Üveysilik Yolu - Marifet Kapısı - Zikirde Yaşananlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Bismillâhirrahmânirrahîm

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın adıyla;


Allah'ın ve Resulünün selam ve bereketi üzerinize olsun Ey hane halkı! Selamların en güzeli siz kardeşlerimin üzerinize olsun inşaAllah..

Hamd alemleri Rabbi olan Allah'a olsun, salat ve selam o kutlu Nebi(SAV) efendimize onun Aline ve Ashabına ve geçmiş tüm peygaberlere salih kullara şehitlere sıddıklara hızır a.s ve sevdiği tüm evliyalara olsun ebeda

Sizlerle burada zikir ve marifette yaşadıklarımızı paylaşmaya çalışacağız. İnşallah bu sayede sizlerle birlikte yol alarak marifeti ve islamı idrak etmeyi, Allah ve Resulünü sevmenin yolu anlatmaya çalışacağız.

Öncelikle tanımlama olarak ZİKİR kelimesi anlam olarak insanda tarikat kavramını çağrıştırıyor. Aslında zikir kelimesi anma hatırlamadır. Kul marifete girdiğinde Cenab-ı Allah ona zikrini ögretir. Ve yaptırır ki bundan sonra yolculuk başlar aşka doğru.

YAŞA ve GÖR iddialı bir kelimedir. Bu zikri yapan tüm kardeşlerimiz bir çok güzellikler yaşadılar ve yaşamaya da devam ediyorlar...

Öncelikle Üveysilik Nedir ve Üveys Zikri Nasıl yapılır onu açalım..

Üveysilik cismanî olarak görüşmeleri mümkün olmayan kişilerin rüya veya hal yoluyla manen görüşmeleridir. Yani Evliyanın ve Hızır’(as) ın nuraniyetinden veya Peygamber varisi olan Mürşid-i kâmillerin ruhaniyetinden faydalanarak manen yetişenlerin gittiği yolun adına “Üveysi denir.” Bu yolun piri Veysel Karani Hazretleridir. Bu yola da Üveysilik yolu denir.
Peygamber (S.A.V) Efendimizi gözleri ile görmediği halde müthiş bir aşkla bağlı olan Veysel Karani hazretleri bu aşk ve bağlılığıyla ulvi makamlara ulaşmıştır. Öyle ki Efendimiz (SAV)’in “Üveysi karni ihsan ve iyilikte tabiinin hayırlısıdır” övgüsüne mahzar olmuştur.
Veysel Karani Hazretleri Peygamber Efendimizi görmeden, maddi değil, manevi feyzinden yararlanarak tekâmül etmiştir. Bu yolla pek çok evliyaullah yetişmiştir. Üveysilik denince şu dört zümre anlaşılır.

a)Peygamber Efendimizin ruhaniyetinden feyz alanlar
b)Veysel Karani Hazretlerinin ruhaniyetinden feyz alanlar
c)Mürşid-i Kâmilin ruhaniyetinden feyz alanlar
d)Birde Hızır (a.s) aracılığı ile irşad olanlar.

Bunlardan bazılarını örnek olarak verirsek:

Ebul Hasan Harakani (ks) Hazretleri, on iki yıl Beyazid-ı Bestami (ks) Hazretlerinden manen feyz almıştır, seyri sülûkunu tamamlamıştır. Abdullah Tusteri Hazretleri de öyledir. Aynı şekilde Bahaüddin Nakşibendî Hazretleri, Abdulhalik Gucduvani Hazretlerinin ruhaniyetinden feyz almıştır. Lâdikli Ahmet Efendi Hazretleri, Hızır’dan (as) feyz almıştır.
Büyük üstadımız Bilal Baba Hazretleri de üveysilik yolundan yetişmiş bir Mürşidi Kâmildir. Ukkaşe (ra) Hazretlerinin manevi terbiyesi altında seyri sülukunu tamamlamış ve irşad vazifesi ile görevlendirilmiştir.
Bilal Baba Çevresindeki bazı insanlar Ukkaşe (ra) Hazretlerinin böyle bir manevi terbiyede bulunamayacağını söyleyerek, itiraz edenlere cevaben; Evladım üstadımızı sorarlarsa Veysel Karani’dir deyin ” derdi.
Üveysilik yolunun tek manevi yetiştiricisi Veysel Karani Hazretleri değildir. Bu yolun manevi yetiştiricileri başta Peygamber Efendimiz olmak üzere, Hızır (as) ve Mürşidi Kamillerdir. Mürşidi Kamil olmayanlardan üveysilik yolunda yetiştirici olamaz.
Mürşidi Kâmilin bedeni ölür, ruhu ölmez. Mürşidi Kâmilin ruhu, kınındaki kılıca benzer. Ölümünden sonra ise cismani alakalardan soyulduğu için kınından çıkmış kılıç gibi olur. Ruhaniyetleri anıldığı yerde hazır olur.
Üveysi olanlar içinde hiç şüphesiz en dikkate değer olanlardan bir zatda büyük Selçuklular devrinin meşhur şeyhlerinden Ebu’l Kasım cürcanidir. Silsile-i şerifi Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine ulaşır. Bunun yanı sıra Kübrevilik tarikatının kurucusu olan, Moğol istilası sırasında şehit düşen Harezmli şeyh Necmüddin-i Kübra Hazretleri de üveysilikle tanınmıştır. Necmeddin-i Kübra Hazretleri gibi Moğol istilası sırasında vefat eden Feriduddini Attar hazretlerinin de kendisi bizzat üveysiydi.
Bütün çağlar boyunca İslam tasavvufunun en meşhur siması olan Muhyiddin b.el-Arabî Hazretleri de üveysiydi. O bizzat kendi anlatışına göre Hızır (AS) müridi olmuş ve onun vasıtasıyla seyr-i sülukunu tamamlamıştır.

Bilali NadirHz.

Bir süre sonra oradan da ayrılmak mecburiyetinde kalmış ve son olarak Hûlefâ-i Kadirî'den Şeyh Hafız Ali Efendi' ye gitmiştir.Şey Hafız Ali Efendi "Ben sana ders veremem; kim sana ders veririm derse yalan söyler. Sen, Üveysî Veysel Karanî' nin, Şeyhsiz yetiştiği gibi yetişeceksin. (Peygamberimiz, Veysel Karanî'yi Şeyh'siz yetiştirdiği gibi, hiç görmeden manen yetişti.) Her yüz yılda bir; aynı Veysel Karanî gibi, Peygamberimizin ruhani yardımı ile Müceddid yetişir. Bunlara Üveysî derler. Sen de bunlardan birisin evine git çalış. Allah (cc) sana verecektir" demiştir.

Evinde tek başına müzekkin nufus kitabı mucibince çalışan Bilal Nadir Hz.leri bunun yanında çok defalar Şeyh Abdulkâdir Geylâni Hz.ni, Nakş-bendî Muhammed Bahaattin Efendiyi ve Seyyid Ahmed-ür Rifâî Hz. lerini rüyasında görmüş ve manevi yardım almıştır.

Özellikle Hz. Şeyh Abdulkadir-i Geylânî Hz.leri kendisine nasıl yatacağını, nasıl uyuyacağını ve nasıl çalışacağını uzun uzadıya tarif etmiştir..

Şimdi Üveys Zikri Nasıl Yapılır Onu açalım:

Günün aydınlığında ve akşamın karanlığında olmak üzere günde 2 kere yapılır..

*bir kere Euzu besmele cekip 100 kere tevbe estagfurullah diyoruz.

* Besmelesiz en az 132 defa salat-şerife okuyoruz ( sayı sınırı yok dilediğiniz kadar arttırabilirsiniz ) 2000 çeşit salavat var kısası uzunu farketmez nasıl kolayınıza geliyorsa onu okuyunuz kısasında da uzununda da her salavatta 10 rahmet vardır.

Daha sonra 11 ihlas ve 1 fatiha okuyup şu duayı yapıyoruz: Allah'ım senin rızan ve izninle okuduğum salavatların ve okuduğum surelerin sevaplarını Yüce Peygamber Efendimiz SAV ruhuna tüm ashabının alinin sahabelerinin ehlibeytinin ruhlarına salih kulların ruhlarına hızır a.s ve sevdiği tüm evliyaların ruhlarına şehitlerin ve sıddıkların ruhlarına bizden önceki ümmetlere gönderilen tüm peygamberlerin ve nebilerin ruhlarına mana alemindeki tüm öğretmenlerin ruhlarına ve dünyadaki öğretmenlerimizin ruhlarına ve üveys kardeşlerimizin ruhlarına hediye ettim hediye ettim hediye ettim sen kabul buyur ya Rab. Amin. diyip duamızı ediyoruz.

Sonra tek euzu besmele ile en az 100 olmak kaydıyla LA İLAHE İLLALLAH yani kelime-i tevhid söylüyoruz ( sayısı sınırı yok dilediğiniz gibi arttırabilirsiniz )


Peygamber efendimiz SAV hergün ya 70 kere ya da 100 kere estagfurullah cekerdi onun gunahlarından arınmak için değilde hergun en az 70 veya 100 makam yukselirdi o yuzden bir onceki makama yeteri kadar şükredemediğini düşündüğü için 70 veya 100 kere estagfurullah cekerdi. bu sabit bunu 100 kere cekiyoruz arttırmadan. Bizim cekmemizin sebebi ise gunahlarımızın affı için bilip bilmeden gunah işliyoruz gunahkarız o zaman tevbekar olup Allah ın sevdiği kullardan olmayı meyletmek amaç zira Allah tevbe eden kullarını çok sever.

