Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
İslam Büyükleri/Allah Dostları
Yunus emre divanı ( 1 )
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="YORGUN" data-source="post: 55553" data-attributes="member: 3123"><p><strong>YUNUS EMRE DİVANI ( 1 )</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong>Yunus Emre şiirlerini bir divan olarak tanzim etmemiştir. Ancak kendisinden sonra onu çok sevenler</p><p>Yunus emre şiirlerini bir DİVAN olarak tanzim etmişlerdir. Bu divanlardan bazıları şunlardır.</p><p></p><p>Fatih Camii Kütüphanesinde bulunan divan, yazarı belli değildir.</p><p>Hacı Selim Ağa Kütüphanesindeki divan, yazarı Şehülislam Ahmet muhtar efendi oğlu Ahmet Muhtardır.</p><p>Üsküdar Rufai Asitanesi Şeyhi Hüsnü Efendi divanı</p><p>Çarşambada Murat Molla kütüphanesindeki divan, Yazarı Hasan Adülmecit Kırımi 'dir.</p><p>Millet Kütüphanesindeki divan,Yazarı belli değildir.</p><p>Ortaköy Yahya efendi dergahı'ındaki Hacı Mahmut Efendi Kütüphanesindeki divan, yazarı belli değildir.....</p><p></p><p></p><p>Aşağıda sizlere sunacağım divan BURHAN TOPRAK bey tarafından hazırlanmış ve yayınlanmış divandır......</p><p>Bu divanı sitemiz üyelerinin dikkatine sunuyorum, sitemiz arşivinde bulunmasının da faydalı olacağına inanıyorum....</p><p></p><p></p><p><strong>1</strong></p><p><strong>KARA TOPRAĞIN ALTINDA</strong></p><p><strong>Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm.</strong></p><p><strong>Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm</strong></p><p><strong>Çürümüş toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan</strong></p><p><strong>Boşanmış damar, akmış kan, batmış kefenleri gördüm</strong></p><p><strong>Yıkılmı sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş</strong></p><p><strong>Kamu endişeden kalmış, ne düş var halleri gördüm</strong></p><p><strong>Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş</strong></p><p><strong>Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm</strong></p><p><strong>Kimisi zevk ü işrette, kimi sâz ü beşarette</strong></p><p><strong>Kimi belâ vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm</strong></p><p><strong>Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler</strong></p><p><strong>Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm</strong></p><p><strong>Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış</strong></p><p><strong>Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm</strong></p><p><strong>Kimi zarî kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar</strong></p><p><strong>Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm</strong></p><p><strong>Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi</strong></p><p><strong>Aklım vardı, bilim şaştı; nitekim şunları gördü</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>2</strong></p><p><strong>HEY BENİM ÖMRÜM KUŞU</strong></p><p><strong>Hey benim ömrüm kuşu, kanda varasın bir gün</strong></p><p><strong>Ecel arayı yörür, ele giresin bir gün</strong></p><p><strong>Gele göğüse kona, tenin tutuşa yana</strong></p><p><strong>Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün</strong></p><p><strong>Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları</strong></p><p><strong>Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün</strong></p><p><strong>Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler</strong></p><p><strong>Soyalar tonlarını, uryan olasın bir gün</strong></p><p><strong>Tap tımar eyle tene, yarak eyle bu cana</strong></p><p><strong>şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün</strong></p><p><strong>Münker ile Nekir gele, gele karşında dura</strong></p><p><strong>Dilince sual sora, cevap veresin bir gün</strong></p><p><strong>Âşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin</strong></p><p><strong>Erenler meclisine, girmez olasın bir gün</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>3</strong></p><p><strong>ACEP NOLA BENİM HALİM</strong></p><p><strong>Bir korku düştü canıma, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Derman olmaz ise bana, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Canım tenimden üzüle, gitmek yaragı düzüle</strong></p><p><strong>Bu suret nakşı bozula, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Dünya tonların soyucak, yuyucu tenim yuyucak</strong></p><p><strong>iletip kabre koyucak, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Eller gidip ben kalıcak, sinde yalınız olucak</strong></p><p><strong>Münker ile Nekir gelicek, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim</strong></p><p><strong>Cevap vermez ise dilim, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Mezarden duru gelicek, hak terazi kurulucak</strong></p><p><strong>Amelimiz görülecek, acep nola benim halim</strong></p><p><strong>Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü,</strong></p><p><strong>Dergâhına tutar yüzü, acep nola benim halim</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>4</strong></p><p><strong>BİR DEM GELİR</strong></p><p><strong>Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur</strong></p><p><strong>Bir dem gelir Şadan olur, bir dem gelir giryan olur</strong></p><p><strong>Bir dem sanasIn kış gibi, şol