Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Yaratılış ve Su
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 59396" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><strong>Ademoğullarının yaratılışı</strong></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong> ilgili kavramlar</strong> </p> <p style="margin-left: 20px">Şüphe yok ki insanda eşeysel üremenin ilk maddesi nutfedir. Erkeğin vücudunda üreyen bu hücre cinsel temas yoluyla annenin yumurtasıyla birleşir. Döllenmeden sonra da ana rahminde gelişmeye, tavırdan tavıra geçerek büyümeye başlar.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Bu konuda en şümullü ayetlerden birkaçı: <strong>Hacc 22/5-6; Mü'minûn 23/12; Secde 32/7-9'</strong>un meallerine bakıldığında görülecektir ki insan neslinin ana rahminde yaratılmasından geçirdiği nutfe-alekamuzğa-kemik-kemiklere et giydirilmesi - suret verilmesi - nihayet ruhun üflenmesi safhalardan bahsetmektedirler.</p> <p style="margin-left: 20px">İnsanın anatomik yapısından bahsederken ayetlerle geçen bazı kavramların tanımını yapmakta fayda görüyorum.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Sülâle</strong></p> <p style="margin-left: 20px"> Sülâle kelimesi lügatte; öz, hülâsa, değeri taşıyan, aslın kendisi, bir başka şeyden çıkarılmış ve aynı zamanda bir şeyin en iyi parçası gibi anlamlara gelmektedir.(Mü’minun,23/12)</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Nutfe</strong></p> <p style="margin-left: 20px">Nutfe Arap lisânında nutfe:azar azar akmak,sızmak ve damlamak anlamlarına gelen nutfe; netafe kökünden türetilmiş bir isimdir, Az ya da çok suya- çoğunlukla az suya- nutfe adı verilmektedir. Kovanın içindeki su boşaltıldıktan sonra dibinde kalan yaşlık derecesindeki az suya da nutfe denir. Berrak su, damla, menî, nutfeyi ifade etmek için kullanılan tabirlerdir.(Mü’minun,23/12)</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Menî/Mâ-i mehîn</strong></p> <p style="margin-left: 20px">Nutfe menînin içerisinde bulunan sperm hücreciğinin ismi; menÎ de hem spermayı meydana getiren hem de onun canlılığını muhafaza eden ve onun içerisinde taşıyan sıvının adıdır.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Sulb</strong></p> <p style="margin-left: 20px">Sulub, salib şeklinde de telâffuz edilen bu kelime, kuyruk sokumuna kadar olan sırt ve omurga kemiğine verilen isimdir. Genellikle bel tâbir edilir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Terâib</strong></p> <p style="margin-left: 20px">Terîbe kelimesinin çoğuludur. Göğüs kemiğine, iki meme ve boyun halkası arasındaki kemiğe bu ad verilir. Ayrıca göğsün sağ tarafından dört sol tarafından da dört kaburga kemiğine gerdanlık mevziine de terâib adı verilmektedir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Emşâc (karışık) nutfe</strong></p> <p style="margin-left: 20px"> Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'de sperme ile ovumun birleşmesi sonucu meydana gelen karışıma da işaretle buyurmuştur: <strong>"biz insanı; imtihan edelim diye, katışık bir nutfeden yarattık ve bunu işitip gören bir varlık haline getirdik."