Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Yirmibin Altın
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 23807" data-attributes="member: 1208"><p><strong>Yirmibin Altın</strong></p><p><strong></strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><a href="http://file:///D:/birizbiz/evliyalar/ea0537.htm" target="_blank">file:///D:/birizbiz/evliyalar/ea0537.htm</a></span><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ebû Bekir r.a.bütün mal ve mülkünü fîsebilillah sadaka verip, bir hırka ile evinde otururken, bir kimse gelip, kapıyı çaldı. Hazret-i Ebû Bekir dışarı çıkıp, kapıda duran kimdir diye bakdı. </span><span style="font-family: 'Verdana'">- Ne istersin </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Yâ Ebâ Bekir! Onikibin akça borcum var. Bugün vermemin son günü. Muhakkak vermem lâzım. Şimdi, lutf ve kerem edip, benim bu borcumu ödeyip, beni kurtar. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Görmez misin beni, bütün malımı, giyeceklerimi Allahü teâlâ yoluna verdim. Hattâ arkamdaki elbisemi de bir fakîre verdim. Şimdi bir hırka giyip, oturuyorum. Mal ve giyecek kalmadı. Senin borcunu nereden ödeyeyim. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Biliyorum ve işitdim ki, sende mal kaldı. Senin fadlından ümîd ederim ki, benim bu borcumu ödeyesin. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ebû Bekirin yapacak bir şeyi kalmadı. Bir yehûdîye vardı. Onikibin akçe istedi. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- İnşâallahü teâlâ yarın öğleden sonra malını vereyim. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Yâ Ebâ Bekir, yarınki gün malımı bulup vermez isen, ne olur. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Eğer yarın öğleden sonra senin malını bulup, vermezsem, kendimi sana köle eyledim. Dilersen satıp, parasını al, istersen beni köle gibi kullanırsın. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Bu sözleşme üzerine o yehûdî çıkarıp, hazret-i Ebû Bekire onikibin akçe verdi. Ebû Bekir-i Sıddîk (r.a) da o akçeyi o borçlu fakîre verip, </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Borcunu ver, dedi.</span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Kendisi, oturup, Allahü teâlâ hazretlerine tevekkül eyledi. Yarın vaktinde ödemeği va'd etdiğim, bu borcu ben nereden alıp, ödeyeceğim, diye düşündü. Hiçbir çâre bulamadı. Varıp, o yehûdîye köle olayım diye kalbinden geçdi. Bu şekilde düşünürken, hazret-i Âişenin evine vardı. Selâm verip, </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Yâ kızım Âişe. Bilmiş ol ki, dün bir yehûdîden onikibin akçe alıp, bir fakîrin borcunu ödedim. Bugün öğleden sonra, akçeleri ödemem lâzım. Akçeleri bulup, ödemezsem, kendi nefsimi o yehûdîye verdim. Şimdi vâcib oldu ki, kendimi o yehûdîye köle eyliyeyim. Yâ kızım, âhıret hakkını halâl eyle. Sağ ve asân ol. Ben gidiyorum. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Âişenin kalbi mahzûn olup, ağladı. İkisi berâber ağladılar. Hazret-i Ebû Bekir kızının yanından ağlıya ağlıya çıkdı, gitdi.</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Âişe annemiz ağlarken, mübârek gözünden bir damla yaş indi. Yere düşdü. Hak Sübhânehü ve teâlâ hazretlerinin kudretinden bir nûrânî cevher halk oldu. Hazret-i Âişe bu cevheri görüp, sevindi. Babasını çağırdı. Hazret-i Ebû Bekir dönüp geldi. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Ne dersin yâ kızım! </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Allahü teâlâ bana merhamet eyledi. Gözümün yaşından bir cevher yaratdı. Şimdi var, bu cevheri alıp, pazara götür, satıp, borcunu edâ eyle. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Ebû Bekir-i Sıddîk da o cevheri alıp, pazara gitdi. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Hak Sübhânehü ve teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâma emr eyledi ki, </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">"Yâ Cebrâîl, Habîbim ve Resûlüm Muhammed Mustafânın zevcesi Âişenin göz yaşından kudretim ile bir cevher halk eyledim. Kulum Ebû Bekir o cevheri, pazara satmağa gidiyor. Şimdi çabuk var. Cennetde, kudret hazînemden yirmibin altın al. Bir nûrdan tabak içine koyup, Ebû Bekirin önüne var. O cevheri satın al. Bana getir ki, o cevher bana gerekdir. Arşıma o cevheri koyayım ki, onun nûru arşımda ışık saçsın. Ve de mü'min kullarımın kabri o cevher ile münevver olsun [aydınlansın]." </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Cebrâîl aleyhisselâm da yetişip, Cennetin hazînesinden yirmibin altını, bir nûrdan tabak içine koydu. İnsan sûretinde, hazret-i Ebû Bekirin pazar içinde önüne geldi.</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Yâ Ebâ Bekir! Elindeki nedir, satar mısın. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Satarım. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Kaça verirsin. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Onikibin akçaya veririm. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Bunun değeri onikibin akça değildir. Yirmibin altın vereyim. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Eğer o fiyâta alır isen sen bilirsin. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Şimdi aç eteğini. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Ebû Bekir hazretleri eteğini açdı. Cebrâîl aleyhisselâm eteğine altınları dökdü. Hazret-i Ebû Bekir alıp, evlerine geldi. Gördü ki, akça aldığı yehûdî kapı önüne gelmiş. Çağırıp der ki, </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Yâ Ebâ Bekir, gel akçamı ver; yâhud kölemsin; seni hizmetde kullanırım. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Ebû Bekir hazretleri, ardından varınca; o yehûdî ayak sesini duyup, arkasına bakdı. Gördü ki, gelen Ebû Bekirdir. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Yehûdîye dedi ki, </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Aç eteğini. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Açdı. O yirmibin altını yehûdînin eteğine dökdü. </span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Yehûdî dedi ki,</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span><span style="font-family: 'Verdana'">- Bu altın nedir. </span><span style="font-family: 'Verdana'">- Yirmibin altındır. Borcuna tut. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Senin bana borcun onikibin akçadır. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Bu altın senin akçenin berekâtıdır. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Sonra o yehûdî altının birini eline aldı. Gördü ki, bir yanında, (Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah) yazılmış. Diğer tarafında (Kulhüvallahü ehad sûresi.) yazılmış. Kudret kalemi ile yazı yazılmış. Yehûdînin kalbine bir hâl gelip, hidâyet-i rabbânî yetişdi. Dedi ki, </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Yâ Ebâ Bekir! Bildim ki, senin dînin hakdır, gerçek evliyâsın. Muhammed aleyhisselâm da hak Peygamberdir. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Şehâdet kelimesi söyleyip, sadakatle müslimân oldu. O altını din aşkına cümle fakîrlere dağıtdı. Kendisi ehl-i havâsdan oldu 'radıyallahü anh'. Ma'lûmdur ki, Ebû Bekir 'radıyallahü teâlâ anh' hazretlerinin menâkıbı ve keşfi ve kerâmetleri nihâyetsizdir. Had ve hudûdu mümkin değildir.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 23807, member: 1208"] [B][COLOR=#FFFFFF][/COLOR][/B][B]Yirmibin Altın [/B][FONT=verdana][B][/B][/FONT] [B][/B][FONT=verdana][B][/B][/FONT] [B][FONT=Verdana][/FONT][/B][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][FONT=Verdana][/FONT][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][FONT=Verdana][/FONT][FONT=Verdana][URL="file:///D:/birizbiz/evliyalar/ea0537.htm"][COLOR=windowtext][/COLOR][/URL][/FONT][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][FONT=Verdana]Hazret-i Ebû Bekir r.a.bütün mal ve mülkünü fîsebilillah sadaka verip, bir hırka ile evinde otururken, bir kimse gelip, kapıyı çaldı. Hazret-i Ebû Bekir dışarı çıkıp, kapıda duran kimdir diye bakdı. [/FONT][FONT=Verdana]- Ne istersin [/FONT] [FONT=Verdana]- Yâ Ebâ Bekir! Onikibin akça borcum var. Bugün vermemin son günü. Muhakkak vermem lâzım. Şimdi, lutf ve kerem edip, benim bu borcumu ödeyip, beni kurtar. [/FONT] [FONT=Verdana]- Görmez misin beni, bütün malımı, giyeceklerimi Allahü teâlâ yoluna verdim. Hattâ arkamdaki elbisemi de bir fakîre verdim. Şimdi bir hırka giyip, oturuyorum. Mal ve giyecek kalmadı. Senin borcunu nereden ödeyeyim. [/FONT] [FONT=Verdana]- Biliyorum ve işitdim ki, sende mal kaldı. Senin fadlından ümîd ederim ki, benim bu borcumu ödeyesin. [/FONT] [FONT=Verdana]Hazret-i Ebû Bekirin yapacak bir şeyi kalmadı. Bir yehûdîye vardı. Onikibin akçe istedi. [/FONT] [FONT=Verdana]- İnşâallahü teâlâ yarın öğleden sonra malını vereyim. [/FONT] [FONT=Verdana]- Yâ Ebâ Bekir, yarınki gün malımı bulup vermez isen, ne olur. [/FONT] [FONT=Verdana]- Eğer yarın öğleden sonra senin malını bulup, vermezsem, kendimi sana köle eyledim. Dilersen satıp, parasını al, istersen beni köle gibi kullanırsın. [/FONT] [FONT=Verdana]Bu sözleşme üzerine o yehûdî çıkarıp, hazret-i Ebû Bekire onikibin akçe verdi. Ebû Bekir-i Sıddîk (r.a) da o akçeyi o borçlu fakîre verip, [/FONT] [FONT=Verdana]- Borcunu ver, dedi.[/FONT] [B][FONT=Verdana][/FONT][/B][B][FONT=Verdana][/FONT][/B][FONT=Verdana][/FONT][FONT=Verdana][/FONT] [FONT=Verdana]Kendisi, oturup, Allahü teâlâ hazretlerine tevekkül eyledi. Yarın vaktinde ödemeği va'd etdiğim, bu borcu ben nereden alıp, ödeyeceğim, diye düşündü. Hiçbir çâre bulamadı. Varıp, o yehûdîye köle olayım diye kalbinden geçdi. Bu şekilde düşünürken, hazret-i Âişenin evine vardı. Selâm verip, [/FONT] [FONT=Verdana]- Yâ kızım Âişe. Bilmiş ol ki, dün bir yehûdîden onikibin akçe alıp, bir fakîrin borcunu ödedim. Bugün öğleden sonra, akçeleri ödemem lâzım. Akçeleri bulup, ödemezsem, kendi nefsimi o yehûdîye verdim. Şimdi vâcib oldu ki, kendimi o yehûdîye köle eyliyeyim. Yâ kızım, âhıret hakkını halâl eyle. Sağ ve asân ol. Ben gidiyorum. [/FONT] [FONT=Verdana]Hazret-i Âişenin kalbi mahzûn olup, ağladı. İkisi berâber ağladılar. Hazret-i Ebû Bekir kızının yanından ağlıya ağlıya çıkdı, gitdi. [/FONT] [FONT=Verdana]Hazret-i Âişe