Vitir Namazı

makes

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Mart 2011
Mesajlar
108
Tepkime puanı
4
Vitir (vitr) Arapça'da çiftin karşıtı olan "tek" “tek başına olan” “bir tek eşi ve benzeri olmayan” anlamlarına gelir.
“Allah tekdir; tek olanı sever. Ey Kur’an ehli! Siz de vitir namazını kılınız!”1

Peygamber Efendimiz:
“Allah tekdir; tek olanı sever” buyurarak vitir namazı ile tek olan Allah arasındaki sayı bakımından ilgiye ve onun vitir kılanları sevdiğine ve onlara sevap verdiğine işaret ettikten sonra mü’minlere hitâben:
“Ey Kur’an ehli! Siz de vitir namazını kılınız!” buyurmaktadır.
Her ne kadar “Kur’an ehli” sözü Kur’an’ı güzel okuyup öğretenleri ve onu ezberleyenleri hatıra getiriyorsa da Kur’ân-ı Kerîm’i baş tacı edinen bütün mü’minlerin Kur’an ehli olduğunda şüphe yoktur.

Şu halde Resûl-i Muhterem Efendimiz bütün müslümanların vitir kılmasını istemektedir. Efendimiz’in “Vitir her müslümanın üzerinde bir Allah hakkıdır” buyurması da bunu göstermektedir.
Vitir namazı böylesine önemli olduğu içindir ki,
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
“Her kim vitri unutur yahut kılmadan uyuyakalırsa onu hatırladığında veya sabahleyin hemen kılsın” buyurmuştur.2
Biz de bu sebeple vitir kılamadığımız zaman onu daha sonra kazâ ederiz.

Kâbe’nin etrafında yedi defa dönerek tavaf ettiğimiz Safâ ile Merve arasında yedi defa koşup say ettiğimiz yine hac ibadeti esnasında şeytana üç ayrı yerde yedişer taş attığımız namazlardan sonra üç defa otuz üçer adet tesbih çektiğimiz dikkate alınırsa tek rakamın yani vitrin ibadetlerimizdeki yeri ve önemi daha iyi anlaşılır.
Vitir namazı, üç rekatlı bir namazdır. Yatsı namazının son sünnetinden sonra kılınır.

Vitir namazının vakti, yatsı namazının vakti ile aynıdır, yatsı namazının vaktinin bitimi ve sabah namazının vaktinin başlangıcı ile son bulur. Bu ikisi arasındaki tertibe riâyet vâcibdir.

İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, vitrin vakti, yatsı namazı kılındıktan sonra başlar. Bir kimse yatsı namazını kıldıktan sonra elbisesini değiştirip başka bir elbise ile vitir namazını kılsa ve önceki elbisesinin temiz olmadığı anlaşılsa, İmam Azam'a göre yalnız yatsı namazını yeniden kılmak gerekir. İki imama göre ise, her iki namazı tekrar kılması gerekir; çünkü vitir namazı vaktinden evvel kılınmış olur. 3

İmam Azam Ebû Hanife, vitir namazını bayram namazları gibi vacip olarak kabul etmiştir. Ebu Yusuf, İmam Muhammed ve diğer üç mezhep imâmlarına göre ise, vitir namazı müekked sünnettir.

Bir insan uykudan uyanacağına güveni yoksa, uyumadan önce vitir namazını kılmalıdır. Eğer uyanacağından emin ise, vitir namazını gecenin sonuna kadar geciktirmesi daha faziletlidir.

Vitir namazı tek kılınır. Cemaatle kılınması sadece ramazan ayına mahsustur. Diğer günlerde vitir namazını, yatsı namazını kılıp uyuduktan sonra gecenin sonuna doğru kılmak daha faziletli olmakla birlikte ramazanda cemaatle kılmak gecenin sonuna bırakmaktan evlâdır.
Peygamber Efendimiz vitir namazını gece kılınan nâfile namazlardan sonra edâ etmeyi tavsiye etmiştir. İşte bu sebeple ramazan ayı boyunca vitir namazı teravih namazından sonra kılınır. Peygamber aleyhissalatü vesselam vitri gece kılınan nâfile namazlardan sonra edâ etmeyi böylece gece ibadetlerini nâfile namazların en hayırlısı ile bitirmeyi tavsiye etmekle beraber onun tanyeri ağarmadan önce mutlaka kılınması gerektiğini hatırlatarak “Sabah vakti girmeden çabucak vitir kılmaya bakın!” buyurmuştur.