Salat-ı şerife ve tevhid e gelince sayı sınırı yok burdaki ölçü Rabbinin seni ne kadar anmasını istiyorsan sende onu o kadar anmalısın.

Allah Teala buyuyor ki: 'beni bir kere ananı ben bir kere anarım habibimi bir kere ananı ben 10 kere anarım hemde daha hayırlı bir ortamda' diye buyurmaktadır.

Yukarıdaki hadisi kudsiden de anlasıldıgı üzere Alemlerin Rabbi bir olan ALLAH kendi adı anıldığında bir kere habibinin adı anıldığında 10 kere anıyor. Burda sevgiliye verilen önemi görebiliyor musunuz? Habibini bir kere anan bir olan ALLAH habibini andırana kimbilir neler yapmaz.. En güzelini Rahman bilir..

Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz buyuruyor ki:
"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin." [Ahzab Suresi- 56]

"Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât okuyandır." [Tirmizi, Salât 357]

“Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir.” (Nesei, Sehv, 55)

“Yeryüzünde Allah'ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar.” (Nesei, Sehv, 46)

ve daha çok hadisler mevcut bunlar salavatın anlamını anlatan hadislerden bazıları.. salavat getirmenin önemini açmaya çalıştık şimdi gelelim 11 ihlas ve 1 fatiha nın hikmeti ve dua nın sırrına;

3 ihlas 1 fatiha küçük kuran hatmine denktir 11 ihlas 1 fatiha daha çok kuran hatmine denktir. siz salavatların ve surelerin sevaplarını önce peygamber efendimiz s.a.v ruhuna hediye edip sonra yukarıda yazdıgımız şekilde Allah ın dostlarına peygamberlerine sevdiği kullarına hediye gönderiyorsunuz..

Bunu biraz daha açalım aramızdan birisi ölse cenazesinde fatiha okuyup rahmet gondeririz ruhuna, namazlardan sonra salavat getirip fatiha okumamızın sebebide peygamber efendimiz s.a.v ruhuna hediye gondeririz. biri ölse arkasından yasin-i şerif okunup ruhuna hediye gondeririz yani mana alemindeki hediyenin yeri dinimizde sabittir. Biz ise bu zikirde sabah aksam gunde 2 kere hergun Allah'ın sevdiği kullarının ruhlarına hediye gonderiyoruz gerisini siz düşünün. Biz sultanlara hediye gönderiyoruz onlar Rabbimize sormuyorlar mı zannediyorsunuz bize bu hediyeleri kim gönderiyor diye? hali nicedir diye? İşte kimbilir bizde onlardan ne dualar alıyoruz ilerleyen yazılarımda sultanlar hediyeleri kimin gonderdiğini merak edince ziyaret etmek istiyolar ve geliyolar geldiklerinde de misk kokularını bırakıyorlar dunyada daha önce böyle bir koku almamışsınızdır o kadar güzel ki.. Rabbim sizlere de yaşatsın inşaAllah..

Gelelim kelime-i tevhid e LA İLAHE İLLALLAH önemini açalım salat-ı şerifelerle 11 ihlas bir fatiha ile sema kapılarını açtık tevhid söyleyerek söylediğimiz her LA İLAHE İLLALLAH aracısız olarak yani melekler olmadan direk Allah a ulaşır.

Peygamber efendimiz SAV buyuyor ki: Benim ve diğer tüm peygamberlerin kullandığı en faziletli söz LA İLAHE İLLALLAH

Yine buyurmakta ki : Zikirlerin en faziletlisi LA İLAHE İLLALLAH tır.

Allah teala buyuruyor ki: tevhid söyleyen benim kaleme girmiştir. ( yani bir kale düşünün içinde Rabbimiz ve bir çok lütuf nimet var onun kalenin anahtarı da LA İLAHE İLLALLAH

LA İLAHE İLLALLAH kelime anlamı Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. demek marifet anlamı ise Allah'ım seni çok seviyorum demektir. Sakın nefsinize ve vesveselere aldanmayın kalben sevebilecekmiyiz ya da seviyor muyuz demeyin Allah sizin özünüzdekileri zaten biliyor lakin dil söylemeden kalb nasıl söylesin? bırakın tevhid dilinizden kalbinize aksın herşey zaman asla pes etmeyin..


Bundan sonraki konumuzda Nefs terbiyesi salih rüyalar sıddıklık mührü Allah'ın 7 milyar insan içinden size bir AD lakap takması ve mührünü vurması zikirde yaşayacaklarınız ve kendi yaşadıklarımı ve kardeşlerimizin yaşadıklarını açmaya çalışıcam.. Allah'ın ve Resulunun selam ve bereketi üzerinize olsun inşaAllah
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Nakledildiğine göre, Hak taâla insanın nefsini yarattığı
zaman:

— Ben kimim? diye suâlde bulundu.

Nefs:
— Ya ben kimim? diye karşılık verdi.

Ondan sonra Hak taâla meleklere emretti. Onlar
bin sene nefsi bi yere hapsettiler.

Allah taâla:
— Ben kimim? diye buyurdu.

Nefs:
— Ben benim sen kimsin dedi.

Ondan sonra Hak taâla meleklere emretti. Onlar
üçbin sene nefsi hapsettiler ve AÇ bıraktılar. açlıkla bithap düşen nefs yine huzura çağrıldı.

Allah taâla:
— Ben kimim? diye buyurdu.


Nefs:

— Sen, kendisinden başka Hak ma'bûd olmayan yüce
Allahsın! ama ben yine de benim. dedi

Allah taâla: Tamam istediğim şekle gelmiş. buyurdu.

KAYNAK: Envarul Aşikîn ( Aşıkların Nurları )

Burdan da anlıyoruz ki Şanlı Peygamberimizin asıl cihad büyük cihad dediği nefs ile olandır. dediğini o kadar sene hapis olup aç kalmasına rağmen Rabbini tanıyıp ama yine benliğinide ortaya koyan inatçı mı inatçı birşeyle ugrasmaktayız ve dostu iblis ile mucadele de etmekteyiz şimdi insanların ibadetlerinin neden meleklerden üstün olduklarını ve eşref-i mahluk olduğunu anlayabildik mi? Meleklerin nefs ve iblis belası yok. Biz bu belalara ragmen başımızı secdeye koyabiliyorsak Rabbimizi habib-i zişan yüce Peygamber efendimiz SAV i zikredebiliyorsak ne mutlu..

İnatçılık aslında yerine göre iyi değerlendirebilinir. Nasıl mı? İbadet etmek için inat etmek, zikir yapmak için inat etmek Allah a sarılmakta inatcılık etmek gibi.. Gayret senden yardım Rahman dan inşaAllah..

Üveys zikrinde her LA İLAHE İLLALLAH deyişimizde Musa A.S asası ile nefsin kafasına vurulur. Nefs hiçbir zaman ölmez öldürülemez ancak bitkisel hayata sokulabilir size birşey diyemez hale gelebilir bu da ilerleyen safhalarda olur biiznillah.. Nefs ancak azraili görünce teslim olur yani azrail canını alırken nefs ancak o zaman teslim olur ve ölür.

FECR SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

27 - Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!

28 - Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön. ( sen O ndan razı O senden razı olarak Rabbine dön )

Burda tevhid ile dövüle dövüle mutmain olan nefs azraili görünce razı olarak Rabbine kavuşmakta. Dönüşümüz Rabbimizedir. Tevhid ile nefsimizi terbiye ederken Rabbimizin yardımıyla ruhumuzu da besliyoruz nefs küçüldükçe ruh büyüyor. zikirde birgun salavat cekerek birgun tevhid cekerek bir gun bildiğiniz ya da bilmediğiniz kuran dan bir sure okurken uyanacaksınız sakın şaşırmayın bu zikirde ruhunuz meleklerden ve evliyalardan eğitim almaya gidiyor her gece.. Ders aldığınızın göstergesi olarak bu şekilde lütuflandırıyor Rahman. YAŞA ve GÖR.

Eğitimin ruhumuza verilmesinin sebebi ise ruh baki akıl ise yok olacaktır.

Bu zikirde ilk başlarda size ruyanızda nefsinizin sembolu gösterilir.. bunu da daha sonraki konumuzda açmaya çalışıcam inşaAllah..
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Araya paraf atalım..

Bakın etrafınıza televizyonlara çevrenizdekilere herkes Allah ın gazabını azabını anlatmakta şunu yapma yanarsın bunu yapma yanarsın kaç sene yanacaklarını bile biçmekteler.. Sabah namazına kalkarken ateşi düşünün birden fırlarsınız demeler vs vs.. insan 2 şeyden kaçar bilmediğinden ve korktuğundan bu fıtratımız gereği böyledir.. Korku ile Rahman a nasıl yaklasabiliriz? Tek korkumuz Allah a ibadet edememek ve O nu anamamak ve onun sevgisine mazhar olamamaktan korkmalıyız..