(İnsan,76/2)</strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Emşâc</strong> kelimesi,Arap lügatınde " bir şeyi başkasına karıştırmak" manasına gelen <strong>meşc/meşic</strong> kökünden alınmıştır. Özel olarak da emşac; karışık kanla karışık nutfe, Allah'ın çeşitli kuvvetlerden meydana getirdiği nutfe şeklinde de tanımlanmaktadır.</p> <p style="margin-left: 20px"> Bu ayette geçen nutfetün emşâc tâbirini Tâbiûn döneminin meşhur müfessirlerinden olan <strong>Mücâhid</strong> (ö.103/721), <strong>İkrime</strong> (ö.104/722), <strong>Hasen el-Basrî</strong> (ö.11,/728), erkeğin suyu ile kadının suyunun birbirine karışması sonucu meydana gelen karışım olarak açıklamışlardır.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Karâr-ı mekîn</strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>"Sonra Biz onu (zigot) nutfe(-i emşâc) olarak karâr-ı mekîne yerleştirdik." </strong>ayetinde geçen karâr-ı mekînden maksadın rahim olduğunda genelde bütün müfessirler görüşbirliği hâlindedirler.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>'Aleka</strong></p> <p style="margin-left: 20px">Asıl itibarıyla 'uluk, ta'alluk gibi ilişmek,yapışıp tutunmak, bağlı olmak manalarına gelen bir kökten türetilmiş isimdir.</p> <p style="margin-left: 20px"> Birşeye yapışan, tutunan şeye Araplar 'aleka tabir ettikleri gibi, suda yaşayan ve tutunduğu canlının kanını emen sülük dediğimiz canlıyada <strong>dûdetü'l-'alâk</strong> adını vermektedirler. Donmuş, pıhtılaşmış kan parçasınada <strong>'aleka</strong> denmektedir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Muzğa</strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>'Aleka</strong> safhasının sona ermesiyle veya tedricî olarak değişime uğraması sonucu meydana gelen yeni merhaleye cenînin muzğa safhası adı verilmiştir. <strong>Muzğa</strong> ağızda çiğnemek anlamına gelen z-ğ-m- kökünden türetilmiş bir isimdir. Çiğdem büyüklüğündeki et parçasına Araplar <strong>muzğa</strong> demektedirler.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Bütün bunlar gösteriyor ki insanın yaratılış safhalarının tamamında su vardır."Andolsun ki biz insanı <strong>çamur sülâlesinden</strong> yarattık; sonra Biz onu (zigot) (<strong>nutfe(-i emşâc)</strong> olarak <strong>karâr-ı mekîne</strong> yerleştirdik;sonra <strong>nutfeyi 'aleka</strong> hâline soktuk; sonra <strong>muzğa</strong> yaptık; sonra <strong>muzğayı kemiklere</strong> çevirdik; <strong>kemiklere et giydirdik</strong>; sonra da başka yaratılışa başladık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir! Sİzler bütün bunlardan sonra öleceksiniz; hiç süphe yok ki kıyâmet gününde yeniden diriltileceksiniz"(Mü’minun,23/12-16</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Nasslar yaratılışın yol ve aracını 'su^olarak ifade etmektedir.... </strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Bütün canlı varlıklar ister erkek ve dişinin çiftleşmesiyle ister yumurtadan, ama sonuçta sudan yaratılmışlardır; kökenleri sudur...</strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>"O halde, 'ne'den yaratıldığına baksın insan."</strong></p> <p style="margin-left: 20px">Bu suyun nasıl ve nereden çıktığını gösteren nasslarda, Kur'ân lâfızlarının dikkat ve hassâsiyeti zirvesine ulaşmaktadır; nass-ı şerif der ki:</p> <p style="margin-left: 20px"> "O halde, 'ne'den yaratıldığına baksın insan.