Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Ümmü'd-Derda (r.a)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 6893" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><img src="https://img518.imageshack.us/img518/9845/95650263cx7.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'">Ümmü’d-Derdâ radıyallahu anhâ, meşhur sahâbî Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh künyesi ile tanınan Uveymir ibni Mâlik’in âilesi…</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizden bir hayli hadîs-i şerif ezberleyerek rivayet eden, akıllı, bilgili ve dirayetli bir hanım sahâbî…</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> O, Medine’li olup “Eslemoğulları” kabilesine mensuptur. Asıl adı “Hayre binti Ebi Hadret”tir. Ümmü’d-Derdâ künyesiyle meşhur olmuştur.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> İbnü’l-Esir , Üstülgâbe adlı eserinde onu, hanım sahâbîlerin ileri gelenlerinden, âbid- zâhid ve ibadete düşkün bir hanım olarak zikreder.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Kocası Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh, hikmet sâhibi bir zâttı. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’in: “Uveymir ümmetimin hakîmidir” meth ü senâsına ve iltifatına mazhar olmuş bir bahtiyardı.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ (r.anha) akıllı, bilgili, ezberi kuvvetli bir hanımdı. Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem Efendimizden duyduğu veya kocasının nakletmiş olduğu bir çok hadis-i şerifin yayılmasına vesîle olmuştur. İşittiği hadisleri kendisi bizzat etrafına anlatarak rivayet etmiştir. Onlardan bir kaçı kütüb-i sittede geçmektedir.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> O, sabırlı, irâdesi güçlü bir hanımdı. Dünyevî sıkıntıları fazla dert edinmezdi. Mutluluk ve seâdetin sabırla kazanılacağına inanırdı. Ama insanoğlunun da bir tahammül gücü vardı. Onu zorlamamak lâzımdı. Bu konuda onun başından geçen bir hâdise vardı. Kocasıyla Selmân-ı Fârisi (r.a) arasında geçen bu hâdise şöyle anlatılır:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Ebu’d-Derdâ ile Selmân-ı Fârisi (r.anhüma)yı kardeş îlân etmişti. Bir gün Selman(r.a) ziyaret için gitti. Ümmü’d-Derdâ’yı eski bir kıyafet içerisinde garib, fakir gördü.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> -Neyin var? Niçin üzgünsün? dedi. Kardeşim Ebu’d-Derdâ nerede? diye sordu.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ (r.anha) sitemli bir şekilde :</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> -Kardeşin Ebu’d-Derdâ, dünyalık hiç bir şeye ihtiyac duymuyor. Dünyadan elini eteğini çekti. Geceleri uyumaz oldu diye cevap verdi.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Selman(r.a) onun bu hâline şaşıp kaldı. Ne diyeceğini, nasıl cevap vereceğini bilemedi. Derin bir sükûta daldı. Kendi kendine kardeşinin gelmesini bekleyip bizzat onunla görüşmeyi hatta geceyi yanında geçirmeyi düşündü. Bu arada Ebu’d-Derdâ (r.a) eve geldi. Selman (r.a) üzgün ve suskun bir vaziyette oturmaktaydı. Selâmlaşıp hoş beş ettikten sonra âilesinin durumunu sordu.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ (r.anha) acele ile yemek hazırlayıp sofrayı getirdi. Onlar yemeklerini yerken istirahatleri için yataklarını hazırladı.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ebu’d-Derdâ(r.a) kardeşi Selman(r.a)’a yatağını gösterdi. Selman(r.a) hemen uyudu. Kendisi ise bir müddet uyuyunca kalktı. Selman hemen elbisesinden tuttu ve:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Ebu’d-Derdâ! Yat uyu! dedi.”</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ebu’d-Derdâ biraz uyudu. Sonra namaz kılmak için yine kalktı. Selman onu tekrar tutarak:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Ebu’d-Derdâ! Yat uyu! dedi.”</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ebu’d-Derdâ yattı. Gecenin son üçte biri olunca Selmân-ı Fârisî (r.a):</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Ebu’d-Derdâ! Şimdi namaz için kalk” dedi.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Sabah namazını cemaatle kılmak üzere beraberce mescide çıktılar. Namazdan sonra Ebu’d-Derdâ (r.a) kardeşi Selman (r.a) ile aralarında geçen hadiseyi biraz şikayet edercesine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize anlattı. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v):</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Ebu’d-Derdâ! Bize ruhbanlık emredilmedi. Selman doğru söylemiş. Rabbinin senin üzerinde hakkı var. Çoluk çocuğunun , ailenin senin üzerinde hakkı var. Vücudunun senin üzerinde hakkı var. Her hak sahibine hakkını ver.” buyurdu.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ(r.anha) zeki ve olgun bir hanımdı. Kocasının halinden anlayan, onun öfkesini , neşesini paylaşan , karşılıklı sohbet ederek dertleşen agırbaşlı bir ahlâka sahipti. Onun bu hâli şu hadislerde açıkca görülmektedir.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ(r.anha) şöyle anlatır:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Ebu’d-Derdâ , bir söz söylediğinde muhakkak tebessüm ederdi. Bir gün ona:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-İnsanların seni yadırgamalarından korkuyorum!” dedim. O da bana:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir söz söylediğinde muhakkak tebessüm ederdi” dedi. (Ahmed b. Hanbel, V, 198-199)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ne samîmi bir ortam!.. Ne sıcak bir yuva!.. Ne sevgi ve tebessüm dolu bir âile hayatı!..</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Sâlim (r.a) da, Ümmü’d-Derdâ(r.anha)’nın şöyle söylediğini işittim diyerek şu rivayeti nakletmektedir:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “Bir gün Ebu’d-Derdâ(r.a) öfkeli bir vaziyette yanıma geldi. Kendisine:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> -Niçin öfkelendin? Seni kızdıran şey nedir? diye sordum.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> O da şöyle cevap verdi:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Vallahi, Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in ümmeti hakkında bildiğim tek şey; onların cemaatsiz namaz kılmamalarıdır” dedi. (Buhari, Ezan 31)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Bu hadis-i şerifin şerhinde Ebu’d-Derdâ(r.a)’ın sabah namazına cemaate gelme konusunda gördüğü gevşekliğe kızdığı kaydedilmektedir.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ(r.anha) kocasından duyup dinlediği hadîs-i şerifleri Ebu’d-Derdâ (r.a)’dan rivâyetle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır diye nakleder. Şöyle ki:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Talha bin Kureyz(r.a) Ümmü’d-Derdâ’dan, o da Ebu’d-Derdâ’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “ Hiç bir kul yoktur ki; müslüman kardeşinin gıyabında dua etsin de bir melek de onun için, aynısı sana da olsun,sana da verilsin demesin.” (Müslim, Zikir 86)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ne büyük müjde!.. Ne kârlı bir iş!.. Ne bereketli bir amel!.. Kardeşin gıyabında yapılan duâya meleklerin; “aynısı sana da olsun” diye dua etmesi!..</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Dua ; akıllı insanın her an değerlendirmesi gereken mânevî bir kazanç kapısı!.. Kolayca yapılabilecek bir davranış!.. Mü’min için bir fırsat!.. Ey Rabbimiz! Bizlere de kalbî duâlar yapabilmeyi nasib et!..</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Nimran bin Utbe ez-Zimârî şöyle anlatır:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Biz yetimdik. Bir gün Ümmü’d-Derdâ (r.anha)’nın yanına vardık. Bize şunları söyledi:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> -Müjdeler olsun size, ben Ebu’d-Derda’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini işittim.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Şehid, âilesinden yetmiş kişiye şefaat eder.” (Ebû Dâvud,Hadis no: 2522)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Yine Ümmü’d-Derdâ(r.anha) Ebu’d-Derdâ(r.a)’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> -Kim beş şeyi iman ile yaparsa Cennete girer.