Dilimiz döndüğünce Rabbimizin merhametini ve rahmetini anlatmaya calısacağız bu zikirde namaz vakti geldiğinde üff yine mi yerine aman kaçmasın diyeceğiz biiznillah.. Sabah namazlarına korku ile degil sevgiliyi bekletmeme mahcubiyetiyle kalkıcaz biiznillah.. cehennem korkusundan ve cennetteki makamlar icin degil sadece Allah ı isteyeceğiz inşaAllah..

Yunus Emre Hz. leri ( Allah Ondan Razı Olsun)

cennet dedikleri bir kaç köşk ile huri bana seni gerek seni tasavvufi şiirlerin ne anlama geldiklerini marifet ehlinin öğretilerini zamanla anlamaya baslayacağız..

Bir açıklama daha yapayım bizim sizden bir üstünlüğümüz yoktur şeyh hacı hoca durumlarımız yoktur bizde öğretmen vardır rehber vardır siz sultanahmet e ilk defa geldiğinizi düşünün ben ise cok gittim size rehberlik yapacağımızı düşünün belkide ayaklarınızın tozu olamam Rabbim en guzelini bilir..

Merhamet ile alakalı olarak şu kıssayı düşünün sevdiğiniz anneniz babanız kardeşiniz veya evladınız size türlü işkenceler etse yapmadığını bırakmasa ve birgün gelip sizden özür dilese affetmezmiydiniz? razı olur muydunuz ateşlerde yanmasına? ASLA dediğinizi duyar gibiyim.. işte size o merhameti koyanda sonsuz kere sonsuz fazlası var.. Ama bakın hep azap hep yakma kül etme anlatılıyor.. Allahu taala HAŞA! sanki bizi dünyaya cızbız yapmak icin göndermiş.. O nun bizim ibadetlerimize zikrimize ihtiyacı yok herşey bizim için Kuran da zikir ile alakalı gizli ve açık olmak üzere 254 ayet bulunmakta..

Bütün peygamberler Ümmet-i Muhammed in makamlarını görünce Allah a peygamberliklerini bırakıp Muhammed e tabii olmak istediler.. Rabbim bizi şanlı paygamberimize hakkıyla ümmet olanlardan eylesin inşaAllah..

Mûsâ (A.S.) Muhammed ümmetinin vasıflarını
Tevrât’ta görünce:
— Ey Allahım! Onların hâlini bana beyân et, dedi.
Hak taâla:
— Ey Mûsâ! Benim rahmetim onlarındır. Kabirlerinde ölü olsalar nûrum onlarındır. Kabirlerinden kalktıkları zaman beşâretim onlarındır. Makamıma gelseler Cemâlim onlarındır, buyurdu.

Hak taâla hazretleri buyurdu:
— Ben kendime ve melekler bana tanıklık ederler ki, benden başka Hak ma’bûd (Allah) yoktur. Benim katımda din, İslâm dinidir. Kim iyilik etse ve ihsanda bulunsa ona Cenneti veririm. Kim bana âsî olsa, karşı gelse ona Cehennem ateşi ile azâb ederim. Kim benim rahmetimden ümidini keserse onu helâk ederim. Kim Allahı bilir ve O'na itaat ederse İlâhî azâbdan kurtulmuştur. Kim şeytanı bilir ve ona uymazsa emin olmuş ve saadeti bulmuştur. Kim Ahireti bilir ve onun için amel işlerse hidâyeti, doğru yolu bulmuştur. Rızkı benim verdiğimi bilene zahmet ne? Şeytanı bilene, ondan gâfil olmak ne? Cehennem ateşinden korkana rahat ne? Cenneti bilen kimseye günâh işlemek ne? Bütün işlerin benden olduğunu bilene feryâd etmek ne?Benim yüceliğimi ve büyüklüğü bildiği halde halka karşı
böbürlenip kibirlenmek ne?

Bu zikirle herşeyin Allah'tan geldiğini idrak ediyoruz ve ettiriliyoruz dolayısıyla seven sevdiğinin verdiklerine razı olur ve katlanır.. biliyoruz zaten demeyin bilmek ayrı idrak etmek ayrı. yaşayın ve görün.

Allah-u Teâlâ veli kullarını bize tarif ediyor ve Hadis-i kudsî’de buyuruyor ki:

“Kulun benimle meşgul olması, en fazla önem verdiği şey olursa, onun arzu ve lezzetini zikrimde kılarım. Arzu ve lezzetini zikrimde kılarsam da o bana âşık olur, ben de ona âşık olurum. O bana, ben ona âşık olunca da, onunla aramdaki perdeyi kaldırırım. Bu hâli onun umumî hâli kılarım. İnsanlar yanıldığı zaman o yanılmaz. Böylelerinin sözleri peygamberlerin sözleri gibidir. Gerçek kahramanlar onlardır.

Onlar öyle kimselerdir ki yer ehline bir cezâ ve azab vermek istediğim zaman onları hatırlarım da azabdan vazgeçerim.” (Ebû Nuaym, Hilye)
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Gelelim marifette üveys zikrinde nefs ve sembolune Rabbimiz istisnasiz her insanın nefsini bir hayvan sembolu ile sıfatlandırmıştır.. ayı,kuş,fare,yılan,kedi,köpek,eşşek vb hayvanlar..

Yunus Emre hz. leri ( Allah ondan razı olsun ) onun nefsinin sembolü ejderha idi. Rabbin yardımıyla ejderha olur kedi :) Rüyanızda nefsiniz size hangi hayvanla gozukurse gozuksun asla korkmayın nefsinizin sembolu şekilden şekile girecektir zamanla bu sizin kötü huylarınızı bilmeniz ve ona göre hareket etmeniz içindir..

4 şekilde görünür, ölü olarak, bağlı olarak, başı boş olarak ve en kötüsü size saldırıyo olarak görebilirsiniz. kötü dediğime bakmayın Allah'ın yardımıyla onu mana da öldürebilirsiniz ama gercekte nefs asla ölmez taa ki azraili görene kadar..

Mevlana Hz.leri ( Allah ondan razı olsun)

Hazret-i Mevlânâ nefsin bu görünmeyen tehlikesini donmuş ejderha ile de temsil eder. Hikâyede nefis muhasebesini terk eden gafil kişi, dağda bulduğu donmuş bir yılanı ölü zannederek şehre indirip güneş ışığına maruz bırakan adamla temsil edilir. Güneşin harareti yani şehvetler, donmuş yılanı diriltir ve adamı yutar:
“Ey insanoğlu; senin nefsin de bir ejderhadır! Ölmüş görünse bile ölmemiştir; günah işlemek için eline fırsat geçmediğinden ötürü, gamdan uyuşmuş bir hâlde, donmuş gibi beklemektedir! (…) Nefis ejderhası; yokluğa, yoksulluğa, fakirliğe düşerse, küçük bir kuvvet hâline girer. Fakat mal-mülk, yüksek mevki yüzünden nefis sivrisineği, çaylak kesilir.

Sen nefis ejderhasını ayrılık karları altında tut; aklını başına al da, onu güneşin altına getirme! Dikkat et ki, ejderhan donmuş bir hâlde kalsın; eğer o canlanırsa, sen onun bir lokması olursun! (…) Çünkü üstün şehvet güneşinin harareti vurunca, o pis baykuş kanatlanır uçar!”

Serkeş nefis eşeğine Hazret-i İsa gibi hâkim olmak gerektiğinden, bir ejderha olan nefisten zarar görmeden onu elde tutmak için Hazret-i Musa gibi olmak gerekir. Ejderhanın gözünün zümrütten kamaştığı gibi, nefis Allah dostunun huzurunda bulunursa, onun yüz arşın uzunlu¬ğundaki dili kısalır, yani kötülüğe cür’eti kalmaz.
Nefsinin kötülüğünden haberdar olmayan kişi omzunda yılan olduğunu bilmeyen adam gibidir. Damdaki bir kişi yani mürşit bunu görür ve haber verir, fakat gaflette ısrar edenler bu îkazlardan rahatsız olurlar. Yılan boyunlarını sokunca ise niye beni uyarmadınız diye feryât ederler. buyurmuştur.

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz; “buyurdular ki:
-“Nefsini bilen Rabbini bilir.

bu hadisi kudsi de anlaşılacağı üzere nefsini bilmek yani hangi kötü özelliklerinin olduğunu nefsin düşman olduğunu bilmek kötü olanı bilmek ve uzak durmak ondan kaçmak ve kaçınmak Allah a yaklaşmak demek Rahman a yaklaşmak ise O nu bilmek demek sevmek demek.. Rabbimiz en guzelini bilir..
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Selamün aleyküm sevgili Burak kardeşim aramıza hoş geldin,duam forumda daimi olman için Bedir hocam gittiğinden beri hasret kaldık Tasavvuf sohbetlerine emeğine yüreğine ilmine sağlık,yazılarının devamını büyük merakla bekliyorum selametle Allah cc emanet ol kardeşim.
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm sevgili Burak kardeşim aramıza hoş geldin,duam forumda daimi olman için Bedir hocam gittiğinden beri hasret kaldık Tasavvuf sohbetlerine emeğine yüreğine ilmine sağlık,yazılarının devamını büyük merakla bekliyorum selametle Allah cc emanet ol kardeşim.

