen senenin, bir de gelecek senenin diye, onu biliyorduk.

Onun arkasından da bayram geliyor, Arafeden sonraki gün bayram oluyor. Bayram gününe de yevm-i nahr derler. Nahr, deveyi kurban etmek demek... Biz de kurban bayramı diyoruz. Iyd-i adhâ da deniliyor; adhâ da kurbanlık hayvanın ismi... Yâni kurbanlık hayvanı kesme bayramı mânâsına geliyor.

Bu günler de çok önemli günler. Çünkü Ebû Dâvud'un süneninde kaydedildiğine göre Peygamber SAS buyurmuş ki:

"Allah indinde günlerin en hayırlısı, en muazzamı, en büyüğü, Kurban bayramı olan gündür. Sonra Mina'ya hacıların gelip çadırlarına yerleştiği gündür." O da Zilhiccenin onbirinci günü olmuş oluyor.

Demek ki bu günler hakkında, Zilhiccenin on günü hakkında, Zilhiccenin özellikle dokuzu (Arafe günü) hakkında, bayram günü hakkında ve bayramın ikinci günü hakkında çok hadis-i şerifler var, rivayetler var, teşvikler var. Peygamber Efendimiz dokuz gününü oruç tutardı. Bayram günü oruç tutumak haramdır, biliyorsunuz. Kurban bayramında herkes kurban eti yiyecek, bayram edecek. Allah'ın bayram edin dediği zamanda, oruç tutmak uygun olmuyor.

Kurban günleri senenin oruç tutulmayan günleridir. Ama terviye gününde, Arafe gününde oruç tutmayı tavsiye ederim. Kardeşlerimiz hiç kaçırmasınlar, Türkiye'deki kardeşlerimiz o günleri oruçlu geçirsinler! Hattâ daha önceden oruç tutumalarını arttırsınlar! Bu Zilhiccenin on gününde ne kadar çok tutarlarsa, sevapları o kadar çok olur. Bizi de duadan unutmasınlar...

Allah bu günlerin feyzinden, bereketinden, mânevî mükâfâtından, ikramlarından faydalanmayı nasîb etsin... Hepimize çok büyük mükâfâtlar ihsân eylesin... Bayrama ulaştırsın... Bayramı rızası vechile idrak etmeyi, bayramı hakîkî bir bayram olarak yapmayı nasîb etsin... Nice nice bayramlara, mübare günlere sıhhat afiyetle eriştirsin...

Tabii, müslümanın asıl bayramı ahirette, cenneti kazandığı zaman olacak. Cenneti kazanıp cennete girmeyi; cehenneme düşmeden, azaba uğramadan, doğrudan doğruya cennete gitmeyi, Peygamber Efendimiz'e komşu olmayı Cenâb-ı Hak cümlemize nasîb eylesin...

Peygamber Efendimiz'in sünnetini tuta tuta, Peygamber Efendimiz'in sevgisi, rızası kazanılır. Sünnetini ihyâ etmek lâzım! Yâni ölmüş olan, unutulmuş olan güzel adetleri tekrar diriltmek lâzım! İhyâ, tekrar diriltmek demek. Biz bunları böyle kitaplardan okuyacağız, sizlere hatırlatacağız. Sizler de bu güzel sünnetleri, Efendimiz yapanmış; sahàbe-i kirâm da Efendimiz'in sünnetine uygun olarak ısrarla, aşk ile, şevk ile yaparlamış; çarşıda pazarda herkes yüksek sesle tekbir getirirmiş, zikir yapılırmış, nice nice hayırlar yapılırmış diye, bu güzel ibadetleri canlandıracağız, yapacağız ki, Allah ibadet ettikçe lütfedecek, kötülükler, şerler def olacak, ref olacak; üzerimizdeki fitneler, belâlar kalkacak; maddî mânevî hayır bereket gelecek... Beldelerimize bereket yağacak.


Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Rh.A

MEKKE "26. 03. 1999" Akra fm Sohbet
 

süreyya58

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Temmuz 2011
Mesajlar
1,199
Tepkime puanı
16
Bu on günü hangi ibadetlerle değerlendirmeliyiz?

1-Her şeyden önce her zaman ve zeminde en vazgeçilmez ibadet olan beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz.

2-Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz.

3-Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır.

4-Hatta affa ve rızaya nail olmayı hedef kabul ederek, bu on günü sanki Ramazan’ın son on günüymüş gibi geçirmeliyiz. Buna güç yetiremeyenler, hiç değilse arefe gününü ve bir gün öncesini oruçla ve ibadetle geçirmelidirler.

6- On gece içinde, bilhassa terviye, arefe ve bayram gecelerini ihya etmenin özel bir yeri vardır.
7-Arefe günü bin İhlâs Suresi okumak çok faziletlidir. Çünkü arefe, tevhidin, azamet ve kibriyanın tam hissedilip ilan edildiği gündür. Teşrik tekbirleri on gün içinde müsait oldukça söylemek büyük sevaptır.

On Günlük İhyanın Püf Noktaları

Bunun için şu basit, ama etkili tavsiyelere dikkat edin:

* Her yılın Kurban Bayramı öncesi 9 günü ile Kurban Bayramı gününü yani Zilhicce’nin ilk on gününü ajandanıza veya her gün gördüğünüz bir yere not edin.
* Bu on gün içinde sizi meşgul edecek misafirlik, yolculuk ve yorucu işlerden uzak durun.
* Seçici olmadan maç, dizi, haber izlemek gibi boş ve sizi ilgilendirmeyen işlere zaman ayırmaktan her zaman kaçının; bu on günde ise daha bir titiz olun.
* Bugünlerde sağlığınıza özel bir önem verin ki, ibadet ve zikirden geri kalmayın. *Eğer ev hanımı, emekli, yaşlı gibi mesaiye bağlı bir işiniz yoksa bu on günü sanki i’tikafa girmiş gibi dolu dolu geçirin.
* Öğrenci, memur, işçi gibi belirli bir uğraşınız varsa, mümkün olduğu kadar izin ya da tatil günlerinde oruç ve ibadete ağırlık verin.
* İş, okul vs. sizi mutlaka meşgul etse bile aralardaki “ölü zamanları” değerlendirin.

* Yanınızda sürekli küçük ebatlı bir Kur’an veya bir evrad kitabı taşıyın. Boş zamanlarda birkaç sayfa bile okusanız kârdır.
* Kur’an okumasını bilmeseniz bile, ezberinizde olan sureleri defalarca okumanız büyük sevaptır.
* Bu on gecede daha az uykuyla idare edin ve uykunuzu kaçıracak çay, kahve gibi içecekleri daha çok tüketin.
* On günün tümünde oruçlu olamadıysanız fırsat bulduğunuz gün oruç tutun..
* Zaman kazanmak için bayramlık ve kurbanlık alış verişini önceden yapmaya çalışın.

Moral Dergisi / Cemil Tokpınar dan alınmadır……………
 
Üst Alt