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> 1- Günde beş vakit namazı abdestlerine, rükûlarına, secdelerine ve vakitlerine riâyet ederek kılarsa</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> 2- Ramazan orucunu tutarsa</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> 3- Yol masraflarına gücü yeter de Hacca giderse</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> 4- Gönül hoşluğu ile zekâtını verirse</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> 5- Emaneti edâ ederse cennete girer.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ashâb-ı kiram ona:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Yâ Eba’d-Derdâ! Emaneti edâ etmek ne demek?” diye sordu. O da:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- Cünüplükten gusletmektir” diye cevap verdi. (Ebû Dâvud, hadis no: 429)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> İslâm’ın bütün vecîbeleri bize birer emânettir. Ebu’d-Derdâ(r.a) burada gusletmenin önemine işaret etmiştir.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ (r.anhâ) Ebu’d-Derdâ (r.a)’den naklen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyler:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “Kıyamet gününde mizanda güzel huydan daha ağır basacak bir şey yoktur.” (Ebû Dâvud, hadis no: 4799)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh rivâyet ediyor:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- Lâneti çok yapanlar kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar.” (Müslim, Birr , 85) Yâni müminler kıyamet günü muhtaç olanlara şefaatte bulunurken, dilinden lâneti düşürmeyen kimselerin bu şerefe eremeyecekleri belirtilmektedir. Ayrıca şehidlik nimetini tadamazlar. Yâni </span><span style="font-family: 'Arial'">Allah</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> yolunda ölemezler demektir.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ(r.anhâ) Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu Ebu’d-Derdâ’dan işittim diyerek lânet konusunda şu hadîsi nakleder:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “-Şüphesiz bir kul bir şeye lânet ederse onun sözleri semâya yükselir. Sema kapıları kapanır,sonra yere iner. Ardından yer kapıları kapanır,sonra sağa sola gider. Artık gidecek yer bulamayınca lânet olunana döner. Eğer o kimse lânete hak kazanmışsa onda kalır. Yok eğer müstehak değilse lânet söyleyene döner.” (Ebû Dâvud, hadis no:4905)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Sâlim (r.a) Ümmü’d-Derdâ(r.anhâ)’dan ; o da Ebu’d-Derdâ(r.a)’dan rivayetle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu nakleder:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- Dikkat! Size oruç,namaz ve sadaka derecesinden daha faziletli bir şey haber vereyim mi?”</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ashâb-ı kiram:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- Evet yâ Rasûlallah!” dediler.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- İki kişinin arasını bulmak. Dargınları barıştırmaktır. Dargın kimselerin arasını ifsad etmek,bozmak ise (imânı) kökünden kazır” buyurdu. (Ebû Dâvud, hadis no: 4919)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Hadîs-i şerifte geçen nâfile oruç, namaz ve sadakadır.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Yine Ümmü’d-Derdâ(r.anhâ) Ebu’d-Derdâ(r.a)’dan naklen Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu rivâyet eder:</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> “- Kim sabah- akşam, “Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû aleyhi tevekkeltü ve huve Rabbü’l-Arşi’l-Azîm / </span><span style="font-family: 'Arial'">Allah bana kâfîdir. O’ndan başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim. O, büyük arşın sahibidir” diye yedi kere söylerse Allah onun sıkıntılarını giderir” buyurdu. (Ebû Dâvud, hadis no: 5081)</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Ümmü’d-Derdâ radıyallahu anhâ kocası Ebu’d-Derdâ (r.a)’ dan iki sene önce Şam’ da Hazreti Osman radıyallahu anh’ in halîfeliği zamanında vefat etmiştir.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'">Allah</span><span style="font-family: 'Arial'"> ondan râzı olsun.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial'"> Rabbımız cümlemizi şefaatlerine mazhar eylesin. Âmin.