zemheri olmuş gibi</strong></p><p><strong>Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile bostan olur</strong></p><p><strong>Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez</strong></p><p><strong>Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez nadân olur</strong></p><p><strong>Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri</strong></p><p><strong>Bir dem uçar Belkıs ile, Sultan-ı ins ü can olur</strong></p><p><strong>Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere</strong></p><p><strong>Bir dem varır deyre girer, incil okur, ruhban olur</strong></p><p><strong>Bir dem gelir isa gibi, ölmüşleri diri kılur</strong></p><p><strong>Bir dem girer kibr evine, Fir'avn ile Hâman olur</strong></p><p><strong>Bir dem döner Cebrâil'e, rahmet saçar her mahfile</strong></p><p><strong>Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>5</strong></p><p><strong>NE SÖYLERLER</strong></p><p><strong>NE BİR HABER VERİRLER</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>YalancI dünyaya konup göçenler</strong></p><p><strong>Ne söylerler, ne bir haber verirler</strong></p><p><strong>Üzerinde, türlü otlar bitenler</strong></p><p><strong>Ne söylerler, ne bir haber verirler</strong></p><p><strong>Kimisinin üstünde biter otlar</strong></p><p><strong>Kiminin başında sıra serviler</strong></p><p><strong>Kimi masum, kimi güzel yiğitler</strong></p><p><strong>Ne söylerler, ne bir haber verirler</strong></p><p><strong>Toprağa gark olmuş nazik tenleri</strong></p><p><strong>Söylemeden kalmış, tatlı dilleri</strong></p><p><strong>Gelin, duadan unutman bunları</strong></p><p><strong>Ne söylerler, ne bir haber verirler</strong></p><p><strong>Yunus der ki, gör takdirin işleri</strong></p><p><strong>Dökülmüştür kirpikleri kaşları</strong></p><p><strong>Başları ucunda hece taşları</strong></p><p><strong>Ne söylerler, ne bir haber verirler.</strong></p><p></p><p>6</p><p><strong>AŞIMA ZEHR-İ KATİL</strong></p><p><strong>KATMIŞIM BEN</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu ömrün yok yere harc etmişim ben</strong></p><p><strong>Canım gör nice oda atmışım ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kimse kimseye etmemiş ola</strong></p><p><strong>Anı kim kendime ben etmişim ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Amelim rahtını, derdim götürdüm</strong></p><p><strong>Kamu assım, ziyana satmışım ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cihanda, bir sınık saksıdan ötrü</strong></p><p><strong>Güherlerim ziyana satmışım ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Amelim her ne ki varsa riyadır</strong></p><p><strong>Acep ihlâsı ne unutmuşum ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Giceye eresini kimse bilmez</strong></p><p><strong>Tul-i emel başın uzatmışımm ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Dügeli ömrümü, harcına sürdüm</strong></p><p><strong>Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Aguya bal deyu parmak uzattım</strong></p><p><strong>Aşıma zehr-i katil katmışım ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Biçare Yunus'un çoktur günahı</strong></p><p><strong>Hakkın dergâhına yüz tutmuşum ben</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>7</strong></p><p><strong>AYRUK GERİ GELMEYESİN</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong>Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim</strong></p><p><strong>Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ömrüm ipi üzülüser, suret nakflı bozulusar</strong></p><p><strong>Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın</strong></p><p><strong>Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>işte koyup gidisersin, beni garip edisersin</strong></p><p><strong>Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hani seninle olduğum, şâd olubeni güldüğüm</strong></p><p><strong>Ya son ucu yâd olduğum, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin</strong></p><p><strong>Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>8</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>ELİFTEN BE'Yİ BİLMEYEN</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün</strong></p><p><strong>Emanettir kuşça canın, issi vardır, alır bir gün</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen</strong></p><p><strong>Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>işbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan</strong></p><p><strong>Eliften beyi bilmeyen, okur kişi olur bir gün</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller</strong></p><p><strong>Sevip kazandığın mallar, vârislere kalır bir gün</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus Emrem bunu söyler, aşkın deryasını boylar</strong></p><p><strong>şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>9</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>GÜNDÜZLERİ OLMUŞ GECE</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yer yüzünde gezdim, uğradım nice yiğitler yatır</strong></p><p><strong>Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece</strong></p><p><strong>Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri</strong></p><p><strong>Bülbüle benzer dilleri, danişment âlimler yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar</strong></p><p><strong>Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Atlarının izi tozlu, eginleri dürlü tonlu</strong></p><p><strong>Hüküm eder ay ile güne, şol usullü beyler yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dâyelu</strong></p><p><strong>Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi</strong></p><p><strong>Ayrılmışlar; anaları, sinlerini bekler yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu</strong></p><p><strong>Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin</strong></p><p><strong>şol bedir ay gibi alnı ak, münevver yüzler yatır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>10</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>GELEN GEÇER, KONAN GÖÇER</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong>Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer</strong></p><p><strong>Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar</strong></p><p><strong>Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak</strong></p><p><strong>Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Nice cem'ettin ise mal, alır vârislerin filhal</strong></p><p><strong>Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir</strong></p><p><strong>Helâl ise sualindir, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kalır ayruklara malın, seninle gider âmâlin</strong></p><p><strong>irişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde</strong></p><p><strong>Sevap işleyugör bunda, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Günahkârsın günahın çok, günah için bir ahın yok</strong></p><p><strong>Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi</strong></p><p><strong>Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar</strong></p><p></p><p><strong>11</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>BENCİLEYİN GÜLMEDİK BAŞ</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yürü fâni dünya, sana gelende gülmüş var mıdır</strong></p><p><strong>Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm</strong></p><p><strong>Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş</strong></p><p><strong>Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile</strong></p><p><strong>Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Âhir halkla helâllaşıp, her biriyle esenleşip</strong></p><p><strong>Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bunca zamanlar bilişip, âhir dönüp ayrılışıp</strong></p><p><strong>Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim</strong></p><p><strong>Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim</strong></p><p><strong>Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helâllaşalım</strong></p><p><strong>Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardım Peygambere</strong></p><p><strong>Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>12</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>BIRAK İKİLİĞİ</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sen sende iken menzil alInmaz</strong></p><p><strong>Bahrî olmadan gevher bulunmaz</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Er açtı yolu ayan eyledi</strong></p><p><strong>Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Er mânasından almayan cahil</strong></p><p><strong>Taştandır bağrı hergiz delinmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Er urdu yare, zahmi belirmez</strong></p><p><strong>Var! Bu yareme, merhem bulunmaz</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mağripten meşrik erin gözüne</strong></p><p><strong>Ayan görüne perde olunmaz</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ko ikiliği, gel birliğe yet</strong></p><p><strong>Bir olan canlar ayrı dölenmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus, ver canını Hak yoluna</strong></p><p><strong>Can vermeyince canan bulunmaz</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>13</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>SENİN KOKUN DUYDU CANIM</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İlâhi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim</strong></p><p><strong>Yavu kılayım ben beni, isteyuben bulmayayım</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Al gider benden benliği, doldur içime senliği</strong></p><p><strong>Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü</strong></p><p><strong>Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın</strong></p><p><strong>Hergiz belirmez mekânın, seni kanda isteyeyim</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Aşkın bir od urdu cana, üss yürürem yana yana</strong></p><p><strong>Ciğerim gark oldu kana, nice zârî kılmayayım</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim</strong></p><p><strong>Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle</strong></p><p><strong>Bâri yanayım derd ile, ben dillere gelmeyeyim</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mansurum çek dâra beni, ayan göster anda Seni</strong></p><p><strong>Kurban kılayım bu canı, aşka münkir olmayayım</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı</strong></p><p><strong>Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>14</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>SORARLAR BİR