- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
Yoktun!
sustum, ve susmak kırgınlıksa
sustum işte bir dağbaşı ıssızlığı gibi
Sustum kilitlerimi kapadım sustum yaralarımı sardım sustum
demedim kimselere bir çığlık kanıyor en derininde yüreğimin!
Yolcuyum
uzak, çok uzaklardan geldim yorgunum,
ellerim boş, boynum bükük gözyaşı dolu heybemde kalbimi alıp getirdim sana
ayrılıklarla delik deşik kalbimi, bir şeyimde yoktu başka getirecek
Dalımda güz türküleri koynumda ateş seni aradım kentin dar sokaklarında yapayalnız yorgun ve yaralı, yoktun
Çocuklara sordum ağladılar, ırmaklara sordum çağladılar
Çiçeklere sordum boyun büktüler, ağaçlara sordum yaprak döktüler
sığındığım kuşlar da uçtu gitti, bir başıma kaldım ortalarda
Senki yetim bir bahçede bir tomurcuktun hayatın kollarında
çiçeklerin nazlısı, küskünüydün gönlümün bütün gün seni aradım
yorgun yaralı ve yalnız acılı bir yel gibi dolaşıp durdum sokakları
yoktun
Pınarlara sordum akıp gittiler, yıldızlara sordum bir bir söndüler
sigaramı efkâr ettim savurdum gökyüzüne
sonbahar sardı boynumu yaprak yaprak
sonra yavaş yavaş bedenime girdi acı
senden ne bir ses vardı, ne de bir nefes
Gülüşünü, gözlerini, sesini takıp koluma vedalar bıraktığım durakta şiirler okudum aklımı yitirdiğimi sanıyordu bakalar, acıyan gözlerle bakıyordu herkes
Sonra gözlerimi, ağlamaktan yorgun gözlerimi ulaşamayacağım uzaklara yolcu ettim kara trenlere mendil sallayıp.
duygularımı bir vagona kilitleyip bin ah sürüp dudaklarıma sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum
...
İstedimki,
kalbinin durduğu yer
kalbimin durduğu yer olsun...
sustum, ve susmak kırgınlıksa
sustum işte bir dağbaşı ıssızlığı gibi
Sustum kilitlerimi kapadım sustum yaralarımı sardım sustum
demedim kimselere bir çığlık kanıyor en derininde yüreğimin!
Yolcuyum
uzak, çok uzaklardan geldim yorgunum,
ellerim boş, boynum bükük gözyaşı dolu heybemde kalbimi alıp getirdim sana
ayrılıklarla delik deşik kalbimi, bir şeyimde yoktu başka getirecek
Dalımda güz türküleri koynumda ateş seni aradım kentin dar sokaklarında yapayalnız yorgun ve yaralı, yoktun
Çocuklara sordum ağladılar, ırmaklara sordum çağladılar
Çiçeklere sordum boyun büktüler, ağaçlara sordum yaprak döktüler
sığındığım kuşlar da uçtu gitti, bir başıma kaldım ortalarda
Senki yetim bir bahçede bir tomurcuktun hayatın kollarında
çiçeklerin nazlısı, küskünüydün gönlümün bütün gün seni aradım
yorgun yaralı ve yalnız acılı bir yel gibi dolaşıp durdum sokakları
yoktun
Pınarlara sordum akıp gittiler, yıldızlara sordum bir bir söndüler
sigaramı efkâr ettim savurdum gökyüzüne
sonbahar sardı boynumu yaprak yaprak
sonra yavaş yavaş bedenime girdi acı
senden ne bir ses vardı, ne de bir nefes
Gülüşünü, gözlerini, sesini takıp koluma vedalar bıraktığım durakta şiirler okudum aklımı yitirdiğimi sanıyordu bakalar, acıyan gözlerle bakıyordu herkes
Sonra gözlerimi, ağlamaktan yorgun gözlerimi ulaşamayacağım uzaklara yolcu ettim kara trenlere mendil sallayıp.
duygularımı bir vagona kilitleyip bin ah sürüp dudaklarıma sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum
...
İstedimki,
kalbinin durduğu yer
kalbimin durduğu yer olsun...
Nuri CAN