</p> <p style="margin-left: 20px"> Yaratıldı, fışkıran bir sudan;</p> <p style="margin-left: 20px"> belkemiği ile kamurga kemikleri arasından cıkan."<strong>(Tarık,86/5-7)</strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Şöyle ki: bu mâ-i dâfık:" fışkıran su", öyle bir sıvıdır ki hayatî eylemlerin ortaya çıktığı organ vb. âletler henüz takdir edilmemiş henüz hiçbir şekil ve surete sahip değil... Bu sıvı daha sonra Allah'ın Yeryüzündeki halifesi olacak, hayat, akıl ve idrâk dolu mükemmel bir varlık hâlinde: insan olarak doğuyor. İşbu bedenî organ ve âletlerin tasvir ve takdir edilmesi, her uzvun bedendeki görevini yerine getirebileceği kuvvette eşsiz bir şekilde yaratılması, sonra idrak ve akıl kuvvetiyle donatılması... bütün bunlar insanı gözetimi altında tutan, onu tâ başından beri plânlayan bir varlık yani Allah Teala olmaksızın gerçekleşmeyecek bir şeydir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Bütün bu açıklamalardan sonra testislerle yumurtalığın beslenmesinin, kendilerini besleyen kan ve sinirlerin sırtla, göğüs kafesi arasından olduğunda herhangi bir kuşku kalır mı? Böylece bir kez daha ayet-i kerimenin ilmî bir mucize ifade eden nası ortaya cıkmış oluyor.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"> Erkeğin testislerinden sperm canlılarını taşıyan fışkıran bir su, kadının yumurtalığındaki protoplazma hücresinden yumurtacığı taşıyan ve fışkıran bir su.</p> <p style="margin-left: 20px"> Yüce Allah ne kadar doğru söylemiş:</p> <p style="margin-left: 20px"> "O halde, 'ne'den yaratıldığına baksın, insan,</p> <p style="margin-left: 20px"> Yaratıldı, fışkıran bir sudan:</p> <p style="margin-left: 20px"> belkemiği ile kamurga kemikleri arasından cıkan.(Tarık,86/5-8)</p> <p style="margin-left: 20px"> Yüce Rabbimiz ne doğru söylemiş!<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite7" alt=":p" title="Stick out tongue :p" loading="lazy" data-shortname=":p" />utperestler Müminlerle dalga geçip onları hafife alıyorlardı; bunun üzerine Allah Teala kendilerine: <strong>"Biz bunları mâlum şeyden yarattık."</strong> buyurarak değersiz bir atıktan yaratıldıkları için hiç de böbürlenmeye hakları olmadığını beyan ediyor. Ey Adem'in oğulları! Hepiniz bir atıktan yaratılmaktasınız, Allah'a karşı ayağınızı denk alsa nı za!...</p> <p style="margin-left: 20px"> Anlatıldığına göre Mutarrif b. Abdullah, Mühelleb b. Ebu Sufra'nın ipek cübbe ve ipek şal içinde kasım kasım kasıldığını görünce:</p> <p style="margin-left: 20px"><strong>-"Ey Allah düşmanı!"</strong> demiş; " Allah'ın gazap ettiği bu yürüyüş de ne böyle?" Mühelleb'in:</p> <p style="margin-left: 20px">-"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" demesi üzerine,</p> <p style="margin-left: 20px">-"Biliyorum tabiî" demiş; "senin ilk hâlin kokuşmuş vıcık vıcık bir menî, sonun, iğrenç kokulu bir leş, bu ikisi arasında iken de yine pislik dolu birisin işte!...</p> <p style="margin-left: 20px"> Bunun üzerine Mühelleb o kibirli yürüyüşünü terkederek uzaklaşıp gitmiş...</p> <p style="margin-left: 20px">Mahmud el-Verrâk onun bu sözlerini söyle şiirleştirmiştir:</p> <p style="margin-left: 20px"> Ne hayretâmizdir şu kendini beğenen:</p> <p style="margin-left: 20px"> Kökeni kokuşmuş âdi bir menî iken!...