EYYAM GELİR</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir</strong></p><p><strong>Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Tevhide uydur sözünü, Mevlâya döndür yüzünü</strong></p><p><strong>Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Azrail ala canını, unuttura her sanını</strong></p><p><strong>Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak</strong></p><p><strong>Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan</strong></p><p><strong>Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>15</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>ŞOL KAHR İLE KAZANDIĞIN</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek</strong></p><p><strong>Senin dileğinle değil, nâçardır ne etmek gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları</strong></p><p><strong>Âkil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe</strong></p><p><strong>Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kudret kandilinden senin destur ile indi canın</strong></p><p><strong>Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işitirsin</strong></p><p><strong>Hiç bilmezsin ma’nâ nedir, ne dilde çağırmak gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine</strong></p><p><strong>Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus; şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme</strong></p><p><strong>Ol padişah hazretine, görklü meta'iltmek gerek</strong></p><p><strong></strong></p><p></p><p></p><p><strong>16</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>GER TAŞ İSEN ERİYESİN</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri</strong></p><p><strong>Ger taŞ isen eriyesin, bakıp görücek bunları</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları</strong></p><p><strong>Son ucu bir gömlek imiş, anın da yoktur yenleri</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen</strong></p><p><strong>Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bunlar geri gelmeyeler, zühd-ü tâat kılmayalar</strong></p><p><strong>Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler</strong></p><p><strong>Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bunlar bir vakit beyler idi, kapıcılar korlar idi</strong></p><p><strong>Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangisidir ya kulları</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ne kapı vardır giresi, ne yemek vardır yiyesi</strong></p><p><strong>Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala</strong></p><p><strong>Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>17</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>KABRE VARDIĞIM GECE</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yâ Râb nola halim, kabre vardIĞIm gece</strong></p><p><strong>Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yâ Râbbena yandırma, günahlara bandırma</strong></p><p><strong>Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yâ Râbbena hayr eyle, Muhammed'e yâr eyle</strong></p><p><strong>Muhammed'e eş eyle, kabre vardığım gece</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yâ Râbbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürme</strong></p><p><strong>Zebâniler üşürme, kabre vardığım gece</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yâ Râbbena eşimden, eşimden yoldaşımdan</strong></p><p><strong>Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Derviş Yunus'un sözü, kan ağlar iki gözü</strong></p><p><strong>Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>18</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>YÜZ BİN PEYGAMBER</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hor bakma sen topraĞa, toprakta neler yatur</strong></p><p><strong>Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen</strong></p><p><strong>Hem dünyaya meyleden, Âdem Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Arkasiyle kum çeken, göz yaşiyle yuğuran</strong></p><p><strong>Kâbeye temel kuran, Halil Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden</strong></p><p><strong>Belâlara sabreden, Eyyup Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Balık karnında yatan, deryaları seyreden</strong></p><p><strong>Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan</strong></p><p><strong>Mısıra sultan olan, Yusuf Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yusuf'un yavu kılan, kurt ile dâvi kılan</strong></p><p><strong>Ağlayıp gözsüz kalan, Yakup Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Asâsın ejder eden, bahre urup yol eden</strong></p><p><strong>Fir'avnı helâk eden, Musâ Peygamber yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ol Allahın Habibi, dertlilerin tabibi</strong></p><p><strong>Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hayber kal'asın yıkan, kâfiri oda yakan</strong></p><p><strong>Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Ata ana gülleri, Kur'an okur dilleri</strong></p><p><strong>Fatmana oğulları; Hasan, Hüseyin yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İğnesin suya atan, balıklara getirten</strong></p><p><strong>Tacın, tahtın terkeden, ibrahim Etem yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Gündüzler sâim olan, geceler kaim olan</strong></p><p><strong>Ârifler