Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Yahudi Hikayeleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 24414" data-attributes="member: 1208"><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Dul Kadın ve Yahudinin İmanı</span></span></span></strong><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Bir bayram arefesinde, dul bir kadın yanında babadan yetim kalmış çocuğu ile zengin bir hacının dükkanına girerek, Allah rızası için yardım istedi. Hacı fakir kadına yardım etmediği gibi:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Bıktım sizden nedir bu iş.. Ben sizin için mi çalışıyorum. Defol şurdan, diyerek kovdu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Hacıdan hiç ummadığı bir şekilde cevap alarak kapı dışarı edilen kadıncağız, melül- mahzun oradan ayrılıp giderken, hacının karşısında, aynı mağazadan bir dükkanın sahibi olan yahudi, o fakirin ızdırabını anladı .</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Nedir hanım, hacı size niçin bağırdı?, diye sordu.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İmanlı ve şuurlu bir kadın olan fakirceğiz, Yahudiye hacıyı şikayet etmek yerine :</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- O benim büyüğümdür. Döver de, kovar da, sana ne oluyur ey kefere! diye cevap verdi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Fakat Yahudi durumu anlamıştı. Kadını ısrarla dükkana çağırıp, ne isterse almasını, kendisine ve çocuğuna olacak elbisenin kendisinde bulunduğunu hatta hacınınkinden daha iyisini kendisinden alabileceğini söyleyerek dükkanına getirdi. Dul kadın ve yetim çocuk Yahudinin dükkanından beğendikleri elbiseyi giydiler, kuşandılar ve kadın Yahudiye :</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Allah sana iman nasip etsin. Sen bizi giydirdiğin gibi Allah da sana Cennette köşkler verip Cennet elbiseleri giydirsin, giblerden dua etti, yanındaki masum çocuk da, anasının duasına amin, dedi. Şen şakarak oradan ayrılıp gittiler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Dul ve yetimi dükkanından kovan hacı, o gece bir rüya gördü. Rüyasında kıyamet kopmuş ve kendis cennete girmişti. Cennette gezerken gayet güzel, gözleri kamaştıran bir köşk gördü. Baktı ki, köşkün kapısında kendisnin ismi yazılı idi. "Demek ki burası bana ait" diyerek köşkün kapısından içeri girmek istedi. Fakat kapıda bekçi olarak bekleyen melekler hacıyı içeri almadılar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Giremezsin hacı, dur bakalım nereye gidiyorsun? dediler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Hacı durdu :</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">- Niye giremiyorum, bu köşk benim değil mi? diye sordu.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Melekler cevap verdiler :</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">- Düne kadar senindi ama, maalesef dün sizden başkasına devredildi. Daha henüz kapısının üzerrindeki tabelâ da sçkülmemiş, yakında sökerler, dediler.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Hacı neye uğradığını anlayamadı. O telaş ve heyecan içinde uyandı ki, yatakta yatıyor : "Eyvah ben ne yaptım ... Dün çocuklara iyilik etmemekle hata ettim, demek ki benden sonra onları yahudi Avram efendi giydirmişti. Köşkü kaçırdık" dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Sabah olunca doğru yahudi Avram efendinin dükkanına gitti. Selam, hoş - beşten sonra:</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">- Avram efendi, dünkü dul kadına sen kaç liralık elbise verdiysenonların parasını sana ben vereceğim, dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Yahudi bir altın değerinde elbise verdiğni söyledi.