</p> <p style="margin-left: 20px"> yarın,-şu anki bütün güzelliğine rağmen-</p> <p style="margin-left: 20px">iğrenç kokulu bir leşe dönüşecek o çukurda.</p> <p style="margin-left: 20px"> Bütün bu gurur ve şaşkınlığıyla</p> <p style="margin-left: 20px"> bedeninin içinde necâset taşımakta!...</p> <p style="margin-left: 20px">Tebliği özetleyecek olursak;</p> <p style="margin-left: 20px">-Kâinatın yaratılışında <strong>SU </strong></p> <p style="margin-left: 20px">-İlk yaratılışta <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-İnsan ve diğer canlıların yaratılışında <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Allah’ın bir nimeti, dünyevi ve uhrevi bir nimet olarak <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Allah’ın bir azabı, dünyevi ve uhrevi bir nimet olarak <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Seyle’l-Arim ve Me’sib Seddinde <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Hz.Musa ve kavmi için denizin yarılmasında,</p> <p style="margin-left: 20px">-Talût ve kavminin bir nehirle denenmesinde,</p> <p style="margin-left: 20px">-Hz. Salihin kıssasında ve Nuh tufanında<strong> SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">- İki deniz arasında bir engel olarak <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Hz. Muhammed (s.a.v)in mucizelerinde <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Nil’in Mısıra tanıdığı hayatta <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-400 yıldır durmandan akan dünya’nın en tatlı mukaddes suyu Zemzem’de <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Çeşme ve sebillerden yansıyan Kur’ân mesajlarında <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Peygamber aşkını anlatan Fuzuli’de Kutadgu Bilig de, Erzurumlu İbrahim Hakkı’da <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Yunus’da, Ferhat ile Şirin’de, Yahya Kemal, Necip Fazıl’da <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Renklerle dans eden Ebru’da <strong>SU</strong></p> <p style="margin-left: 20px">-Göz’de <strong>SU</strong>. </p> <p style="margin-left: 20px"> Gözün optik kırma gücünün %74 ü kornea ile sağlanır. Damarsız bir tabakadır. Kornea’nın %78 i sudur şeffaf bir tabakadır.</p> <p style="margin-left: 20px"> Gözün merceği (lens)</p> <p style="margin-left: 20px"> Gözün kırma gücünün %20-22 si göz merceği tarafından sağlanır. Ağırlığı ortalama 255 mg. damarsız, sinirsiz bir dokudur. Göz merceğinin %70 i sudur. </p> <p style="margin-left: 20px"> Su temizliktir, iyiliktir, medeniyettir, hayatın kaynağıdır. Sevgilinin omuza dökülen saçlarıdır, gözüdür, dudağıdır. Su insan ömrüdür, sevgidir, peygamber sevgisidir.</p> <p style="margin-left: 20px"> Su gibi aziz olunuz.</p> <p style="margin-left: 20px"><strong>M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Kur’an Okuma ve Kıraât İlmi Anabilim Dalı Başkanı </strong></p> <p style="margin-left: 20px"><strong></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Kaynaklar:</strong></p> <p style="margin-left: 20px"> Asım Efendi, Kumus Tecemesi.