Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Yûsuf aleyhisselâm.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13204" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px"><strong>MÛSÂ ALEYHİSSELÂM:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Ülü'l-azm adı verilen altı büyük peygamberden biridir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Yâkûb aleyhisselâmın soyundan, İmrân adında bir zâtın oğlu, Hârûn aleyhisselâmın kardeşidir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Vaktâ ki Mûsâ (aleyhisselâm) onlara Rab olduğumuza delâlet eden alâmetler, açık mûcizeler ile geldi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Onlar; "Bu mûcize diye gösterilen şey ancak uydurulmuş, sihirden başka bir şey değildir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Biz bu sihri veya peygamberlik iddiâsını evvelki atalarımızdan işitmedik" dediler Mûsâ (aleyhisselâm) dedi ki: "Allahü teâlâ tarafından kimin hidâyetle (peygamberlikle) geldiğini ve hayırlı âkıbetin (Cennet'in) kime nasîb olacağını Rabbim çok iyi bilir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Zâlimler aslâ felâh (kurtuluş) bulmazlar. (Kasas sûresi: 36,37) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Bir gün Mûsâ aleyhisselâm yolda giderken Allahü teâlâ kendisine nidâ edip; "Ey Mûsâ! Ben kendisinden başka ilâh olmayan Rabbin Allah'ım" buyurdu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm; "Buyur yâ Rabbî! Emrine hâzırım" dedi ve secdeye vardı. Allahü teâlâ; "Başını kaldır yâ Mûsâ!" buyurdu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm başını kaldırdı. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Allahü teâlâ; "Yâ Mûsâ! Arşın gölgesinde gölgelenmek istiyorsan, yetimlere merhâmetli bir baba gibi, dul kadına da onu muhâfaza eden ve gözeten zevci (kocası) gibi ol. Yâ Mûsâ merhâmetli ol. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Böyle olursan sana da merhâmet edilir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Cezâ verirsen cezâ görürsün. (Sa'lebî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ bin İmrân (aleyhisselâm) ; "Yâ Rabbî! Kullarının en kıymetlisi kimdir?" dedikte; gücü yettiği zaman affeden (müslüman kimse) dir buyruldu. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Yûsuf aleyhisselâmdan sonra Mısır'da yerleşen ve çoğalan İsrâiloğulları, Mısır'ın yerli halkı olan Kıbtîlerden ve bunların hükümdârları olan Fir'avnlardan zulüm ve hakâret gördüler. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">İsrâiloğullarının doğan erkek çocuklarını öldürdüler. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Bu sırada düny âya gelen Mûsâ aleyhisselâmı, annesi, Allahü teâlânın emriyle bir beşiğe koyup Nil nehrine bıraktı. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Beşik, Fir'avn'ın sarayı önünden geçerken, Fir'avn'ın hanımı Âsiye Hâtun bunu alıp büyüttü. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm kırk yaşına gelince, İsrâiloğullarının y anına gitti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Bir gün Mısırlı bir kıptînin İsrâiloğullarından birine işkence ettiğini gördü. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Kurtarırken kazâ sonucu kıptî öldü. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn ve kıptîlerden çekinip Medyen şehrine gitti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Orada Şuayb aleyhisselâmın kızıyla evlendi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Şuayb aleyhisselâma on sene hizmet ettikten sonra, Mısır'a dönerken Tûr dağında Allahü teâlâ ile konuştu ve peygamber olarak vazîfelendirildi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mısır'a gelip, Fir'avn'ı dîne dâvet etti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûcizeler gösterdiği hâlde Fir'avn ve kıptîler ona inanmadılar. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm İsrâiloğullarına serbestlik verilmesini istedi. Fir'avn kabûl etmedi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Kâfirlerin suları kan oldu, kurbağa yağdı, cild hastalıkları ve üç gün karanlık oldu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Fir'avn bu mûcizeleri görünce korktu ve İsrâiloğullarına izin verdi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisse lâm İsrâiloğullarıyla birlikte Mısır'dan çıkıp Kudüs'e doğru giderken, Fir'avn pişman olup, askerleriyle arkalarına düştü. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Kızıldeniz'den on iki yol açılıp Mûsâ aleyhisselâm ve berâberindeki İsrâiloğulları karşıya geçti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Fir'avn geçerken deniz kapandı; Fir'avn, askerleriyle birlikte boğuldu. Kızıldeniz'den geçip Tih sahrasına geldikleri sırada Mûsâ aleyhisselâm, kardeşi Hûrûn aleyhisselâmı vekîl bırakıp Tûr dağına gitti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Orada kırk gün ibâdet etti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Allahü teâlânın kelâmını işitti ve kendisine Tevrât kitâbı indirildi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm Tûr dağında iken İsrâiloğulları Sâmirî isimli, inanmadığı hâlde inanmış görünen bir münâfığın sözlerine aldanarak ve Hârûn aleyhisselâmı dinlemeyerek altın buzağı heykeline taptılar. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm Tûr'dan gelip bu hâli görünce üzüldü; Sâmirî'ye lânet etti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">İsrâiloğulları yaptıklarına pişman oldular, Mûsâ aleyhisselâma yalvarıp,Tevrât'a göre ibâdet etmeye başladılar. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm ümmeti ile birlikte Lût gölünün güney tarafına geçti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Uç bin Unk adında bir melîk ile harb etti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Şerîa nehrinin doğusundaki yerleri ele geçirdi. Eriha şehri karşısındaki dağa çıktı. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Ken'an ilini uzaktan gördü. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Bu sırada kardeşi Hârûn aleyhisselâm vefât etti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 15px">Mûsâ aleyhisselâm yerine Yûşâ aleyhisselâmı halîfe bırakıp yüz yirmi yaşında vefât etti. (İbn-ül-Esîr, Abdülhâk-ı Dehlevî, Nişâncızâde, Kisâî, Sa'lebî) </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13204, member: 3"] [FONT=Georgia][SIZE=4][B]MÛSÂ ALEYHİSSELÂM:[/B] İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Ülü'l-azm adı verilen altı büyük peygamberden biridir. Yâkûb aleyhisselâmın soyundan, İmrân adında bir zâtın oğlu, Hârûn aleyhisselâmın kardeşidir. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Vaktâ ki Mûsâ (aleyhisselâm) onlara Rab olduğumuza delâlet eden alâmetler, açık mûcizeler ile geldi. Onlar; "Bu mûcize diye gösterilen şey ancak uydurulmuş, sihirden başka bir şey değildir. Biz bu sihri veya peygamberlik iddiâsını evvelki atalarımızdan işitmedik" dediler Mûsâ (aleyhisselâm) dedi ki: "Allahü teâlâ tarafından kimin hidâyetle (peygamberlikle) geldiğini ve hayırlı âkıbetin (Cennet'in) kime nasîb olacağını Rabbim çok iyi bilir. Zâlimler aslâ felâh (kurtuluş) bulmazlar. (Kasas sûresi: 36,37) Bir gün Mûsâ aleyhisselâm yolda giderken Allahü teâlâ kendisine nidâ edip; "Ey Mûsâ! Ben kendisinden başka ilâh olmayan Rabbin Allah'ım" buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm; "Buyur yâ Rabbî! Emrine hâzırım" dedi ve secdeye vardı. Allahü teâlâ; "Başını kaldır yâ Mûsâ!" buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm başını kaldırdı. Allahü teâlâ; "Yâ Mûsâ! Arşın gölgesinde gölgelenmek istiyorsan, yetimlere merhâmetli bir baba gibi, dul kadına da onu muhâfaza eden ve gözeten zevci (kocası) gibi ol. Yâ Mûsâ merhâmetli ol. Böyle olursan sana da merhâmet edilir. Cezâ verirsen cezâ görürsün. (Sa'lebî) Mûsâ bin İmrân (aleyhisselâm) ; "Yâ Rabbî! Kullarının en kıymetlisi kimdir?" dedikte; gücü yettiği zaman affeden (müslüman kimse) dir buyruldu. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî) Yûsuf aleyhisselâmdan sonra Mısır'da yerleşen ve çoğalan İsrâiloğulları, Mısır'ın yerli halkı olan Kıbtîlerden ve bunların hükümdârları olan Fir'avnlardan zulüm ve hakâret gördüler. İsrâiloğullarının doğan erkek çocuklarını öldürdüler. Bu sırada düny âya gelen Mûsâ aleyhisselâmı, annesi, Allahü teâlânın emriyle bir beşiğe koyup Nil nehrine bıraktı. Beşik, Fir'avn'ın sarayı önünden geçerken, Fir'avn'ın hanımı Âsiye Hâtun bunu alıp büyüttü. Mûsâ aleyhisselâm kırk yaşına gelince, İsrâiloğullarının y anına gitti. Bir gün Mısırlı bir kıptînin İsrâiloğullarından birine işkence ettiğini gördü. Kurtarırken kazâ sonucu kıptî öldü. Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn ve kıptîlerden çekinip Medyen şehrine gitti. Orada Şuayb aleyhisselâmın kızıyla evlendi. Şuayb aleyhisselâma on sene hizmet ettikten sonra, Mısır'a dönerken Tûr dağında Allahü teâlâ ile konuştu ve peygamber olarak vazîfelendirildi. Mısır'a gelip, Fir'avn'ı dîne dâvet etti. Mûcizeler gösterdiği hâlde Fir'avn ve kıptîler ona inanmadılar. Mûsâ aleyhisselâm İsrâiloğullarına serbestlik verilmesini istedi. Fir'avn kabûl etmedi. Kâfirlerin suları kan oldu, kurbağa yağdı, cild hastalıkları ve üç gün karanlık oldu. Fir'avn bu mûcizeleri görünce korktu ve İsrâiloğullarına izin verdi. Mûsâ aleyhisse lâm İsrâiloğullarıyla birlikte Mısır'dan çıkıp Kudüs'e doğru giderken, Fir'avn pişman olup, askerleriyle arkalarına düştü. Kızıldeniz'den on iki yol açılıp Mûsâ aleyhisselâm ve berâberindeki İsrâiloğulları karşıya geçti. Fir'avn geçerken deniz kapandı; Fir'avn, askerleriyle birlikte boğuldu. Kızıldeniz'den geçip Tih sahrasına geldikleri sırada Mûsâ aleyhisselâm, kardeşi Hûrûn aleyhisselâmı vekîl bırakıp Tûr dağına gitti. Orada kırk gün ibâdet etti. Allahü teâlânın kelâmını işitti ve kendisine Tevrât kitâbı indirildi. Mûsâ aleyhisselâm Tûr dağında iken İsrâiloğulları Sâmirî isimli, inanmadığı hâlde inanmış görünen bir münâfığın sözlerine aldanarak ve Hârûn aleyhisselâmı dinlemeyerek altın buzağı heykeline taptılar. Mûsâ aleyhisselâm Tûr'dan gelip bu hâli görünce üzüldü; Sâmirî'ye lânet etti. İsrâiloğulları yaptıklarına pişman oldular, Mûsâ aleyhisselâma yalvarıp,Tevrât'a göre ibâdet etmeye başladılar. Mûsâ aleyhisselâm ümmeti ile birlikte Lût gölünün güney tarafına geçti. Uç bin Unk adında bir melîk ile harb etti. Şerîa nehrinin doğusundaki yerleri ele geçirdi. Eriha şehri karşısındaki dağa çıktı. Ken'an ilini uzaktan gördü. Bu sırada kardeşi Hârûn aleyhisselâm vefât etti. Mûsâ aleyhisselâm yerine Yûşâ aleyhisselâmı halîfe bırakıp yüz yirmi yaşında vefât etti. (İbn-ül-Esîr, Abdülhâk-ı Dehlevî, Nişâncızâde, Kisâî, Sa'lebî) [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Yûsuf aleyhisselâm.
Üst
Alt