Resûl-i Ekrem Efendimiz uykuya yenik düşecek bu sebeple de gecenin sonuna doğru kalkıp vitir namazı kılamayacak ümmetine bir kolaylık göstermiş onların vitir namazını gecenin baş tarafında kılabileceklerini ifade buyurmuştur. Nitekim Ebû Hüreyre hazretleri öğrendiği hadisleri yatmadan önce geç vakitlere kadar tekrarladıktan sonra uyumayı âdet haline getirdiği için Efendimiz kendisine vitir kılmadan uyumamasını tavsiye etmiştir.4 Bu tavsiyenin sadece ona mahsus olduğu kabul edilmektedir.

“Gece kıldığınız namazınızın sonuncusunu vitir yapınız.”5

“Sabah namazı vakti girmeden vitri kılınız.”6

“Sabah vakti girmeden çabucak vitir kılmaya bakın!”7

“Gecenin sonuna doğru namaza kalkamayacağından endişe eden kimse vitir namazını gecenin baş tarafında kılsın. Gecenin sonunda kalkacağına güvenen kimse de vitir namazını gecenin sonunda kılsın. Çünkü gecenin sonunda kılınan namazda melekler de hazır bulunduğundan vitri bu saatte kılmak daha sevaptır.”8
Resûl-i Ekrem Efendimiz vitir namazını gecenin her saatinde kılmıştır. Bazen yatsı namazından sonraki zamanda bazen gece yarısında bazen de tanyeri ağarmadan önceki saatlerde kılmıştır.

Fakat hayatının son dönemlerinde vitir namazını gecenin son kısmı demek olan seher vaktinde kılmayı âdet edinmiştir.9
Neden öyle yaptığını da yukarıdaki hadislerin sonuncusunda belirterek şöyle buyurmuştur: “Gecenin sonunda kalkacağına güvenen kimse vitir namazını gecenin sonunda kılsın. Çünkü gecenin sonunda kılınan namazda melekler de bulunur ve bu saatte kılmak daha sevaptır.” Demek oluyor ki seher vakti kalkıp Rabbine ibadet eden kimseler kesinlikle yalnız değildir. Bu feyizli zamanı değerlendirirken onlara melekler arkadaşlık ederler. İbadetlerinin kabul edilmesi için dua ve niyazda bulunurlar. İşte bu sebeple gecenin sonuna doğru kalkıp vitir kılmak daha bereketli daha feyizli daha sevaptır.
“Allah Teâlâ dünya varlığından daha hayırlı bir namazla sizin imdâdınıza yetişmiştir. Bu vitir namazıdır. Allah Teâlâ bu namazı yatsı ile tanyerinin ağarması arasında kılmanızı uygun görmüştür”10

“Vitir her müslümanın üzerinde bir Allah hakkıdır. Artık onu beş rekat kılmak isteyen beş kılsın üç rekat kılmak isteyen üç kılsın bir rekat kılmak isteyen de öyle yapsın”11

Vitir namazının önemini gösteren başka hadisler de vardır. İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe yukarıdaki hadislerin bir kısmında geçen “Vitir kılınız” emrine ve benzeri hadislere bakarak vitir namazının farz ile sünnet arasında bir önemi bulunduğunu kabul etmiş ve onun vâcip olduğunu söylemiştir. Diğer mezhepler ise vitir kılınması konusundaki hadislere bakarak onun gerçekten önemli bir namaz olduğunu kabul etmişler bununla beraber vitir namazının sünnet-i müekkede olduğunu söylemişlerdir. Onları bu kanaate götüren hususlardan biri Peygamber Efendimiz’in bazı namazlarla birlikte vitrin kendisine farz kılındığını söylemesi ümmetine de ısrarla beş vakit namazı tavsiye etmesidir. Yukarıdaki hadiste Efendimiz’in “Kur’an ehli”ne vitir kılmayı tavsiye etmesine bakarak bazı âlimler bunlar Kur’an ehli hâfızlar ve kurrâdan olan kimselerdir; vitir onlara tavsiye edildiğine göre bu namaz vâcip değil sünnet-i müekkededir demişlerdir. Hanefî mezhebinin iki büyük imamı Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed de vitrin sünnet-i müekkede olduğu görüşündedir. Burada şunu da belirtelim: Vâcip terimi Hanefîler dışındaki bütün mezhepler tarafından farz karşılığı olarak kullanılmaktadır. Onlar Hanefîler gibi farz ile sünnet arasında bir başka terim kabul etmemektedir.