</p> <p style="margin-left: 20px"> Ateş, İbrahim,Kanuni Sultan Süleyman’ın su vakfiyesi, Ank. 1987</p> <p style="margin-left: 20px"> Barutçugil, Hikmet. ÂB-RÛ Su yüzü, Suyun renklerle dansı, İSKi İst.2000.</p> <p style="margin-left: 20px"> Beyrut Dâru’n-Nefâis 2002.</p> <p style="margin-left: 20px"> Bin’abdullah, Muhammed, el-Mâu fı’l fikril-islâmî ve’l-edebi’l-‘Arabî,Fas 1996.</p> <p style="margin-left: 20px"> Câhız, Kitâb el-Hayevîn, nşr. Abdüsselam Muhammed Harun, Beyrut 1969.</p> <p style="margin-left: 20px"> Canan, İbrahim,Ayet ve hadislerin ışığında çevre ahlâkı, İst.1995</p> <p style="margin-left: 20px">---------,İslâm ve çevre sağlığı, Cihan yayınları, İst. 1983.</p> <p style="margin-left: 20px"> Demir,Ömer-Acar,Mustafa, Sosyal bilimler sözlüğü, Konya 1967.</p> <p style="margin-left: 20px"> Deylemî,Ahmed Âmir, el-Miyâh fı’l Kur’ân –minhâc li-tefsîri’l-işârâti’l-‘ilmiyye fı’l-âyâtı’l-Kur’ânniyye, </p> <p style="margin-left: 20px"> DİA.”Talut” md.</p> <p style="margin-left: 20px"> Dursun, Hakkı,”İstanbul” maddesi, Yeni Türkiye ansiklopedisi.</p> <p style="margin-left: 20px"> Es-Suyûti,el-İtkan fî ulûmi’l-Kur’ân.</p> <p style="margin-left: 20px"> Eyüp Sabri Paşa, Mir’ât-ı Mekke.</p> <p style="margin-left: 20px">İbn Âşûr, Muhammed et- Tahir.Et-Tahrîr ve’t-tenûr,Tunus 1984.</p> <p style="margin-left: 20px">İbn Manzûr, Lisânü’l’Arab,Beyrut 1956.</p> <p style="margin-left: 20px">İbnü’l-Kayyim, et-Tıbbu’n-Nebevi.</p> <p style="margin-left: 20px"> Kırca, Celâl, Kur’ân-ı ve bilim,Marifet yayınları,İst. 1996.</p> <p style="margin-left: 20px"> Köşk, Y. Hamza. Zemzem suyu ve kuyusu, çev. İbrahim Ural – M. A. Sarı, Fey vakfı.</p> <p style="margin-left: 20px">Kurtubi,el-Cami’li-ahkâmi’l-Kur’an.</p> <p style="margin-left: 20px"> Nesefi,Medarikût-Tenzil ve hakkaikû’t-Te’vil.</p> <p style="margin-left: 20px"> Pakalın, Mehmet Zeki,Osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü, İst. 1993.</p> <p style="margin-left: 20px"> Ragıb el-İsfahani,el-Müfredât.</p> <p style="margin-left: 20px"> Razi,Mefatihü’l-Gayb.</p> <p style="margin-left: 20px"> Tabersî, Mecma’u’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân, Tahran 1996 VII.</p> <p style="margin-left: 20px"> Zehir, Cemal, Osmanlı su medeniyeti semp. bildirileri.</p> <p style="margin-left: 20px"> Zemahşerî,el-Keşşâf’an hakaikı ğavâmizı’t-tenzîl ve ‘uyûni’l-ekavîl fî vücûhi’t-te’vîl.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 59396, member: 3"] [INDENT][CENTER][B]Ademoğullarının yaratılışı[/B][/CENTER] [B] ilgili kavramlar[/B] Şüphe yok ki insanda eşeysel üremenin ilk maddesi nutfedir. Erkeğin vücudunda üreyen bu hücre cinsel temas yoluyla annenin yumurtasıyla birleşir. Döllenmeden sonra da ana rahminde gelişmeye, tavırdan tavıra geçerek büyümeye başlar. Bu konuda en şümullü ayetlerden birkaçı: [B]Hacc 22/5-6; Mü'minûn 23/12; Secde 32/7-9'[/B]un meallerine bakıldığında görülecektir ki insan neslinin ana rahminde yaratılmasından geçirdiği nutfe-alekamuzğa-kemik-kemiklere et giydirilmesi - suret verilmesi - nihayet ruhun üflenmesi safhalardan bahsetmektedirler. İnsanın anatomik yapısından bahsederken ayetlerle geçen bazı kavramların tanımını yapmakta fayda görüyorum. [B]Sülâle[/B] Sülâle kelimesi lügatte; öz, hülâsa, değeri taşıyan, aslın kendisi, bir başka şeyden çıkarılmış ve aynı zamanda bir şeyin en iyi parçası gibi anlamlara gelmektedir.