- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81

YED:
Kelime mânâsı "el" demek olup, Allahü teâlâ hakkında kudret, gücü yetmek mânâsı verilen lafız, söz
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
(Habîbim) de ki: Ey mülkün sâhibi (olan) Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin.
Dilediğinden mülkü alırsın Dilediğini azîz, dilediğini zelîl edersin. (alçaltırsın)
Hayır (ve şer) senin yed'indedir Şüphesiz sen, her şeye kâdirsin. (gücü yetensin) (Âl-i İmrân sûresi: 26)
______________________________________
Yed-i Beydâ:
Parlak el Mûsâ aleyhisselâmın mûcize olarak gösterdiği ve koynundan çıkardığında gözleri kamaştıran ve güneş ziyâsı saçan eli.
______________________________________
Yed-i Emîn:
Kânûnen güvenilir kimse olarak seçilen şahıs Mahkemece kendisine bir şey emânet olunan kimse; güvenilir, emin el.
______________________________________
Yed-i Kudret:
Allahü teâlânın kudreti
Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemîn ederim ki; mü'min olmadıkça Cennet'e giremezsiniz ve birbirinizi sevmedikçe mü'min olamazsınız
Size; birbirinizi seveceğiniz bir şeyi bildireyim mi? Selâmı aranızda yayın. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)
Nefsim yed-i kudretinde olana yemîn ederim ki, sizlerden biriniz beni evlâd ve babasından fazla sevmedikçe lâyıkı ile mü'min olamaz.
(Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)