sultanı, Bayezit Bestam yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri</strong></p><p><strong>Konyada; ol Mevlânâ Hüdavendigâr yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları</strong></p><p><strong>Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin</strong></p><p><strong>Kara yer altında, çok günahkâr kullar yatur</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>19</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>EVLİYALAR ALAN DÜNYASIN</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bilirim seni yalan dünyasın</strong></p><p><strong>Evliyaları alan dünyasın</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı</strong></p><p><strong>Şahin kanadın kıran dünyasın</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sevdiğim aldın beni ağlattın</strong></p><p><strong>Dönüp yüzüme gülen dünyasın</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Süleyman tahtın sen viran kıldın</strong></p><p><strong>Masumlar boynun buran dünyasın</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Dünya, bununla yedi gez doldu</strong></p><p><strong>Âhir bizden de kalan dünyasın</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Aşık Yunus, sema'la çarh urur</strong></p><p><strong>Bu çarhımızı bozan dünyasın</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>20</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>GEÇER BU EYYAMLAR </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe</strong></p><p><strong>Geçer bu eyyamlar, ellere girmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Hakkın doğru yollarına gitmeğe</strong></p><p><strong>Geçer bu eyyamlar, ellere girmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sen âsan et, doğru yolca gitmeğe</strong></p><p><strong>Varıp anda, kara yere yatmağa</strong></p><p><strong>Geceler supha dek, tevhit etmeğe</strong></p><p><strong>Geçer bu eyyamlar, ellere girmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Aldatmasın seni dünya sefası</strong></p><p><strong>Giyesin kefen, koyasın libası</strong></p><p><strong>Vücudun şehrinde, ruhun hüması</strong></p><p><strong>Geçer bu eyyamlar, ellere girmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Türlü donlar ile, kendin bezersin</strong></p><p><strong>Kitaplar okuyup, sözler yazarsın</strong></p><p><strong>Bildim dersin, niçin gafil gezersin</strong></p><p><strong>Geçer bu eyyamlar, ellere girmez</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar</strong></p><p><strong>Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar</strong></p><p><strong>Nasihatim budur size dervişler</strong></p><p><strong>Geçer bu eyyamlar, ellere girmez</strong></p><ul> <li data-xf-list-type="ul"><a href="https://www.islamforum.net/f70/yunus-emre-divani-1-a-28024/#" target="_blank">https://www.islamforum.net/f70/yunus-emre-divani-1-a-28024/#</a></li> </ul></blockquote><p></p>
[QUOTE="YORGUN, post: 55553, member: 3123"] [B]YUNUS EMRE DİVANI ( 1 ) [/B]Yunus Emre şiirlerini bir divan olarak tanzim etmemiştir. Ancak kendisinden sonra onu çok sevenler Yunus emre şiirlerini bir DİVAN olarak tanzim etmişlerdir. Bu divanlardan bazıları şunlardır. Fatih Camii Kütüphanesinde bulunan divan, yazarı belli değildir. Hacı Selim Ağa Kütüphanesindeki divan, yazarı Şehülislam Ahmet muhtar efendi oğlu Ahmet Muhtardır. Üsküdar Rufai Asitanesi Şeyhi Hüsnü Efendi divanı Çarşambada Murat Molla kütüphanesindeki divan, Yazarı Hasan Adülmecit Kırımi 'dir. Millet Kütüphanesindeki divan,Yazarı belli değildir. Ortaköy Yahya efendi dergahı'ındaki Hacı Mahmut Efendi Kütüphanesindeki divan, yazarı belli değildir..... Aşağıda sizlere sunacağım divan BURHAN TOPRAK bey tarafından hazırlanmış ve yayınlanmış divandır...... Bu divanı sitemiz üyelerinin dikkatine sunuyorum, sitemiz arşivinde bulunmasının da faydalı olacağına inanıyorum.... [B]1 KARA TOPRAĞIN ALTINDA Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm. Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm Çürümüş toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan Boşanmış damar, akmış kan, batmış kefenleri gördüm Yıkılmı sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş Kamu endişeden kalmış, ne düş var halleri gördüm Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm Kimisi zevk ü işrette, kimi sâz ü beşarette Kimi belâ vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm Kimi zarî kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi Aklım vardı, bilim şaştı; nitekim şunları gördü 2 HEY BENİM ÖMRÜM KUŞU Hey benim ömrüm kuşu, kanda varasın bir gün Ecel arayı yörür, ele giresin bir gün Gele göğüse kona, tenin tutuşa yana Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler Soyalar tonlarını, uryan olasın bir gün Tap tımar eyle tene, yarak eyle bu cana şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün Münker ile Nekir gele, gele karşında dura Dilince sual sora, cevap veresin bir gün Âşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin Erenler meclisine, girmez olasın bir gün 3 ACEP NOLA BENİM HALİM Bir korku düştü canıma, acep nola benim halim Derman olmaz ise bana, acep nola benim halim Canım tenimden üzüle, gitmek yaragı düzüle Bu suret nakşı bozula, acep nola benim halim Dünya tonların soyucak, yuyucu tenim yuyucak iletip