Selamların en güzeli size ve kardeşlerimizin üzerine olsun can kardeşim Allah sizlerden razı olsun ne güzel ne sıcak bir karşılama maşallah size.. dilimizin döndüğünce anlatmaya devam edicem inşaAllah ara vermek zorunda kaldım hakkınızı helal edin yazımı tamamladıktan sonra konu üzerine sizin ve kardeşlerimizin merak ettikleri şeyleri seve seve Rabbimizin izin verdiği ölçüde cevap vericem.. daha sonra konumuz zikirde yaşadıklarımız ruyalarımız ve tecelliler olarak devam edecek Rabbim bize verdiği güzellikleri siz kardeşlerimize de yaşatsın inşaAllah.. Üveys kardeşlerimde gelip üye olup bir bir yaşadıklarını anlatacaklar Allah izin verirse konuyu tamamlarsam.
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
FECR SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

27 - Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!

28 - Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön. ( sen O ndan razı O senden razı olarak Rabbine dön )

Burda tevhid ile dövüle dövüle mutmain olan nefs azraili görünce razı olarak Rabbine kavuşmakta. Dönüşümüz Rabbimizedir. Tevhid ile nefsimizi terbiye ederken Rabbimizin yardımıyla ruhumuzu da besliyoruz nefs küçüldükçe ruh büyüyor. zikirde birgun salavat cekerek birgun tevhid cekerek bir gun bildiğiniz ya da bilmediğiniz kuran dan bir sure okurken uyanacaksınız sakın şaşırmayın bu zikirde ruhunuz meleklerden ve evliyalardan eğitim almaya gidiyor her gece.. Ders aldığınızın göstergesi olarak bu şekilde lütuflandırıyor Rahman. YAŞA ve GÖR.

Eğitimin ruhumuza verilmesinin sebebi ise ruh baki akıl ise yok olacaktır.

Bu zikirde ilk başlarda size ruyanızda nefsinizin sembolu gösterilir.. bunu da daha sonraki konumuzda açmaya çalışıcam inşaAllah..

Selamun Aleyküm kardeşim. Ben bu süreyi 1 seneden fazla hergün okuyorum. Ama okumamin nedeni Allaha verdiğim bir söz, uzun zamandir sıkıntılı olduğum dönemde o dönem agir imtihan larim vardi dilime geldi bu süre fecr suresi . Fecr karanlığın aydınlatması manasinda oldugu icin imtihanimin bitmesine kisa süre kaldığını hissetmistim. Ve Allaha dedim ki her gün okuyacağım bu süreyi Allahim sana söz veriyorum dedm. "Ama hayatim terazi gibi" agir imtihan bitti ama bilmiyorum gormedigim ne var.
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Selamun Aleyküm kardeşim. Ben bu süreyi 1 seneden fazla hergün okuyorum. Ama okumamin nedeni Allaha verdiğim bir söz, uzun zamandir sıkıntılı olduğum dönemde o dönem agir imtihan larim vardi dilime geldi bu süre fecr suresi . Fecr karanlığın aydınlatması manasinda oldugu icin imtihanimin bitmesine kisa süre kaldığını hissetmistim. Ve Allaha dedim ki her gün okuyacağım bu süreyi Allahim sana söz veriyorum dedm. "Ama hayatim terazi gibi" agir imtihan bitti ama bilmiyorum gormedigim ne var.

Aleyküm selam can kardeşim selamların en güzeli sana ve kardeşlerimizin üzerine olsun inşaAllah.. imtihanlar ölene dek bitmeyecek lakin bu zikirle Rabbim imtihanlarımızı kolay eylemekte ve yardım Rabbimizden hediyeler gönderdiğimiz sultanlardan himmetler görmekteyiz..

Bakara 154. Ayet: Bismillahirrahmanirrahim
Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin, hayır onlar diridirler. Fakat siz bunu farkedip-anlayamazsınız.

Şanlı peygamberimiz s.a.v ve ashabı ehlibeyti sahabe efendilerimize şehitlere sıddıklara hızır a.s ve sevdiği evliyalara kim ölü diyebilir?

bunu ilerde Allah izin verirse açıcam..

gelelim fecr suresi 28. ayete Sen Rabbinden razı , O da senden razı olarak dön Rabbine! marifetteki açılımı şudur sen Rabbimizin verdiklerine razı mıyız? verdiği rızıklara? bedenimize? işimize gücümüze? ya da işsizliğimize? nefsimizi köreltmek,gururumuzu ve kibrimizi kırmak adına ve içimizdeki cevheri parlatmak adına gönderdiği belalara ve musibetlere? hastalıklara?

Burdaki sır şu sen Rabbinin verdiklerine razı olursan herşeyin Allah tan geldiğine ikna olup idrak edip iman edersen yani Rabbinden razı olursan O senden zaten razı olur :)

Bizi bizden çok kendinden annenden babandan sevdiğinden daha çok düşünen bir olan ALLAH var bunu idrak edip iman edersen yani hayatına sokarsan herşeyin daha güzel ve daha kolay olacağını anlayacağız Rabbimiz izin verirse..
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Nefsimizi gördük daha sonra zikre başlayan kardeşlerimizde muhakkak sıddıklık mührü vurulur.. bu mühür sol ayak baş parmağınızın tırnağına vurulur ya dikey ya da yatay olarak ortadan ikiye ayrılmıs tırnak kırılmıs tekrar yapıstırılmıs gibi bir iz olur. Mübarek olsun sıddıklardan yazılmışsınız daha sonra bu mühür diger parmaklarınızın tırnaklarına sonra ellerinizdeki parmaklarınızın tırnaklarınıza vurulur.. bizim göremeyeceğimiz şekilde arşa bir nur saçar melekler bu nuru görünce Rablerinden izin alarak ziyaret etmek isterler meleklerin yeme icme gibi bir ihtiyacları yok onların besinleri zikir kuran ve hoş kokular..

Sıddıklık mührümüz vuruldu elhamdülillah zikrin ilerleyen zamanlarında ALLAH mührü vurulacak %90 ruyanızda %10 uyanıkken kimi kardeşlerimizde 1 gün durur bazı kardeşlerimizde hala durur bazı kardeşlerimizde görür ve hemen kaybolur hepsi doğrudur.. Yine zikrin ilerleyen zamanlarında size sır ayetiniz verilecek o sır ayetle dara düştüğünüzde okuduğunuzda Allah ın izniyle o sıkıntıdan kurtulacaksınız şeytan vesvese verdiğinde okuduğunuzda huzurunuzdan defolup gider.. Zikrin ilerleyen zamanlarında Allah size lakap yani ad takacak bu lakap bulunduğunuz makama göre değişecek..

sıddıklık mührü verildi Allah mührü vuruldu ve Rabbimiz size lakap yani ad taktı.. melekut alemine yani mana alemine saçtığınız nuru hayal bile edemezsiniz.. YAŞA ve GÖR

Pir Sultan Abdal ( Allah ondan razı olsun )

Uyur idik uyardılar eyvallahu
Diriye saydılar bizi eyvallahu

Zikre başlayıp biraz ilerledikten sonra ruyanızda kadında olsanız erkekte yeni doğmuş bir bebek görürsünüz bu semboliktir ruhunuzun marifete girdiğini yani marifetteki doğumun gerceklestigini bildirmektedir.. nefsinizi yemekle doyururken ruhunuzu zikirle ibadetle amellerle doyurmalısınız ve büyütmelisiniz.. mühürleriniz vuruldu Rabbim size kulum dedi isim taktı.. Cinler şeytanlar yanınızdan bile geçemezler.. Zikre başladığınız anda korunmaya başlarsınız sizin yüzünüz suyunuz hürmetinize değil zikrin yüzü suyu hürmetine sakın bende bişey var demeyin veren O verenin şanı çok yüce.. İnsanda şuan kiramen katibin dahil olmak üzere 854 melek vardır hafaza melekleri siz düşer gibi olursunuz onlar sizi tutarlar vs.. insan vücüdunda sadece kan hücresi olarak 1 saniyede 50milyon kan hücresi değişmekte..

Rabbimiz buyurmakta: insan üzerindeki emeğimizi bilseydi çokça şükrederdi.

Zikire başlayınca bu meleklerin haricinde peyderpey olarak 13bin melek verilir bunların 1000 i sizin icin kıyamete kadar magfiret diler 1000 i ettiğiniz dualara amin der.. vs vs..

osmanlı döneminden kalma bazı mezar taşlarında 13 papatya dalı gibi şekil olur onun zikir ehli olduğunun göstergesidir..

Öldüğünüzde kabire münker ve nekir hesap sormaya geldiklerinde sizi mühürlerinizden saçtığınız nurlardan ve Allah ın taktığı isim arş-ı alemde parlarken size hesap sormaya gelen münker ve nekir biz seni taniyoruz sen Allah'ın kulum dediği kişisin sana hesap yok! Allah'ın isim verip kulum dediği kişiye kim hesap sorabilir?

Kardeşlerim burası marifet kapısı burası hayret makamı yazdıklarımız sizi hayrete düşürür yaşadıklarımız da.. bizlerde hala marifet ehliyiz ve yaşadıklarımızdan dolayı hala hayret makamındayız şükürler olsun Alemlerin Rabbi bir olan Allah ımıza.. Bizim mükellefiyetimiz böyle bir yolun olduğundan ve güzelliklerinden bahsetmek başka bir amacımız gayemiz yoktur marifet bir sofradır nasibi olan oturur..