(Mü’minun,23/12) [B]Nutfe[/B] Nutfe Arap lisânında nutfe:azar azar akmak,sızmak ve damlamak anlamlarına gelen nutfe; netafe kökünden türetilmiş bir isimdir, Az ya da çok suya- çoğunlukla az suya- nutfe adı verilmektedir. Kovanın içindeki su boşaltıldıktan sonra dibinde kalan yaşlık derecesindeki az suya da nutfe denir. Berrak su, damla, menî, nutfeyi ifade etmek için kullanılan tabirlerdir.(Mü’minun,23/12) [B]Menî/Mâ-i mehîn[/B] Nutfe menînin içerisinde bulunan sperm hücreciğinin ismi; menÎ de hem spermayı meydana getiren hem de onun canlılığını muhafaza eden ve onun içerisinde taşıyan sıvının adıdır. [B]Sulb[/B] Sulub, salib şeklinde de telâffuz edilen bu kelime, kuyruk sokumuna kadar olan sırt ve omurga kemiğine verilen isimdir. Genellikle bel tâbir edilir. [B]Terâib[/B] Terîbe kelimesinin çoğuludur. Göğüs kemiğine, iki meme ve boyun halkası arasındaki kemiğe bu ad verilir. Ayrıca göğsün sağ tarafından dört sol tarafından da dört kaburga kemiğine gerdanlık mevziine de terâib adı verilmektedir. [B]Emşâc (karışık) nutfe[/B] Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'de sperme ile ovumun birleşmesi sonucu meydana gelen karışıma da işaretle buyurmuştur: [B]"biz insanı; imtihan edelim diye, katışık bir nutfeden yarattık ve bunu işitip gören bir varlık haline getirdik."(İnsan,76/2)[/B] [B]Emşâc[/B] kelimesi,Arap lügatınde " bir şeyi başkasına karıştırmak" manasına gelen [B]meşc/meşic[/B] kökünden alınmıştır. Özel olarak da emşac; karışık kanla karışık nutfe, Allah'ın çeşitli kuvvetlerden meydana getirdiği nutfe şeklinde de tanımlanmaktadır. Bu ayette geçen nutfetün emşâc tâbirini Tâbiûn döneminin meşhur müfessirlerinden olan [B]Mücâhid[/B] (ö.103/721), [B]İkrime[/B] (ö.104/722), [B]Hasen el-Basrî[/B] (ö.11,/728), erkeğin suyu ile kadının suyunun birbirine karışması sonucu meydana gelen karışım olarak açıklamışlardır. [B]Karâr-ı mekîn[/B] [B]"Sonra Biz onu (zigot) nutfe(-i emşâc) olarak karâr-ı mekîne yerleştirdik." [/B]ayetinde geçen karâr-ı mekînden maksadın rahim olduğunda genelde bütün müfessirler görüşbirliği hâlindedirler. [B]'Aleka[/B] Asıl itibarıyla 'uluk, ta'alluk gibi ilişmek,yapışıp tutunmak, bağlı olmak manalarına gelen bir kökten türetilmiş isimdir. Birşeye yapışan, tutunan şeye Araplar 'aleka tabir ettikleri gibi, suda yaşayan ve tutunduğu canlının kanını emen sülük dediğimiz canlıyada [B]dûdetü'l-'alâk[/B] adını vermektedirler. Donmuş, pıhtılaşmış kan parçasınada [B]'aleka[/B] denmektedir. [B]Muzğa[/B] [B]'Aleka[/B] safhasının sona ermesiyle veya tedricî olarak değişime uğraması sonucu meydana gelen yeni merhaleye cenînin muzğa safhası adı verilmiştir. [B]Muzğa[/B] ağızda çiğnemek anlamına gelen z-ğ-m- kökünden türetilmiş bir isimdir. Çiğdem büyüklüğündeki et parçasına Araplar [B]muzğa[/B] demektedirler. Bütün bunlar gösteriyor ki insanın yaratılış safhalarının tamamında su vardır."Andolsun ki biz insanı [B]çamur sülâlesinden[/B] yarattık; sonra Biz onu (zigot) ([B]nutfe(-i emşâc)[/B] olarak [B]karâr-ı mekîne[/B] yerleştirdik;sonra [B]nutfeyi 'aleka[/B] hâline soktuk; sonra [B]muzğa[/B] yaptık; sonra [B]muzğayı kemiklere[/B] çevirdik; [B]kemiklere et giydirdik[/B]; sonra da başka yaratılışa başladık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir! Sİzler bütün bunlardan sonra öleceksiniz; hiç süphe yok ki kıyâmet gününde yeniden diriltileceksiniz"(Mü’minun,23/12-16 [B]Nasslar yaratılışın yol ve aracını 'su^olarak ifade etmektedir.... Bütün canlı varlıklar ister erkek ve dişinin çiftleşmesiyle ister yumurtadan, ama sonuçta sudan yaratılmışlardır; kökenleri sudur...