Yalan söylemek

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
yalan söyleme hastalığı, yalan söylemek ile ilgili ayetler, yalanla ilgili sözler, islamda yalan söylemek, yalan söylemek ile ilgili hadisler, yalan söylemek ve hile yapmak ile ilgili ayetler
Samimiyetsizce tevil yapmaya çalışmanın beraberinde getirdiği samimiyetsizliklerden biri “yalan”dır. Dürüst ve samimi bir kimse, doğru sözlü olduğunu kanıtlamak ve çevresindeki insanları samimiyetine ikna etmek için özel bir çaba harcamaya gerek duymaz. Yaşadığı samimiyetin, Allah’ın izniyle hal ve tavırlarına da yansıyacağını bilir. Nitekim böyle bir kişinin bakışlarından, yüz ifadesinden, ses tonundan, üslubundan, olayları anlatım şeklinden samimiyeti açıkça anlaşılır. Aksinde ise durum çok farklıdır; tevil yöntemine başvuran kişi, yaşadığı samimiyetsizlikten kendisi de emin olduğu için, bu durumu örtebilmek için fazladan bir çaba harcama ihtiyacı duyar. Ancak samimiyetsiz bir tavrı sürdürebilmek için onu hak olan bir yol ile destekleyebilmesi mümkün değildir. Bunu ancak yine Kuran’a uygun olmayan, samimiyetten uzak davranışlarla çözümlemeye çalışacaktır. Yalana başvurması da işte bu sebepledir. Ancak elbette ki kötülüğü, yine kötü olan bir tavır ile telafi edebilmek, üzerini örtebilmek mümkün değildir. Bu, kişinin yalnızca doğru yoldan daha da uzaklaşmasına, samimiyetini ve kendisine olan saygısını daha da yitirmesine neden olur. Bu tavır aynı şekilde çevrelerindeki müminlerin bu kişiye olan güvenlerini de olumsuz yönde etkiler. Çünkü müminler bu tavrı yalnızca Kuran ile değerlendirirler. Allah Kuran’da insanlara, yalanın, beğenmediği ve yasakladığı bir davranış şekli olduğunu bildirmiştir. Ayetlerde Allah’ın bu konudaki hükmü şöyle bildirilmektedir:
İşte böyle; kim Allah’ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının. (Hac Suresi, 30)

"Gerçeği sürekli ters yüz eden, günaha düşkün olan herkesin vay haline." (Casiye Suresi, 7)


Nefislerinin etkisiyle tevil yapmaya başlayan kişiler, elbetteki Kuran’ın bu hükmünden haberdardırlar. Söylenen yalan sözlerin dünyada ve ahirette er ya da geç ortaya çıkacağını, Allah’ın bu davranışlarından razı olmayacağını bilmektedirler. Bu nedenle yine tevil yöntemiyle bu davranışı da tevil edip, makul bir zemine oturtmaya çalışırlar. Açık ve net olarak ortada olan bir konunun tam aksini söylemenin ve bu şekilde gerçeği gizlemenin yalan olduğunu bazen kabul ederler ve bundan kaçınırlar. Ama bazı konuların istisna olduğunu, bunların yalan sayılmayacağını savunurlar. Şeytan bu konuda onlara sinsice yöntemler öğreterek yol gösterir. Örneğin onlara yalanı, ispatı çok zor olacak şekilde sinsice söylemenin yollarını gösterir. Eğer ispat edilemiyorsa, ortada gerçek anlamda bir yalan da olmadığına inanmalarını sağlar. Ve bu yolla yalan söyleyerek tevil yapma yöntemini adı konulmamış bir şekilde gizliden gizliye yaşamalarını ister.