Zikirde ilerlediğinizde evliyalar öğretmenleriniz olacak bunlar size bazen uyanıkken bazen rüyanızda öğretmeniniz olarak verildiği bildirilecek

Benim öğretmenlerim: Hoca Ahmed Yesevi, Eyup Sultan Hz.leri ve Mevlana Hz. leri ( Allah onlardan razı olsun ) bende birşey yok verenin şanı çok yüce dediğim gibi kara kaşım kara gözüm için değil zikri yaptığım için verildi.. sizde yapın yaşayın ve görün biiznillah..

Öğretmenleriniz sizi eğittikten sonra en son Öğretmen baş öğretmene yani şanlı peygamberimiz s.a.v e götürürler en son eğitimimizi şanlı peygamberimizden alırız araya kimse girmeden şanlı peygamberimizden eğitimi alıp bitirdikten sonra Şeb-i Aruz yaşanır.

Peygamber efendimiz SAV bizi elimizden tutup Allah a götürür işte bu kul bana hakkıyla ümmet olmuştur diyip şanlı peygamber efendimiz s.a.v bize kefil olup Allah a sevgili olmaya götürmüştür. ve Şeb-i aruz yaşanmaktadır. Marifet yani hayret makamı bitmiştir en son kapı olan hakikat kapısı makamı başlamıştır.. Mübarek olsun..

Silsileye dikkat ettiniz mi? Ruh önce meleklerden sonra evliyalardan sonra Peygamber efendimiz SAV den eğitim alıyor.. en son ALLAH a götürüyor bizi şanlı peygamberimiz..

Rabbimiz şebi aruzda bize hediye olarak ya ev ya da araba veriyor bunlarda semboliktir.. ev vermesi gizli olarak Rabbimizi anmaya devam edicez, araba verirse zikri başkalarına da anlatmamız gerektiği yani Halk içinde Hakkı anmak ve andırmaya çalışmak..


Tasavvufta dört kapı vardır.
1- Şeriat Kapısı
2- Tarikat Kapısı
3- Marifet Kapısı
4- Hakikat Kapısı
ve öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.

Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş; “Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?” “Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”

Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana’nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlana’ya dönmüş, olanları anlatmış. Mevlana; “İşte sana istediğin örnekler…. – Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti. – İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”. Onun için döndü, oturdu. – Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı. – Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile…


Bu yazılanlar kardeşlerimize ütopik gelebilir eski beni karşıma alsam gitsem tayyi zaman yapıp kendime bunları anlatsam kendimi sopa ile kovalardım yazarak en fazla bu şekilde anlatılabilir yaşayıp görmeniz lazım.. yaşayıp gördüğümüz halde akıl hayrette gönül ise imanda..

Bundan sonraki konumuzda önce kendi yaşadıklarımı sonra kardeşlerimizin yaşadıklarını anlatmaya çalışacağım ve kardeşlerimde buraya gelip kendi yaşadıklarını anlatacaklar biiznillah..
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Dâvud (A.S.):
— Ey Allahını! Bir kimse bir hastanın hatırını
sormaya, onu ziyarete gitse sevabı nedir? dedi.

Hak Taâla Hazretleri:
— Ey Dâvud! Melekler onun için gökde istiğfar
ederler, benden bağışlama dilerler ve benim rahmetimi
onun üzerine saçarlar, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Rabbim! Bir kimse bir ölüyü yıkasa sevabı nedir?
dedi.

Hak t aâla Hazretleri:
— Onu günahından arıdırırım. Anasından doğmuş
gibi olur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kimse cenazeye kefen sarsa onun
sevabı nedir? dedi.

Hak Taâla Hazretleri:
— Ben ona cennette sündüs ve istibraktan (ipek ve
atlastan) süslü elbiseler indiririm, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Allahım! Bir kimse kederli kişinin hatırını
sormaya varsa onun sevabı nedir? dedi.

Hak Taâla Hazretleri:
— Ona iman ve takva, dervişlik elbisesini giydiririm,
buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kişi senin korkundan ağlasa onun
ecri, karşılığı nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Onu en büyük korkudan ve cehennemden emin
kılarım, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Bir kimsenin başına bir bela gelse ona
sabretse onun ecri, karşılığı nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— O kimseye cennette üçyüz derece veririm, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Bir kimse karanlık bir gecede camiye
gitse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Kıyamet gününde ona öyle bir nur, ışık ve aydınlık
veririm ki, onunla dilediği yerde yürür, dolaşır
buyurdu.

Davud (A.S.):
— Ey Allahım! Bir kimse başka birine karşı gelse,
kızsa öç almaya gücü yettiği halde, dönüp onu affetse
bağışlasa o kimsenin ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Gönlünü, kalbini iman, yakınlığım ve rahmetimle
doldururum buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Bir zalim, bir kimseye zulüm ve haksızlık etse, o zulmedilen kimse hakkını o zalime bağışlasa
bunun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Kıyamet gününde ben o kimseye büyüklük gösteririm
ve suçunu bağışlarım, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım: Bir kimse, kolaylık olsun diye, müslümanların
yolunu düzeltse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— O yoldan ne kadar taş atmışsa o taşlar sayısınca
onun yakınlarından bir kulu cehennemden çıkarırım,
kurtarırım buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Rabbim! Bir kimse müslümanların ayıbını
söylese onun cezası nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Eğer tövbe ederse cennete herkesden sonra girer.
Tövbe etmezse ilk önce cehenneme girer, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Allahım! Bir kimse, kendini ve kazancını arıtmak
için malının zekâtını verse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri.
— Kıyamet gününde dilediğine şefaat etmesine müsaade
ettim, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Bir kimse yoksulu giydirse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Benim komşuluğumda olur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Bir kimse kâfiri imana çağırsa onun ecri nedir?
dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ona şefkat ve merhamet ederim buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Rabbim! Bir kimse anne ve babasına iyilik
etse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ben o kimseyi cennette saklarım ve memnun
olacağı kadar ona sevâp veririm, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Anne ve babasına itaat etmeyen kimsenin
cezası nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Onun yeri cehennemdir, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kimse hısım ve akrabasından ayrı
düşse, sonra tekrar onlara gitse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ömrünü uzatırım ve malını çoğaltırım, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
Ey Allahım! Bir kimse dili ve kalbi ile seni zikretse,
samimiyetle seni ansa onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Kıyamet gününde benimle beraber olur, buyurdu

Dâvud (A.S.).
— Allahım! Bir kimse günah işlese, dönse tövbe etse
onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— O günahı işlememiş gibi olur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Hangi kulun cimridir? dedi.

Hak Taalâ:
— Halka (insanlara) selâm vermeyen kimse cimridir,
buyurdu.

Dâvud (A.Ş.):
— Hangi kulun sevgilidir? dedi.

Allah Taalâ Hazretleri:
— Benim için halka karşı alçak gönüllü olan mümin
kulumdur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Sana şirk koşmayan, sana denk başka
bir Tanrı tanımayan kulun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Cehennemi ona haram ederim, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— İlâhî! Hangi kulların acizdir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Benim fazlımdan birşey istemeyenlerdir, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Hangi kula çok azap edersin? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Benim takdirime, hükmüme razı olmayana buyurdu

Dâvud (A.S.).
— Ey Allahım! Hangi kulun âlimdir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Bir kimse, ilmi olduğu halde halktan ilim öğrenmek
istese âlim o kimsedir, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Hangi kulun kanaat sahibidir? dedi.

Hak Taâlâ Hazretleri:
— Az rızık verdiğim halde ona kanaat eden kimsedir,
buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Hangi kulun hayırlıdır? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Yaptığı amel (iş)le insanları kendinden memnun
bırakan fakat kendi hoşnutluğunu düşünmeyen kimsedir,
buyurdu.


Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kimse (Lâilâhe illellah — Allahtan
başka ibâdete lâyık ilah yoktur) dese onun ecri nedir?
dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ona o kadar sevap veririm ki, gözler görmüş değildir,
buyurdu.



KAYNAK: Ahmed Bican - Envâru-l Âşıkîn - Aşıkların Nurları
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Aleyküm selam can kardeşim selamların en güzeli sana ve kardeşlerimizin üzerine olsun inşaAllah.. imtihanlar ölene dek bitmeyecek lakin bu zikirle Rabbim imtihanlarımızı kolay eylemekte ve yardım Rabbimizden hediyeler gönderdiğimiz sultanlardan himmetler görmekteyiz..

Bakara 154. Ayet: Bismillahirrahmanirrahim
Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin, hayır onlar diridirler. Fakat siz bunu farkedip-anlayamazsınız.

Şanlı peygamberimiz s.a.v ve ashabı ehlibeyti sahabe efendilerimize şehitlere sıddıklara hızır a.s ve sevdiği evliyalara kim ölü diyebilir?

bunu ilerde Allah izin verirse açıcam..

gelelim fecr suresi 28. ayete Sen Rabbinden razı , O da senden razı olarak dön Rabbine! marifetteki açılımı şudur sen Rabbimizin verdiklerine razı mıyız? verdiği rızıklara? bedenimize? işimize gücümüze? ya da işsizliğimize? nefsimizi köreltmek,gururumuzu ve kibrimizi kırmak adına ve içimizdeki cevheri parlatmak adına gönderdiği belalara ve musibetlere? hastalıklara?