[/B] [B]"O halde, 'ne'den yaratıldığına baksın insan."[/B] Bu suyun nasıl ve nereden çıktığını gösteren nasslarda, Kur'ân lâfızlarının dikkat ve hassâsiyeti zirvesine ulaşmaktadır; nass-ı şerif der ki: "O halde, 'ne'den yaratıldığına baksın insan. Yaratıldı, fışkıran bir sudan; belkemiği ile kamurga kemikleri arasından cıkan."[B](Tarık,86/5-7)[/B] Şöyle ki: bu mâ-i dâfık:" fışkıran su", öyle bir sıvıdır ki hayatî eylemlerin ortaya çıktığı organ vb. âletler henüz takdir edilmemiş henüz hiçbir şekil ve surete sahip değil... Bu sıvı daha sonra Allah'ın Yeryüzündeki halifesi olacak, hayat, akıl ve idrâk dolu mükemmel bir varlık hâlinde: insan olarak doğuyor. İşbu bedenî organ ve âletlerin tasvir ve takdir edilmesi, her uzvun bedendeki görevini yerine getirebileceği kuvvette eşsiz bir şekilde yaratılması, sonra idrak ve akıl kuvvetiyle donatılması... bütün bunlar insanı gözetimi altında tutan, onu tâ başından beri plânlayan bir varlık yani Allah Teala olmaksızın gerçekleşmeyecek bir şeydir. Bütün bu açıklamalardan sonra testislerle yumurtalığın beslenmesinin, kendilerini besleyen kan ve sinirlerin sırtla, göğüs kafesi arasından olduğunda herhangi bir kuşku kalır mı? Böylece bir kez daha ayet-i kerimenin ilmî bir mucize ifade eden nası ortaya cıkmış oluyor. Erkeğin testislerinden sperm canlılarını taşıyan fışkıran bir su, kadının yumurtalığındaki protoplazma hücresinden yumurtacığı taşıyan ve fışkıran bir su. Yüce Allah ne kadar doğru söylemiş: "O halde, 'ne'den yaratıldığına baksın, insan, Yaratıldı, fışkıran bir sudan: belkemiği ile kamurga kemikleri arasından cıkan.(Tarık,86/5-8) Yüce Rabbimiz ne doğru söylemiş!:Putperestler Müminlerle dalga geçip onları hafife alıyorlardı; bunun üzerine Allah Teala kendilerine: [B]"Biz bunları mâlum şeyden yarattık."[/B] buyurarak değersiz bir atıktan yaratıldıkları için hiç de böbürlenmeye hakları olmadığını beyan ediyor. Ey Adem'in oğulları! Hepiniz bir atıktan yaratılmaktasınız, Allah'a karşı ayağınızı denk alsa nı za!... Anlatıldığına göre Mutarrif b. Abdullah, Mühelleb b. Ebu Sufra'nın ipek cübbe ve ipek şal içinde kasım kasım kasıldığını görünce: [B]-"Ey Allah düşmanı!"[/B] demiş; " Allah'ın gazap ettiği bu yürüyüş de ne böyle?" Mühelleb'in: -"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" demesi üzerine, -"Biliyorum tabiî" demiş; "senin ilk hâlin kokuşmuş vıcık vıcık bir menî, sonun, iğrenç kokulu bir leş, bu ikisi arasında iken de yine pislik dolu birisin işte!... Bunun üzerine Mühelleb o kibirli yürüyüşünü terkederek uzaklaşıp gitmiş... Mahmud el-Verrâk onun bu sözlerini söyle şiirleştirmiştir: Ne hayretâmizdir şu kendini beğenen: Kökeni kokuşmuş âdi bir menî iken!... yarın,-şu anki bütün güzelliğine rağmen- iğrenç kokulu bir leşe dönüşecek o çukurda. Bütün bu gurur ve şaşkınlığıyla