Dolayısıyla söz konusu kişiler, aslında çok sık yalan söyledikleri halde, kendilerini bu tavır bozukluğundan müstağni görürler, yani bunu kabul etmezler. Şeytanın yöntemiyle, söyledikleri yalanlara farklı yorumlar getirerek bunlara masumiyet kazandırmaya çalışırlar. Örneğin "ağzımdan öyle çıktı", "yanlış ifade ettim", "eksik anlatmışım", "yanlış hatırlamışım", "o kısmını söylemeyi unutmuşum", "başka bir konuyla karıştırmışım" gibi açıklamalarda bulunurlar. Bu şekilde söyledikleri yalanı iyi niyetli ve zararsız bir tavır gibi göstermeye çalışırlar. Yalan söylemekten kaçınmaları hatırlatıldığında ise, amaçlarının yalan söylemek olmadığını, yalnızca içerisinde bulundukları durumu açıklamaya çalıştıklarını öne sürerler. Tüm bu tevillerinin samimiyetsizliği kendilerine ispatlandığında ise bu sefer de bir başka yönteme başvururlar. ‘İnsanların ne düşündüğünün önemli olmadığını, kendilerinin kalplerinde taşıdıkları iyi niyetten emin olduklarını’ söylerler. Elbetteki kişinin kalbindeki niyeti son derece önemlidir. Ancak söz konusu kişiler bu gerçeği çarpıtarak, bunu samimiyetsizliklerini örtmek için bir mazeret olarak kullanmaya çalışırlar. Aynı şekilde asıl göz önünde bulundurulacak konu elbette insanların ne düşündüğü değil, Allah’ın gerçeği bilmesidir. Ancak söz konusu kişiler bu gerçeği samimiyetsizce kullanmayı amaçlarlar. Kalplerini bir tek Allah’ın bilebileceği gerçeğinden yola çıkarak çevrelerindeki insanlara kalplerini delil gösterirler. Fakat aslında kalplerinde de samimiyetsizlik olduğunu kendileri de bilirler. Dolayısıyla önemli olanın kalplerinde taşıdıkları “niyet” olduğunu ve başkaları onlara inanmasa da kendi samimiyetlerinden emin olduklarını öne sürerken de, yine yeni bir başka yalan daha söylerler. Kalplerinde gizlediklerine dair Allah’ı şahit gösterirler. Oysa Allah onların yalan söylediklerini bilmektedir. Kuran'da bu kimselerin durumu, "... Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler." (Al-i İmran Suresi, 78) ayetiyle bildirilmiştir.

Bir insanın yalan söylediği fark edilmese, bu kişi yaptığı tevillerle çevresindeki insanları ikna etmeyi başarsa bile, şunu hiçbir zaman unutmamalıdır: Allah gizlinin gizlisini bilendir. Kuran’da bu gerçek insanlara şöyle bildirilmektedir:
Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O'nundur. Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. (Taha Suresi, 6-7)

Ve şüphesiz, senin Rabbin, sinelerinin gizli tuttuklarını ve açığa vurduklarını kesin olarak bilmektedir. (Neml Suresi, 74)

"... Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz..." (Mümin Suresi, 16)


Allah, gerçeği saptırmak için yapılan her samimiyetsiz tevili ve bunları gizleyebilmek için söylenen tüm yalanları tüm detaylarıyla bilmektedir. Ve Allah, "... çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın..." (Enam Suresi, 151) ayetiyle, insanlara yanlış olan bir tavrın her türlüsünü yasaklamıştır. Bir başka ayette ise Allah, "Günahın açıkta olanını da, gizlisini de terk edin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir." (Enam Suresi, 120) sözleriyle gizli samimiyetsizliklerden de sakınmaları için insanları uyarmıştır.

Ancak nefislerinin çıkarlarını Allah’ın rızasından daha önemli gören söz konusu kişiler bu gerçekleri gözardı ederler. Şeytanın etkisiyle yaptıkları tevilleri geçerli kılabilmek için kelime oyunları üzerinde durarak haklı çıkmaya çalışırlar. Bu çabaları nedeniyle ardı ardınca pek çok seri yalan söyleyen, yalanı bu şekilde alışkanlık haline getiren kimselerin şeytanın etkisi altına girdikleri ise Kuran’da şöyle haber verilmektedir:
Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi?
Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya inerler.
Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223)


Böyle bir durumda insan kendisini ne kadar kandırmaya çalışırsa çalışsın ya da vicdanını ne kadar rahatlatmaya çalışırsa çalışsın, gerçek olanı değiştiremez. İnsanın tüm amelleri sağında ve solunda bulunan yazıcı melekler tarafından her an yazılmaktadır. Kişi bunu insanlara karşı tevil etmeyi başarsa bile, gerçek olan Allah Katında saklıdır. İnsan Allah’ın huzurunda yaptığı her davranıştan, söylediği her sözden sorumlu tutulacaktır. Samimi olan insan ise, her ne hata yaparsa yapsın, bu durumu Kuran ahlakıyla telafi etmeye çalıştığı sürece kurtuluş yolunu bulacaktır.

Tıklayın==> Yalan yere yemin etmenin hükmü
 

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
Yalan ile ilgili hadisi şerifler
yalan söyleme hastalığı, yalan söylemek ile ilgili ayetler, yalanla ilgili sözler, islamda yalan söylemek, yalan söylemek ile ilgili hadisler, yalan söylemek ve hile yapmak ile ilgili ayetler
Yalan ile ilgili hadisi şerifler

Yalan yere yemîn etmek, evleri ıssız bırakır

Sizler yardım görecek, ganimetler elde edecek ve birçok memleketleri fethedeceksiniz. Sizden kim bu vakte ererse, Allah`tan çekinsin, ma`rufu emredip, münkerden de nehyetsin. Kim de bile bile bana yalan nisbet ederse, ateşteki yerini hazırlasın."

Beş günah vardır ki,keffâreti yoktur.Bunlar; Allâh'a şerik koşmak,bi-gayri hakkın adam öldürmak,mü2mine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek

Kişiye, şerrinden korkulduğu için ikramda bulunulacak. Görünüşte dost fakat esasında düşman insan sayısı artacak, sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak, amir ve memur çok, doğru iş yapan az olacak.

Munafigin alameti uctur: Konustugunda yalan soyler, vaad verdiginde yerine getirmez, emanet olundugunda hainlik ede

Yalan, nifak kapılarından biridir

Yazıklar olsun o kimseye ki halkı güldürmek için yalan söyler. Veyl (azâbı) ona, veyl (azâbı) ona, veyl (azâbı) ona.
Yalan, rızkı azaltır

Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın

Ki onlar yalan şahidlikte bulunmayanlar boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir

İman sahibi, her hataya düşebilir. Fakat, hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez

Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür

Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan söylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür

Pazarcıların çoğu facirdir! Çok yemin ederek günaha girerler ve yalan söyleyerek alış-veriş yaparlar
 

LİM10

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Mart 2011
Mesajlar
154
Tepkime puanı
1
şaka bile olsa yalan söylemeyin

"Şaka bile olsa "YALAN" söylemeyin.."
Hazret-i Muhammed (s.a.v)
Ve..
Yüce dinimiz İSLAM'ın yasak kıldığı,
Büyük Günahlardan biridir YALAN..

YALAN söylemek..
kişinin özgüvenini,
Kendine saygınlığını,
karşılıklı ilişkilerde,
Güveni sarsar..

YALAN..
Bir menfaat elde etmek,
yahut kabahati gizlemek,
veyahut kötü niyetiyle doğru olanı gizleyip,
kişinin bildiğinin aksini söylemesidir..

YALAN'a başvurmak..
insanın kendisine karşı,
dürüst olmadığını gösterir..

Doğru diye bildiği bir şeye yanlıştır demek
veya
Yanlış olan birşeye de doğrudur demek,
İnsanın;
Kalbiyle dili arasında birliği sağlayamaması
demektir..
Buda..
Samimiyetsizliğin göstergesi
Ve..
Münafıklığın alametidir..

Münafıklığın alameti üç tür;
-Konuştuğu zaman yalan söyler,
-Söz verdiği zaman sözünde durmaz,
-Birşey emanet edildiği zaman emanete hıyanet eder..

İNSAN..
Yalan konuşdukça ve yalanı benimsedikçe,
ALLAH (c.c.)
katında yalancılardan yazılır..

Peygamber Efendimiz (s.a.v) söyle buyurmuştur:
Doğruluğu benimseyin,
Ondan ayrılmayın..
Zira..
Doğruluk iyiliğe götürür,
İyilik de CENNET'e götürür..
Kişi doğru söyledikçe;
ALLAH (c.c.)
katında doğrulardan yazılır..
YALAN'dan sakının..
Zira..
Yalan kötülüğe götürür,
kötülük de CEHENNEME götürür..
Ve..
ALLAH (c.c.) Resulü (s.a.v)nün duası:
ALLAH'ım..
Kalbimi münafıklıktan,
Dilimi yalandan temizle..
Amin..
 
Üst Alt