Burdaki sır şu sen Rabbinin verdiklerine razı olursan herşeyin Allah tan geldiğine ikna olup idrak edip iman edersen yani Rabbinden razı olursan O senden zaten razı olur :)

Bizi bizden çok kendinden annenden babandan sevdiğinden daha çok düşünen bir olan ALLAH var bunu idrak edip iman edersen yani hayatına sokarsan herşeyin daha güzel ve daha kolay olacağını anlayacağız Rabbimiz izin verirse..

EyvAllah!
Allah razi olsun .
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Nefsimizi gördük daha sonra zikre başlayan kardeşlerimizde muhakkak sıddıklık mührü vurulur.. bu mühür sol ayak baş parmağınızın tırnağına vurulur ya dikey ya da yatay olarak ortadan ikiye ayrılmıs tırnak kırılmıs tekrar yapıstırılmıs gibi bir iz olur. Mübarek olsun sıddıklardan yazılmışsınız daha sonra bu mühür diger parmaklarınızın tırnaklarına sonra ellerinizdeki parmaklarınızın tırnaklarınıza vurulur.. bizim göremeyeceğimiz şekilde arşa bir nur saçar melekler bu nuru görünce Rablerinden izin alarak ziyaret etmek isterler meleklerin yeme icme gibi bir ihtiyacları yok onların besinleri zikir kuran ve hoş kokular..

Sıddıklık mührümüz vuruldu elhamdülillah zikrin ilerleyen zamanlarında ALLAH mührü vurulacak %90 ruyanızda %10 uyanıkken kimi kardeşlerimizde 1 gün durur bazı kardeşlerimizde hala durur bazı kardeşlerimizde görür ve hemen kaybolur hepsi doğrudur.. Yine zikrin ilerleyen zamanlarında size sır ayetiniz verilecek o sır ayetle dara düştüğünüzde okuduğunuzda Allah ın izniyle o sıkıntıdan kurtulacaksınız şeytan vesvese verdiğinde okuduğunuzda huzurunuzdan defolup gider.. Zikrin ilerleyen zamanlarında Allah size lakap yani ad takacak bu lakap bulunduğunuz makama göre değişecek..

sıddıklık mührü verildi Allah mührü vuruldu ve Rabbimiz size lakap yani ad taktı.. melekut alemine yani mana alemine saçtığınız nuru hayal bile edemezsiniz.. YAŞA ve GÖR

Pir Sultan Abdal ( Allah ondan razı olsun )

Uyur idik uyardılar eyvallahu
Diriye saydılar bizi eyvallahu

Zikre başlayıp biraz ilerledikten sonra ruyanızda kadında olsanız erkekte yeni doğmuş bir bebek görürsünüz bu semboliktir ruhunuzun marifete girdiğini yani marifetteki doğumun gerceklestigini bildirmektedir.. nefsinizi yemekle doyururken ruhunuzu zikirle ibadetle amellerle doyurmalısınız ve büyütmelisiniz.. mühürleriniz vuruldu Rabbim size kulum dedi isim taktı.. Cinler şeytanlar yanınızdan bile geçemezler.. Zikre başladığınız anda korunmaya başlarsınız sizin yüzünüz suyunuz hürmetinize değil zikrin yüzü suyu hürmetine sakın bende bişey var demeyin veren O verenin şanı çok yüce.. İnsanda şuan kiramen katibin dahil olmak üzere 854 melek vardır hafaza melekleri siz düşer gibi olursunuz onlar sizi tutarlar vs.. insan vücüdunda sadece kan hücresi olarak 1 saniyede 50milyon kan hücresi değişmekte..

Rabbimiz buyurmakta: insan üzerindeki emeğimizi bilseydi çokça şükrederdi.

Zikire başlayınca bu meleklerin haricinde peyderpey olarak 13bin melek verilir bunların 1000 i sizin icin kıyamete kadar magfiret diler 1000 i ettiğiniz dualara amin der.. vs vs..

osmanlı döneminden kalma bazı mezar taşlarında 13 papatya dalı gibi şekil olur onun zikir ehli olduğunun göstergesidir..

Öldüğünüzde kabire münker ve nekir hesap sormaya geldiklerinde sizi mühürlerinizden saçtığınız nurlardan ve Allah ın taktığı isim arş-ı alemde parlarken size hesap sormaya gelen münker ve nekir biz seni taniyoruz sen Allah'ın kulum dediği kişisin sana hesap yok! Allah'ın isim verip kulum dediği kişiye kim hesap sorabilir?

Kardeşlerim burası marifet kapısı burası hayret makamı yazdıklarımız sizi hayrete düşürür yaşadıklarımız da.. bizlerde hala marifet ehliyiz ve yaşadıklarımızdan dolayı hala hayret makamındayız şükürler olsun Alemlerin Rabbi bir olan Allah ımıza.. Bizim mükellefiyetimiz böyle bir yolun olduğundan ve güzelliklerinden bahsetmek başka bir amacımız gayemiz yoktur marifet bir sofradır nasibi olan oturur..

Zikirde ilerlediğinizde evliyalar öğretmenleriniz olacak bunlar size bazen uyanıkken bazen rüyanızda öğretmeniniz olarak verildiği bildirilecek

Benim öğretmenlerim: Hoca Ahmed Yesevi, Eyup Sultan Hz.leri ve Mevlana Hz. leri ( Allah onlardan razı olsun ) bende birşey yok verenin şanı çok yüce dediğim gibi kara kaşım kara gözüm için değil zikri yaptığım için verildi.. sizde yapın yaşayın ve görün biiznillah..

Öğretmenleriniz sizi eğittikten sonra en son Öğretmen baş öğretmene yani şanlı peygamberimiz s.a.v e götürürler en son eğitimimizi şanlı peygamberimizden alırız araya kimse girmeden şanlı peygamberimizden eğitimi alıp bitirdikten sonra Şeb-i Aruz yaşanır.

Peygamber efendimiz SAV bizi elimizden tutup Allah a götürür işte bu kul bana hakkıyla ümmet olmuştur diyip şanlı peygamber efendimiz s.a.v bize kefil olup Allah a sevgili olmaya götürmüştür. ve Şeb-i aruz yaşanmaktadır. Marifet yani hayret makamı bitmiştir en son kapı olan hakikat kapısı makamı başlamıştır.. Mübarek olsun..

Silsileye dikkat ettiniz mi? Ruh önce meleklerden sonra evliyalardan sonra Peygamber efendimiz SAV den eğitim alıyor.. en son ALLAH a götürüyor bizi şanlı peygamberimiz..

Rabbimiz şebi aruzda bize hediye olarak ya ev ya da araba veriyor bunlarda semboliktir.. ev vermesi gizli olarak Rabbimizi anmaya devam edicez, araba verirse zikri başkalarına da anlatmamız gerektiği yani Halk içinde Hakkı anmak ve andırmaya çalışmak..


Tasavvufta dört kapı vardır.
1- Şeriat Kapısı
2- Tarikat Kapısı
3- Marifet Kapısı
4- Hakikat Kapısı
ve öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.

Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş; “Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?” “Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”

Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana’nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlana’ya dönmüş, olanları anlatmış. Mevlana; “İşte sana istediğin örnekler…. – Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti. – İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”. Onun için döndü, oturdu. – Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı. – Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile…


Bu yazılanlar kardeşlerimize ütopik gelebilir eski beni karşıma alsam gitsem tayyi zaman yapıp kendime bunları anlatsam kendimi sopa ile kovalardım yazarak en fazla bu şekilde anlatılabilir yaşayıp görmeniz lazım.. yaşayıp gördüğümüz halde akıl hayrette gönül ise imanda..

Bundan sonraki konumuzda önce kendi yaşadıklarımı sonra kardeşlerimizin yaşadıklarını anlatmaya çalışacağım ve kardeşlerimde buraya gelip kendi yaşadıklarını anlatacaklar biiznillah..
Selamün aleyküm. Sol ayak baş parmağı okuyunca daha dün farkettim kırılmış gibi rengi var mi acaba dokununca hafif bi ağrı varmıdır, bir tek sol baş parmak tirnagimda bir leke var dokununca sanki agriyor hafif bi agri. Kardesim en doğrusunu Allah bilir belkide anlam yukluyorum. Selam ve Dua ile
 

solomon82

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Şubat 2015
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm Burak bey anlattıklarınız bir denizdi okur iken ıslandık, Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun bundan 8 sene kadar önce bir Mevlevihane ye bir arkadaşım vasıtası ile bir kaç kez gittim daha sonra bir rüya görür isen bize yaz ver dedi arkadaşım o sıra bir rüya gördüm. Bismillahirrahmanirrahim. Rüyamda mendilleri olmayan bir ruh bir evin içinde beni buldu onun peşinden gittim birlikte çölü aştık deniz kıyısına geldik kıyıda bir yelkenli vardı ben yelkenliye bindim o ruh da yelkene rüzgar gibi doldu bir müddet sonra deniz buz tuttu ve buz dağlarının başında iki eşkiya vardı bana bakan biri bunu öldürelim dedi diğeri o peygamber efendimiz sav' in eteğinden tutanlar dan öldürmeyelim dedi. Sekiz sene önce bu rüyamdan sonra oraya gitmek pek kısmet olmadı, fakat zikir konusundaki açtığınız konu beni eski hatıralarıma tekrar götürdü,. Bu konuyu açtığınız için Allah sizden razı olsun inşallah
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Dâvud (A.S.):
— Ey Allahını! Bir kimse bir hastanın hatırını
sormaya, onu ziyarete gitse sevabı nedir? dedi.