kabre koyucak, acep nola benim halim Eller gidip ben kalıcak, sinde yalınız olucak Münker ile Nekir gelicek, acep nola benim halim Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim Cevap vermez ise dilim, acep nola benim halim Mezarden duru gelicek, hak terazi kurulucak Amelimiz görülecek, acep nola benim halim Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü, Dergâhına tutar yüzü, acep nola benim halim 4 BİR DEM GELİR Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur Bir dem gelir Şadan olur, bir dem gelir giryan olur Bir dem sanasIn kış gibi, şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile bostan olur Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez nadân olur Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri Bir dem uçar Belkıs ile, Sultan-ı ins ü can olur Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere Bir dem varır deyre girer, incil okur, ruhban olur Bir dem gelir isa gibi, ölmüşleri diri kılur Bir dem girer kibr evine, Fir'avn ile Hâman olur Bir dem döner Cebrâil'e, rahmet saçar her mahfile Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur 5 NE SÖYLERLER NE BİR HABER VERİRLER YalancI dünyaya konup göçenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Üzerinde, türlü otlar bitenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Kimisinin üstünde biter otlar Kiminin başında sıra serviler Kimi masum, kimi güzel yiğitler Ne söylerler, ne bir haber verirler Toprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış, tatlı dilleri Gelin, duadan unutman bunları Ne söylerler, ne bir haber verirler Yunus der ki, gör takdirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler, ne bir haber verirler.[/B] 6 [B]AŞIMA ZEHR-İ KATİL KATMIŞIM BEN Bu ömrün yok yere harc etmişim ben Canım gör nice oda atmışım ben Kimse kimseye etmemiş ola Anı kim kendime ben etmişim ben Amelim rahtını, derdim götürdüm Kamu assım, ziyana satmışım ben Cihanda, bir sınık saksıdan ötrü Güherlerim ziyana satmışım ben Amelim her ne ki varsa riyadır Acep ihlâsı ne unutmuşum ben Giceye eresini kimse bilmez Tul-i emel başın uzatmışımm ben Dügeli ömrümü, harcına sürdüm Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben Aguya bal deyu parmak uzattım Aşıma zehr-i katil katmışım ben Biçare Yunus'un çoktur günahı Hakkın dergâhına yüz tutmuşum ben 7 AYRUK GERİ GELMEYESİN Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni Ömrüm ipi üzülüser, suret nakflı bozulusar Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni işte koyup gidisersin, beni garip edisersin Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni Hani seninle olduğum, şâd olubeni güldüğüm Ya son ucu yâd olduğum, ah nideyim ömrüm seni Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni 8 ELİFTEN BE'Yİ BİLMEYEN Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün Emanettir kuşça canın, issi vardır, alır bir gün Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün işbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan Eliften beyi bilmeyen, okur kişi olur bir gün Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller Sevip kazandığın mallar, vârislere kalır bir gün Yunus Emrem bunu söyler, aşkın deryasını boylar şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün 9 GÜNDÜZLERİ OLMUŞ GECE Yer yüzünde gezdim, uğradım nice yiğitler yatır Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri Bülbüle benzer dilleri, danişment âlimler yatır Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır Atlarının izi tozlu, eginleri dürlü tonlu Hüküm eder ay ile güne, şol usullü beyler yatır Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dâyelu Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi Ayrılmışlar; anaları, sinlerini bekler yatır El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin şol bedir ay gibi alnı ak, münevver yüzler yatır 10 GELEN GEÇER, KONAN GÖÇER Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar Nice cem'ettin ise mal, alır vârislerin filhal Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir Helâl ise sualindir, anadur ölümün zinhar Kalır ayruklara malın, seninle gider âmâlin irişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde Sevap işleyugör bunda, anadur ölümün zinhar Günahkârsın günahın çok, günah için bir ahın yok Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar[/B] [B]11 BENCİLEYİN GÜLMEDİK BAŞ Yürü fâni dünya, sana gelende gülmüş var mıdır Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır Âhir halkla helâllaşıp, her biriyle esenleşip Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır Bunca zamanlar bilişip, âhir dönüp ayrılışıp Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helâllaşalım Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardım Peygambere Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır 12 BIRAK İKİLİĞİ Sen sende iken menzil alInmaz Bahrî olmadan gevher bulunmaz Er açtı yolu ayan eyledi Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz Er mânasından almayan cahil Taştandır bağrı hergiz delinmez Er urdu yare, zahmi belirmez Var! Bu yareme, merhem bulunmaz Mağripten meşrik erin gözüne Ayan görüne perde olunmaz Ko ikiliği, gel birliğe yet Bir olan canlar ayrı dölenmez Yunus, ver canını Hak yoluna Can vermeyince canan bulunmaz 13 SENİN KOKUN DUYDU CANIM İlâhi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim Yavu kılayım ben beni, isteyuben bulmayayım Al gider benden benliği, doldur içime senliği Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın Hergiz belirmez mekânın, seni kanda isteyeyim Aşkın bir od urdu cana, üss yürürem yana yana Ciğerim gark oldu kana, nice zârî kılmayayım Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle Bâri yanayım derd ile, ben dillere gelmeyeyim Mansurum çek dâra beni, ayan göster anda Seni Kurban kılayım bu canı, aşka münkir olmayayım Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım 14 SORARLAR BİR EYYAM GELİR Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir Tevhide uydur sözünü, Mevlâya döndür yüzünü Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir Azrail ala canını, unuttura her sanını Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir 15 ŞOL KAHR İLE KAZANDIĞIN Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek Senin dileğinle değil, nâçardır ne etmek gerek Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları Âkil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek Kudret kandilinden senin destur ile indi canın Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işitirsin Hiç bilmezsin ma’nâ nedir, ne dilde çağırmak gerek Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek Yunus; şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme Ol padişah hazretine, görklü meta'iltmek gerek [/B] [B]16 GER TAŞ İSEN ERİYESİN Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri Ger taŞ isen eriyesin, bakıp görücek bunları Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları Son ucu bir gömlek imiş, anın da yoktur yenleri Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri Bunlar geri gelmeyeler, zühd-ü tâat kılmayalar Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları Bunlar bir vakit beyler idi, kapıcılar korlar idi Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangisidir ya kulları Ne kapı vardır giresi, ne yemek vardır yiyesi Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları 17 KABRE VARDIĞIM GECE Yâ Râb nola halim, kabre vardIĞIm gece Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece Yâ Râbbena yandırma, günahlara bandırma Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece Yâ Râbbena hayr eyle, Muhammed'e yâr eyle Muhammed'e eş eyle, kabre vardığım gece Yâ Râbbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürme Zebâniler üşürme, kabre vardığım gece Yâ Râbbena eşimden, eşimden yoldaşımdan Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece Derviş Yunus'un sözü, kan ağlar iki gözü Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece 18 YÜZ BİN PEYGAMBER Hor bakma sen topraĞa, toprakta neler yatur Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen Hem dünyaya meyleden, Âdem Peygamber yatur Arkasiyle kum çeken, göz yaşiyle yuğuran Kâbeye temel kuran, Halil Peygamber yatur Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden Belâlara sabreden, Eyyup Peygamber yatur Balık karnında yatan, deryaları seyreden Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan Mısıra sultan olan, Yusuf Peygamber yatur Yusuf'un yavu kılan, kurt ile dâvi kılan Ağlayıp gözsüz kalan, Yakup Peygamber yatur Asâsın ejder eden, bahre urup yol eden Fir'avnı helâk eden, Musâ Peygamber yatur Ol Allahın Habibi, dertlilerin tabibi Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur Hayber kal'asın yıkan, kâfiri oda yakan Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur Ata ana gülleri, Kur'an okur dilleri Fatmana oğulları; Hasan, Hüseyin yatur İğnesin suya atan, balıklara getirten Tacın, tahtın terkeden, ibrahim Etem yatur Gündüzler sâim olan, geceler kaim olan Ârifler sultanı, Bayezit Bestam yatur Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri Konyada; ol Mevlânâ Hüdavendigâr yatur Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin Kara yer altında, çok günahkâr kullar yatur 19 EVLİYALAR ALAN DÜNYASIN Bilirim seni yalan dünyasın Evliyaları alan dünyasın Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı Şahin kanadın kıran dünyasın Sevdiğim aldın beni ağlattın Dönüp yüzüme gülen dünyasın Süleyman tahtın sen viran kıldın Masumlar boynun buran dünyasın Dünya, bununla yedi gez doldu Âhir bizden de kalan dünyasın Aşık Yunus, sema'la çarh urur Bu çarhımızı bozan dünyasın 20 GEÇER BU EYYAMLAR Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Hakkın doğru yollarına gitmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Sen âsan et, doğru yolca gitmeğe Varıp anda, kara yere yatmağa Geceler supha dek, tevhit etmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Aldatmasın seni dünya sefası Giyesin kefen, koyasın libası Vücudun şehrinde, ruhun hüması Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Türlü donlar ile, kendin bezersin Kitaplar okuyup, sözler yazarsın Bildim dersin, niçin gafil gezersin Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar Nasihatim budur size dervişler Geçer bu eyyamlar, ellere girmez[/B] [LIST] [*][URL="https://www.islamforum.net/f70/yunus-emre-divani-1-a-28024/#"][/URL] [/LIST] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
İslam Büyükleri/Allah Dostları
Yunus emre divanı ( 1 )
Üst
Alt