</span></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="text-align: center"><a href="https://www.islamiforumlar.net/" target="_blank"><span style="color: Magenta"><em><span style="font-size: 12px"><strong>ANA SAYFA</strong></span></em></span></a></p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 6893, member: 3"] [INDENT][CENTER][IMG]https://img518.imageshack.us/img518/9845/95650263cx7.gif[/IMG] [/CENTER] [SIZE=4][B][FONT=Arial]Ümmü’d-Derdâ radıyallahu anhâ, meşhur sahâbî Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh künyesi ile tanınan Uveymir ibni Mâlik’in âilesi…[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizden bir hayli hadîs-i şerif ezberleyerek rivayet eden, akıllı, bilgili ve dirayetli bir hanım sahâbî…[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] O, Medine’li olup “Eslemoğulları” kabilesine mensuptur. Asıl adı “Hayre binti Ebi Hadret”tir. Ümmü’d-Derdâ künyesiyle meşhur olmuştur.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] İbnü’l-Esir , Üstülgâbe adlı eserinde onu, hanım sahâbîlerin ileri gelenlerinden, âbid- zâhid ve ibadete düşkün bir hanım olarak zikreder.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Kocası Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh, hikmet sâhibi bir zâttı. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’in: “Uveymir ümmetimin hakîmidir” meth ü senâsına ve iltifatına mazhar olmuş bir bahtiyardı.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ (r.anha) akıllı, bilgili, ezberi kuvvetli bir hanımdı. Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem Efendimizden duyduğu veya kocasının nakletmiş olduğu bir çok hadis-i şerifin yayılmasına vesîle olmuştur. İşittiği hadisleri kendisi bizzat etrafına anlatarak rivayet etmiştir. Onlardan bir kaçı kütüb-i sittede geçmektedir.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] O, sabırlı, irâdesi güçlü bir hanımdı. Dünyevî sıkıntıları fazla dert edinmezdi. Mutluluk ve seâdetin sabırla kazanılacağına inanırdı. Ama insanoğlunun da bir tahammül gücü vardı. Onu zorlamamak lâzımdı. Bu konuda onun başından geçen bir hâdise vardı. Kocasıyla Selmân-ı Fârisi (r.a) arasında geçen bu hâdise şöyle anlatılır:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Ebu’d-Derdâ ile Selmân-ı Fârisi (r.anhüma)yı kardeş îlân etmişti. Bir gün Selman(r.a) ziyaret için gitti. Ümmü’d-Derdâ’yı eski bir kıyafet içerisinde garib, fakir gördü.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] -Neyin var? Niçin üzgünsün? dedi. Kardeşim Ebu’d-Derdâ nerede? diye sordu.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ (r.anha) sitemli bir şekilde :[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] -Kardeşin Ebu’d-Derdâ, dünyalık hiç bir şeye ihtiyac duymuyor. Dünyadan elini eteğini çekti. Geceleri uyumaz oldu diye cevap verdi.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Selman(r.a) onun bu hâline şaşıp kaldı. Ne diyeceğini, nasıl cevap vereceğini bilemedi. Derin bir sükûta daldı. Kendi kendine kardeşinin gelmesini bekleyip bizzat onunla görüşmeyi hatta geceyi yanında geçirmeyi düşündü. Bu arada Ebu’d-Derdâ (r.a) eve geldi. Selman (r.a) üzgün ve suskun bir vaziyette oturmaktaydı. Selâmlaşıp hoş beş ettikten sonra âilesinin durumunu sordu.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ (r.anha) acele ile yemek hazırlayıp sofrayı getirdi. Onlar yemeklerini yerken istirahatleri için yataklarını hazırladı.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ebu’d-Derdâ(r.a) kardeşi Selman(r.a)’a yatağını gösterdi. Selman(r.a) hemen uyudu. Kendisi ise bir müddet uyuyunca kalktı. Selman hemen elbisesinden tuttu ve:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Ebu’d-Derdâ! Yat uyu! dedi.”[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ebu’d-Derdâ biraz uyudu. Sonra namaz kılmak için yine kalktı. Selman onu tekrar tutarak:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Ebu’d-Derdâ! Yat uyu! dedi.”[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ebu’d-Derdâ yattı. Gecenin son üçte biri olunca Selmân-ı Fârisî (r.a):[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Ebu’d-Derdâ! Şimdi namaz için kalk” dedi.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Sabah namazını cemaatle kılmak üzere beraberce mescide çıktılar. Namazdan sonra Ebu’d-Derdâ (r.a) kardeşi Selman (r.a) ile aralarında geçen hadiseyi biraz şikayet edercesine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize anlattı. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v):[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Ebu’d-Derdâ! Bize ruhbanlık emredilmedi. Selman doğru söylemiş. Rabbinin senin üzerinde hakkı var. Çoluk çocuğunun , ailenin senin üzerinde hakkı var. Vücudunun senin üzerinde hakkı var. Her hak sahibine hakkını ver.” buyurdu.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ(r.anha) zeki ve olgun bir hanımdı. Kocasının halinden anlayan, onun öfkesini , neşesini paylaşan , karşılıklı sohbet ederek dertleşen agırbaşlı bir ahlâka sahipti. Onun bu hâli şu hadislerde açıkca görülmektedir.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ(r.anha) şöyle anlatır:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Ebu’d-Derdâ , bir söz söylediğinde muhakkak tebessüm ederdi. Bir gün ona:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-İnsanların seni yadırgamalarından korkuyorum!” dedim. O da bana:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir söz söylediğinde muhakkak tebessüm ederdi” dedi. (Ahmed b. Hanbel, V, 198-199)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ne samîmi bir ortam!.. Ne sıcak bir yuva!.. Ne sevgi ve tebessüm dolu bir âile hayatı!..[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Sâlim (r.a) da, Ümmü’d-Derdâ(r.anha)’nın şöyle söylediğini işittim diyerek şu rivayeti nakletmektedir:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “Bir gün Ebu’d-Derdâ(r.a) öfkeli bir vaziyette yanıma geldi. Kendisine:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] -Niçin öfkelendin? Seni kızdıran şey nedir? diye sordum.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] O da şöyle cevap verdi:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Vallahi, Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in ümmeti hakkında bildiğim tek şey; onların cemaatsiz namaz kılmamalarıdır” dedi. (Buhari, Ezan 31)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Bu hadis-i şerifin şerhinde Ebu’d-Derdâ(r.a)’ın sabah namazına cemaate gelme konusunda gördüğü gevşekliğe kızdığı kaydedilmektedir.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ(r.anha) kocasından duyup dinlediği hadîs-i şerifleri Ebu’d-Derdâ (r.a)’dan rivâyetle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır diye nakleder. Şöyle ki:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Talha bin Kureyz(r.a) Ümmü’d-Derdâ’dan, o da Ebu’d-Derdâ’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “ Hiç bir kul yoktur ki; müslüman kardeşinin gıyabında dua etsin de bir melek de onun için, aynısı sana da olsun,sana da verilsin demesin.” (Müslim, Zikir 86)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ne büyük müjde!.. Ne kârlı bir iş!.. Ne bereketli bir amel!.. Kardeşin gıyabında yapılan duâya meleklerin; “aynısı sana da olsun” diye dua etmesi!..[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Dua ; akıllı insanın her an değerlendirmesi gereken mânevî bir kazanç kapısı!.. Kolayca yapılabilecek bir davranış!.. Mü’min için bir fırsat!.. Ey Rabbimiz! Bizlere de kalbî duâlar yapabilmeyi nasib et!..[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Nimran bin Utbe ez-Zimârî şöyle anlatır:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Biz yetimdik. Bir gün Ümmü’d-Derdâ (r.anha)’nın yanına vardık. Bize şunları söyledi:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] -Müjdeler olsun size, ben Ebu’d-Derda’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini işittim.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Şehid, âilesinden yetmiş kişiye şefaat eder.” (Ebû Dâvud,Hadis no: 2522)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Yine Ümmü’d-Derdâ(r.anha) Ebu’d-Derdâ(r.a)’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] -Kim beş şeyi iman ile yaparsa Cennete girer.