Hak Taâla Hazretleri:
— Ey Dâvud! Melekler onun için gökde istiğfar
ederler, benden bağışlama dilerler ve benim rahmetimi
onun üzerine saçarlar, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Rabbim! Bir kimse bir ölüyü yıkasa sevabı nedir?
dedi.

Hak t aâla Hazretleri:
— Onu günahından arıdırırım. Anasından doğmuş
gibi olur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kimse cenazeye kefen sarsa onun
sevabı nedir? dedi.

Hak Taâla Hazretleri:
— Ben ona cennette sündüs ve istibraktan (ipek ve
atlastan) süslü elbiseler indiririm, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Allahım! Bir kimse kederli kişinin hatırını
sormaya varsa onun sevabı nedir? dedi.

Hak Taâla Hazretleri:
— Ona iman ve takva, dervişlik elbisesini giydiririm,
buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kişi senin korkundan ağlasa onun
ecri, karşılığı nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Onu en büyük korkudan ve cehennemden emin
kılarım, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Bir kimsenin başına bir bela gelse ona
sabretse onun ecri, karşılığı nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— O kimseye cennette üçyüz derece veririm, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Bir kimse karanlık bir gecede camiye
gitse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Kıyamet gününde ona öyle bir nur, ışık ve aydınlık
veririm ki, onunla dilediği yerde yürür, dolaşır
buyurdu.

Davud (A.S.):
— Ey Allahım! Bir kimse başka birine karşı gelse,
kızsa öç almaya gücü yettiği halde, dönüp onu affetse
bağışlasa o kimsenin ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Gönlünü, kalbini iman, yakınlığım ve rahmetimle
doldururum buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Bir zalim, bir kimseye zulüm ve haksızlık etse, o zulmedilen kimse hakkını o zalime bağışlasa
bunun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Kıyamet gününde ben o kimseye büyüklük gösteririm
ve suçunu bağışlarım, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım: Bir kimse, kolaylık olsun diye, müslümanların
yolunu düzeltse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— O yoldan ne kadar taş atmışsa o taşlar sayısınca
onun yakınlarından bir kulu cehennemden çıkarırım,
kurtarırım buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Rabbim! Bir kimse müslümanların ayıbını
söylese onun cezası nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Eğer tövbe ederse cennete herkesden sonra girer.
Tövbe etmezse ilk önce cehenneme girer, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Allahım! Bir kimse, kendini ve kazancını arıtmak
için malının zekâtını verse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri.
— Kıyamet gününde dilediğine şefaat etmesine müsaade
ettim, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Bir kimse yoksulu giydirse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Benim komşuluğumda olur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Bir kimse kâfiri imana çağırsa onun ecri nedir?
dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ona şefkat ve merhamet ederim buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Ey Rabbim! Bir kimse anne ve babasına iyilik
etse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ben o kimseyi cennette saklarım ve memnun
olacağı kadar ona sevâp veririm, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Anne ve babasına itaat etmeyen kimsenin
cezası nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Onun yeri cehennemdir, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kimse hısım ve akrabasından ayrı
düşse, sonra tekrar onlara gitse onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ömrünü uzatırım ve malını çoğaltırım, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
Ey Allahım! Bir kimse dili ve kalbi ile seni zikretse,
samimiyetle seni ansa onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Kıyamet gününde benimle beraber olur, buyurdu

Dâvud (A.S.).
— Allahım! Bir kimse günah işlese, dönse tövbe etse
onun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— O günahı işlememiş gibi olur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Hangi kulun cimridir? dedi.

Hak Taalâ:
— Halka (insanlara) selâm vermeyen kimse cimridir,
buyurdu.

Dâvud (A.Ş.):
— Hangi kulun sevgilidir? dedi.

Allah Taalâ Hazretleri:
— Benim için halka karşı alçak gönüllü olan mümin
kulumdur, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Sana şirk koşmayan, sana denk başka
bir Tanrı tanımayan kulun ecri nedir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Cehennemi ona haram ederim, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— İlâhî! Hangi kulların acizdir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Benim fazlımdan birşey istemeyenlerdir, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Allahım! Hangi kula çok azap edersin? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Benim takdirime, hükmüme razı olmayana buyurdu

Dâvud (A.S.).
— Ey Allahım! Hangi kulun âlimdir? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Bir kimse, ilmi olduğu halde halktan ilim öğrenmek
istese âlim o kimsedir, buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Rabbim! Hangi kulun kanaat sahibidir? dedi.

Hak Taâlâ Hazretleri:
— Az rızık verdiğim halde ona kanaat eden kimsedir,
buyurdu.

Dâvud (A.S.):
— Hangi kulun hayırlıdır? dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Yaptığı amel (iş)le insanları kendinden memnun
bırakan fakat kendi hoşnutluğunu düşünmeyen kimsedir,
buyurdu.


Dâvud (A.S.):
— Allahım! Bir kimse (Lâilâhe illellah — Allahtan
başka ibâdete lâyık ilah yoktur) dese onun ecri nedir?
dedi.

Hak Taalâ Hazretleri:
— Ona o kadar sevap veririm ki, gözler görmüş değildir,
buyurdu.



KAYNAK: Ahmed Bican - Envâru-l Âşıkîn - Aşıkların Nurları
Selamün aleyküm kardeşim nerden geldin sen hoşgeldin :) tam karar vermiştim sadece namaz ve kurani kerim olacakti . Ama siz simdi boyle seyler paylaşınca gönlümün iştahı kabardi. O haller bir lezzet tir bir Kere dokununca canin hep çekiyor vesselam. Geceleri Allah diye uyandığında içindeki bütün organlarınin tatli ilik su ile yıkanması . Fecr vaktine kadar mum gibi yanmayi. Geceleri seccade de dik dur şu nu söyle bu böyle hissiyati ibadet ederken yaninda birileri var hissediyorsun seni yönlendiriyor. En güzeli :) alik vakti secde ederken nasil da kaciyor iblisler fiuvvvvvvvvv :) dfgtn ışık hizi . Ozledim uygulayacagim söylediklerini kardesim Allah razi olsun senden. Ama Allaha yakin olmak sadece baska bisey istemiyorum. Makam ve mevkii asla istemiyorum evliya yardimi bana ruyalar hisler karisik cok karisiyor. Yanliz olmak senin dilinden anlamayan insanlar ile konuşmak da zor geliyor dünyada Allah ile başbaşa kalma hissiyati güzel ama karışıyor. Bu arada kardeşim kendi adina soru cevap konusu acabilirmisin konuyu bolmeyelim ben cok rahatsiz oldum boldugum için kusura bakmayin selam ve dua ile.
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm. Sol ayak baş parmağı okuyunca daha dün farkettim kırılmış gibi rengi var mi acaba dokununca hafif bi ağrı varmıdır, bir tek sol baş parmak tirnagimda bir leke var dokununca sanki agriyor hafif bi agri. Kardesim en doğrusunu Allah bilir belkide anlam yukluyorum. Selam ve Dua ile

Aleyküm selam can kardeşim herşey bir sebebi takip eder kendi yaşadığım olayı anlatayım belki sana ayna olur kayınçoma zikri anlatacakken ( zikri anlatacağımız son kişilerdendi bizim gözümüzde kahrolsun önyargılarımız ) sıddıklık mühründen bahsettik eşimde yanımdaydı eşim bana sendekini gösterirmisin dedi kardeşim görsün bende tam gösterecekken o da cıkardı corabı gösterdi hem sağında hem solunda sıddıklık mührü vardı gören göz nasıl inkar etsin? daha zikre baslamadan Rabbim ona hediyesini göndermiş sıddıklardan seçmiş önemli olan bizim gördüğümüz değil Rabbimizin gördüğü değilde nedir? önyargıyla yaklaştığımız için biraz kerhen anlatmıstık başladık şevkle anlatmaya.. zikre girdi 1 aydır devam etmekte bu olayda yeni yaşandı..

Ama emin olmak için Turab kardeşim izin verirse sende musaitsen foto cekip konuda paylaşırsan baktıktan sonra da Turab kardeşimiz silerse çok sevinirim..

Bizim buraya gelmemiz bu yazıları yazmamız tesadüf değil zaten tesadüf yoktur tevafuk vardır senin konuya dahil olman bizim bunları yazmamız, nefes almamız adım atmamız yaşamamız ölmemiz hepsi Allah'ın iradesinde gerçekleşmiyor mu?

Görmediğin ya da göremediğin aradığın şey bu olamaz mı? burnunun ucundaymış halbuki? :)

Rabbim en güzelini bilir.. Demiyor mu yaradan? Ben dilediğime dilediğim kadar rızık veririm dilediğime hesapsız lütfumdan veririm.. O na hesap sormak kimin haddine?
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Bismillahirrahmanirrahim..

Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla;

Neden Kuran-ı Kerim de her sure Bismillahirrahmanirrahim ile başlıyor? Allah'ın isimleri arasında KAHHAR ve MÜNTEKİN de var ?

Neden her surenin başında Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla diyor da KAHHAR ve MÜNTEKİN olan Allah'ın adıyla demiyor?

