Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
Çocuk Terbiyesi ve eğitimi
Çocuklar için Dini Hikaye ve Fıkralar
Yeşil Gözlü Kardan Adam (Tacettin ŞİMŞEK)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ömr-ü diyar" data-source="post: 6225" data-attributes="member: 376"><p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Gökten kar yerine çiçek yağıyor. Her kar tanesi diğerinden farklı. Tıpkı parmak izlerimiz gibi. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Öğretmenimiz anlatmıştı. Milyarlarca insan, milyarlarca parmak izi demekmiş. Hani suçluları parmak izinden tespit ediyorlar ya! Bu farklılıktan dolayı…</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Kar taneleri de öyle. Hepsinde ayrı nakış… Hepsinde ayrı motif… Aynı olan, üzerlerindeki imza… İmza hep aynı…</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Kar taneleri yere usul usul iniyor. Paraşütle iner gibi. Her kar tanesini bir melek indirirmiş yeryüzüne. Dedem öyle diyor. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Kar nasıl oluşuyor? Merak edip araştırdım. Birkaç kitap karıştırdım. Çok ilginç bir serüveni var kar tanelerinin. Hayret verici bir yolculuk.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Su damlası sıcaktan buharlaşıyor. Güneş ışınlarına binip göğe çıkıyor. Yukarıda hava öyle soğuk ki. Kuzey kutbu gibi. Bizim minicik su damlası çıktığına çıkacağına pişman oluyor. Saydam bilye gibi bir su damlasıyken donup kristal oluyor. Üşüyor yani. Üşüyünce de azıcık ısınmak için aşağıya inmek istiyor. Böylece kar tanesi olarak yere iniyor. Belki de aslına dönmek istiyor. Tekrar su damlası olmayı hayal ediyor. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">İyi ki iniyor. Bizim için de eğlence oluyor.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Alper, Murat, Temel, Burak, Can... Yani biz, beş kafadar hemen toplanıyoruz. Önce yoruluncaya kadar kar topu oynuyoruz, sonra da dinlenmek için kardan adam yapıyoruz. Kardan adamın gövdesi, kafası tamamlanınca sıra giydirmeye, kuşatmaya, süslemeye geliyor. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Murat,</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Boyunbağı benden, diyor.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Alper atılıyor:</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Kalemi de benden. Şöyle sağ elinde bir tükenmez kalem olmalı.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Tükenmez kalem mi? diyorum. Elinde kalem olan bir kardan adam hiç görmedim ben.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-İyi ya işte, diyor Alper. İlki bizimki olacak. Eli kalem tutan bir kardan adamımız olsa fena mı olur?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Haklısın, diyorum. Okur yazar bir kardan adam olsun. Ne o süpürge filân? Bütün kardan adamlar çöpçü olmak zorunda mı?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Cep telefonu da olmalı, diyor Burak.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-O kadar da değil, diyorum. Kardan adam cep telefonunu ne yapsın?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Rica ederim, diyor Burak. İletişim çağındayız, unutmayalım. İletişimden uzak bir kardan adam olur mu?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Oldu olacak kucağına bir de diz üstü bilgisayar verelim, diyorum.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Harika! diye bağırıyor Murat.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Ama nereden bulmalı? diye ekliyor.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Alper, “Beş dakikaya kalmaz gelirim.” deyip ayrılıyor. Biraz sonra elinde bir tükenmez kalem ve birkaç zeytin tanesiyle yanımıza dönüyor.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Bir dakika! Ama bu zeytinler siyah değil, yeşil. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Siyah zeytin bulamadın mı, Alper? diyoruz.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Bulamadığım için değil, diyor. Bütün kardan adamlar kömür gözlü olacak değil ya. Bizim kardan adamımız da yeşil gözlü olsun.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Bu da bir ilk olacak galiba.