bedeninin içinde necâset taşımakta!... Tebliği özetleyecek olursak; -Kâinatın yaratılışında [B]SU [/B] -İlk yaratılışta [B]SU[/B] -İnsan ve diğer canlıların yaratılışında [B]SU[/B] -Allah’ın bir nimeti, dünyevi ve uhrevi bir nimet olarak [B]SU[/B] -Allah’ın bir azabı, dünyevi ve uhrevi bir nimet olarak [B]SU[/B] -Seyle’l-Arim ve Me’sib Seddinde [B]SU[/B] -Hz.Musa ve kavmi için denizin yarılmasında, -Talût ve kavminin bir nehirle denenmesinde, -Hz. Salihin kıssasında ve Nuh tufanında[B] SU[/B] - İki deniz arasında bir engel olarak [B]SU[/B] -Hz. Muhammed (s.a.v)in mucizelerinde [B]SU[/B] -Nil’in Mısıra tanıdığı hayatta [B]SU[/B] -400 yıldır durmandan akan dünya’nın en tatlı mukaddes suyu Zemzem’de [B]SU[/B] -Çeşme ve sebillerden yansıyan Kur’ân mesajlarında [B]SU[/B] -Peygamber aşkını anlatan Fuzuli’de Kutadgu Bilig de, Erzurumlu İbrahim Hakkı’da [B]SU[/B] -Yunus’da, Ferhat ile Şirin’de, Yahya Kemal, Necip Fazıl’da [B]SU[/B] -Renklerle dans eden Ebru’da [B]SU[/B] -Göz’de [B]SU[/B]. Gözün optik kırma gücünün %74 ü kornea ile sağlanır. Damarsız bir tabakadır. Kornea’nın %78 i sudur şeffaf bir tabakadır. Gözün merceği (lens) Gözün kırma gücünün %20-22 si göz merceği tarafından sağlanır. Ağırlığı ortalama 255 mg. damarsız, sinirsiz bir dokudur. Göz merceğinin %70 i sudur. Su temizliktir, iyiliktir, medeniyettir, hayatın kaynağıdır. Sevgilinin omuza dökülen saçlarıdır, gözüdür, dudağıdır. Su insan ömrüdür, sevgidir, peygamber sevgisidir. Su gibi aziz olunuz. [B]M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Kur’an Okuma ve Kıraât İlmi Anabilim Dalı Başkanı [/B] [B]Kaynaklar:[/B] Asım Efendi, Kumus Tecemesi. Ateş, İbrahim,Kanuni Sultan Süleyman’ın su vakfiyesi, Ank. 1987 Barutçugil, Hikmet. ÂB-RÛ Su yüzü, Suyun renklerle dansı, İSKi İst.2000. Beyrut Dâru’n-Nefâis 2002. Bin’abdullah, Muhammed, el-Mâu fı’l fikril-islâmî ve’l-edebi’l-‘Arabî,Fas 1996. Câhız, Kitâb el-Hayevîn, nşr. Abdüsselam Muhammed Harun, Beyrut 1969. Canan, İbrahim,Ayet ve hadislerin ışığında çevre ahlâkı, İst.1995 ---------,İslâm ve çevre sağlığı, Cihan yayınları, İst. 1983. Demir,Ömer-Acar,Mustafa, Sosyal bilimler sözlüğü, Konya 1967. Deylemî,Ahmed Âmir, el-Miyâh fı’l Kur’ân –minhâc li-tefsîri’l-işârâti’l-‘ilmiyye fı’l-âyâtı’l-Kur’ânniyye, DİA.”Talut” md. Dursun, Hakkı,”İstanbul” maddesi, Yeni Türkiye ansiklopedisi. Es-Suyûti,el-İtkan fî ulûmi’l-Kur’ân. Eyüp Sabri Paşa, Mir’ât-ı Mekke. İbn Âşûr, Muhammed et- Tahir.Et-Tahrîr ve’t-tenûr,Tunus 1984. İbn Manzûr, Lisânü’l’Arab,Beyrut 1956. İbnü’l-Kayyim, et-Tıbbu’n-Nebevi. Kırca, Celâl, Kur’ân-ı ve bilim,Marifet yayınları,İst. 1996. Köşk, Y. Hamza. Zemzem suyu ve kuyusu, çev. İbrahim Ural – M. A. Sarı, Fey vakfı. Kurtubi,el-Cami’li-ahkâmi’l-Kur’an. Nesefi,Medarikût-Tenzil ve hakkaikû’t-Te’vil. Pakalın, Mehmet Zeki,Osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü, İst. 1993. Ragıb el-İsfahani,el-Müfredât. Razi,Mefatihü’l-Gayb. Tabersî, Mecma’u’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân, Tahran 1996 VII. Zehir, Cemal, Osmanlı su medeniyeti semp. bildirileri. Zemahşerî,el-Keşşâf’an hakaikı ğavâmizı’t-tenzîl ve ‘uyûni’l-ekavîl fî vücûhi’t-te’vîl. [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Yaratılış ve Su
Üst
Alt