Rabbim rahmetim azabımı geçti demiyor mu ey akıl sahibi? her surenin rahmetle açılmasını da geçelim kuran ı okuyalım çoğu surede de çok affedici olduğundan bahsetmekte?

Kişi önce kendini affetmeli Rabbim tevbe ettiğimizde zaten kabul etmekte.. Allah'ın bilinen 99 isimlerine bakalım kaç tanesi azap ile ilgili kahretmekle ilgili? Peki günümüzde neden azabı anlatılıyor sadece? İnsan korktuğu şeye yaklaşır mı? Nerde sevgi nerede infak? İslam sevgi ve barış dini değil mi?

Bir paraf atalım.. yukarıda mühürlerle ilgili yaşayacaklarınızla ilgili bir takım bilgiler verdim lakin Allah'ın size verdiği mühürlere ve lütuflara güvenerek BEN OLDUM derseniz tepetaklak olursunuz..

Hz Yakub a.s yusuf yusuf diye ağlarken Cebrail A.S vahy getirdi..

Ey Yakub! bir daha yusuf dersen Rabbim seni peygamberlikten silecek buyurdu.. sıddıklığımıza mühürlerimize lütuflara güvenip ben oldum dersek BENci olursak peygamberlikten silmekle tehdit eden Rabbim bize verdiklerini AN bile sürmeden geri almaz mı? O yüzden hep korku ve ümit ile son nefesimize kadar mücadeleye devam.. Korku da yanlış anlaşılmasın en büyük korku Rabbimizin bizi sevmeme hoşnut olmama razı olmama korkusu ve ibadet edememe ve O nu anamama korkusu olmalı..

Gelelim lütuflara.. Lütuflar olmasaydı dervişin gönlü çatlardı acaba Rabbim beni sevmiyor mu diye :) Elbette hedefimiz sadece ALLAH olmalı biz bu alemde şunu öğrendik ' istemeyene isteyenden daha fazla veriliyor' YAŞAYIN ve GÖRÜN..

Şanlı Peygamberimiz SAV miraca çıktığında Rabbimiz şöyle buyurdu:

- Ya Habibim! sağına ve soluna bak tüm alemi senin için yarattım.. buyurdu..

Şanlı peygamberimiz ne sağına ne soluna baktı sadece hedefe kilitlendi Rabbine doğru baktı ve gözü bile kaymadı.

bu da Necm suresi 17. ayette geçmekte

17 – Peygamberin gözü kaymadı, şaşmadı, aşmadı da.

Hz. Peygamber (a.s.) Rabbine o kadar yönelmişti ki gök melekûtunda temaşa ettiği sayısız güzellikler onu meşgul etmedi.

İşte hedefimiz Allah olmalı, sağa sola bakmamalıyız lakin Rabbim o kadar lütufkarki o kadar güzellikler veriyor ki bakmamak çok zor bakıp takılı kalmamak hedefe doğru ilerlemek önemli :)

Rahman hiçbir şekilde ihtiyacı olmadığı halde kuranda BİZ diye hitap ederek melekleri hitabına katmakta.. Biz kimiz ki BEN olalım BEN diyelim kardeşlerim?
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Selamün aleyküm Burak bey anlattıklarınız bir denizdi okur iken ıslandık, Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun bundan 8 sene kadar önce bir Mevlevihane ye bir arkadaşım vasıtası ile bir kaç kez gittim daha sonra bir rüya görür isen bize yaz ver dedi arkadaşım o sıra bir rüya gördüm. Bismillahirrahmanirrahim. Rüyamda mendilleri olmayan bir ruh bir evin içinde beni buldu onun peşinden gittim birlikte çölü aştık deniz kıyısına geldik kıyıda bir yelkenli vardı ben yelkenliye bindim o ruh da yelkene rüzgar gibi doldu bir müddet sonra deniz buz tuttu ve buz dağlarının başında iki eşkiya vardı bana bakan biri bunu öldürelim dedi diğeri o peygamber efendimiz sav' in eteğinden tutanlar dan öldürmeyelim dedi. Sekiz sene önce bu rüyamdan sonra oraya gitmek pek kısmet olmadı, fakat zikir konusundaki açtığınız konu beni eski hatıralarıma tekrar götürdü,. Bu konuyu açtığınız için Allah sizden razı olsun inşallah

Aleyküm selam o sizin güzelliğiniz can kardeşim.. bu rüyayı başkasına yorumlattınız mı?
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
''Bizim buraya gelmemiz bu yazıları yazmamız tesadüf değil zaten tesadüf yoktur tevafuk vardır .''
Evet Burak kardeşim hani Hızır as bazen ihtiyacı olana tanıdığı tanımadığı suretlerle gelir Allah cc izni ile el uzatır yardım eder ya şimdi son günlerde yaşadığım evliya ölüdür diye diretip,beni geren konunun üzerine senin gelip böyle bir konu açıp sorulara sormadan cevap vermen bize Hızır olman değildir de nedir?Allah cc senden sonsuz razı olsun kardeşim hayatımda tevafuklar çok hele Gönül Sızım ile bu forumda çok yaşadım,senin ile de böylelikle ilk tevafuku yaşamış olduk haydi hayırlısı...Mevlana ile yapılan bir yolculukta benim var fakat sizin ki gibi ve bilinçli değil ama yinede bana Rabbim ile aramdaki duvarları aşmam için rehber oldu ilk hocam ,ilk göz ağrım o benim:) Allah cc emanet olun iyi ki bu zamanda burada bizimlesiniz.
 

tozduman

Moderatör
Moderatör
Katılım
2 Şubat 2015
Mesajlar
1,133
Tepkime puanı
8
Aleyküm selam can kardeşim herşey bir sebebi takip eder kendi yaşadığım olayı anlatayım belki sana ayna olur kayınçoma zikri anlatacakken ( zikri anlatacağımız son kişilerdendi bizim gözümüzde kahrolsun önyargılarımız ) sıddıklık mühründen bahsettik eşimde yanımdaydı eşim bana sendekini gösterirmisin dedi kardeşim görsün bende tam gösterecekken o da cıkardı corabı gösterdi hem sağında hem solunda sıddıklık mührü vardı gören göz nasıl inkar etsin? daha zikre baslamadan Rabbim ona hediyesini göndermiş sıddıklardan seçmiş önemli olan bizim gördüğümüz değil Rabbimizin gördüğü değilde nedir? önyargıyla yaklaştığımız için biraz kerhen anlatmıstık başladık şevkle anlatmaya.. zikre girdi 1 aydır devam etmekte bu olayda yeni yaşandı..

Ama emin olmak için Turab kardeşim izin verirse sende musaitsen foto cekip konuda paylaşırsan baktıktan sonra da Turab kardeşimiz silerse çok sevinirim..

Bizim buraya gelmemiz bu yazıları yazmamız tesadüf değil zaten tesadüf yoktur tevafuk vardır senin konuya dahil olman bizim bunları yazmamız, nefes almamız adım atmamız yaşamamız ölmemiz hepsi Allah'ın iradesinde gerçekleşmiyor mu?

Görmediğin ya da göremediğin aradığın şey bu olamaz mı? burnunun ucundaymış halbuki? :)

Rabbim en güzelini bilir.. Demiyor mu yaradan? Ben dilediğime dilediğim kadar rızık veririm dilediğime hesapsız lütfumdan veririm.. O na hesap sormak kimin haddine?
Admin kardeslerimiz musade ederse mail adresinize resim atmak isterim. Siteye atmim. Utanirim .Ve tasavvufa başladığımda bir rüya gördüm. Tasavvuf dan korkuyorum ama kalbim istiyor onuda yazmak istiyorum. Inşallah manasi ile inşirah düşürür sunuz kafamdaki soru işareti nden kurtulurum. Allah razi olsun selam ve dua ile
 

YunusEmreBurak

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Şubat 2015
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
''Bizim buraya gelmemiz bu yazıları yazmamız tesadüf değil zaten tesadüf yoktur tevafuk vardır .''
Evet Burak kardeşim hani Hızır as bazen ihtiyacı olana tanıdığı tanımadığı suretlerle gelir Allah cc izni ile el uzatır yardım eder ya şimdi son günlerde yaşadığım evliya ölüdür diye diretip,beni geren konunun üzerine senin gelip böyle bir konu açıp sorulara sormadan cevap vermen bize Hızır olman değildir de nedir?Allah cc senden sonsuz razı olsun kardeşim hayatımda tevafuklar çok hele Gönül Sızım ile bu forumda çok yaşadım,senin ile de böylelikle ilk tevafuku yaşamış olduk haydi hayırlısı...Mevlana ile yapılan bir yolculukta benim var fakat sizin ki gibi ve bilinçli değil ama yinede bana Rabbim ile aramdaki duvarları aşmam için rehber oldu ilk hocam ,ilk göz ağrım o benim:) Allah cc emanet olun iyi ki bu zamanda burada bizimlesiniz.

O sizin güzelliğiniz can kardeşim canan kardeşim maşallah size..

Hz. Ali R.A buyurmakta;

''Fikri fikrinizle uymayan insanla fazla meşgul olmayınız. Fikirdeki ayrılık kolay giderilmez.''

Belki ben sizin ayağınızın tozu olamam Rabbim en güzelini bilir beni vesile kılana HAMDOLSUN.. acizlerin en acizi cahillerin en cahiliyiz.. Rabbimizin şanı ne yücedir!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt