- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81

Bazı hayvanları öldürme konusunda dindar halkımızın içine birçok hurafeler de girmiştir nedense.
Bunlardan biri olan yedi kertenkele öldürmenin bir hac sevabı kazandıracağına inanan Molla Hamid de vardı.
Gezintiye çıktığında bir taşın üzerinde güneşlenen kertenkeleyi öldürdüğünden söz eden Molla Hamid’e üzüntüsünü yansıtan Bediüzzaman’ın şu soruları da ilginçtir:
-“O hayvan sana taarruz etti mi?”
-“Elinden bir şeyini aldı mı?”.
-“O hayvanın rızkını sen mi veriyorsun?”
-“Senin mülkünde mi, arazinde mi geziniyordu?”
-“Sen mi yarattın?”
-“Bu hayvanların niçin yaratıldıklarını, yani fıtrî vazifelerini biliyor musun?”
Molla Hamid’de ses ve cevap yok.
Ve o zaman Bediüzzaman hayvanların yaratılmasındaki hikmeti şu veciz sözlerle ruhuna nakşetmek ister:
“Bu hayvanı yaratan Hâlik, senin öldürmen için mi yaratmış? Sana kim dedi öldür?
Bu hayvanların yaratılışında binlerle hikmet var. Bu hikmetler saymakla bitmez. Onu öldürmekle hata etmişsin.”
Bediüzzaman hayvanlar konusunda, hangi tür olursa olsun, son derece duyarlıydı.
Cumhuriyetçi olmaları dolayısıyla karıncalara karşı hem ilgisi ve hem de sevgisi vardı.
Yine Molla Hamid’den: Bir gün Üstadlarına bir oda yapıyorlardı.
Kazarken karınca yuvası çıktı. Üstad yuvayı görünce orayı kazmamalarını emretti.
Sebebini sorduklarında ise “Bir ev yıkıp bir ev yapmak olur mu?” dedi.
Yine Bediüzzaman karıncaların yanına geldiğinde ekmek, bulgur ve şeker koyardı.
Şekeri niçin koyduğunu sorduklarında da gülerek “Bu da onların çayı olsun” derdi.
(Alıntı, Kaynak: islamiyasamak)