Vitir “tek” anlamına geldiği için Mâlikî Şâfiî ve Hanbelî mezhebi âlimleri vitir namazının bir rekat olduğunu söylemişlerdir.
“Vitir gecenin sonunda bir rek’attır”12 anlamında hadisler vardır.
Şöyleki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleyin kıldığı nâfile namazları hep ikişer rekat kılmış son olarak kıldığı iki rekattan sonra ayağa kalkıp bir rekat daha kılmıştır. Hatta bazı rivayetlerde belirtildiğine göre bir rekattan ibaret olan bu son rekata başlamadan önce bazen yanındakilerle konuşmuştur. Demek oluyor ki Allah’ın Resûlü bazen ikişerden dört rekat namaz kılmış sonra ayağa kalkmış ve bir rekat vitir kılarak gece ibadetlerini beşe tamamlamıştır. Bu şekilde bazen yedi bazen dokuz bazen on bir bazen de on üç rekat namaz kılmış; ama son kıldığı rekat daima tek (vitir) olmuştur. Hanefîler dışındaki bazı âlimlere göre meselâ on bir rekat vitir kılacak bir kimse arada hiç oturmadan sadece on birinci rekatta tahiyyata oturmak suretiyle vitir kılabilir. Bazılarına göre ise sadece onuncu rekatta tahiyyata oturulur sonra ayağa kalkılıp bir rekat daha kılarak on bir rekatlı vitir namazı kılınmış olur. Beş yedi dokuz rekat vitir kılmak isteyenler de böyle kılabilir.

Hanefîler ise vitir namazının üç rekat olduğu bunun da tıpkı akşam namazının farzı gibi kılınacağı görüşündedirler. Buna göre iki rekat kıldıktan sonra selâm vermeden üçüncü rekata kalkılacak ve üçüncü rekatın sonunda selâm verilecektir. Diğer bir ifadeyle bir selâmla üç rekat kılınacaktır. Hanefîler’in bu uygulamadaki dayanaklarından biri Peygamber Efendimiz’in sadece tek rekat olarak kılınan namazları eksik ve güdük saymasıdır. Hz. Ebû Bekir’in torunu olup devrinde Medine’nin en büyük âlimlerinden biri sayılan hadis hâfızı Kâsım b. Muhammed’in Medine’deki uygulamayı ortaya koyan şu sözü de onların dayanaklarından biridir:
“Bulûğa erdiğimiz günden beri hep üç rekat vitir kılındığını gördük. Bununla beraber hepsi yani bir de üç de beş de yedi de câizdir. Umarım ki hiçbirinde sakınca yoktur”13
Hanefîler diğer mezheplerin uygulamasını yanlış bulmamakla beraber vitri birbirine bağlı üç rekat halinde kılmayı daha faziletli ve daha uygun görmüşler; üç rekattan fazla kılınmasını da isabetli bulmamışlardır.
…................................
1-Ebû Dâvûd Vitir 1; Tirmizî Vitir 2
2-Ahmed b. Hanbel Müsned 3/44
3-Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/180-181
4-Buhârî Teheccüd 33 Savm 60
5-Buhârî Salât 84 Vitir 4; Müslim -müsâfirîn 151
6-Müslim-müsâfirîn 160 161
7-Ebû Dâvûd Vitir 8; Tirmizî Vitir 12
8-Müslim -müsâfirîn 162 163
9-Buhârî Vitir 2; Müslim-müsâfirîn 136
10-Ebû Dâvûd Vitir 1; Tirmizî Vitir 1
11-Ebû Dâvûd Vitir 3; Nesâî Kıyâmü’l-leyl 40; İbni Mâce İkâmet 123
12-Müslim-müsâfirîn 154-156)
13- Buhârî Vitir 1
 
Üst Alt