- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
Zamanın insanı yorduğu cansız vakitlerdeyim.
Zamanın insanı yorduğu cansız vakitlerdeyim.
Düzeltmek istedilerimin hızına ulaşamamanın tahammülsüzlüğünde ve düzeltemediğim eğrilen süreçlerin ezberindeyim yine.
Ve zamandan bana, benden geriye kalan, ulaşamadıklarımın yorgunluğu ve uykuya yabancı kaldığım bilmem kaç katran gecede hesaplaşmanın derdinde bir deli yangın vurur yüreğime.
Bir de kaçak düşlerin gölgesi vurunca çıkmaz gecelerin kavgalı yüzüne, yazmak kafi gelmez duyumsananları anlatmaya ve kelimeler öyle boş, öyle kifayetsiz kalır ki yaşananlar karşısında, nardan ala cehennem bile kafi gelmez bu yangını anlatmaya.
Ey buzların korunağı, çöllerin gönüllü serabı med-cezir garipliğindeki bi-karar yürek!
Neden bir çok şeyin yitikliğini yaşadıktan sonra uyanırsın ki daldığın derin uykudan?
Bilmez misin ki kaybedilenler dönüşsüz bir hatra vurduğu zaman kendini, bir daha geri dönmez hareket ettiği noktaya!
Yaşantımın kabirleşen derin çukurlarına gömüldükçe cansız sevinçlerim, dünün yadsızlığı ve yarının sabahsızlığı yüreklendiriyor bu bitimsiz eziyeti.
Ve yoğun ve yorgun ve yılgın duygularımın fazlalık faili.
Bugün kendimi sensizliğe terkedip gidiyorum.
Yarın veya bir sonraki gün geri döner miyim bilmem.
Ama yine de bitirebilirsem içimdeki bu bitimsiz kavgayı, belki o zaman dönerim yine.
Bu gece karanlığı da yanıma alıp gidiyorum.
Bir mevsim sonra, güneşi sabahlarma katıp tekrar gelir miyim bilmem.
Ama kimbilir? Benden önce uğrarsa sana bahar, belki o zaman dönerim yine filizlenmiş düşüncelerimle yarınlarına.
Alıntı..