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Hacı :</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">- Madem o kadarmış al sana onun iki misli, dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span><span style="font-family: 'Verdana'">Fakat Avram olmaz, dedi. Hacı değerini yükseltti, hacı yükselttikçe yahudi olmaz diyor, yahudi kabul etmedikçe hacı vermek istediği parayı artırıyordu. Hacı yüz altın, ikiyüz altın vermeğe başladı ama, artık Avram'ın da sabrı taşmıştı.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Olmaz hacı olmaz, o köşk yüz altınla bin altınla satın alınmaz... O senin gördüğün rüyayı ben de gördüm ve işte müslüman oldum. o köşk düne kadar senindi, sen daha evvel yaptığın hayır - hasenatla o kçşkü yaptırmıştın ama, dün bana sattın. Ben onu tekrar sana satmaya niyetli değilim. Sen artık bundan sonra kapına geleni boş çevirmede, Cennette kendine başka saraylar yaptır. Allah'ın mülkü geniştri, dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yahudiden de bu cevabı alan hacı, bir daha kapısına geleni boş çevirmeyceğine dair kendi kendine söz vererek oradan ayrılığ gitti. Ama köş de elden gitti. Allah yardımcısı olsun.</span></span></span><span style="color: blue"> </span></p><p><span style="color: blue"></span><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Kaynak: Büyük Dini Hikayeler, İ.Sıddık İmamoğlu, Osmanlı Yayınevi</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Kim Yahudi?</span></span></span></strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Kûfe'de bir adam, kendisinin Müslüman olduğunu söylemekle beraber Hazreti Osman'ın (r.a.) yahûdi olduğunu iddia eder dururmuş. Etrafındaki ilim adamları her ne kadar adamı iknaya çalışıyorlarsa da, bir türlü ikna edemezlermiş. Bu meseleyi İmam-ı Âzam Hazretlerine arzedip adamı susturmasını rica etmişler. </span></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İmam-ı A'zam Hazretleri bir akşam adamın evine misafir olmuş. Hoş-beşten sonra ev sahibi zamanın en büyük aliminin evine gelmesinde bir sebep olduğunu tahmin ederek, isteğinin ne olduğunu sormuş. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İmam-ı A'zam Hazretleri: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Senin güzel ve dindar bir kızın varmış, ona düğüncü geldim, deyince adam hayret etmiş ve: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Ya İmam! Sizi buraya kadar gönderen o adam, nasıl bir kimsedir? diye sormuş. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Hazreti İmam, başlamış damat adayının meziyetlerini saymaya: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Dindar, Allah'tan son derece korkar, hayadan melekler bile ona yetişemez, âlim, hafız... diye saymaya devam edince. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Adam: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Yeter!, demiş. Senin bu anlattıklarının yarısı bile benim kızımı vermeme yeter de artar bile. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Meramına erişen İmam: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Yalnız, demiş bir kusurunu söylemeyi unuttum. Kızınızı istediğim zat, yahûdidir, demiş. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Adam bunun üzerine hiddetlenmiş tabiii: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Nasıl olur ya İmam! Benim kızım bir yahûdiye mi lâyıkdır? demiş. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Adamdan bu cevabı alan İmam-ı A'zam Hazrüyük Dini Yayınlar, Osmanlı Yayınevietleri: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Niye lâyık olmasın? Sen bir kızını yahûdiye vermek istemiyorsun da, Yüce Peygamberimiz (s.a.s.) iki kızını da yahûdiye nasıl verdi? demiş. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Adam anlamış tabii İmam Hazretlerinin eve niçin geldiğini... Eline ayağına sarılarak af dilemiş ve bir daha da Hazreti Osman hakkında söylediği sözleri ağzına almamış. (1)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Kaynak: Büyük Dini Hikayeler, Osmanlı Yayınevi</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></span><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yahudilerin İftirası</span></span></span></strong></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'verdana'">Musa (a.s.) kardeşi Harun (a.s.) ile birlikte yolculuk ederken o zamana kadar görmedikleri bir ağaç görürler. Hemen ardında kapısı ardına kadar açık bir ev görürler. Seslenirler bir cevap alamazlar.Evin içinde bir kanepe görürler. Harun (a.s.): </span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Ya Musa! Burası hoşuma gitti. İzin ver de şu kanepenin üzerinde biraz olsun uyuyayım. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Uyu ya Harun. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Hz.Harun orada uyuduğu zaman ölüm meleği gelip Harun (a.s.) ruhunu kabzeder. İlk defa gördükleri ağaç kaybolur. Ev içindeki kanepe ile semaya kaldırılır. Musa (a.s.) bu duruma üzülerek yapayalnız İsrailoğullarına döner. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Onun kardeşiyle birlikte dağa çıkıp yalnız döndüğünü gören Yahudiler: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Musa, İsrailoğullarının Harun'a karşı olan sevgisi yüüznden hased edip onu öldürdü, diye iftira ederler. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Musa (a.s.) : </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Kardeşimi öldürdüğümü ileri sürerek bana iftira ediyorsunuz. Halbuki o daha önce kendisi için takdir edilen hükmün tecellisi karşısındadır. O İlahi hüküm yerine geldi. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yahudiler, bu iftirayı çoğaltınca Musa (a.s.) iki rekat namaz kıldı ve Rabbine kendisini temize çıkarması ve Yahudileri susturması için dua etti. Dua kabul olundu. Bir mücize olarak kanepe göründü. musa (a.s.'ın doğru söylediğine inanırlar.</span></span></span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yahudinin İnkarı ve Altın</span></span></span></strong></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İsa Aleyhisselâm bir Yahudi ile yola çıkar. Yanlarına ekmeklerini de almışlardı. Fakat Hz. İsa'nın iki, Yahûdinin ise üç ekmeği vardı. Yahudi, Hz. İsa'ya göstermeden ekmeğin birini yedi. İsa aleyhisselâm, Yahûdinin üç ekmeği olduğunu biliyordu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Senin üç ekmeğin vardı, biri ne oldu? diye sordu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yahudi: «Benim ekmeğim iki idi» diyerek yalan söyledi. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yollarına devam ediyorlardı. Bir cüzzamlı hastaya rastladılar, İsa aleyhisselâm asası ile hafifçe bir vurunca hasta iyileşti. Yahudi bunu gördü, îsa (a.s.) yine ekmeğinin kaç olduğunu sordu. Yahudi: «İki» diye cevap verdi. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Biraz ileride bîr âmâya rastladılar, İsa aleyhisselâm teveccüh etti âmânın gözleri açıldı! </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Ekmeğin kaç idi? diye sordu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">O yine iki olduğunu söyledi. Bu minval üzere Isa aleyhisselâm'ın mu'cizelerini gördüğü halde Yahudi îman etmemekte ısrar eder ve yollarına devam ederler. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Bir müddet sonra İsa aleyhisselâm bir ağacın gölgesinde yatıp uyumaya başlar. O muhitin valisinin hasta bir kızı vardı. Ölüleri dirilten, hastalara şifa veren zatın kendi memleketine geldiğini duyup aratmaya başlar. Ağacın altında uyumakta olan İsa Ruhullah'ın yanına varırlar. Yahudi gelenlere ne aradıklarını sorar. Onlar meseleyi anlatıp hasta çocuğun iyileşmesi için yardımını dilediklerini söylediklerinde; Yahudi: «O sizin aradığınız benim... Getirin hastayı iyileştireyim» der. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Hastayı getirdiklerinde deynekle bir vurunca çocuğu öldürür. Yahûdiyi hemen yaka-paça valinin huzuruna çıkarırlar. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Çocuğu öldürdüğü için öldürün bunu!, der vali. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Bu sırada İsa aleyhisselâm uykusundan uyanıp asasının kaybolduğunu görür ve biraz sonra da meseleyi öğrenir. Kerameti asada sanan yahûdinin asılmak üzere olduğunu görüp: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Bu benim arkadaşımdır. Bunu serbest bırakırsanız, çocuğunuzu biiznillah diriltirim, der. Maalmemnuniye kabul ederler. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İsa aleyhisselâm ölünün başına varıp: «Kum biiznillah» deyince çocuk ayağa kalkar. Ve hastalıktan da kurtulur. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İsa aleyhisselâm'ın bu mu'cizesini de gören Yahudi'de hâlâ îman alâmeti yoktur. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İsa (a.s.): «Kaç ekmeğin vardı?» diye sorar ve Yahudi'den gene, «iki» cevabını alır. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yollarına devam ederler. Bir müddet gittikten sonra beş parça külçe altına rastlarlar. Külçe altını o anda taksim etmek mümkün olmadığından İsa aleyhisselâm: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Kimin ekmeği üçse o üç parçasını alsın, iki ekmeği olan da iki parça alsın, der. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Bu zamana kadar ekmeğinin iki olduğunu ısrarla söyleyen Yahudi: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">— Benim üç ekmeğim vardı. Birisini senden gizli olarak yedim. Ben üç parça almam lâzım, der. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">İsa aleyhisselâm: «beşi de senin olsun» diyerek külçe altınları ona bırakıp gider. Bir anda milyonların sahibi olan Yahudi sevincinden ne yapacağını şaşırır ve altınların arasında: «Bu da benim, bu da benim» diyerek koşmaya başlar. Biraz sonra oraya iki kişi gelir, onlar da altınlara ortak olmak isteyip; «biz de alacağız» derler. Yahudi bakar ki, kurtulmanın imkânı yok: «Ben eve gidip, at ve araba getireyim. Siz ben gelinceye kadar burada bekleyin. Ben altınları kesmek için bir de testere alır gelirim» der ve gider. </span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Verdana'">Eve varır, karısına zehirli bir börek yaptırıp atları ve arabayı alarak gelir. Tabii ki, bu işleri yapıncaya kadar biraz gecikmiştir. Öbürleri ondan şüphelenirler ve altınların tamamına sahip olmak için Yahûdiyi öldürürler. Öldürdükten sonra da: «Nasıl olsa altınlar bize kaldı. Şu böreği yiyelim de ondan sonra gideriz» deyip zehirli böreği yerler. Netice malûm... Her üçü altınlardan istifade edemez ve dünya hırsıyla geberip giderler. Gittiği yoldan geri dönen Hazreti İsa, altınların yerinde durduğunu ve üç kişinin de bu altınlar yüzünden öldüğünü görüp, dünya nimetlerine meyletmediği için Allah'a şükreder.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Yahudinin Selamı</span></span></span></strong><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Resuli-Ekrem (.s.a.a)'in eşi Ayşe, Resul-i Ekrem (s.a.a)'ın huzurunda oturmuştu ki, Yahudi bir adam içeri girdi. Girdiği anda Selam un aleykum yerine </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Essamu aleykum' yani 'ölüm üzerinize olsun'dedi. Uzun sürmedi, başka biri daha geldi. O da selam yerine </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Ölüm üzerinize olsun' dedi. Bunun tesadüf olmadığı malumdu. Resul-i Ekrem (s.a.a)'i dille incitmek için yapılan bir plandı. Ayşe çok öfkelendi, ve </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Ölüm sizin üzerinize olsun...' diye bağırdı. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurdu: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Ey Ayşe küfür etme, küfür şekillenirse en kötü ve çirkin bir biçimde mücessem olur. Yumuşaklık ve sabırlı olmak, her neyin üzerine konursa, onu güzelleştirir, süsler ve her şeyin üzerinden kaldırılırsa güzelliğini azaltır. Niçin sinirlenip öfkelendin? </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">Ayşe: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Görmüyor musun ya Resulullah'ın, bunlar küstahlık ederek, utanmadan selam yerine ne diyorlar? </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue">- Evet, görüyorum onun için bende, 'Aleykum' yani 'sizin üzerinize olsun' diye cevap verdim, bu kadarı kafiydi.'</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 24414, member: 1208"] [B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Dul Kadın ve Yahudinin İmanı[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][FONT=Verdana] [SIZE=3][COLOR=blue]Bir bayram arefesinde, dul bir kadın yanında babadan yetim kalmış çocuğu ile zengin bir hacının dükkanına girerek, Allah rızası için yardım istedi. Hacı fakir kadına yardım etmediği gibi: - Bıktım sizden nedir bu iş.. Ben sizin için mi çalışıyorum. Defol şurdan, diyerek kovdu. Hacıdan hiç ummadığı bir şekilde cevap alarak kapı dışarı edilen kadıncağız, melül- mahzun oradan ayrılıp giderken, hacının karşısında, aynı mağazadan bir dükkanın sahibi olan yahudi, o fakirin ızdırabını anladı . - Nedir hanım, hacı size niçin bağırdı?, diye sordu. İmanlı ve şuurlu bir kadın olan fakirceğiz, Yahudiye hacıyı şikayet etmek yerine : - O benim büyüğümdür. Döver de, kovar da, sana ne oluyur ey kefere! diye cevap verdi. Fakat Yahudi durumu anlamıştı. Kadını ısrarla dükkana çağırıp, ne isterse almasını, kendisine ve çocuğuna olacak elbisenin kendisinde bulunduğunu hatta hacınınkinden daha iyisini kendisinden alabileceğini söyleyerek dükkanına getirdi. Dul kadın ve yetim çocuk Yahudinin dükkanından beğendikleri elbiseyi giydiler, kuşandılar ve kadın Yahudiye : - Allah sana iman nasip etsin. Sen bizi giydirdiğin gibi Allah da sana Cennette köşkler verip Cennet elbiseleri giydirsin, giblerden dua etti, yanındaki masum çocuk da, anasının duasına amin, dedi. Şen şakarak oradan ayrılıp gittiler. Dul ve yetimi dükkanından kovan hacı, o gece bir rüya gördü. Rüyasında kıyamet kopmuş ve kendis cennete girmişti. Cennette gezerken gayet güzel, gözleri kamaştıran bir köşk gördü. Baktı ki, köşkün kapısında kendisnin ismi yazılı idi. "Demek ki burası bana ait" diyerek köşkün kapısından içeri girmek istedi. Fakat kapıda bekçi olarak bekleyen melekler hacıyı içeri almadılar. - Giremezsin hacı, dur bakalım nereye gidiyorsun? dediler. [/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3][COLOR=blue][FONT=Verdana]Hacı durdu : - Niye giremiyorum, bu köşk benim değil mi? diye sordu. Melekler cevap verdiler : - Düne kadar senindi ama, maalesef dün sizden başkasına devredildi. Daha henüz kapısının üzerrindeki tabelâ da sçkülmemiş, yakında sökerler, dediler. Hacı neye uğradığını anlayamadı. O telaş ve heyecan içinde uyandı ki, yatakta yatıyor : "Eyvah ben ne yaptım ... Dün çocuklara iyilik etmemekle hata ettim, demek ki benden sonra onları yahudi Avram efendi giydirmişti. Köşkü kaçırdık" dedi. Sabah olunca doğru yahudi Avram efendinin dükkanına gitti. Selam, hoş - beşten sonra: - Avram efendi, dünkü dul kadına sen kaç liralık elbise verdiysenonların parasını sana ben vereceğim, dedi. Yahudi bir altın değerinde elbise verdiğni söyledi. Hacı : - Madem o kadarmış al sana onun iki misli, dedi. [/FONT][FONT=Verdana]Fakat Avram olmaz, dedi. Hacı değerini yükseltti, hacı yükselttikçe yahudi olmaz diyor, yahudi kabul etmedikçe hacı vermek istediği parayı artırıyordu. Hacı yüz altın, ikiyüz altın vermeğe başladı ama, artık Avram'ın da sabrı taşmıştı.[/FONT] [/COLOR][/SIZE][FONT=Verdana] [SIZE=3][COLOR=blue]- Olmaz hacı olmaz, o köşk yüz altınla bin altınla satın alınmaz... O senin gördüğün rüyayı ben de gördüm ve işte müslüman oldum. o köşk düne kadar senindi, sen daha evvel yaptığın hayır - hasenatla o kçşkü yaptırmıştın ama, dün bana sattın. Ben onu tekrar sana satmaya niyetli değilim. Sen artık bundan sonra kapına geleni boş çevirmede, Cennette kendine başka saraylar yaptır. Allah'ın mülkü geniştri, dedi. Yahudiden de bu cevabı alan hacı, bir daha kapısına geleni boş çevirmeyceğine dair kendi kendine söz vererek oradan ayrılığ gitti. Ama köş de elden gitti. Allah yardımcısı olsun.