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] 1- Günde beş vakit namazı abdestlerine, rükûlarına, secdelerine ve vakitlerine riâyet ederek kılarsa[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] 2- Ramazan orucunu tutarsa[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] 3- Yol masraflarına gücü yeter de Hacca giderse[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] 4- Gönül hoşluğu ile zekâtını verirse[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] 5- Emaneti edâ ederse cennete girer.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ashâb-ı kiram ona:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Yâ Eba’d-Derdâ! Emaneti edâ etmek ne demek?” diye sordu. O da:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- Cünüplükten gusletmektir” diye cevap verdi. (Ebû Dâvud, hadis no: 429)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] İslâm’ın bütün vecîbeleri bize birer emânettir. Ebu’d-Derdâ(r.a) burada gusletmenin önemine işaret etmiştir.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ (r.anhâ) Ebu’d-Derdâ (r.a)’den naklen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyler:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “Kıyamet gününde mizanda güzel huydan daha ağır basacak bir şey yoktur.” (Ebû Dâvud, hadis no: 4799)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh rivâyet ediyor:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- Lâneti çok yapanlar kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar.” (Müslim, Birr , 85) Yâni müminler kıyamet günü muhtaç olanlara şefaatte bulunurken, dilinden lâneti düşürmeyen kimselerin bu şerefe eremeyecekleri belirtilmektedir. Ayrıca şehidlik nimetini tadamazlar. Yâni [/FONT][FONT=Arial]Allah[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] yolunda ölemezler demektir.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ(r.anhâ) Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu Ebu’d-Derdâ’dan işittim diyerek lânet konusunda şu hadîsi nakleder:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “-Şüphesiz bir kul bir şeye lânet ederse onun sözleri semâya yükselir. Sema kapıları kapanır,sonra yere iner. Ardından yer kapıları kapanır,sonra sağa sola gider. Artık gidecek yer bulamayınca lânet olunana döner. Eğer o kimse lânete hak kazanmışsa onda kalır. Yok eğer müstehak değilse lânet söyleyene döner.” (Ebû Dâvud, hadis no:4905)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Sâlim (r.a) Ümmü’d-Derdâ(r.anhâ)’dan ; o da Ebu’d-Derdâ(r.a)’dan rivayetle Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu nakleder:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- Dikkat! Size oruç,namaz ve sadaka derecesinden daha faziletli bir şey haber vereyim mi?”[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ashâb-ı kiram:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- Evet yâ Rasûlallah!” dediler.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- İki kişinin arasını bulmak. Dargınları barıştırmaktır. Dargın kimselerin arasını ifsad etmek,bozmak ise (imânı) kökünden kazır” buyurdu. (Ebû Dâvud, hadis no: 4919)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Hadîs-i şerifte geçen nâfile oruç, namaz ve sadakadır.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Yine Ümmü’d-Derdâ(r.anhâ) Ebu’d-Derdâ(r.a)’dan naklen Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu rivâyet eder:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] “- Kim sabah- akşam, “Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû aleyhi tevekkeltü ve huve Rabbü’l-Arşi’l-Azîm / [/FONT][FONT=Arial]Allah bana kâfîdir. O’ndan başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim. O, büyük arşın sahibidir” diye yedi kere söylerse Allah onun sıkıntılarını giderir” buyurdu. (Ebû Dâvud, hadis no: 5081)[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Ümmü’d-Derdâ radıyallahu anhâ kocası Ebu’d-Derdâ (r.a)’ dan iki sene önce Şam’ da Hazreti Osman radıyallahu anh’ in halîfeliği zamanında vefat etmiştir.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial]Allah[/FONT][FONT=Arial] ondan râzı olsun.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Arial] Rabbımız cümlemizi şefaatlerine mazhar eylesin. Âmin.[/FONT][/B][/SIZE] [/INDENT][CENTER][URL="https://www.islamiforumlar.net/"][COLOR=Magenta][I][SIZE=3][B]ANA SAYFA[/B][/SIZE][/I][/COLOR][/URL] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Ümmü'd-Derda (r.a)
Üst
Alt