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Yeşil gözlü kardan adam</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Bir de gözlük takmalı diyor, Temel. O zaman resim tamamlanır işte. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Sonra heyecanla devam ediyor:</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Bakın aklıma ne geldi! Bizim kardan adamın okur yazar olması yetmez. Bence bilim adamı olmalı o. TUZAM’da çalışmalı.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Abartmayalım istersen, diyor Burak. Bir kardan adam yapalım dedik, işi nerelere götürdünüz. Tükenmez kalemmiş, cep telefonuymuş, diz üstü bilgisayarmış. Bir de TUZAM çıktı şimdi. Söylesene TUZAM da ne demek oluyor?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Türkiye Uzay Araştırmaları Merkezi.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Öyle bir kuruluş olduğunu bilmiyordum.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Olmalı, diyor Temel. Amerika’da NASA varsa bizde de TUZAM neden olmasın?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Bu çocuk uçuyor. Gökbilimleriyle kafayı bozmuş. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Astronomi okuyacağım, diyor. Uzaya çıkan ilk Türk astronot ben olacağım. İlk Türk uzay mekiğini ben uçuracağım. </span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Konya ovasına bir uzay üssü kuracakmış. Füze fırlatma rampası için Konya-Karaman sınırı uygunmuş.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Niçin Konya-Karaman? diyoruz.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Araştırdım, diyor, deprem konusunda güvenli. Fay hattı may hattı yok. Allah korusun, tam fırlatma sırasında deprem olsa, felâket olmaz mı?</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Her şeyi düşünmüş Temel. Ayrıntılara varıncaya kadar hepsini hesaplamış. İlk uzay mekiğinin adını bile koymuş: Birunî.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Niçin Birunî? diye soruyor Alper.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Temel, bir bilim adamı ciddiyetiyle cevap veriyor:</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Bir sürü ansiklopedi karıştırdım. Birunî ilk Türk astronomi bilginlerinden biri. Bin yıl önce yaşamış. Dünyanın hem kendi etrafında hem de güneşin etrafında döndüğünü ilk defa o ispatlamış. Yerin çapını da ilk defa o ölçmüş.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Kardan adamın boyunbağını düzeltirken,</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Aslında, diyor, kardan adama bir astronot elbisesi giydirebilseydik, ne hoş olurdu.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Amma attın! diyoruz.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Öyle demeyin diyor. Kardan adamların da astronot olmaya hakkı var.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-Onlar su damlasıyken buharlaşıp göğe çıkıyorlar, profesör, diyorum. Onların mekiğe filân ihtiyacı yok.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">-O da doğru ya! diyor.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Öğleye doğru güneş iyiden iyiye kendini hissettiriyor. Kar yumuşuyor. Kardan adamımız kendinden geçiyor.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong><span style="color: DarkOrchid">Yeşil gözlü, bilgin kardan adamımızı güneşin insafına terk edip evlerimize dağlıyoruz.</span></strong></em></p> <p style="text-align: center"><em><strong> <span style="color: DarkOrchid"> <img src="https://www.hercocuk.org/imgsize.php?img=images/articles/352.JPG&w=300" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ömr-ü diyar, post: 6225, member: 376"] [CENTER][I][B][COLOR=DarkOrchid]Gökten kar yerine çiçek yağıyor. Her kar tanesi diğerinden farklı. Tıpkı parmak izlerimiz gibi. Öğretmenimiz anlatmıştı. Milyarlarca insan, milyarlarca parmak izi demekmiş. Hani suçluları parmak izinden tespit ediyorlar ya! Bu farklılıktan dolayı… Kar taneleri de öyle. Hepsinde ayrı nakış… Hepsinde ayrı motif… Aynı olan, üzerlerindeki imza… İmza hep aynı… Kar taneleri yere usul usul iniyor. Paraşütle iner gibi. Her kar tanesini bir melek indirirmiş yeryüzüne. Dedem öyle diyor. Kar nasıl oluşuyor? Merak edip araştırdım. Birkaç kitap karıştırdım. Çok ilginç bir serüveni var kar tanelerinin. Hayret verici bir yolculuk. Su damlası sıcaktan buharlaşıyor. Güneş ışınlarına binip göğe çıkıyor. Yukarıda hava öyle soğuk ki. Kuzey kutbu gibi. Bizim minicik su damlası çıktığına çıkacağına pişman oluyor. Saydam bilye gibi bir su damlasıyken donup kristal oluyor. Üşüyor yani. Üşüyünce de azıcık ısınmak için aşağıya inmek istiyor. Böylece kar tanesi olarak yere iniyor. Belki de aslına dönmek istiyor. Tekrar su damlası olmayı hayal ediyor. İyi ki iniyor. Bizim için de eğlence oluyor. Alper, Murat, Temel, Burak, Can... Yani biz, beş kafadar hemen toplanıyoruz. Önce yoruluncaya kadar kar topu oynuyoruz, sonra da dinlenmek için kardan adam yapıyoruz. Kardan adamın gövdesi, kafası tamamlanınca sıra giydirmeye, kuşatmaya, süslemeye geliyor. Murat, -Boyunbağı benden, diyor. Alper atılıyor: -Kalemi de benden. Şöyle sağ elinde bir tükenmez kalem olmalı. -Tükenmez kalem mi? diyorum. Elinde kalem olan bir kardan adam hiç görmedim ben. -İyi ya işte, diyor Alper. İlki bizimki olacak. Eli kalem tutan bir kardan adamımız olsa fena mı olur? -Haklısın, diyorum. Okur yazar bir kardan adam olsun. Ne o süpürge filân? Bütün kardan adamlar çöpçü olmak zorunda mı? -Cep telefonu da olmalı, diyor Burak. -O kadar da değil, diyorum. Kardan adam cep telefonunu ne yapsın? -Rica ederim, diyor Burak. İletişim çağındayız, unutmayalım. İletişimden uzak bir kardan adam olur mu? -Oldu olacak kucağına bir de diz üstü bilgisayar verelim, diyorum. -Harika! diye bağırıyor Murat. -Ama nereden bulmalı? diye ekliyor. Alper, “Beş dakikaya kalmaz gelirim.” deyip ayrılıyor. Biraz sonra elinde bir tükenmez kalem ve birkaç zeytin tanesiyle yanımıza dönüyor. Bir dakika! Ama bu zeytinler siyah değil, yeşil. -Siyah zeytin bulamadın mı, Alper? diyoruz. -Bulamadığım için değil, diyor. Bütün kardan adamlar kömür gözlü olacak değil ya. Bizim kardan adamımız da yeşil gözlü olsun. Bu da bir ilk olacak galiba. Yeşil gözlü kardan adam -Bir de gözlük takmalı diyor, Temel. O zaman resim tamamlanır işte. Sonra heyecanla devam ediyor: -Bakın aklıma ne geldi! Bizim kardan adamın okur yazar olması yetmez. Bence bilim adamı olmalı o. TUZAM’da çalışmalı. -Abartmayalım istersen, diyor Burak. Bir kardan adam yapalım dedik, işi nerelere götürdünüz. Tükenmez kalemmiş, cep telefonuymuş, diz üstü bilgisayarmış. Bir de TUZAM çıktı şimdi. Söylesene TUZAM da ne demek oluyor? -Türkiye Uzay Araştırmaları Merkezi. -Öyle bir kuruluş olduğunu bilmiyordum. -Olmalı, diyor Temel. Amerika’da NASA varsa bizde de TUZAM neden olmasın? Bu çocuk uçuyor. Gökbilimleriyle kafayı bozmuş. -Astronomi okuyacağım, diyor. Uzaya çıkan ilk Türk astronot ben olacağım. İlk Türk uzay mekiğini ben uçuracağım. Konya ovasına bir uzay üssü kuracakmış. Füze fırlatma rampası için Konya-Karaman sınırı uygunmuş. -Niçin Konya-Karaman? diyoruz. -Araştırdım, diyor, deprem konusunda güvenli. Fay hattı may hattı yok. Allah korusun, tam fırlatma sırasında deprem olsa, felâket olmaz mı? Her şeyi düşünmüş Temel. Ayrıntılara varıncaya kadar hepsini hesaplamış. İlk uzay mekiğinin adını bile koymuş: Birunî. -Niçin Birunî? diye soruyor Alper. Temel, bir bilim adamı ciddiyetiyle cevap veriyor: -Bir sürü ansiklopedi karıştırdım. Birunî ilk Türk astronomi bilginlerinden biri. Bin yıl önce yaşamış. Dünyanın hem kendi etrafında hem de güneşin etrafında döndüğünü ilk defa o ispatlamış. Yerin çapını da ilk defa o ölçmüş. Kardan adamın boyunbağını düzeltirken, -Aslında, diyor, kardan adama bir astronot elbisesi giydirebilseydik, ne hoş olurdu. -Amma attın! diyoruz. -Öyle demeyin diyor. Kardan adamların da astronot olmaya hakkı var. -Onlar su damlasıyken buharlaşıp göğe çıkıyorlar, profesör, diyorum. Onların mekiğe filân ihtiyacı yok. -O da doğru ya! diyor. Öğleye doğru güneş iyiden iyiye kendini hissettiriyor. Kar yumuşuyor. Kardan adamımız kendinden geçiyor. Yeşil gözlü, bilgin kardan adamımızı güneşin insafına terk edip evlerimize dağlıyoruz.[/COLOR][/B][/I] [I][B] [COLOR=DarkOrchid] [IMG]https://www.hercocuk.org/imgsize.php?img=images/articles/352.JPG&w=300[/IMG][/COLOR][/B][/I][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
Çocuk Terbiyesi ve eğitimi
Çocuklar için Dini Hikaye ve Fıkralar
Yeşil Gözlü Kardan Adam (Tacettin ŞİMŞEK)
Üst
Alt