annemiz ağlarken, mübârek gözünden bir damla yaş indi. Yere düşdü. Hak Sübhânehü ve teâlâ hazretlerinin kudretinden bir nûrânî cevher halk oldu. Hazret-i Âişe bu cevheri görüp, sevindi. Babasını çağırdı. Hazret-i Ebû Bekir dönüp geldi. [/FONT] [FONT=Verdana]- Ne dersin yâ kızım! [/FONT] [FONT=Verdana]- Allahü teâlâ bana merhamet eyledi. Gözümün yaşından bir cevher yaratdı. Şimdi var, bu cevheri alıp, pazara götür, satıp, borcunu edâ eyle. [/FONT] [FONT=Verdana]Ebû Bekir-i Sıddîk da o cevheri alıp, pazara gitdi. [/FONT] [FONT=Verdana]Hak Sübhânehü ve teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâma emr eyledi ki, [/FONT] [FONT=Verdana]"Yâ Cebrâîl, Habîbim ve Resûlüm Muhammed Mustafânın zevcesi Âişenin göz yaşından kudretim ile bir cevher halk eyledim. Kulum Ebû Bekir o cevheri, pazara satmağa gidiyor. Şimdi çabuk var. Cennetde, kudret hazînemden yirmibin altın al. Bir nûrdan tabak içine koyup, Ebû Bekirin önüne var. O cevheri satın al. Bana getir ki, o cevher bana gerekdir. Arşıma o cevheri koyayım ki, onun nûru arşımda ışık saçsın. Ve de mü'min kullarımın kabri o cevher ile münevver olsun [aydınlansın]." [/FONT] [FONT=Verdana]Cebrâîl aleyhisselâm da yetişip, Cennetin hazînesinden yirmibin altını, bir nûrdan tabak içine koydu. İnsan sûretinde, hazret-i Ebû Bekirin pazar içinde önüne geldi. [/FONT] [FONT=Verdana]- Yâ Ebâ Bekir! Elindeki nedir, satar mısın. [/FONT] [FONT=Verdana]- Satarım. [/FONT] [FONT=Verdana]- Kaça verirsin. [/FONT] [FONT=Verdana]- Onikibin akçaya veririm. [/FONT] [FONT=Verdana]- Bunun değeri onikibin akça değildir. Yirmibin altın vereyim. [/FONT] [FONT=Verdana]- Eğer o fiyâta alır isen sen bilirsin. [/FONT] [FONT=Verdana]- Şimdi aç eteğini. [/FONT] [FONT=Verdana]Ebû Bekir hazretleri eteğini açdı. Cebrâîl aleyhisselâm eteğine altınları dökdü. Hazret-i Ebû Bekir alıp, evlerine geldi. Gördü ki, akça aldığı yehûdî kapı önüne gelmiş. Çağırıp der ki, [/FONT] [FONT=Verdana]- Yâ Ebâ Bekir, gel akçamı ver; yâhud kölemsin; seni hizmetde kullanırım. [/FONT] [FONT=Verdana]Ebû Bekir hazretleri, ardından varınca; o yehûdî ayak sesini duyup, arkasına bakdı. Gördü ki, gelen Ebû Bekirdir. [/FONT] [FONT=Verdana]Yehûdîye dedi ki, [/FONT] [FONT=Verdana]- Aç eteğini. [/FONT] [FONT=Verdana]Açdı. O yirmibin altını yehûdînin eteğine dökdü. [/FONT] [FONT=Verdana]Yehûdî dedi ki, [/FONT][FONT=Verdana]- Bu altın nedir. [/FONT][FONT=Verdana]- Yirmibin altındır. Borcuna tut. [/FONT] [FONT=Verdana]- Senin bana borcun onikibin akçadır. [/FONT] [FONT=Verdana]- Bu altın senin akçenin berekâtıdır. [/FONT] [FONT=Verdana]Sonra o yehûdî altının birini eline aldı. Gördü ki, bir yanında, (Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah) yazılmış. Diğer tarafında (Kulhüvallahü ehad sûresi.) yazılmış. Kudret kalemi ile yazı yazılmış. Yehûdînin kalbine bir hâl gelip, hidâyet-i rabbânî yetişdi. Dedi ki, [/FONT] [FONT=Verdana]- Yâ Ebâ Bekir! Bildim ki, senin dînin hakdır, gerçek evliyâsın. Muhammed aleyhisselâm da hak Peygamberdir. [/FONT] [FONT=Verdana]Şehâdet kelimesi söyleyip, sadakatle müslimân oldu. O altını din aşkına cümle fakîrlere dağıtdı. Kendisi ehl-i havâsdan oldu 'radıyallahü anh'. Ma'lûmdur ki, Ebû Bekir 'radıyallahü teâlâ anh' hazretlerinin menâkıbı ve keşfi ve kerâmetleri nihâyetsizdir. Had ve hudûdu mümkin değildir.[/FONT][FONT=Verdana][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Yirmibin Altın
Üst
Alt