[/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=blue] [/COLOR][FONT=Verdana] [SIZE=3][COLOR=blue]Kaynak: Büyük Dini Hikayeler, İ.Sıddık İmamoğlu, Osmanlı Yayınevi [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][/FONT][B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Kim Yahudi?[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Kûfe'de bir adam, kendisinin Müslüman olduğunu söylemekle beraber Hazreti Osman'ın (r.a.) yahûdi olduğunu iddia eder dururmuş. Etrafındaki ilim adamları her ne kadar adamı iknaya çalışıyorlarsa da, bir türlü ikna edemezlermiş. Bu meseleyi İmam-ı Âzam Hazretlerine arzedip adamı susturmasını rica etmişler. [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İmam-ı A'zam Hazretleri bir akşam adamın evine misafir olmuş. Hoş-beşten sonra ev sahibi zamanın en büyük aliminin evine gelmesinde bir sebep olduğunu tahmin ederek, isteğinin ne olduğunu sormuş. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İmam-ı A'zam Hazretleri: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Senin güzel ve dindar bir kızın varmış, ona düğüncü geldim, deyince adam hayret etmiş ve: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Ya İmam! Sizi buraya kadar gönderen o adam, nasıl bir kimsedir? diye sormuş. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Hazreti İmam, başlamış damat adayının meziyetlerini saymaya: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Dindar, Allah'tan son derece korkar, hayadan melekler bile ona yetişemez, âlim, hafız... diye saymaya devam edince. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Adam: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Yeter!, demiş. Senin bu anlattıklarının yarısı bile benim kızımı vermeme yeter de artar bile. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Meramına erişen İmam: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Yalnız, demiş bir kusurunu söylemeyi unuttum. Kızınızı istediğim zat, yahûdidir, demiş. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Adam bunun üzerine hiddetlenmiş tabiii: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Nasıl olur ya İmam! Benim kızım bir yahûdiye mi lâyıkdır? demiş. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Adamdan bu cevabı alan İmam-ı A'zam Hazrüyük Dini Yayınlar, Osmanlı Yayınevietleri: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Niye lâyık olmasın? Sen bir kızını yahûdiye vermek istemiyorsun da, Yüce Peygamberimiz (s.a.s.) iki kızını da yahûdiye nasıl verdi? demiş. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Adam anlamış tabii İmam Hazretlerinin eve niçin geldiğini... Eline ayağına sarılarak af dilemiş ve bir daha da Hazreti Osman hakkında söylediği sözleri ağzına almamış. (1) [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=blue][FONT=Verdana]Kaynak: Büyük Dini Hikayeler, Osmanlı Yayınevi [/FONT][FONT=Verdana][/FONT][/COLOR][/SIZE][B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yahudilerin İftirası[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [COLOR=blue][FONT=Verdana][/FONT][FONT=Verdana][/FONT][/COLOR] [FONT=Verdana][COLOR=blue][/COLOR][/FONT] [FONT=Verdana][/FONT][SIZE=3][COLOR=blue][FONT=verdana]Musa (a.s.) kardeşi Harun (a.s.) ile birlikte yolculuk ederken o zamana kadar görmedikleri bir ağaç görürler. Hemen ardında kapısı ardına kadar açık bir ev görürler. Seslenirler bir cevap alamazlar.Evin içinde bir kanepe görürler. Harun (a.s.): [/FONT] [/COLOR][/SIZE] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Ya Musa! Burası hoşuma gitti. İzin ver de şu kanepenin üzerinde biraz olsun uyuyayım. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Uyu ya Harun. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Hz.Harun orada uyuduğu zaman ölüm meleği gelip Harun (a.s.) ruhunu kabzeder. İlk defa gördükleri ağaç kaybolur. Ev içindeki kanepe ile semaya kaldırılır. Musa (a.s.) bu duruma üzülerek yapayalnız İsrailoğullarına döner. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Onun kardeşiyle birlikte dağa çıkıp yalnız döndüğünü gören Yahudiler: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Musa, İsrailoğullarının Harun'a karşı olan sevgisi yüüznden hased edip onu öldürdü, diye iftira ederler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Musa (a.s.) : [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Kardeşimi öldürdüğümü ileri sürerek bana iftira ediyorsunuz. Halbuki o daha önce kendisi için takdir edilen hükmün tecellisi karşısındadır. O İlahi hüküm yerine geldi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yahudiler, bu iftirayı çoğaltınca Musa (a.s.) iki rekat namaz kıldı ve Rabbine kendisini temize çıkarması ve Yahudileri susturması için dua etti. Dua kabul olundu. Bir mücize olarak kanepe göründü. musa (a.s.'ın doğru söylediğine inanırlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][COLOR=blue][/COLOR][/FONT] [B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yahudinin İnkarı ve Altın[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İsa Aleyhisselâm bir Yahudi ile yola çıkar. Yanlarına ekmeklerini de almışlardı. Fakat Hz. İsa'nın iki, Yahûdinin ise üç ekmeği vardı. Yahudi, Hz. İsa'ya göstermeden ekmeğin birini yedi. İsa aleyhisselâm, Yahûdinin üç ekmeği olduğunu biliyordu. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Senin üç ekmeğin vardı, biri ne oldu? diye sordu. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yahudi: «Benim ekmeğim iki idi» diyerek yalan söyledi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yollarına devam ediyorlardı. Bir cüzzamlı hastaya rastladılar, İsa aleyhisselâm asası ile hafifçe bir vurunca hasta iyileşti. Yahudi bunu gördü, îsa (a.s.) yine ekmeğinin kaç olduğunu sordu. Yahudi: «İki» diye cevap verdi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Biraz ileride bîr âmâya rastladılar, İsa aleyhisselâm teveccüh etti âmânın gözleri açıldı! [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Ekmeğin kaç idi? diye sordu. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]O yine iki olduğunu söyledi. Bu minval üzere Isa aleyhisselâm'ın mu'cizelerini gördüğü halde Yahudi îman etmemekte ısrar eder ve yollarına devam ederler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Bir müddet sonra İsa aleyhisselâm bir ağacın gölgesinde yatıp uyumaya başlar. O muhitin valisinin hasta bir kızı vardı. Ölüleri dirilten, hastalara şifa veren zatın kendi memleketine geldiğini duyup aratmaya başlar. Ağacın altında uyumakta olan İsa Ruhullah'ın yanına varırlar. Yahudi gelenlere ne aradıklarını sorar. Onlar meseleyi anlatıp hasta çocuğun iyileşmesi için yardımını dilediklerini söylediklerinde; Yahudi: «O sizin aradığınız benim... Getirin hastayı iyileştireyim» der. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Hastayı getirdiklerinde deynekle bir vurunca çocuğu öldürür. Yahûdiyi hemen yaka-paça valinin huzuruna çıkarırlar. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Çocuğu öldürdüğü için öldürün bunu!, der vali. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Bu sırada İsa aleyhisselâm uykusundan uyanıp asasının kaybolduğunu görür ve biraz sonra da meseleyi öğrenir. Kerameti asada sanan yahûdinin asılmak üzere olduğunu görüp: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Bu benim arkadaşımdır. Bunu serbest bırakırsanız, çocuğunuzu biiznillah diriltirim, der. Maalmemnuniye kabul ederler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İsa aleyhisselâm ölünün başına varıp: «Kum biiznillah» deyince çocuk ayağa kalkar. Ve hastalıktan da kurtulur. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İsa aleyhisselâm'ın bu mu'cizesini de gören Yahudi'de hâlâ îman alâmeti yoktur. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İsa (a.s.): «Kaç ekmeğin vardı?» diye sorar ve Yahudi'den gene, «iki» cevabını alır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yollarına devam ederler. Bir müddet gittikten sonra beş parça külçe altına rastlarlar. Külçe altını o anda taksim etmek mümkün olmadığından İsa aleyhisselâm: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Kimin ekmeği üçse o üç parçasını alsın, iki ekmeği olan da iki parça alsın, der. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Bu zamana kadar ekmeğinin iki olduğunu ısrarla söyleyen Yahudi: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]— Benim üç ekmeğim vardı. Birisini senden gizli olarak yedim. Ben üç parça almam lâzım, der. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]İsa aleyhisselâm: «beşi de senin olsun» diyerek külçe altınları ona bırakıp gider. Bir anda milyonların sahibi olan Yahudi sevincinden ne yapacağını şaşırır ve altınların arasında: «Bu da benim, bu da benim» diyerek koşmaya başlar. Biraz sonra oraya iki kişi gelir, onlar da altınlara ortak olmak isteyip; «biz de alacağız» derler. Yahudi bakar ki, kurtulmanın imkânı yok: «Ben eve gidip, at ve araba getireyim. Siz ben gelinceye kadar burada bekleyin. Ben altınları kesmek için bir de testere alır gelirim» der ve gider. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=blue][FONT=Verdana]Eve varır, karısına zehirli bir börek yaptırıp atları ve arabayı alarak gelir. Tabii ki, bu işleri yapıncaya kadar biraz gecikmiştir. Öbürleri ondan şüphelenirler ve altınların tamamına sahip olmak için Yahûdiyi öldürürler. Öldürdükten sonra da: «Nasıl olsa altınlar bize kaldı. Şu böreği yiyelim de ondan sonra gideriz» deyip zehirli böreği yerler. Netice malûm... Her üçü altınlardan istifade edemez ve dünya hırsıyla geberip giderler. Gittiği yoldan geri dönen Hazreti İsa, altınların yerinde durduğunu ve üç kişinin de bu altınlar yüzünden öldüğünü görüp, dünya nimetlerine meyletmediği için Allah'a şükreder.[/FONT] [FONT=Verdana][/FONT][/COLOR][/SIZE] [FONT=Verdana] [/FONT][FONT=Verdana][/FONT][B][FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Yahudinin Selamı[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][FONT=Verdana] [SIZE=3][COLOR=blue]Resuli-Ekrem (.s.a.a)'in eşi Ayşe, Resul-i Ekrem (s.a.a)'ın huzurunda oturmuştu ki, Yahudi bir adam içeri girdi. Girdiği anda Selam un aleykum yerine [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Essamu aleykum' yani 'ölüm üzerinize olsun'dedi. Uzun sürmedi, başka biri daha geldi. O da selam yerine [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Ölüm üzerinize olsun' dedi. Bunun tesadüf olmadığı malumdu. Resul-i Ekrem (s.a.a)'i dille incitmek için yapılan bir plandı. Ayşe çok öfkelendi, ve [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Ölüm sizin üzerinize olsun...' diye bağırdı. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurdu: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Ey Ayşe küfür etme, küfür şekillenirse en kötü ve çirkin bir biçimde mücessem olur. Yumuşaklık ve sabırlı olmak, her neyin üzerine konursa, onu güzelleştirir, süsler ve her şeyin üzerinden kaldırılırsa güzelliğini azaltır. Niçin sinirlenip öfkelendin? [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]Ayşe: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Görmüyor musun ya Resulullah'ın, bunlar küstahlık ederek, utanmadan selam yerine ne diyorlar? [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=3][COLOR=blue]- Evet, görüyorum onun için bende, 'Aleykum' yani 'sizin üzerinize olsun' diye cevap verdim, bu kadarı kafiydi.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Yahudi Hikayeleri
Üst
Alt